23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

di, Inceleme sonucunda depresyonlu kişilenn yapışkan trombositlerin saglıklı deneklerden % 41 oramnda daha yuksek oldugu gorüldü. Ekip şimdi antidepresan ilaçların depresyonlu hastalardaki yapışkan trombosit duzeyini duşurebilecegini ortaya koydu. Aralarında Prozac'ın da bulundugu, serotonin ıçeren bir tür antidepresan ilaçtan alan 15 kişinin tumunde de yapışkan trombosit düzeyının belirgın bir duşuş gosterdiginde, dahası kimilerinde bunun normal düzeye indigine tanık olundu. (ns. 22.5.) Gribe sevişerek karşı koyun Pennsylvania'lı ruhbilim uzmanlan haftada bir ya da iki kez sevişmenin bagışıklık sistemini devinime geçirdigini ortaya koydular. Bilım adamlan bagısıklık sisteminin ne denli saglıklı çalışügı konusunda "immunoglobulin A" (IgA) olarak bilinen, tuküruk ve sumuk bezleri çeperlerinde bulunan bir antijenin duzeyini ölçmek suretiyle degerlendirme yapabilirler. Wilkes Üniversitesi'nden Carl Charnetski, IgA'nın soguk algınlıgı ve gribe karşı ilk savunma aracı olduguna dikkat çekiyor. IgAhastalığa yol açan mikrop ve virüslere bedene girdikleri yerlerde ilişerek bagışıkbk sistemini bunlan yok etmeye çagırır. Cinsel ilişkinin IgA duzeyinde bir degişiklik yaratıp yaratmadıgını anlamak amacıyla Charnetski ve meslektaşı Frank Brennan yaşlan 16 ile 23 arasında degişen 111 Wilkes ogrencisinin bir önceki ay ne denlı sık cinsel ilişkide bulunduklannı kaydederek onlann IgA duzeylerini ölçtu. Araştırmadan elde edilen sonuçlar haftada birden az cinsel ilişkide bulunan deneklerin IgA duzeyinin hiç cinsel ilişkide bulunmayanlara kıyasla biraz daha yuksek oldugunu ortaya koydu. Haftada bir ya da üa kez cinsel ilişkide bulunanların IgA duzeylerinde ise % 30 oranında bir artış goruldü. Gelgelelim, haftada uç dort kez gıbi çok sık ilişkide bulunanların IgA duzeylerinin ise cinsel üişkiden kaçınanlann duzeylerinin bile altına duştugune tanık olundu. < Bilim adamlanna göre, az çok cinsel ilişkide bulunanlarda IgA duzeyinin yuksek olması son derece dogal. Kalifomiya Üniversitesi'nden Clifford Lowell, "Cinsel açıdan etkin kişiler, hiç ilişkide bulunmayanlara kıyasla, bulaşıcı hastalıklara neden olan etmenlerle daha sık karşılaşırlar. Bagısıklık sistemi de daha çok IgA ureterek bu yabancı antıjenlere karşı koymaya çalışır. Bu da nezle ve gribe karşı bir koruma saglayabilır," diyor, ne var ki, aşırı cinsel ilişkide bulunanların IgA duzeylerinde neden hiçbir artışa tanık olunmadıgı konusuna bir açıklama getirilemiyor. Charnetski aşırı cinsel ilişkide bulunan kişilenn genellıkle takmtılı ya da saglıksız ilişküer kurduklanna, bu nedenle de onlann surekli kaygı içinde olduklanna, kaygı ve stresin ise IgA duzeyini azalttıgma dikkat çekiyor. (ns. 17. 4) Araştırmacılar Jüpiter'in uydusu Europa'nın donuk yuzeyinde suyun direkt kanıtını arayadursun, uydunun yuzeyinde mikropların varlıgını destekleyebilecek yeni veriler bulundu: Europa'da sülfürik asit var. Dünya'da asit yagmurlannda ve araba akulerinde bulunan sulfurık asıdm Europa'dakı varlıgı Galıleo'dan gelen verilerin analizinde ortaya çıktı. Sülfürik asit dünyada çok az bulunan bir kimyasal, ancak Europa'nın buz yüzeyinin buyük bir bölümünü oluşturuyor. Bu bulgular Scıence dergisinin son sayısında yayımlandı. NASA'dan Mark Anderson, prizma benzeri enstrümanında ışık tayfını inceleyerek Europa'nın yüzeyindeki bileşigin donuk sülfürik asit oldugunu bulmuş. Veriler, kızılötesı ışıgın bileşenlerinı ayıran Galileo'nun Kızılotesi HaritalamaSpektrometresi'ndeneldeedıldı. Araştırmacılar, sülfürik asit gibi bileşiklerin dunyanm yaşanamaz koşullannda hayatta kalmayı başarabilen bakterilerin ana besini oldugunu biliyorlar. Europa'da yaşam olduguna dair henüz hiçbir kesin kanıtımız yok, ancak Galileo'dan elde edilen görüntü ve bügiler Europa'nın buzlu yuzeyının altında sıvı bir okyanus olabilecegini gösteriyor. Astrobiyolog Ken Nealson, asıdin varlıgının Europa'dakı yaşam olasılıgını guçlendirdigini soylüyor. Biyologlar bu bulguyu çok heyecan verici buluyorlar, çunku uzakta bir Europa'da sülfürik asit yerlerde mikropların beslenebilecegi kimyasallar var. http://www.cnn.com Wisconsin'li goz uzmanlan esküerine kıyasla çok daha ucuz olan yeni bir yontemle tüm bir sınıfın birkaç dakika içinde renk körlügü taramasından geçirüebüecegıne dikkat çekıyorlar. VVısconsın Tıp Fakültesi'nden Jay ve Maureen Neitz taraöndan geliştinlen kalemkâgıtlı deney ögretmenin sınıfındaki tüm ögrencilefi 10 dakika içinde renk körluğu sınamasından geçırmesine olanak tanıyor. Ögrencilere dagıtılan tek sayfalık deney, her biri gorme yetisi normal olan çocuklar tarafından algılanabilen geometrik bir şekil içeren sekiz tablodan oluşuyor. Bu şekillerin bir bölümü renk korlügünün üç türünden herhangi birinin oludgu çocuklar tarafindan algılanamıyor. Ögretmen sonuçlan birkaç dakika içinde degerlendirebiliyor. Dahası, kâgıt sıradan bir lazer yazıcıyla basılabildigniden, yöntem çok ucuza mal oluyor. Yöntemi yaşlan 4 ile 12 arasında degişen 5000 çocuga uygulayan araştırmacılar sonuçlan kıyaslamak amacıyla deneklere Ishihara olarak bilinen ve çok daha uzun bir süreyi gerektiren geleneksel renk korlugu testıni de uyguladılar. Sonuçta, uygulamadaki bir bozukluktan ötürü çocuğa yanlış yere renk korlügü tanısının kondugu durumlann bu yöntemde ötekilerden daha yaygın olmadıgı gorüldü. Yeni yontem de oncekiler denli duyarhydı. Neitz'e göre, renk korlugu gozardı edildiginde, çocugun egitimsel sorunlan oldugu yonunde yanlış bir tanı konabiliyor. harita ve şema gibi malzemelerin giderek renklendigi gunümüzde renk körlügü özellikle kuçük yaştaki çocuklan etkiliyor. Neitz renk körlügü tanısının çok erken yaş larda konmasıyla çocuklarm meslek seçimi konusunda onceden yonlendirilebileceklerine dikkat çekiyor. (ns. 8.5.99) Renk körlüğüne erken tanı OZON DELİĞİ KÜÇÜLÜYOR Dünyayı guneşın zararh ışmlanndan koruyan ozon tabakasmın NASA tarafından çekılen son göruntüleri dehğın küçüldüğünü gösteriyor. Küçülmesine rağmen delik hâlâ yeterince büyük: 9,8mılyonmilkare. NASA'nın Goddard Space Fhght Center'dan atmosfenk fizıkçı Paul Nevvman, dehğın Kuzey Amerıka htası kadar buyük oldugunu soylüyor. Ancak, venler dehğın geçen sene daha büyük oldugunu gösteriyor. Ozon problemi sadece kutup bölgelerindeki bir problem olmaktan çıtyor. Atmosferin en üst tabakaa küresel olarak inceldi ve bu guneşın UV radyasyonunun dunyaya ulaşabilrnesinesebep oluyor. UVışınlan derikanseh ve katarakta sebep oluyor ve bitkiler ile denizlerdeh yaşama zarar veriyor. Nevvman, UV ışınlannın tüm bıyolojık zıncm etkilediğıni, çünkü biyolojık moleküüere zarar verdığini soylüyor. Ozon tabakasmın incelmesı ilk olarak 1980'liyülarda gündeme geldı. Suçlu, deodoranlardan buzdolaplanna kadar hemen herşeyde bulunan kloroOofokarbonlardı (CFCs).Klormoleküllen atmosferdeyükselebıhyor ve ozon tabakasma zarar veriyor. Nevvman, bir CFC molekülünün binlerce ozon molekülünü parçaladığını soylüyor. CFCs problemi belirlendikten sonra araştırmacılar delinmeyi engelleyebilecek önlemler almaya basladılar ve uluslararası anlaşmalarla CFC üretimi yasaklandı. Büim ınsanlan, ozon deliğindeki küçülmenin bu önlemler sayesmde oldugunu düşünüyorlar. http:llwww.cnn.com Sayfa haberleri: Sevil Duvara 657/7.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle