Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kısa Haberler Lazerle patlayıcı maddesi tespiti Amerikalı bilim adamları patlayıcı maddelerin saptanmasında yardımcı olacak ucuz bir yöntem keştetti. Lazer ışını TNT veya nitrogliserin gibi bomba içeriklerini güvenli bir mesaleden bile saptayabilıyor. Florida Üniversitesi'nden bir ekip, Amerikan ordusu tarafından patlayıcı maddeleri saptayacak ucuz bir yöntem bulmak için görevlendirilmişti Meraklı bir öğrenci bir örneği çok hassas bir aletin içine yerleştirince, TNT ve diğer patlayıcı maddelerinin çok kolay bir şekilde tespit edilebileceği ortaya çıktı. Lazer ışını patlayıcı maddedeki molekülleri kızılötesi ışın yaymaları için uyarıyor. Bu karakteristik tayt ise patlayıcı maddenin bir tür parmak izini yansıtmakta diyor ekibin üyelerinden Hummel. Yöntem, örneğirı havaalanlarındaki güvenlik kontrollerinde kullanılabilecek. Hummel, toto gazışı spektroskopuyla plastik patlayıcılar ve nitrogliserin de saptandığını değiştiğinde bir onkojen etkinleşir. Bu tür genler hücreye durmadan bölünme komutu veren protein moleküllerınin yapısı için gerekli bilgileri taşırlar. Bunun sonucunda hücrenin yapısı bozulur ve kanser oluşur. Daha önceki araştırmalarla onkojenlerin yeni kanser terapileri için çok şey vaat eden bir çıkış noktası oluşturabileceği anlaşılmıştı. Buna göre farklı tümör türlerinin gelişimi bir onkojenin veya proteininin bloke edilmesiyle durdurulabilirdi. Bu tür bir blokajla farelerde de olumlu sonuçlar elde edebilecegini tah bîlim dünyasından Grip virüsü katil virüsc dönüşebiliyor Tek bir gen zararsız bir grip virüsünü katil virüse dönüştürebiliyor. Bir araştırmacı, ispanyol gribi virüsünü değiştirerek 20 milyon kişinin ölümüne yol açan genin kalıtımını buldu. Söz konusu gen, deneyler sırasında zararsız bir virüs topluluğuna saldırgan özellikler kazandırmış. Bilim adamları ve güvenlik uzmanları uzun bir süredir, sıradan bir virüsün bilinçli olarak ya da bir kazara tehlikeli bir silaha dönüştürülebileceği konusunda uyarıyorlar. Son bulgu bu tehlikeli adımın tek bir genle atılabileceğini kanıtladı. Bir bilim adamı ispanyol gribi virüsündeki tek bir genin kalıtımıyla zararsız bir influenza etkenine ölümcül özellikler kazandırmayı başardı. 19181920 yılları arasında farklı tahminlere göre 2040 milyon insanı öldüren ispanyol gribi virüsü cesetlerden eldeedilmişti. VVisconsin Madison Üniversitesi'nden Yoshihiro Kawaoka, virüsü tehlikeli hale getirenin hemaglutinin (HA) geni olduğunu saptadı. Hemaglutinin her şeyden önce virüsün beden hücrelerine sızıp onlara bulaşmalarından sorumludur. Bilim adamı HA genini, influenza A virüslerine aktardıktan sonra larelere aşılamış. Kavvaoka'nın Nature dergisindeki yazısına göre, farolerde birden bire ispanyol gribinde görülen akciğer enfeksiyonu, iltihaplar ve iç kanama gibi tipik semptomlar gelişmiş. Bir genin değiştokuş edilmesi bir virüsün tehlikeli hale getirilmesi için yeterli diyor Kavvaoka. Ve bilim adamına göre yeni sonuçlar olası salgınların öncelenmesinde ve mücadelesinde yararlı olabilecek. "Bu bilgiler sayesinde yeni bir virüsün ne kadar tehlikeli olduğunu ve ne derece büyük bir salgına yol açabileceğini tahmin edebiliriz". min eden Stanford Üniversitesi bilim adamı Dean Felsher, karaciğer kanseri farelerdeki onkojen proteini Myc genini devre dışı bırakınca iyileştirici etkinin beklediğinden çok daha güçlü olduğunu görmüş. Gen blokajı tahmin edildiği gibi tümör gelişimini durdurmakla kalmayıp kanserli hücreleri sağlıklı hücrelere dönüştürmekte. Bu sonuç karaciğer kanserinin en zor tedavi edilebilen kanser türü olması nedeniyle çok şaşırtıcıydı diyor bilim adamı Nature dergisinde. Bilim adamı şimdi aynı yöntemin insanlar üzerinde de etkili olmasını umuyor. Araştırmayı yöneten Felsher bununla birlikte insanların çok fazla umutlanmamaları konusunda da uyarıyor. Çünkü farelerde blokajdan sonra görülen normal hücrelerin bazıları uyuyan kanser hücreleriydi. Bu da Myc geninin yeniden devreye girmesiyle neden yeniden tümör oluştuğunu göstermekte. Bulgu öte yandan birçok kanser türünün kemoterapiden sonra niçin uyandığını daaçıklayabilir. NASA'nın efsanevi bilim adamı yaşamını yitirdi Amerikan uzay yolculukları araştırmalarının öncülerinden Maxime A.Faget, geçen cumartesi (9.10.04) 83 yaşında yaşamını yitirdi. Nasa mühendisi Faget, Mercury projesi için ilk uzay kapsülünü üretmişti. Max Faget'in yenilikçi girişimleri ve sorunlara dikkatli yaklaşımı olmadan Amerikan uzay yolculukları pro Emziren annenin kokusu, kadınlarda dnsel isteği tetikliyor Bilim adamları ilk kez insan bedeninde bulunan bir maddenin kadınlarda seks isteğini tetiklediğini buldular. Chicago Üniversitesi'nden Maıtha McClintock "Elde ettiğimiz bulgu cinsel isteği arttıran, insana özgü ilk kemo sinyal" diye açıkladı. Kokusuz olan kemo sinyaller, solundukları takdirde insanın keyif durumunu ve regl döngüsü üzerinde etkili olmakta. Tek eşli ilişki sürdüren kadınlar, iki ayı aşkın bir süre için düzenli olarak bu maddeyi aldıklarında %24 oranında daha fazla cinsel istek duyuyorlar deniyor McClintock'un Hormones and Behovior dergisindeki yazısında. Eşleri olmayan kadınlarda ise psikolojik standart anketler düzenli olarak tekrarlanan seksüel fantezilerin %17 oranında arttığını göstermiş. McClintock'un ekibi , ., '.,. . Philadelphia'da emzirme döneminde olan 26 kadına süte farklı kokuların karışmaması için test süresince baharat yememelerini söylemiş. Sutyen ve koltuk altlarına yerleştirilen minik yastıklarla ter, anne sütü ve bebek tükürüğü örneği alındıktan sonra yastıklar küçük parçalar halinde kesilerek dondurulmuş. McClintock'un açıklamasına göre bu yöntem benzer deneylerde başarılı sonuçlar vermiş. Minik yastıkların içindeki koku maddelerinin etkisi yaşları 1835 arasında değişen 90 çocuksuz kadından yarısına anne ve bebeğin salgıları koklatılırken, diğer yarısına sözde ter ve anne sütüne benzer bir kokuyu üretecek potasyum fosfat karışımını koklatılmış. Ve koku maddelerinin etkisi, reaksiyonları etkileyebileceği için kadınlara regl dönemi sırasında koku alma yetisiyle ilgili bir araştırmaya katıldıkları söylenmiş. Böylece kadınlar tarafından her gün düzenli olarak doldurulan anket formlarının değerlendirilmesiyle ilginç sonuçlar çıkmış ortaya: Gerçek anne bebek salgısını koklayan kadınların cinsel ilişkileri ve erotik fantezileri önemli ölçüde artmıştı. Üstelik normalde seks isteğinin azaldığı regl döngüsünün ikinci yarısında bile bu etki görülmekte diyor McClintock. Kontrol grubundaki nötr madde ise pek etkili ölmamıştı. Bundan sonraki araştırmalarda kemo sinyallerinin feromen olup olmadıkları öğrenilmeye çalışılacak. Eğer öyleyse bu sinyallerin emziren kadın ve bebeklerle her gün temas halinde olan kadınlarda da etkimesi gerekiyor diyor McClintock. Araştırma sonuçları bu tür bir mekanizmanın evrimsel açıdan bir avantaj sağladığını gösterebilir. Çünkü diğer bilim dallarında daha önce gerçekleştirilen araştırmalar eski toplumlardaki kadınların ancak yeterli beslenmeleri halinde çocuk sahibi olabilecekleri şeklinde sonuçlanmıştı. McClintock, cinselliği uyaran bir kokunun salgılanması diğer kadınların da en uygun anda çoğalmaları için uyarılmasının şık bir yolu olduğuna inanıyor. 918/423 Eklm 2004 söyledi. Burada önemli olan kimyasal yapıdaki ortak özellikler. Bunların hepsi en azından iki nitro grubu taşır Bunlar bir azot ve iki oksijen atomundan oluşan özel kimyasal yapıtaşlarıdır. Ve söz konusu lazer yöntemiyle güvenli bir mesafeden birvalizinyadabiryükün patlayıcı madde taşıyıp taşımadığı anlaşılmakta. Yeni bir kanser tedavisi umudu Farelerdeki bir genin devre dışı bırakılması halinde tümörlerin gelişimi duruyor ve karaciğer kanseri hücreleri tamamen sağlıklı hücrelere dönüşüyorlar. Bir hücrenin kalıtımı önemli ölçüde