Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Dr. Osman Şevki Uludağ ve 10 Yıl Marşı'nın bir eleştirisi Şeref Ekten O nuncu Yıl Marşı'nı Onuncu Yıl Marşı yapan Atatürk'ün "Onuncu Yıl Nutkü'dur. Marş, Cumhurıyetın 75. yıldönümünden berı, yenı biçimleriyle ve her yerde söylenir olmasına karşın, Onuncu Yıl Nutku'yla kavramsaİ bağlarını yitirdigi için bir "pop" oluşturma ozlemlerinın dışına kaymıştır. Bu durum, herhalde "75. Yıl Nutku" gibi akılda kalacak, tarihsel bir konuşmarıın yapılamamış olması ile de ilgılıdir. Onuncu Yıl Marşı'nın anlamının iyi bilindiği ve duyumsandığı donemde marşın müzik yapısı tartışma konusu olmuştur. Tartışmaya katılan ve görüşlerini yazıh olarak açıklarnaktan çekınmeyenlerden biri Dr. Osman Şevki Uludağ'dır (18891964). Dr. Osman Şevki Bey tıp tarihimize verdiği onemli eserler ve zengın polemıklerı ile tanınmış; uzun yıllar yaşadığı Bursa'nın Keşiş Dağı'na "Uludağ" adını kazandırmış olan uzman hekimimizdir. Osman Şevki Uludağ aynı zamanda yetkın bir bestecidir ve üç dönem Konya mıllervplollıgı yapmıştır. Üniversitemizde tıp tarihi oğretmenliği için yaptığı başvuru ise kabul edılmemiştir. Dr. Osman Şevki Uludağ'ın ozgeçmış ve bibliyografyası, onun Befbuçuk Aıırlık Türk Tababeti Tarihi (Istanbul, 1925) adlı tatabının dıli sadeleştırümiş yeni basımma (Ankara, 1991) Prof. Dr. IIter Uzel tarafmdan eklenmiştir (ss. 115). Dr. Uludag'ın, aşagıda Onuncu Yıl Marşı ile ilgili bolumlerini aktardığımız Türk Musikisi Dergisi'nde (sayı 8, 1 Haziran 1948, ss.23,15) yayımlanmış makalesı bu bibliyografyada yer almamıştır. "...Cumhuriyet On Yıl Marşı da bu bakımdan hatalarla doludur. 'Çıktık açık alınla' diye başlayan ve her mısraı iki adet yedi müsavi heceden ibaret olan şiir besteci tarafmdan asla anlaşılmamıştır. Mesela, baş kelıme 'çıkdık' diye iki müsavi heceden mürekkep oldugu halde, 'çı...kdık' diye bestelenerek, yani hecenın biri uzatılarak dilimizin bünyesine uygunsuz nağmeler konmuştur. Esasen beste, J. J. Rousseau'nun Le Devin de Village (Koy Kahnı, 1752) adlı operasmdan akorutranspozisyoniyle kopya edilıp, yerli ibda (yaratış) eseri olmadığı için, böyle bir hatayı tabii bulmak lazım gelirse de besteci, Pransız bestekârının eserini tadil ederek şiirin bünyesine uydurmak imkârunı bulurdu, Mamafih, besteci Türk şiirı hakkında kafı derecede bilgi sahibi olmadığmı, marşm ikmcı ve uçuncu hanelermde bir kelimenin yerini değiştirmekle göstermişnr: 'On yılda onbeş milyon • genç yarattık her yaşdan' diye şairin besteci şekline sokmuştur. Bu suretle hem lisanın bunyesıne aykın düşülmuş, hem de şiirin tekniği ortadan kalkmıştır. Cumhuriyet On Yıl Marşı ufak bir tadil ile ve aynı nagmelerle hem lisanın bünyesine hem de şıırın teknigine uygun bir hale sokulabilir. Biz aşagıda derç ettiğimiz marşm notasmı, onun altına yazdığımız şekle koymakla ortadakı sakatlıklann kalkacagını söyleyebılırız: Şurm iki tane yedi heceden mürekkep olan ilk mısraı bu şekilde duzeltılebileceği gibi, diğer mısraları da aynı surete sokulabilir. Hele musikimizde 'nakarat' dediğimiz 'Turkuz, Cumhut», ı ı I . ı 1 11 ı ıg rıyetm göğsümüz tunç sıperi' ve altmdakı mısra dahi bu suretle ıslah olunursa herhalde şimdıkınden daha dört başı mamur olur. Biz ornek olarak ele aldığrmız Cumhuriyet On Yıl Marşı'runj. J. Rousseau'nun nağmelerinden kopya suretiyle olsa dahi, yazdığımız şekle sokulması ile hasıl olacak faidelerı şu suretle sıralayabüiriz: 1. Şürın müsai hecelerle terekküp eden bünyesini müsavi olmayan nagmelerle bozmuş olmayacağız, 2. Lisarun ÖAhengine riayet etmiş olacağız, >.,..,,.••.•,,. 3. Mısrağları dogru tektı etmiş (bolmuş) olacagız, '"•':••, 4. Ancak altı batuta sonra bir es mevcut oldugu içın musıki teknigine uymayan bu mahzur bertaraf olacak ve okuyucuya bir dınlenme ve nefes alma payı vermiş olacağız. Her yedi heceden sonra biraz duraklamakla şüri ıfade etmiş olacağız. ...Bununla beraber okuyucular arasında da birçok eserlerı kendi zevklerme uydurarak ve olçu, vezm tanımayarak alabıldığme okuyanlar da vardır ki, bu da başka meseledir." Hayvafı gözlerindeki gizli dil B u sayfada dunyanın en unlu doğa fotografçılarından James Balog un hayvan resımlerine yer verdik. Vahsi hayvanlann babşlanru büyük bir ustahkla yakalarnayı başaran sanatçı, "Animal" isimli kıtaijında hayvanlan şöyle tanımlıyor: "Hayvanlar 5 müyar yıllık evrım sonucu kendılerine mıras kalan varhklannı büyük bir ağır başlılıkla sürdurürler. Ayı veya fü gibi buyuk hayvanlar başta olmak üzere, hayvanların gözlerının içine bakarsanız ınsanlarda göremedıgmız bir dinginlik ve saflık üe karşılaşırsınız. Bu fotograflar hayvan beyninın gizli labirentleıine açılmı^ bir kapı gibi, bızlerı büinmeyen biı dunyanın içine dogru çekeı. Burada bilrnç denilen soyut, ancak mutlak bir gııçle karşılaşacaksmız." lnsanlar karşısındakinin rayetini anlamak için içgüdusel olarak dogrudan gözlerinin içine bakar. Karşınızdakınin gozbebekleri büyümuş ise sizden hoşlanmış demektir (Eğer o sırada karanlıkta bubuklu ve kabuksuz yumuşakçalar, eklembacaklılar ve omurgalıların tümünde bulunur. Dev murekkepbalıgı gibi kafadanbacaklılarda gozler basketbol topundan daha ırıdır Hayvanlarda goz kuresinin kafanın neresmde oldugu önemlidır. Filipinler'de yaşayan, geceleri dolaşan bir maymun turunde gozler o kadar büyüktür ki, gozler yuvasırun içinde kıpırdayamaz Baykuşlarda oldugu gibi hayvan çevresine bakmak ıçm kafasınrn tümunu çevirmek zorunda kahr. Oysa bukalemun bunun tam tersidir; kafasmı hiç oynatmadan gözlerinı periskop gibi çevırerek dört bir yanını ızleyebıly. Renklı görüş konusunda bugüne dek elde edilen bılgüer yetersız ve çelışküidir Insan gözü retinasında siyah ve beyazı seçen 125 milyon ince, düz çubuk ve parlak ışıkta renkleri seçen 7 milyon tombul, kuçuk konı bulunmaktadır. Primatlar renkleri oldukça iyi görür. Kedüer ve köpeklerde renklı görüş ınsanınki kadar mukemmel degildir Arüar, ınsan gözünün göremedıgi bir moı rengi görur, ancak kırmızı ile yeşil ayırım yapamaz. Hayvanların renkleri nasıl seçtıg: konusu oldukça karmaşıktır, çunku gözür gördüğü rengi beynin ve sinir sıstemınin nasıl yorumladıgı konusu, gözlerin anatomısini ıncelemek kadar kolay degildir. Ancak kesir olan şu ki "Homo Sapien"leı primatlar içinde en gelişmiş renkli görüşe sahiptir. Dünyadakı en oynak göz kara kurbagasına aıttir Hayvan agzındakı lokmayı yu tarken, gozlerini damağa dogru kaydırarak yemeklerin bogazdan aşagı inmesine yardımcı olur. Çevreye en uyumlu goz ise skink'e (pullu sürüngenlerden bıriscıncus officinalıs) aittir; gözkapagındakı küçük biı pencereden, gozunu açmadan çevreyi ızleyebilir. Kopekbalıgı herhangi bir saldırı sırasında gozlerini korumak için kafasınrn arkasına iter. Boynuzlu kara kurbagası, tehdıt altında kaldıgı zaman gözlerinden duşmanının suratına dogru kan fışkartır. Büyük hayvanlar arasında görüşü en zayıf olanı gergedandır. 5 metre uzaklıkiaki bir ınsaru agaçtan ayırt edemez. Bir gergadanın nasıl gordugunu anlarnak için gozlerinizi kirpikleriniz birbiriıje deginceye kadar kısmanız gerekir. ı; :';". • ' . Reyhan Oksay Aralık 1999 Discover İnsanı beyinlerinin gizli labirentlerine çeken gözler... lunmuyorsanız). Boncuk" gibi kuçulmüş gözbebekleri hoşnutsuzluk veya dışlama işaretidir (Eger güneş tam karşıdan gelıp gözunüzü alrrayorsa). Insanlarda bebeklerin gözleri yüzü nun uçte bırmı kapsar. Oysa yetışkın bir insanda gözler yüzün beşte bırı büyüklügündedir. Aslında insanlann gözleri dogduklan zaman yetişkin bir ınsanınki gibidir; gozler aynı kalır, yüz gözlerin çevresinde gelişir. Büyük gözler dikkat çekicidir. Gözleri parlak ve büyük olan kediler, küçük ve karanlık gözleri olan kedılerden daha fazla ilgi çeker ve sahiplenılme şansı artar. Hayvanlar âlemınde başlıca iki çeşıt göz vardır: yalruzca ışıgi seçebilen yönelıci gozleı; bunlar solucanlarda bulunur. Ikincisi görüııtu oluşturan gozler; bunlar bazı ka 663/10