18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Zümrütten akİsler Pembe haplar kelliğe çare mi? Almanya'da, yeni bir ilaç piyasaya sürüldü. Ancak, "yıllanmış keller" bu haplardan yararlanamayacaklar. A. M. C. Şengör AnadoluAvrupa ilişkileri 17 Mart 1999 Çarşamba günü Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A. Ş. 'nin işbirliği ile Goethe Enstitüsü'nün Galatasaray'daki yeni binasında birbuçuk gunluk bir seminerin tam günlük ilk kısmı yapıldı. Konu M. Ö. 2. binde AnadoluAvrupa ilifkileriydi. Kısa birgirişten sonra dünyaca tanınmış Arkeolog Prof. Dr. Manfred Koıimann "Homer'ln Troia'sı" Arkeolog Gözüyle Bir Eskl Anadolu Kenti başlıklı enfes bir tebliğ sundu. Korfmann'ın diyalarında Troia'nın kuruluşunu ve çökuşünü gördük. M. O. 750720 sıralarında ölümsüz Homer lliada'yı oluştururken, Troia en az 450 yıldır harabe halindeydi. Şaire bu harabeler ilham kaynağı oldular. Hangi coğrafi çerçevede? Onu da Doç. Dr. Frank Starke anlattı. Eski Wllusa ülkesini, yani llios'u Hitit Anadolusu'ndaki yerine oturttu, yeni bulunan belgelerle Anadolu'nun eskiden de bilinen politik bölünümünün şimdi öğrendiğimiz detaylı sınırlannı çizdi. Bu arada Arzava ülkesinin başkenti Abassa'nın bizim Efes, Millava(n)da'nın bilimin, yani uygarlığın doğum yeri olacak olan Miletos olduğunu öğrendim. Prof. Bossert'in 1946'da yayımladığı Asia'sında öne sürdüğü Assuva'nın Asya adının kökü oldugu tezinin ise pek de muhtemel olmadığı çıktı ortaya. Bu ad yalnızca Hitit kralı I. Tuthalia zamanında veya hemen sonra kullanılmış sadece, yani M. Ö. 15. yüzyılın ikinci yansında. Assuva belki de sadece bizim Assos olabilirmiş. AnadoluAvrupa ilişkilerini fikir tarihi açısından Alman Doğu Derneğl (Orientgesellschaft) Başkanı Prof. Dr. Cernot Wilhelm ele aldı. Dinler tarihi temelinde konuya yaklasan Prof. Wilhelm'den Ege çevresinde gördüğümüz dinsel temalann pek çoğunun Doğudan geldiğini gördük, ancak burada dikkat edilmesi gereken husus HintAvrupa kökenli tanrı motiflerinin Doğu ve Batı kultürleh tarafından birbirinden bağımsız kullantlmış olmaları. Bu tür sorunlar için tabiî ki en güvenilir kaynak tarihsel filoloji araştırmaları. Prof. Dr. Joachim Latacz'ın Homer'den Önce Troia Tarihinin Sözlü Destan Celeneğinde Yansıması konulu tebliği kelimenin tam anlamıyla entellektuel bir ziyafetti. Prof. Latacz heksametrik vezinler için oluşturulmuş şiirlerin dilin gelişmesiyle nasıl deforme olduklarını ve vezinlerini kaybettiklerini, ancak bu tür deformasyonların dil kalıntılannın baştan kurulmasıyla restore edilerek M. Ö. 1500'lere kadar inen destan parçalannın tarihlendirilebildiğini gösterdi. Bir paleontologun fosilleri kullanarak geçmiş canlı topluluklarını ve coğrafyaları kurabilmesi gibi, filologların şiir fosilleriyle yazılı olmayan destanlan tarihlendirebilmeleri o derece heyecan vericiydi ki, böyle bir örneği okurken, içimden bir ara kalkıp kendisinin yanaklarından öpmek geldi. Ertesi günkü yarım günlük kısma katılamadım. Ama akşam Prof. Korfmann'ın nazik davetiyle Alman konsolos vekili Bay Rüdiger john'un Alman Imparatorluğunun ilk elçilik binası olduğunu kendisinden öğrendiğim Cumüssuyu'ndaki o enfes sarayda verdiği resepsiyona gittim. Burada yapılan samimi bir törenle Prof. Korfmann Antik ve Dekor dergisinin özel Basarı Ödülü'nü de aldı. Kendisini en içten hislerimle alkışlarken, O'nun ve bir gun önce o guzel ve zengin tebliğlerini dinlediğim toplantıyı duzenleyen Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A. Ş. 'nin TürkAlman ilişkileri için yaptıklarını düşündum. Bilim kalıadır. Milletleri bazan coşturan, bazan küstüren politik fırtınalar, hattâ milletlerin bizzat kendileri gelir geçer. Tarih devletlerin ve milletlerin enkazıyla dolu bir çöpluktür. Ama o çoplüğun yanında yükselen birde bilimin, san'atın, uygarlığın zarif binası vardır. O zarifbina tüm milletlerin, yani insanlığın, ortak malıdır. O binada oturanlar kardeştirler. Hep birlikte önlerindeki çöplüğü eşelerler, buldukları kıymetleri temizler, parlatır, binalarına taşırlar. Zarif bina sürekli gelişir, yükselir, içindekilerin sayısı sürekli artar. Sonunda hiç kuşkusuz o binada oturanlar önlerindeki çöplüğü tamamen temızleyeceklerdir. O zaman milletler değil, yalnızca insanlık, hattâ genelde "duşunebilen varlıkların topluluğu" olacaktır. Almanya'dan bizleri aydınlatmak için gelen, ülkemizi araştıran, çocuklarımızı eğiten, onların da kendileri gibi bilimciler olmalan için ellerinden geleni yapan dostlarımızı ben bu hislerle dinledim. Onlar konuşurken artık aramızda olmayan, ama Türkiye'de bilimin gelişmesi için omürlerini fedâ eden burada sayılamayacak kadar çok nice Alman dostların aziz simalan gözumun onunden geçti. Onların anıları benzer hizmetleri olan Fransız, Ingiliz, Avusturyalı, Italyan, Rus, Amerikalı ve daha pek çok ulusun ulkemize hizmet etmiş bilimcilerini çağrıştırdı. Bilimin verdiği engin tatmin hissi ve bu bilim kardeşliğinin heyecanıyla akşam dostum Prof. Korfmann'ı minnet hisleriyle kucaklayarak kendisine veda ettim. 627/5 S açları dokıümeye başlayan erkekler, genelde pek vakıt kaybetmeden çeşıtlı çarelere başvururlar Hele dokulen saçlar, yenı çıkanlara gore gunden gune çogalıyorsa, o zaman kullanılan her yenı üaç, onlar ıçm yenı bır umuttur Sırf bu yuzden, bazen çok komık durumlara duşseler bıle 3500 yıl once Mısırhlar, kel başlanna suaygırı yagı veya gazal pıslıgı surerlerdı Gunumuz erkeklerı, kozmetık dunyasının onlara sundugu, krem, losyon ve yaglardan yararlanırlar Ancak bunların hıçbırı etküı degıl Hıç ıyı gorunmese de, bazen ense saçları, kel bolgeye transplante edılır Kendılerını esprilı sozlerle avutanlar da yok degıl, ornegın "Kel olmak, saçsız olmaktan ıyıdır" gıbı Daç endustrısı de, uzun yülardan berı erkeklenn bu buyuk problemıyle yakından ılgılenmıştır Ne var kı üaç endustrısınm denemelerı de başarısız olunca, dermatologlar bu ışı kocakarılara devrettıler Amerıkan üaç fırma sı, MSD Merck& Dohme fırmasınm uretmış oldugu Propecıa adındakı pembe hap, ılk defa kellıge kesın çozum getırıyor, Çunku üacm ıçınde bulunan farklı bır maddenın etküı oldugu büımsel olarak da kanıtlanmış, klıruk testlerde, yaşları 18 ve 41 arasında degışen 1215 erkegın % 83'unde saç dokulmesı durmuş, % 40'ında ıse yenı saçlar çıkmaya başlamış Bu pembe "Rapunzel" hapları bundan boyle erkeklerı memnun edecek dokulmeye başlıyor Munıhlı dermatolog Hans Wolff a gore, Propecıa'dan estetık mucızeler beklenmemelı Çunku bu üaç, hıçbır zaman "Yul Brynner'den bır Jımı Hendnx" yaratmıyor Uyguladüdarı testler sonucunda, ılacın korkulacak yan etküerıne pek rastlanmamış Klıruk deneylerde Propecıa kullanan sadece %1 8 erkekte cınsel ısteksızlık ve ıktıdarsızlık gorulmuş Hapların, vucudun dıger bolgelerındekı külar uzerıne etkı gosterme tehlıkesı hemen hemen yok gıbı Hamileler kullanmamalı Ancak uzmanlann son olarak keşfettıklerı bır yan etkı, onemlı bır rısk oluşturmakta Çunku DHT maddesı, anne karnındakı (erkek) cenınlerın saglıklı gelışebümelerı ıçın gereklı Alman dermatolog Klaus Fritz, bu yuzden hamüelerın bu üacı kesınlıkle kullanmamalan ıçın uyarıda bulımuyor Çunku pembe hapların ıçındekı etküı madde cüde ışledıgınde, bebegın cmsel organmm sağlıklı gelışmesını engelleyebılıyor Hatta bu yuzden Propecıa kullanan erkeklerle üışkıye gırmek rısklı sayümakta Uzmanlar tehlıkeyı ortadan kaldırmak ıçın, prezervatıf kullanımını onerıyorlar Ameııka'dabuüacın bır yülık kullanımı, neredeyse 1500 marka mal oluyor Ancak bu fıyat kesınlıkle caydırıcı olmamış Ilacın piyasaya suruldugu ılk yıl, 400 000 kışı tam 120 müyon marklık üaç tuketrruş 1 Dermatologlara Kelliğin nedeni Ilaç endustrısı bu tur ılaçtan müyarlar kazanacagmı bildiginden, bu alanda çalışan büım adamları uzun suredır bu urunun uzerınde buyuk emek sarf ettıler Büım adamları ük olarak, saçların dokulmesıne neden olan maddeyı buldular Erkeklık hormonu testosteron tarafindan uretüen, "Dıhydrotestosteron" (DHT) maddesı ozellüde saç koklerınde yogunlaşarak, koklerın kan dolaşımmı engelle mekte Sonuç Hassas kokler buzuşmeye ve nasıılaşmaya başlıyor, en sonunda da beslenemez hale gelıyorlar Propecıa'nm etkılı maddesı "Fınasterıd" kan dolaşımını saglamakta Bu madde, testosteron hormonunu, perıyodık surelerle DHT'ya çevıren Alfa enzrmlerının çalışmasını durdurur Kandakı DHT maddesınm yogunlugu, ıyüeşmeyı zorlaştırmaktadır Bınlerce erkek (daha çok genç olanlar), bu mucıze üaç sayesınde, tekrar saçlarına kavuşmuşlar Fakat bu sekız koşelı pembe haplar, her derde deva degü Araştırmalar sonucunda, Propecıa'nm yalnızca irsi saç dökülmelerine karşı etküı oldugu anlaşümış Ayrıca, hapla nn her gun yutulması gerekıyor Ara verüdıgınde, buyuk masraflar sonucu çücan saçlar, tekrar t gore, Almanya'da da üaca karşı ügmın oldukça yogun olması beklenıyor Ne var kı, bu pembe haplar, "yülanmış kellere" umut vermıyor Büım ddamları, kel erkeklerın tesellı buldukları ınançldrını da yok etmışler Çunku doğanın, erkeklerın kafalarmdan aldıgı gucu, başka "yerlerıne" verdıgı savı, büım ddamlannca drtık tumuyle geçersız kabul edümış Kel erkeklerın cmsel açıdan daha guçlu oldukları savmın gerçekle ılgısı yok Propecıa bu kışüere de yararlı olamıyor, çunku Ayna gıbı parlayan kelın altında saç koklerı yoksa, pembe haplar da ışe yaramaz. (nod, sp 4/99)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle