26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Z'ına, şehvet düşkünlüğü ve kıskançlık... Bir grup psikoloğun ortaya attığı yeni bir teze göre, kadın ve erkeğin bugünkü seks stratejileri, ilkçağlarda yaşanan üreme uğraşısı sırasında biçimlendi. Şiddet, bu araştırmacılar tarafından evrimin doğal bir kalıtı olarak görülmekte.. ir çok ülkede onemli toplumsal sorunlann başında gelen şiddet ve tacizi farklı bir balaş açısıyla inceleyen üa Amerikalı bilim adamı, saldınlarda kültürel koşulların oncelik taşımadığını öne sürdüler. Hatta saldırganlann, dünyadaki tüm erkeklerde bannan "doğal biyolojik programa" gore, yani genlerirü gelecek kuşaklara aktarma dürtusuyle şiddete başvurduklaııru düşunüyor, Randy Thornhill ve Craig Palmer. Cinsellik ve evrim: Şiddete dayalı taciz len bir şeyin iyi olması gerekmiyor" derken. Thornhill ve Palmer de aynı savdan yararlanıyorlar: "Biyoloji kavrayışı sağlar, insansı davranışlann savunusunu degil." B Ûa araştırmacının hsa süre önce yayımlanan kitabının adı "Tacizin doğal tarlhi" ("A natural history of rape". M T T Press, Cambridge; 272 sayfa, 28,95 dolar) Kitapta, şiddete dayalı cinsel ilişkinin evrim tarafından programlandığı anlatılmakta. Bu strateji, diger 2amanlarda kadınlar tarafından reddedilen erkeklere, "spermlerıni kadının dölyatağını aktarma" şansını vererek hedefe ulaşmalarını saglıyor. Hedef: Yeni bir cardıyı dunyaya getirmek. Yazarlar tezlerini büyük tarnşmalara neden olabilecek aynntılarla da süslemişler, Önce hayvanlar âleminde, ornegin bir sinek türünün, dişisini küçük kıskaçlanyla etkisiz hale getirmesi ornek gosterilerek şiddete işaret eden davraruş. biçimleri ele alınıyor. Daha sonra insanlara geçüiyor ve cinsel tacizin savaşlar sırasında neden arttığı irdelenmeye çalışüıyor. Peki sıneklerin çiftleşmesiyle taciz suçu ışleyen askerler arasmda ne gibı bir baglantı olabüır? Her ıki davranış biçimi de aynı evrimsel dürtulerle mi ortaya çıkıyor? Bocek uzmanı Thornhill, düşüncelerini açıkladığı her yerde dinleyicilerin tepkileriyle karşüaştı. Kadın hakları savunucusu Susan Brovmzniller on yıllar boyu kadınlara yonelık şiddete karşı savaşrm vererek "saldırganların salt kadınlara sahip olmayı hedefledikleri" tezini kabul ettirmişti. Çalışmayı kitabın yayımlanmasından önce inceleyen Brovmmiller, okuduklan karşısında âdeta şoka ugradıgını soyleyerek şu degerlendirmeyi de yaptı: "Bu herifler yalnızca feminizmi gulunç hale getirmek istiyorlar." Chicago Üniversitesi biyologlanndan Jerry Coyne da bu girişimi "sosyolojiyı alay konusu yapan taraflı bir deneme" olarak yorumladı. Oysa kitabın önsözunu yazan Kanadalı psikolog Margo Wilıon (McMaster Üniversitesi, Kanada), bu bilim adamlannın aksine çahsmaya gayet olumlu yaklaşıyor. Psikolog, eserin entelektüel agırhk taşıdığını savunarak övmekte. Gerçekte sosyolog ve evrim biyologlannın insan siluetleriyle ilgili tanımlamaları neredeyse hiçbir açık kapı bırakmamıştı. Mesela, sosyolojinin babası Enüle Durkheim, bundan yüz yıl önce, insan dogasını "sosyal faktörü biçimlendiren ve geliştiren bir hammadde" olarak değerlendirmişti. Oysa Thornhill ve Palmer gibi günümüz sosyologlan ınsanı biyolojik doganın kölesi olarak açıklıyorlar. Bu iki yazar tezleriyle, öğretilerı, "görgül (ampirik) ve hatta uydurma düşüncelere" dayanan sosyal büımlerı hedef aldıklannı da ınkâr etmediklerini söylerken, birçok sosyolog ve psikolog, insanlara ozgu karmaşık davranış biçimlerinin belli şablonlara oturtulmaya çalışıldıgına dikkat çekerek önermelere kans çıkmakta. Seksolog Hertha Richter Appelt olayı "Yazarlar ampirik olarak sağlam temellere dayandınlamayan bir teorı geliştiriyorlar" dıye degerlendirdi. Çalışmayı kapsamlı bulmayan Volkmar Sigusch zorlama yoluyla gerçekleşen cinselligin doga tarafından programlanan bir üreme stratejisi olabilecegini kabul edemiyor. "Düşüncenin mantıgı çirkin. Eylemler sonuçta cınayetle sonuçlanıyor" dıyor Sigusch. Işte aslında tam da bu reaksıyonu "doganın bir yazgısı" olarak görmekte, davranış bilimcisi Karl Granuner (Viyana Üniversitesi), "Evrimsel olarak açıklanabi İçgüdüsel davranışlar insanlar için de geçerli... Bundan bazı kesin sonuçlar çıkaran araşürmacılar Danvin ögretisine dayanan, taciz fenomeniyle ilgılı semınerler oneriyorlar. Genç kadınlar burada "eylemin bedensel çekicilikleriyle" baglanulı oldugunu gorebilirlermiş. Bu tur onerilerle Thornhill ve Palmer geleneksel büimi tatsız tartışmalara sürüklüyor, Bu biyolojifilozoflanözellikle de ABD ve lngiltere'de taraf bulan evrim psikolojisinın önculeridir. "Yavaş da olsa açıkça fark edilebilir yeni bir dunya görüşü saydamlaşmakta" diye yorumlamakta bu radikal değışimi, Amerikalı yazar Robert Wright. Yeni dısiplin, bilımsellık uzermde hak kazanan üreme zorunlulugunun insanı nasıl biçimlendirdigini ortaya çıkarmakta. Yazar John Horgan a gore evrim teorisi, sosyal bilimleri "üpkı birden bire ortaya çıkan bir virüs" gibi etkisı aluna alıyor. Gerçi Charles Danvin de evrimin mutlak gücünün genellikle başanhlan etkiledıgini fark etmiş ve daha iyi uremeyi sağlayan her turlu davranışı sakıncasız görmüştü, ama, araştırmacılar 100 yüdan bu yana hayvanlarda doğal kabul edilen davranışlann, insanlar için de geçerli oldugunu ilk kez açıklıyorlar: Atalanmızın şiddetli üreme arzusu bugüne kadar Homo sapiens ınsanının duşuncesini ve davranıs.lannı etkilemiştir. Buna göre insanın beyninde dolaşan ihtiras ve şehvet arzusu, kökleri ilkçağlara kadar inen ve bilinçsizce ortaya çıkan üreme stratejüeridir, denıyor. Güçlü hominidler bir zamanlar 50100 kişilik surüler halinde Afrika savanlannda yaşamlannı sürdürmüşlerdi. Gelişim tarihinin %90'hk bölumunü avcı ve toplayıcı olarak geçiren insan, bu süreç içinde düşünce yeüsine sahip oldu. "Doğal ayıklanma, 4,5 milyon yıl içinde kuşaktan kuşağa geçerek insan beynini bıçımlendirmiştir" diyor, evrim psikolojisi kuruculanndan Leda Cotmides (Kalıforniya Üniversitesi, Santa Barbara). "Bu ayıklanma sureci içinde avcı ve toplayıcı atalanmızın günlük sorunlanna çözüm getirebilecek uyanm noktalan seçüdı: Eş arama, avlanma, bıtkı toplama, dostiuk, düşmanhklara karşı koyma, çocuk büyütme ve daha iyi yerleşım yerleri bulma gibi." Biyoloji Glozofları da insansı duyum Bir slnema fllmlndea ve gerçek yafamd ve duygularda ilkçağlardan kalma izl banndığını soyluyorlar. Örumcekler, atalanmız için her zaman bir tehlikeyc içgüdüsel olarak ondan kaçmayı öğre ler. Bugünkü Avrupalı bu korkuyu yeı durumda ama yıne de, beynine kazınar ni oğretılere rağmen ılk çağlardan kalm lerin etkısiyle hâlâ bu hayvana dokuruı tan kaçınır. Yuksekük korkusu da kayal nn kenarlanna yaklaşmaktan çekinen a nmızdan kalma bir dürtü olarak değeı dirilmekte. Ve bugün tatlı yiyenler t atalanmızın karbonhidrat eksikliğı çel olmalanna bağlayabıhrler. Fakat hiçbir olgu, seks kadar ata mızın deneyimleriyle bıçimlenmemiştir niyor. Çünkü insan hatalı yollara sap, evrimi sonlandırmak istemediği için şeyden önce cinsel birleşme istiyordu. Her davranışın kökenin var mı? Tabii, yeni tezin savunuculanna göre tarihöncesi devirlerden yalnızca cinsel tacizi miras almamıştı insanoğlu. insanın neredeyse her davranış biçimi evrimselligi bağlanmakta: * Kıskançlık, (bilinçsiz olarak) genlerin devamını saglıyor. Çünkü eşıne güvenmeyen, gozetleyen, korkutan ve şiddetli aşk arzusuyla doverek elinde tutmaya başaran, evrim içinde bir avantaj sağlamış oluyor. * Modern insanın hâlâ şaşüası bir düşkünlükle korumaya devam ettiği zina da tarihöncesi devirlerden kalma kotü alışkanlıklardan biri olarak kabul ediliyor. Tüm modern korunma yöntemlerine rağmen her on çocuktan birinin asü babası olması gereken erkeğe ait olmadığı tahmin ediliyor, Kadın "Faunus ve Nympha", Franz von Stuck'a alt yağlı boya çahşması (1918) Reslmde erotlk alregorl: Doganın kölesl olarak Insan... £ 720/12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle