Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
herhangı bır krız donemı oluşturmazlar Semınerlerde bu yuzden olası gelecek paketlen ıçın sorular hazırlanır Stratejık uzmanlık araçlannın gorevlerrm yerıne getıren alternatıf sendryolar ticarı opsıyonlann stoklandrr aynı zamanda 7 sistematik grup Yapüandmlmış ırtıbat olarak adlandınlan bu sureç şeffaf hızmet çerçevesımn tarüşüması olarak açıklanabüır Bu tur "gelecek laboratuvarlannda' duşunceler yedi sıste maük grup altmda toplanrr ;• Problem nedır"? • Problem yaratan faktorler nelerdır? • Bu faktorler onumuzdekı 5,10 veya 15 yıl ıçınde nasıl gelışecektır'? Ve bu faktorler bırbırlennı nasıl etküeyecekler? • Hangı senaryolar bırbınnden farklı gelışen etküeşım faktorlerıru ortebılırler? • Bır veya tum senaryolan bır kenara ıtebılecek olaylar var mıdır? • Hangı senaryolan ıncelemek ısuyo filmlenndekı yeşıl mars adamlan a a Haiâ msana benzemektedır Bızım yapabüecegımız en fazla çeşıtlı yetkı alanlannı aşarak ufkumuzu genışletmektır Yanı bıyologlara bılgısayar teknıgı hakkında soru sormak muhendısın ruyasında bıle goremeyecegı teknıklerı hayal eden otomobıl ureücısı, mımar veya ressamlarla dıyalog kurmak gıbı Aynı zamanda kulrurel sınırlar da aşdmayaçabşüarakAvrupa Asya ve Amenka ınsanına uygun sorular yaraulmakta Los Angeles'da yaşayan ınsanlara kuçuk otomobıller hakkında ne duşunduklerı soruldugunda ortaya çok ılgınç bır sonuç çıkmış Los Angeleslı ük kavşakta otomobılının dort kışı tarafından kaldınlarak soyulacagından korkuyor Oysa Avrupaiı tasarımcı boyle bır duşunceye asla kapılmaz Zümrütten akislet A. M. C. Şengör 15. füze üssüne unutulmaz bir ziyaret Bizim evın depreme dayanıklı hale getınlmesı Hava Kuvvetleri 15. Fuze Ussünunradann tarama alanı içıne gırdığımızdeniznıne tâbiymiş. Muteahhıt yazıyı elden goturmemı ıstedi. "Yahu" dedım, "merak etme. Hava Kuvvetlerine kaldıysa is, en uygununu en kısa zamanda yapacaklartnı ben sana taahhut ederim. Ama illâ da gotur diyorsan gotunımm." Gitmemde ısrar edilince, ben de fırsat bu fırsat daha once hıç gormemiş olduğum bir hava bıriiğıni gorebılinm belkı dıye duşundum, muhterem dostum Hava Harp Okulu Komutanı Sayın Hv. Pt. Tümg. Bilgin Balanlı'dan yardım rica ettim Balanlı Paşa telefonda Üs komutanı Sayın Hv. Tuğg. Hikmet Yavaş'a benı takdım etmiş. Amaamın yazı goturmekten çok ussu gormek olduğu anlaşılınca Yavaş Paşa beni öğle yemeğine davet etti, "1 l:30'da burada oll" ded'ı. 11:29'da Ussun nizamiyesındeydım. Daha once hiç gitmemi} olduğum ussün nızamiyesinde kıbar bir astsubay arabanın camına yaklaşarak "Şengor Hocam?" diye sordu. Olumlu cevabım uzerine beni Bulent Başçavuşun komutanlık merdivenlerinde beklediğinı soyledı. Cerçekten Bulent Başçavuş soylenilen yerdeydi; beni alıp derhal komutan odasına goturdu. Yavas Pasa beni bir grup ust rulbelı subayla odasının dışında karyladı. "Şımdi bır toplantı bıtirdık, içerısmın dağınıklığını mazur gor" diyerek beni makamına buyur ettı. Makam odası daha zıyade bir semıner odasına benzemisti: Dokumanlar, kâğıtlar, lazer gostenciler, buyuk fıncanlarda yanm ıçılmis çaylar ve kahveler her taraftaydı Komutan beni bır koltuğa buyur etti, etrafı toplayan askere de ne içeceğımı sormasını soyiedi. 'Yemeği ussu gezdikten sonra yeriz" dedi. htediğim kahve yoldayken beni bir masa üzerinde düzenle istif edilmis dokumanlann onune goturdu: "Bunlann hepsi bir görev" dedi. "Her biri için detaylı birgörev analizl yapanz, gorevin etaplan ve kapsamı belirlenır. Sonra, iste mesela şuradaki gibi bir görev akısı olusur. Bununla da kalmaz, üsteki ben dahil herkes için bir checkllst (kontrol listesi) olustururuz. Herkes adım adım kimin ne yaptığını bilir, kendi checklist'inı de uzennde tasır." Bu kısa brifıngden sonra komutanın makam arabasıyfa üssü dolaşmaya basladık. Her biriık sanki teftis verircesine bize görev ve sıluhlannı tanıttı. Komutan da bu arada us içinde gerçeklestırılen yenıleme, modernlestırme islerini anlattı. Mesela uçak/füze izleme radarlarının bilgisayarlarla donatılması Turk isiymis. "1215 mılyon dolardan bahsedilryordu, bu parayı dısan vereceğimize kendimlz yapmağa çalısalım dedık. Universıtelerimızle ısbirlıği yaptık ve buyrun netıceyı hersey tıkır tıkırçalısıyor." Daha sonra komutan benı atış polıgonuna goturdu: "Mermıler ucuz değıl. Burada masrafı nasıl kısanz diye duşunduk. Sılahlara artık anahtariıklarda bile olan lazerli gostericılerden bağladık. Çocuklar once bunlarla tek kuruş harcamadan el ve goz alıştırıyorlar; sonra gerçek mermılere geçtıklennde hem geri tepmeyı oğreniyorlar hem de eskiye kıyasla çok hızlı ılerliyorlar. Bu sayede epey tasarruf ettik." Oradan er yatakhane, yemekhane ve çamasırhanelerine gittık. Hiç abartmadan soyleyeyim, "acaba Turkiye'de bu temizlik ve ferahlıkta hastane var mıdır" diye dusunmekten kendimi ahmadım. "Çarsaflar ve kılıüar haftada ikı defa değısir;" dedi komutan, "sizin evde iki defa değisiyor mu?" "Hayır komutanım." demek zorunda kaldım. "Zaten bizim hanım bu tatilde nereye gidelim diye sorup duruyordu. 15. Fuze Ussunden daha temız ve ferah bır tatıl koyu bulmak pek kolay olmayacak!" Yemekhaneye galoşksr giyip girdikten sonra o gun erler için yeni pismis olan alabalığın da tadına baktık, hakikaten enfesti. Erlere servis yapan personel maskeli ve naylon eld'ıvenliydi. Subayastsubayer ilifkisi benlm kırk yıldır tanıdığım değlsmez Hava Kuvvetkri standardındaydı. Dostça, arkadasça, sevgi ve saygı içlndeki "abiler ordusu" standardı. lleride oğle tatili içinde voleybol oynayanlan görduktatil bitene kadar ne rutbe ne de sınıf farkı kalır bu oyunlarda. Fakat tatil bittı mi, tam bır çalışma dısıplini geri doner. 15. Füze Ussu de belll ki benim bugune kadar tanıdığım tum hava biHiklerlmiz glbl bir tatil köyü güzelllğl, temlzllğl ve rahatiığı, ama bir atom saati sasmazlığı ile bir bilim adamının yaratıcılığını blrlestiren bir çalışma düzenl İçinde tıkır tıkır isllyordu. Nıhayet yemeğe gıderken komutan "Vergl veren bir yurttas olarak, beğendin mi? Vergilerlnin kultanılıs tarzından hoşnut oldun mu?" diye sordu. "Söyleyecek söz bulamıyorum komutanım" dedım. "Beğenmekle kalmadım, çok da imrendim. Biz srviller neden boyle olamıyoruz ki?" Bu soz üzerine Yavas Paşa her kademede yapılan eğıtımi vurgulamağa başladı: "O okulda başlar. Okul, dislpllnll yaşamla yaratıcı yaşamı, eğlendirlci yaşamla üretld yaşamı dengelemeyl öğretlr hava askerlne. Okulda edlnllen eğltlm her rütbede tazelenlr, gellştlrlllr, büyütülür ve eleştirilir. Bir büyüğüne okulda ağabey dlyen o çocuklar arasındakl sevgi, saygı, iletişim, Işbirliğl hlssl, Işte bu imrendiğln Hava Kuvvetlerinl yaratmıştır." Beni enfes bir oğle yemeğinden sonra kucaklayarak uğurlayan güler yüzlü komutandan aynlıp eve donerken aklıma Hava Kuvvetleri Komutanı Celasln Paşa'nın Ankara'da kendisini ziyaret ederken ustune basa basa soyledıklen geliyordu: "Kurtuluşumuz eğitimdedlr. Standart uluslararası olmalıdır. En vatansever klşl, görevini dünya standardında en iyl yapandır." Acaba Turkıye Buyuk Millet Meclısi'nde her turlu standart anlayışını rezıl ederek oğrenci afJan uretenler bu sozlen hıç dınlediler mi? Dlnlemedilerse 15. Füze Ussünun nizamiyesine gitsinler, bir kısmı kapıda yazıyor. 696/5 VVildcards fikiıier •Mımınlere gore bugun %90 gerçek olan şeyler kısa sure oncesıne kadar salt saçmalık olarak kabul edılmekteydı Fakat busıra dışı duşuncelenn ne zaman olgunlaşacagını hıç kımse onceden kestıremez Murekkep puskurtme yoluyla yapı lan baskı teknıgı 1973 yılında AEG firması tarafindan bulundugunda hıç kımse ügüenmemıştı Oyja aynı baskı teknolojısı daha sonra Japonya'da ıhracat patlamasına neden olmuştu "Wüdcards" olarak adlandınlan ve senaryolan geçersız kılabılecek olaylara karşı hazırlıklı olmak neredeyse ımkânsız oldugu kadar, bunlann ne zaman onem kazanacagı da onceden bılınememekte Almanya'dakı bazı yenı kuruluşlar, bu yuzden "Wüdcat" olarak seçılmış 1989 yüında komık ve gerçekdışı bulunan fikırlerın bırçogu sadece bırkaç ay sonra gerçekleşmekte Senaryo analızı, bır şırke tin bu esaslara gore bırbırıne zat gıbı gorunen projeler başlatmasmı saglayabüır Fakat ancak çeşıtlı gelışım yonlenne denk gelen veya bunlar uzennde duşunen, daha sonra dogru tercıh yapabüıyor Bugun Interneun gelecegı hakkında duşunursek şoyle bır se naryo çıkabüır Moda kalkacak verı agı yalruzca büım adamlan ve şırketler tarafindan kullarulmaya devam edecek Bu olası mı pekı? Mega fuzyon branşında ve borsadakı Internet firmalanna gore bu senaryo absurd olarak gorulmekte Fakat olay yıne de duşundurucudur ve manuklı da sayüabüır Gelecek tasanmcüan bazen yonetıcılerı onlardan beklenen sonuçlan aslında hıç kımseden elde edemeyeceklerıne ınandırmak zorunda kahrlar Ama yıne de en azından dogru sorular oldugu soylenebüır Nılgun Ozbaşaran Dede Kaynak DerSpıegel 14/2000 ruz? • Farklı senaryolardan hangı tıcan opsıyonlar dogar? "Probleme gore çeşıtlı perspektıfler elde edebılmek amacıyla çeşıtlı alanlardakı uzmanlar kadar, konularla henuz uzmanlaş mayanlarla da goruşuyoruz" dıyor Mınx, Benzer metotlan Shell Global Busıness Envıronment Group veya Global Busıness Network enstıtulen de uygulamakta 'Herkes şu anda ıçınde bulundugu kultur ve zamana baglıdır Bu duşunce motıfıne gore hareket etmek sonsuza değın zordur Bu duşunceyle yola çıkan gelecek tasanmcıları 1873 yüında Ingılterede "bılımsel bır gerçeğe ' parmak bdsmaya çalışmışlardı O zamankı tahmınlere gore faytonlann kulianımı arttığında tum Ingütere 1961 yüında bır metre kahnlıgındakı at pıslıklerı altında kaybolup gıdecektı Ve ne ılgınçtır kı bugunku bılım kurgu