Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Aydın Aybay Bilimsel hırsızlıklar Ahlakımız ve ve ahlaka dair bilimimiz zamanın egemenlerıne "en dogru yapı bu' dıye yutturan ve bu sayede koca bır YOK ımparatorlugu ele geçıren zatın, sıyasal yaşamında oldugu gıbı, akademık yaşamında da (ozellıkle kıtap yazmada) ahlak kurallarıyla fazla ügüenmedıgı ogrenüıyor Işte, Sayın Dr Şahın'ın yakındıgı hastalıkların mikrobu, bu ortamda canlanıp, gelışmış ve çogalmışür YOK'ten oncekı do nemde bazı istisnalar dışında üniversitelerde boyle sorumsuzca akademık unvan dagıtımı (yagması) uygulaması yoktu Istısnaı dedıgım ışlemlerın "ürünleri" ıse yakın çevrelen tarafından bılınır ve kendüerıne daıma bu "ayıplanna göre" muamele edılırdı Çok ılgınç bıı ornek vereyım Bır fakultede boyle bır ıstısnaı sureçten geçe rek profesor olmuş bır zat vardı Bu zat fakulte kurullarında ne zaman soz alıp konuşmaya kalkışsa, hemen butun uyeler yanlarındakılerle sohbete dalardı1 Sayın Doç Dr Şükran Şahin "Ahldk ve Bılım Adamı" başlıklı yazısmda (Cumhurıyet, 1 ] Mart) akademık yaşamımızı kemıren çok tehlıkelı bır hastalıga parmak basıyor Bu hastalıgın ıkı turu var Birlncisi, çalıntı malzemeyı kullanarak, bılım kurulları (jurüerı) aldatıp, akademık unvan elde etmek İkincisi, bazı özel (veya öznel) üışküere dayanarak, kuıul uyelerının zorakı hoşgorusu ıle unvan kazanmaya layık sayümak Sayın Dr. Şahin, bu hastalıklan, ozelhkle ıkıncı turu ve bunun oluşma surecını yazısında aydınlık olarak açıklıyor Bu arada sayın Prof Dr Hasan Yazıcı'nın, bılım hırsızları ıçın uygulanmasını onerdıtjı "liste ilanı suretiyle teşhir" yaptırımına da degınıyor Ancak bu onerı ıle ılgıli olarak, kuşkusunu da belırtıyor bunun etküı olması ıçın, oncelıkle, yüzü kızarabilen hırsızlara ıhtıyaç var, büımsel hırsızdan ıse boyle bır şeyın varlıgı beklenemez, dıyor Sayın Şa hın ın buraya kadarkı anlattıklarında katıl madıgım bır husus yok Buna karşüık, yazının son paragra&nda yer alan "Butun bu olumsuzlukların sorumlusu ıdı YOK" olarak gosterümektedır YOK ne yapsm, elınde sıhırlı degnek yok kı, dokunarak ınsanları ahlaklı duruma getırsın' sozlerıne katılmıyorum Çunku "sorun ', yazarın sandıgı gıbı YOK'un bu olumsuzlugu duzeltmeye gucunun yeimemesı degıl, bu durumun oluşmasına kendısının yol açması, (eskı deyım le, "baş musebbıbı" olması)dır Sorumlulu gunun, nedenı veya gerekçesı de budur Bır sıstem duşunun kı Üniversite niteligini taşıyan kurumlarla, bu nıtelıgı taşımayan, farklı amaçlarla oluşturulmuş bır dızı başka öğretim kurumunu, bu gecede eşdüzey'e getırıyoı, hepsıne üniversite sanı verıyor, kamın ne kalıtede olduguna, ne yapıp ettıgıne bakmaksızın bu kurumlardakı herkesı "üniversiter unvanlarla" donatıyor Ayrıca butun bu eşduzey kurumlarm mensuplarının, uygun gorduklerıne, uygun saydıklarına akademik unvanlan uygun gorduklerı yontemlerle tevcıh edebılecek lerını de kabul edıyor Boylece bır yıl geçmeden, arük hepsı üniversite olan kurumlardakı doktor, doçent, profesor sayısı bırdenbıre sekıze, ona katlaruverıyor Işın bu kadar ucuzladıgmı gorup duyanlar da, bundan boyle Sayın Dr Şahın'ın yazısında anlattıgı gıbı, sorunu, çı lelı bır yol olan bilimsel çaba ıle degıl, "ilişki" yontemı ıle çozmeyı "sâyi ekal" kanunu uyarmca daha kolay ve elverışlı goruyorlar Bu sıstemın ışleyışınde rejısor, aktor, aktrıs veya fıguran olarak rol alanları ahlaksal yonden rahatsız edecek hıçbır neden de yok Çunku, yukarda degındıgım gıbı, sıstemın yanı YOK'un kuruluşu aşa masında konunun tamamen "lâ ahlakî" ("ahlâka aykın" degıl "ahlak dışı") ol çeklerle ele alındıgı ve buna gore uygulama yapüdıgı gozlenıyor Bu arada, YOK'u ıcad edıp, unıversıtenın ne oldugundan bıhaber S Daha nıce orneklerle YOK oncesi ve YOK sonrası karşılaştırmasını yapabılırız Bı zım gıbı, akademık yaşammın 30'a yakın yı lını YOK oncesi donemde, Turkıye'nın en eskı ve koklu unıversıtesınde geçırmış olanlar bu karşılaştırmayı sanırım, en saghklı olarak yapacak konumdadırlar Bu bakımdan, Sayın Dr. Şahin'ın YOK'u, bu konuda sorumsuz sayan goruşune katılmıyorum Tam tersı goruştmeyın YOK sıstemı, Yuksek Ogrenım Kurumlarında yarattıgı otekı çarpıklıklar gıbı, akademık unvanların kazanılması surecmde ortaya çıkan (Dr Şahın'ın anlattıgı" ıptızâl'ın de baş sorumlusudur Şımdı, aradan yırmıye yakın yü geçtıkten sonra YOK'un, ornegın, hukuk doktorası og retımı yapmayı sadece gelışmış uç unıversıteye hasretmesı, yuksek lısansa kayıt ıçın merkezı sınav sıstemını kabul etmesı gıbı kararları, bence, şımdıye kadar ışlenmıs olan gunahın bır tur ıtırafı anlamı nı taşıyor Ama, gerçek unıversı te olan her şeyı adeta "görev almış" gıbı durnduz ettıkten, başı baglı ogrencıler ıçın yapılan gosterılere katılan pozıtıfbüımlemeşgul bır fakultenın dekanı olmuş profesorler bıle ımal ettıkten sonra, şımdı bır şeylerı duzeltmeye kalkan YOK ç u l e r e , "Bâdel harabül Basra" de mek gerekmez mı9 on zamanlarda Cumhurıyet gazetesı, Bılım Teknık'te yayınlanan yazılar TUBA ve dıger kuruluşların yaptıgı yayınlar ve toplantüar, büımsel hırsızlık, büımsel yagmacüık konusunun ne kadar oneme alındıgını gostermektedır Bu tur olaylar ıçın ne gıbı cezaların uygulanması gerekhgı tartışılmakta ve YOK dısıplın yonetmelıgınde de bu tur usulsuzlere uygulanacak cezalar uzerıne goruşler beür tümektedır Tum bu tartışmalar goz onune alındıgında yapılan degerlendırmelerde bazı onemlı noktalara hıç yer verümedıgı veya yuzeysel duşunuldugu kanaatındeyım Dunyanın tum ulkelerınde gorulebılen bu tur olaylar genelde ulkelerm bilimsel gelışmışlıgı oranında azalmaktadır Bu konu ırdelenırken araştırmacıların toplumun dışında bır oge olarak ele ahnıp degerlendırümesı mumkun degüdır Bilimsel gelışme açısından geçış donemınde olmamız da goz onune alınırsa, bu konunun dogrudan cezaı tedbırlerle veya teşhırle çozumlenebüecegının duşunul mesı saglıklı bır yaklaşım olmaz Bır çalışmanın çalmtı oldugu, başkalarından kaynak verılmeden aynen ahndığı büımsel yagmacüık yapüdıgının tespıt edılmesı ıçın, ügılı alanda çok yeterlı bır bügı taraması yapılması veya boyle bır olayın varlıgını üerı surenlerm ügüı daldah tum çalışmalan takıp edebümesı gerekır Boyle bır ımkân çok ıyı bır bılgüendırme agı ve kutuphaneye sahıp olunmakla ve bu ımkânları kullanacak kışılerm varlıgı ıle mumkundur Bu yerler yeterlı mıdır9 Tum dallarda yapüabüecek yagmacılıkların tespıtı mumkun mudur9 Verüecek cevap herhalde hayır olacaktır Bu tur ışlerde ceza uygulamada büımsel yagmacüıgın olçusu ne olacaktır' Bır santım, dort satır, tum çalışma, fıkır çalınması' Büımde ahlak kavramınm çapı son derece genıştır, bu ahlak kavramınm en kuçuk parçalarmdan bırı de yagmacüüctır Bu açıdan cezaı onlemler alınmasında bı raz acelecı oldugumuz kanaatındeyım Niye bilimsel yağmacılık yapılır? Durum Turkıye genelınde ıncelendıgınde genelde akademık yukseltmelerde yapüan büımsel araştırma sonuçlarına ve yayınlara bakılır Pekı bu sonuçlara na sıl vanlır ya orıjınal büımsel çalışmalar yapüıp yayımlanır ya da nadır olarak gorunen yapümış bır çalışma alınır (çalınır, yagmacüık yapüır) ve kullanüır Bırmcı konuda uluslararası duzeyde ozgun çalışma Turkıye de parmakla sayı labüecek bırkaç yerde mumkundur ve Turkıye'nın buyuk bır bolumu bu olanak lardan yoksundur Bu durum goz onune ahnmaksızın her bılımcıden akademık yukseltme ıçın aynı krıterler ıstenırse bu da kışüerın yaşam mucadelesı ıçın son derece onemlı ıse, o zaman ortada hıç hesaba katümayan, suça teşvüc unsuru vardır Yanı araştırma olanagı olmayan bır yerde çalışan bır bılımcıden, akademık yukseltme ıçın araştırma beklıyorsunuz Aynı suça teşvık unsuru akademık yukseltmelerde oynanan oyunlar nedenıyle de oluşmaktadır Yanı hak edıp yukselme ışının sağhkb yurumemesı de suça teşvüc edıcı unsurlar ıçınde sayüır Hangi ahlak Yazımın başmda da belırttıgım gıbı bılım camıasını toplumun dışında duşunmek mumkun degüdır boyle olunca toplumda mafyalaştna, kolay kazanç, koşe donme duşuncesı bu camıada da etkısını gostermektedır Işın ıçıne ahlak kavramı gırınce şoyle hafızalarımızı yoklayıp polı tıkacı elı open büımcüerımızı, pohtıkacı olan profesorlerımızı, Al Baraka'lara bulaşan profesorlerımızı kolaylüda hatırlayacagımızı zannedıyorum Bu turde yagmacılıkla yapüan çalış maların uluslararası dergılerde yayın lanabüme ımkanı da çok zayıf Büımsel gelışmemızle bu tur olayların da azala caÇfi muhdkkak Ayrıca hem suça teşvık edıp hem de cezdlandırrnak çelışkılı bır durum oluşturmaktadır Cezaı tedbırlerden zıyade suça teşvüc unsurlarının ortadan kaldınlmasına yonelüc çalışmalara agırlık verümesı, yagmacüüc yapanlarm da uyarüması bugunku olanaklarda uygulanabılecek en uygun yoldur kanaatırı deyım Prof. Dr. Ayhan S. Demir Orta Dogu Teknık Unıvcrsıtesı Fen Edebıyat Fakultesı Kımya Bolumu • 628/15