24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Deprem sonrasına farklı bir yaklaşım: Kurtarma lojistiği Dr. Okan Tuna* Deprem sonrası psikolojik yıkım Binnur Yeşilyaprak Agustos Salı günü Marmara Bölgesı'nı 7.4 şıddetinde sarsan depremden sonra, şimdı bölgede 'hasar tespiti" yapılıyor Ancak, deprem bölgesinde en derin yıkımlar bınalarda değil, yaşamı surdürmeye çalışan "gende kalanlar"ın ruhlarında meydana gelenlerdır. Kuşkusuz en sarsıcı olan; 45 sarüye süren deprem ve sonrası yaşanan şokun, olayla en az bağlantisı olan küçük aynnülardan ve en uzak ıpuçlanndan yola çıkarak bile tekrar tekrar canlanabilmesidiı. O anı çağııştıran bir ses, bir goruntü, her hangı bir uyarıcı yaşanan olaya bağlı olumsuz duyguları hızla bilince getirip yenıden duyumsatacaktır, Göruldüğü gibi bu şokun tekrarlanma olasılığına karşı tetıkte olmak isteyen halk gunlerdir aşın bir ihtiyat gösterrnekte. yugmuıa idğıııen saglanı olan evlerine gırmeye cesa ret edememektedır. Çunku olayın hayalinın sık sık zıhınde canlanması, uykuda kâbuslarla yenıden yaşanması bıreylerın korku ve kaygı duygulannı hep tetikte tutar. Tüm bu tepkiler, "Travma Sonrası Strcs Bozuklugu (PostTravmatic Stress Disorder)" kısacası PTSD'rıın ana belirtileridir. PTSD konusundaki uzmanlara gore, bu tur travmanın ozunde, merkezı sırıır sistemını şıddetlı bıçımde etkıleyen yogun algısal bir deneyim yatar. Örnegın, bir bıçağın bedene gırmesı görüntüsü, sesi ve kokusu, polis sırenlerı... vb. Bu son afet olaymda ise yaşanan şıddetlı saısıntı, patlama, binaların yıkılırken çıkardığı ses, toz harç kokusu, çocuğunun çığhğı, tutundugu yerin teması.. gibi herhangi bir uyarıoının yarattığı beyne kazınmışçasına yerleşen yaşantının izıdir. Norologlara gore bu canlı, korkunç anlar, beyındekı duygusal devrelerm ıçme çivüenmiş anılara donuşmektedir. Sonuçta, bıreyde gorünen arazlar, aşın uyanlmış sınır merkezinin travmatik bir anın canlı anılannı harekete geçırip süreklı bılinç düzeyıne çıkarmasmın ışaretleridır. Böylece, travmatik anılar, son derece hassas birer zihinsel alarm şalteri haline gelip korkulan anın tekrarlanabüecegine üışkın en kuçuk bu ışatette alaım zülerini çaldırmaya hazır olur. Bu hassas şalteri olgusu, tüm duygusal travma çeşitlerinin bu ışaretıdir. Deprem afetım yaşayan yüz binlerce ınsanın çogunlugu beyne damgasını vurabilecek türden duygusal yaıalaı almışüı Uzerinde yaşadığı yer kürenin güvenilrnezliÇn, kendısını dış etmenlere karşı koruyan evının başına yüalabilecegı gerçeğı, bu afetı yaşayanlarda psikolojik bir yıkıma yol açabilecek şiddette bir olgudur. Bu durumun bireyde yarattıgı etki, pek çok faktörün rolüyle degışik derece ve gorunumlerde ortaya çıkabilır Depremın bellekte bıraktığı ız, bunun sonucunda oluşan aşın temkınlı davranma bazılannda ornuı boyu surebılır. Özellikle bu olayda en yakınlannı kaybedenler, yaralananlar ya da herhangi bir şekilde o anı çok daha dehşet duygulan ıçmde yaşayanlar, olunceye dek o anın anılannı belleklerinde olanca canlüığüa taşıyabilirler. Yaşanılan travma bıreylerde; kapalı yere girmekten korkma, boğazımn sıkıldığı lııssı, en ufak sarsıntıda panık tepkilerı ortaya koyma, yaJnız kalamama, bazı duşüncelen beymden uzaklaştıramama, bazı davranışlan tekrarlama (obsesif kompulsıf tgpkiler) gibi birçok nevrotık bozukluklar ortaya koyabilir. Uyku düzensizliklerı, kâbuslar görülebilır. Ya da genel uyuşukluk, hayattan kopukluk, başkalannın ne hıssettigi ile ılgılı ügılenmeme gıbı duyarsızlık tepkılen gorulebilir. Bir diğer olası etki ise, travmatık olaym geçtığı dakıkaları, saatlerı hatta gunleri anımsayamamayı içeren disosıyasyon, yani zıhındekı bağlanülannı kopması halidir. Birey için yaşanan olay ne kadar şok yaratıcı ve korkıuıçsa, bellekteki anısı da o kadar kalıcı olur. Bu anılann sinirsel temelinin, beyin kimyasında tek bir şiddeti anının T ürkiye, tarihinin en büyük doğal felaketiru yaşarken faturasıru çok acı odedi. Onbeş bin insanımızı kaybederken milyarlarca dolarlık da maddi kaybımız oldu. Deprem sonrası yapılan yorumlarda, gerek binaların yetersızliğmderı gerekse de yoneticüerin acizliğinden sıkça bahsedikü. Özellikle birçok kişinin cevabını aradığı sorulardan biri de şuydu; devletin kurtarma ekipleri neden felaket yerlerine ancak 48 saat sonra ulaşabildi? Bu sonınun cevabı asünda çok basit; "etkin lojistik yönetimi" konusundaki eksıklığimiz. 17 Lojistik, başarıya ulaşmada önemli Lojistik, geçmişi eskilere dayanan, büyük oranda planlama yönlü askeri bir kavram. Malzemelerin hareketi ile ilgüenen ve ıçinde ulaştırma, depolama, envanter yönetırm, elleçleme, tedarık, yer seçimi ve enformasyon yönetimi gibi birçok fonksiyonu içeren bu kavram, savaşlann kazanümasında veya kaybedümesinde buyuk roller oynamış, 1950'li yülardan sonra ise kâr amaçlı işletmelerin rekabetçi pazar ortarmnda ayakta kalabilmeleri için kullandıkları en önemli stratejik araçlardan biri olarak karşımıza çıkmakta. Ashnda lojistik kavramı, içerdiği fonksıyonlar ıtibarıyla kâr amaçh ve amaçsız olmak üzere birçok alana uygulanabilirliğe sahip. "Hizmetler sektoru lojistıgi", "tıbbi lojistik", "sedir lojistiği" ve "kurtarma lojistiği" bunun en güzel örnekleri. "Kurtarma lojistiği" kavrama arktik lojistik ile ilgili bilimsel sempozyumlarda tartışüan bir konu durumuna gelıniş durumda. Bunun yanı sıra, Amerikan Kızıl Haç Örgütü'nün "kurtarma lojistiği" bağlammda bir orgutlenmeye gittiği ve bu kavrama büyuk bir önem verdigi görülmekte. Yine aynı şekilde Amerika'nın büyük urtınalar/tayfunlar sonrası uyguladığı etkin lojistik yönetimi de "kurtarma lojistiği" konusunda önemli vakalar olarak değerlendirilmekte. harekete geçirdığı genış çaplı bir değışım olduğu gorulmektedir. PTSD bulgulan genel olarak tek bir olayın etkısıne dayansa da bireyin yaşı, cinsiyeti, geçmiş yaşantılan, kişilik ozellıkleri, strese dayanma gucü, olayı algılama biçimi ve olay sonrası yaşadıklan... gibi pek çok etkene bağlı olaıak degişebilmektedır Bireyler, yaşadıklan olumsuzluklan "tolere etme" gucu ve biçimi yönünden farklılıklar gösterir. Eğer insanlar, bir felaket karşısında bir şeyler yapabıleceklerını, ne kadaı kuçuk çapta oluısa olsun, az da olsa denetim gücüne sanip olduklannı hıssedıyorlarsa, kendilenni tamamiyle çaresiz hıssedenlere kıyasla duygusal olarak çok daha iyi durumdadırlar Belirli bir olayı kişisel açıdan başa çıkılamaz hale getiren, çaresizlik öğesidir. Çunku beyinde degışımın başladığı an, hayatınızın tehlikede olduğu ve bundan kaçabilmek için yapabıleceğınız hıçbır şeym olmadığı hıssınin oluştuğu andır. Bu konuda yapılmış araştırmalar, çaresiz' ligin PTSD'yi başlatan joker olduğunu ortaya koymuştur. Bu depıem afetmde de bueylerın birçoğu 45 saniye suren şiddetlı sarsıntıda her an bınanın başlanna çokecegi, kurtulamayacağı duygusunu yaşamış, bu doğal afete karşı "çaresızlığıni" hissetmiştir. Bu bağlamda depremı izleyen günlerde ilk şokun etkisı atlaüldıktan sonra insanlarda gorulen "imara uygun olmayan zemin, çürük malzeme, hatalı muteahhıt..." ve diğer faktörlere yönelik öfke ve kızgınlıklar bu afetin olası sonuçlarını (hıç değilse gelecekte) denetlemeye yönelik sağlıklı tepkılerdir. Böylece bireyler çaresizliÇp aşma ve PTSD'na karşı önlem alma gudusuyle haıeket etmektedirler. Kuşkusuz bu tepküer olumsuz duyguları; "deprem" gıbı denetleyemeyeceği bir durum yerine "sorumlu olan hşiler" gıbı denetleyebileceği bir duruma yöneltmenın sonucudur. Ve bu bir bakıma kayıplan bir ölçüde de tekıfı edebüme ve yaşadığı olumsuz duyguları tolere edebüme çabasıdır. Şımdı, yagmur altında su alan çadırlarda fiziksel gereksinimlerini karşılamaya çalısarak yaşama mucadelesi veren depremzedeleı, psikolojik açıdan da başa çıkmalan gereken önemli sorunlarla karşı karşıyadır. Bunlan belki şu başhklar altında ozetlemek olası: *Depremde yıtirdiklen yakınlannın acısı. *Ölenler için bir şey yapamamanın yarattıgı suçluluk duygusu, vıcdan azabı. *Depremın yarattıgı şok. *Korumagüven duygusunun kaybı, tekrar deprem olacagı beklentisi, belirsizligin yarattıgı gerginlik. *Gelecek kaygısı, yaşam planlannın altust olması (yann ne olacak?) , .. , *Yenı koşullara uyum guçluğu. Bütün bu sorunlar bir bakıma yaşanılan travmanın degisik boyutlannı oluşturur Kuşkusuz yaşanılan olaylardan sonra her bakımdan normal hayata dönmek zaman alacaktır. Uzmanlar tıavmadan kurtuluşun bir sureç olduğunu ve genel olarak şu üç evreden geçtığını kabul ederler: (1) Güvenlık duygusunun yenıden kazanılması, (2) Travmanın aynntüarını anımsayıp neden oldugu kayıplann yasmın tutulması (3) Sonunda, normal bir yaşam duzeninın yenıden kurulabilmesı. lşte bu sureçte devlet olarak, toplum olarak, birey olarak depremzedelere yapılması gereken hizmetler neler'i' Onlara nasıl yardım edilebilir? Bunlan tartışmayı sonraki yazıya bırakarak bu yazıyı, böyle bir felaketi yaşayanlar için olayın, kolayca "geçmiş olsun" olamayacağını bir kez daha vurgulayarak bıtirelim. Tararlaıulan kaynaklar ' : • •' •• '• 1. Ooleman, D. (1998) DuygiLsal Zekâ, Istanbul: Varlık Yayınlan Z. Brammer, L.M, a Shostrom, E.L. (1982) (4 th. ed.) Therapeutıc Psychology. New Jersey: PrentıceHall, Inc. 3. Herman, J.L. (1992) Travma and Recovery, New York: Basıc Books. * Doç. Dr., Psikolojik Danışma Uzmanı Çağdaş lojistik yönetimi ^• ' Çağdaş lojistik yonetiminin işletmeleri başarıya götüren sonuçlarının altında bazı önemli gelişmeler yatmakta. Bunlardan en önde gelenı ise "butunleşik yaklaşım" felsefesi. Yani diğer bir deyişle lojistiği oluşturan buyuk fonksıyonlan ayrı ayrı değil de sistem yaklaşımı içerisinde bir bütün olarak değerlendirebüme becerisi. Marmara depremı sonrası, maalesef bu bütünleşık yaklaşım eksikliğinin acısını ağır ödedi vatandaşlarımız, Lojistik yonetiminin etkin olarak yürütülmesınde onemı olan diğer kavram da "lojistik bilgı sistemi". Myaçların doğru olarak belirlenmesi ve hızlı bir şekilde iletilmesi olarak tanımlanabilecek bu kavram, lojistik yonetiminin etkinliğinin arttuılmasmda uygulanması gereken ilk aşamalardan biri. Nitekim, felaket bölgesinde ihtıyaçlann doğru olarak tespıt edılmesi, onceliklerin saptanması ve ilgili bir merkeze hızla iletilmesi, uydu teknolojisinin çok büyük bir gelişme kaydettıği 20. yüzyılda, kayıpların azalmasına yardımcı olacak en önemli faktorlerden biriydi. Işletme lojistiği çerçevesinde artık rutin hale gelen diğer uygulamalar incelendığınde, bunlarm "kurtarma lojistiği" kapsamında da değorlendirüebileceği ortaya çıkmakta. Nitekim, gereklı malzemelerı tam zamanında tedarik etmeyı amaçlayan "malzeme ihtiyaç planlaması", tedarikçüerden son kullanıcüara kadar yer alan kanal içındekı bütün birimlerin etkin bir şekilde işbirliğini sağlayan "arz zinciri yönetimi", son kuUanıcılann taleplerine çok hızlı bir şekilde cevap vermeyı amaçlayan ve envanter miktarını azaltrnayı hedefleyen "acü tepki" ve "tam zamanlı üretim (jit)" yaklaşımları bu bağlamda değerlendırilebüecek güncel örnekler olarak gösterilebilir. ı I Hemen uygulamaya geçmeli... Türkiye'nin büyük bir kesiminin deprem tehdidi altında yaşadığı göz önüne alındığında, buna benzer depremleri ileriki yıllar da da yaşayacağı ortada. Depreme dayanıklı binaların inşa edümesı, ölu sayısınm azalmasında ne kadar buyuk bir öneme sahipse, deprem sonrası yapüacak kurtarma çalışmalarının da aynı derecede öneme sahıp olduğunu ne yazık kı çok büyük bir acı tecrubeyle yaşadık. Yaşadığımız toprakları başka bir yere taşıyamayacağımıza göre lojistiğin çağdaş yaklaşımlannı kurtarma çalışmalarına da uygulamamızın zamanı geldı. Hem de hemen şimdi... \ . • * • * Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Işletmeciliği ve Yönetimi Yüksekokulu University of Plymouth Instirute of Marine Studies 651/15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle