Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
••sV Bolu: Tünel vi ve karayolları 12 Kasım 1999 depreminde Bolu Tüneli Viyadüğü ve E5 karayolunda jeolojik açıdan neler oldu? kleri ••:.$' V* ' 1 I nsarüık tarihi dogayla savaşımın ömekleriyle doludur. Ilkel toplumlardaki küçuk mücadeleler, artık günümüzde teknolojinin de gelişmesiyle buyuk savaşlara dönuşmüştur. Ancak bu savaşlarda gerçekten insanoğlu her turlu ustün teknolojısine ragmen galip gelebilecek midir? Ilk bakışta bu sorunun cevabı çok basit gibi gözükse de, yer yer doga bozulan dengelenni ve yükle nen gerüimini boşaltrnak için bize acımasız yanını göster mekte. Bu baglamda sorunun yanıtinı aradıgımızda da insanoglunun her zaman galıp gelemedigini görmekteyiz. Örneğin 17 Agustos ve 12 Kasım depremlerinde her türlü olumsuz dogal koşullara ragmen, inşaat teknolojisi açı sından da çok daha ıyi yapıldıgını düşündügümüz Arifiye Üst Geçidl'nin çökmesi sonucu 17 Agustos depremi sırasında yaşanan kaos, E5 Karayolu'nun Bolu Dagı'ndaki dolgu yolun heyelanı ile 12 Kasım'da ulaşım açısından karşımıza çıkan kâbuslar, bunlara verilebilecek, belki de hafizalarımızdaki en taze örneklerdir. Bir şans eseri ulaşıma açılmadan 12 Kasım Depremi'ni yaşayan Bolu Tüneli Viyadüğü ve Bolu Tünelleri dogal bır deneye ma ruz kalmıştır. Bu yazıyı yazan Jeoloji Mühendisleri, Bolu Tünelleri ile ilgili bir gözlem yapamadıklan için sadece Viyadüğü konu edinerek, jeolojik açıdan yer seçiminin dogrulugunu tartışmışlardır. Kuzey Anadolu Fay Zonu yaklaşık Plıyosen (5 milyon yd)'den beri aktiftir ve bu yüzden Türkiye'deki en büyük depremlere neden olmuştur. Ayrıca Türkıye'nin kuzeyi ile orta ve gurıeyini boydan boya ayırmakta ve bu nedenle Türkiye'nin kara ve demıryolu ağlan yer yer bu zon içerisinden geçmek zorundadır. Işte bu örneklerden birisi de Bolu Tüneli Viyadügü'dür. Bu vıyadügün yer seçimi yapüırken hangi ölçütler kullanılmıştır? Bunu bilmiyoruz ancak 12 Kasım'da gördügümuz somut bir gerçek bu güzergâhın çok dogru seçilmedigidir. Muhendisliğm temel ilkeleri ekonomi, güvenlilik ve uygulanabilirliktir. Bu ılkelere uygun proje üretmeye kalktıgımızda karşımıza çıkan her yere her şeyı yaparım yanlışlıgı mühendislikle ne kadar bağdaşabilır mi? Yukarıda sözünü ettigimiz ilkelere Bolu Tüneli Viyadügü'nün uygunlugunu tartışırsak iç açıcı sonuçlar elde edebüecegimizı sanmıyoruz, Vıyadugun güvenılırlıgı son depremden sonra ortaya çıkan duruma göre soru işaretlidir. Çünkü viyadük Şekil 1 ve Şekil 2'de görüldügu gibı, 12 Kasım Depremi'ne neden olan fay kırıgı üe yer yer paralel, yer yer içiçe ve bazen de kesişmektedir. Bunun sonucunda viyadükte 28 cm'lik sağ yönlü bir atım 28 cm. sağa kaydı oluşmuştur. Buna ek olarak, 12 Kasım depremınden ya kından etkilenmiş ve önemli oranda da hasar görmüştür Şekil 4'te de görüldügu gibi tablaların hareketi sonucunda baglantı noktalannda hasarlar meydana gelmıştir. 12 Kasım 1999 depremini yaratan fayın hareketi ile viyadük tablaları kendilerıni kolonlardan ayıran şok emicilerin üzerinde yaklaşık dogubatı yönünde hareket etmiş ve bunun Şekil 2: 12 Kasım 1999 depremine neden olan fay kınğı İle vlyadüğün yakın sonucu olarak ilksel konumla bir görünümü. durum böyle olmadı nnı kayboderek ayak uzerindekı taşıyıcı plakaların keOlaya bir de ekonomiklik açısından bakarsak narlanna kadar kaymışlardır (Şekil 5). Bu durumda aynı projenin hiç de ucuz bir çahşmanın ürünü olmadıgını tüm fay üzerinde olacak başka bir güçlü şoku kaldırabilmelekamuoyu yakından bilmektedir. Çünkü proje dogal kori soru işaretlıdir. Bu fay mevcut durum itibariyle aktıf şullan az miktarda, insan yapısını ıse çok yüksek oranda olup, gelecekte de deprem kaynagı olmaya devam edekullanmaktadır. Bu nedenle, proje içi harcamadan kaçırulcektir. mamış gibi görülmektedir. Olaya salt bu çerçeveden baktıgımızda dahi ürküVygulanabilirlik ıse mühendisligin bir diger ilketücüdür. Viyadük eger bu depremden hasarsız çıksaydı, sidir. Bu projenin uygulanabilırügi yazarlann konusu dıdeneyin başanyla sonuçlandıgını söyleyebilirdik, ancak Şekil 1: Bolu tüneli viyadüğü ve yakın cevreslnln basltleştlHUni} jeoıojı hantası. (Harlta Şekil 3: Viyadükte oluşmuş 28 cm. 'Ilk sağ yanal atım. deprem öncetinde feoloji Yük. Mühendisi All Murat Ay tarafından yapılmiftır) 663/17 II. (