02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hayat Dergisi ve bilim Osman Bahadır ilim, sadece bilim üretmek için degü, hayatın tümü için gereklidir. Bu gerçek ne yazık kı gunumuzde toplumumuzun ancak çok kuçük bir kesimi tarafindan benimsenmektedir. Toplumumuz bilimin ve bilimsel düşunme biçiminin, doga içinde ve toplumda saglam ve tutarlı bir duruş için de zorunlu oldugu kanısında degüdir 17 Agustos 1999 Kocaeli depreminin, bilimin toplumsal ve gundelik yaşamımızın ne kadar içinde olması gerektigini çok sarsıcı bir biçimde ortaya koymasına karşın, bu gerekliligın bir toplumsal büinç duzeyine çıkmasıran unsurlan çok zayıf gorunmektedir, Oysa Mustafa Kemal, daha Cumhuriyetın üanından once bilimin işlevini, önemira ve gereklüıgini v\ırgulamaya başlamışü. Onun 27 Ekım 1922 de, buyuk zaferi kutlayan ögretmenlere hitaben soyledigi şu sozler ne kadar onemlı ve anlamhdır: (1) "Harumlar, beyler; memleketimizin en mâmur, en lâtif, en güzel yerlerini üç buçuk sene kirli ayaklarıyla çigneyen düşmanı maglup eden zaferin sırn nerededir, bilir misiniz? Orduların sevk ve idaresinde ilim ve fen dusrurlannı rehber ittihaz etmektedir. Milletimizi yetiştirmek için asıl olan mekteplerimizın, darulfünunlanmızın teessüsünde aynı meslegi takıp edecegiz. Evet, milletimizin siyasi, içtımaı hayatında, mifletimizin fıkri terbiyesinde de rehberimiz ilim ve fen olacaktrr. Mektep sayesinde, mektebin verecegı ilim ve fen sayesındedır ki Turk milleti, Türk sanatı, iktisadıyatı, Turk şiir ve edebiyaü, bütün bedayiiyle ınkışâf eder." Mustafa Kemal bir büım adamı olmamasına karşın, bilimin anlarrunı, yontemıni, işlevini, önemini ve gerekliliğını dogru olarak kavramıştı ve ulkenin geleceginı, büımın rehber alınmasında gorüyordu. Bu bakışa uygun olarak o ve genç Cumhuriyet yönetimi, ozellikle 1920'li yülarda olmak üzere büımi genç cumhuriyetin yonlendirici ilkesi olarak üan ettiler ve büimi yukseltmek için çok onemli adımlar attüar. Toplumun gelişmesinin önündeki tum engeller kaldınlmaya çalışüdı ve teknolojik modernleşme hamlelerine ginşildi. Dünyada herhalde ilk kez olarak bir ülke, kuruluşunun temel felsefesinin, "bilimin ve tekniğin en son esatlanna dayanmak" oldugunu açıklıyordu.(2) Böylece bilimle çok az ilişki kurmuş bir imparatorlugun halkı, genç cumhuriyet yönetimi altında bilimle geniş olçude tanışma imkânma kavuşru. Bu donemde bir yandan halkın genel egitim düzeyinin yukseltümesine çalışılıyor, diger yandan da bilimin halk tarafindan anlaşılmasına ve sevilmesine hizmet edecek yayınlar yapüıyor B Mustafa Kemal 1922'de şöyle diyordu: "Milletimizin siyasi, sosyal hayatında, milletimizin fıkri terbiyesinde de rehberimiz ilim ve fen olacaktır du. Dariilfunan Fen Fakiiltesi Mecımta», Mühendis Mektebi Mecmnaıı, Kimya ve Sanayi dergi sı, Fen Âlemi deryıaı (ulkemızın ilk populer bıüm dergisıdir), Tabiat Âlemi dergisi (ikinci populer bilim dergisi), erken Cumhuriyet donemının bilim dergileridir. Bu dergiler, baskı sayüan çok olrnamakla birlikte, bilimin, bılime ilginin halk içinde yayümasına çalışarak çok onemlı bir gorevi yerine getirmişlerdir. Ancak bu donemde bilimin yayılması ve sevilmesi için çalışan dergiler bunlarla sınırlı degildir. Bilim dergisi olmamakla birlikte bilim yazılarına da yer veren populer dergiler de vardır. Bunlar, diger şeylerin yanı sıra, bilimsel gerçekleri halkm anlayacagı bir dille sunmaya çalışmışlardır. Hayat dergisi, işte bunlann en önemlilermden biridir. 2 Arabk 1926 tarihınde Ankarada yayınlanmaya başlayan haftalık Hayat dergisi, 146 sayı çıktıktan sonra Mayıs 1930da kapanmışur. Bilim, sanat ve duşunce dergisi olarak nitelendirebilecegimiz Hayat'ta, bilimin çeşıtlı konulannda birçok onemlı yazı yayımlanmıştir. Derginin muduru ve başyazan felsefecı ve egitimci Mehmed Emin (Erifirgü) Bey'dır (18911965). Hayatı, Istanbulda yayınlanan bılım dergılerinden ayırt eden dıger ozelliklerden biri de bu dergınm Maarif Vekâleti'nin yakın destegını almış olmasıdır. Dolayısıyla derginin genel yayın pohtıkası üe Cumhuriyet yonetiminin amaçladıgı bılım ve kultur politikasınm çakışmasından soz etmemız mumkundür. Öte yandan diger bılım dergilerinin aylık ve nispeten düşük tirajlı olmalarına karşın Hayat 'ın haftalık olarak yayınlanması ve tirajının zaman zaman 6 bın gibi çok yuksek rakama ulaşabilmiş olması nedeniyle onu etkinligi yüksek bir dergı olarak degerlendirebiliriz. Hayat dergisinin 2 Arahk 1926 tarihli ilk sayısında, "Hayat Ne tçin Çıkıyor?" baslıklı, derginin genel yayın polıtıkasını açıklayan bir yazı yayımlanmıştrr. Bu yazı, tam çevrim yazısından da görülecegi gibı, 1926 Arahk'ında genç Cumhuriyet'in büım politikasınm ana çizgilerini yansıtması bakımından son derece ilginç ve önemlidir. Mustafa Kemal, dünyada ilk kez olarak bilimi, genç cumhuriyetin yonlendirici ilkesi ilan etmişti. Hayat Ne İçin Çıkıyor? Hiçbir devrin gençligi, bugunun ve yannın Türk munevverleri kadar mesuliyet karşısında kalmamışlardır. Buyuk inküabımız müstakil ve milletlerarasında mevkıi saglam bir Türkıya yarattı. Mazinin sultalan kınldı. Medeniyet âleminde mevkii tutabilmekligimize mani olan bütün engeller yıkıldı. Gençlik buyuk inkılaba olan borcunu ödemek mecburiyetindedir. Bu borç ancak Turk milletinin refahına ve saadetine harcanan şuurlu [bilinçh] bir say [emek] üe odenebilir. Bu sayın tarzını, istikametini an"bilim" tayin eyleyebüır. Yeni c a k Türkiya inkılabdan sonra bırtakım iktisadi ve içnmai [sosyal] meseleler muvacehesmdedir. Bugünun ve yannın munevverleri bu meseleleri ancak bilimsel bir zihniyetle hal eyleyebilirler Her devirden ziyade bugünun gençligi hakıki bir bilimle mücehhez olmak mecburiyetindedir. "Hayat", gençligin bilime karşı muhabberini arurmaga çalışacaktır. Bühassa Tanzimat'tan berı Garptan memlekete birçok "mâlumat" girdi. Fakat hakiki büim zihniyeti çok az dimaglarda yerleşebilmiştir. Eski terbiye ve itiyadın [alışkanlıgın] altında ezilen dimaglar Garp kdtaplanndan mâlumat topladüar. Fakat ekserıya musbet bilimin usulüyle zihinlerinı terbiye edemedüer. Bu yuzden memleketimizde malumatlı kimselere "bilim adamı" denildi. Bunlar okuduklan kitabın, büdikleri mâlumatın haricinde vakıa [olay] karşısında kahnca âdeta apışıp kaldılar. Milli hayat içinde doğan yeni temayullerı [egilimleri], büdikleri mücerred [soyut] mâlumat içinde bulamadıklan için sezemedüer. Bilim adamı denüen fakat hakikatte bazı mâlumat sahibi olan kimselerın aczı yuzunden bazı muhitlerde büime karşı emniyetsizlik uyandı. "Hayat", hakiki müspet büım zihniyetine karşı gençlıkte hurmet uyandırmaya ugraşacak, hâdısatı gormek, uzerinde düşünmek muhabberini telkine çalışacakur, Gayemiz birtakım mefhumlan büen degü, vakıa uzerinde duşunebüen kuvvetli munevver bir zümre görmektir. lnkılabımız müü mefkuremizin ufkunu çok genişletti. Dün müstakü ve hur bir vatan istiyorduk. Bugun oyle bir vatana malüaz. Fakat bu kâfi degüdir Turk milleti insaniyet içinde yuksek bir mevkii sahibı olmalıdır. Bugunun müli mefkuresi Türkiya'yı medeniyet âleminde yuksek bir mevkii sahibi yapmak olabüir. Bunun için her sahada medeniyet ve insaniyet için kıymetli Turk büim adamlannın, Türk sanatkârlannın yetismesi lâzımdır Bu mefkurenin tahakkuku [gerçekleşmesı] için hiçbir mâni yoktur. Buna bütün kalbimizle ıman ederken, bu mefkure ugrunda çalışmakta en buyuk zevk ve haz duyarken mesnedimiz [dayanagımız] yalnız "milli gurur" degüdir Bız bu imanımızdaki kuvveti vekayiden [olaylardan] alıyoruz. Dünkü Istiklâl harbı sadece müli tahaffuzu nefs hissinin eserı degüdir. Türk milleti kanını dökerken daha yüksek, daha alemşumul bir mefkurenin tahakkuku için çalışıyordu. Bu yüksek mefkure her şeye ragmen "milleuerin yaşamaga hakkı oldugu" kanaatıdir. Istüdâl harbi şehitleri yalnız Turk vatanına hizmet etmediler. Onlar butun mütefekkir insaniyetin idealini tahakkuk ettirmek için olduler. Istiklâl harbi müli oldugu kadar insanı "bir ökrin" galebesi için yapümış bir harpti, ondan sonra yaptıgımız içtimai inküaplar hep boyle bir fikrin tahakkuku için yapılmıştır. Osmank saltanatinın hukum surdugü devirlerdekı tahvüat (degişim) Garbın tazyüa [baskısı] karşısında mecburen bazı şekilleri kabul etmekten ıbarettı. 324 [1908] ıhtilâli bile Rumeli'ye karşı ecnebi devletlerin her gün artan tasallutlarından korunmak hissi altında "şekli hukumef'in degişmesinden ibaret kaldı. Fakat son içtimai inkılabımız böyle degüdir. Her nevı harici tehüke zaü olduktan sonra bu ınkılap münhasıran Türk mületini insaniyetin ük safına çücarmak, medeni âlemin gitmekte oldugu yolda üeriye geçmek için vukua geldı: Onun için Istiklâl harbi ve onu takip eyleyen buyuk inküap hep birer' 'yüksek fikrin" esendır. Hiç şuphe yok ki, Amerüca istiklâlı, Fransız ınküabı kebiri nasü yüksek, insanı bir mefkurenin esen ise son inküabımız da böyledır. İnsaniyet tarihi için bunlann ehemmiyeti ne kadar büyuk ise Türk inküabının da ehemmiyeti o kadar azımedir. Zaman geçip de Türk dehasının bu buyuk eseri lâyı 717/4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle