Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Doğa Erdal Şekeroğlu ,oğu kimse orkideyi, yakaya takılan değerli bir çiçek olarak 'bilir. Orkidenin bu türleri tropıK~bölgelerde yetişenleridir. Tüm PİKDÖ dünyada yaygm olanları ise, soğuk kış günlerinde içimizi ısıtsın diye içtiğimiz "salep"ten başka bir şey değildir. Toprak altındaki yumruları toplanır, su veya sütte kaynatılır, güneşte kurutulduktan sonra öğütülerek salebe dönüştürülür. Bir dayanışma ve direnme örneğidir orkide. Tohumlarında besin deposu bulunmadığı için, toprağa düştüğünde küf benzerı mantarların desteğine gereksinim duyar. Tohumla beslennıek için emeçlerini uzatan mantar, tohumun topraktan besinleri almasını sağlayacak bir köprü oluşturur. Ortaklaşa bir sevda sonucu yeni bir bitki oluşmaya başlar. Olgunlaşıp çiçek açana kadar uzun yıllarını verir. Kimi türler iiç yıl içerisinde çiçekleııirken kimi türlerde bu süre on beş yılı bulur. Kendi kendini dölleyen oldukça azdır. Çoğu tozlanma için böceklere çağrıda bulunur. Bunu güzel renkleri ve nefis kokularıyla gerçekleştirirler. Bazı türler ise belirli böceklerin dişilerine öykünür. Baktığınızda bitkiye komşu bir böcek sanırsınız çiçeği. İşte buna aldanan erkek böcekler dişi varsayımı ile onlarla çiftleşmeye çalışırken tozlanmayı sağlar. Binlerce tohuın rüzgarla çevreye dağıldığında, çimlenebilmek için bir mantara rastlama umudunu da beraberinde taşır. Bu olumsuzluklara karşı çıkmak ve ayakta kalabilmek için kök sistemini yunırulara dönüştürmüştür orkide. Salep elde edilen bu yumrular, besin deposundan başka c Boynu büküktü orkidelerin bir şey değildir. Çoğunluk çift olan yumrular o yılki bitki olşumu için kullanılırken, diğeri gelecek yıl için yedekte tutulur. Bu döngüyü yıllarca hiç bıkmadan önce bir böcek, sonra bir mantarla buluşma için çiçeklenir de çiçeklenir. Yumurular can damarı olduğu kadar, en zayıf noktasıdır da orkidenin. Salep yapımı için söküldüğünde ya da yaşam ortamı çeşitli amaçlarla yok edildığinde o bireyin yaşamı sona erer. Ama uzaklarda bir yerde, az da olsa bir tohum mantarla buluşur. Uzun sürecek bir direnişin yolculuğu yeniden başlar. Çürüdüğünün farkına varan YÖK, kendine direnen öğretim üyelerinın baklı seslerini bastırabilmek için yeni bir sisiplin yönetmeliği hazırlayıp bir çırpıda Resmi Gazete'de yayımlatarak yürürlüğe koydu. Sözde şeriata karşı, cumhuriyeti savunur havalarına bürünerek, orkidelerin böceklerini, mantarlarını yok etmeye başladı. Amacı ileri de yumruları söküp atmak. Çabalar boşa, tohumlar saçıldı artalığa. Mutlaka bir yerde bir mantara sevdalanıp, bir böcekle kucaklaşacaklar. Göz bebekleri şeker'dir orkidelerin Kanat çırpar etrafında pır pır arılar Her konup kalkışlannda Ağızlan yüzleri polen bal içinde Bir vızıltıdır çöker baharın koynuna Bir yaşama sevdasıdır Ben Erdal'ım ben Erdal'ım diye Hep büküktü boynu orkidelerin Ve kıldan inceydi Alanlarda gördük özü de sözü de birdi Ne geldiyse başına Yaşamak denilen sevdadan geldi Şimdi sevdan çağırıyor bizi Erdal olup akmaya orkide olup bakmaya 919/24 30 Ekim 2004