Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AY YOLCULUĞU taş ve zemin örneklerini de yanlarına aldılar. Dnnyaya dönüşlerinde Ay dan getirdikleri tozlann yedirilügi beyaz farelerde kabızhk dışında bir etki görülmeyince astronotların karantinaları sona erdi. Ay tozunda ve astronotlarda çok korkulan Ay mikropları bulunmuyordu, Ay taşları da Dünya atmosferinde patlamadı. Böylece insanoğlunun Ay sernveni kazası belasız sona erdi. Ylrmibeş yıl sonra Eğer Dr. VVernher von Braun 1977'de kanserden ölmeyip şimdi hayatta olsaydı, kuşkusuz insanhğın Ay yolculuğundan yirmibeş yıl sonra güneş sisteminin keşfindeki başarısızlığı nedeniyle derin bir dnşkırıklığı yaşardı çünkü ne Mars'a gıdilebildi, ne de diğer gezegenlerle ilgili önemli projeler yaBugün jeologlar Apollo 11, 12, 13, 14, 15, 15, ve 17'nin Ay'dan getirdiği taşları incelemeyi sürdürüyorlar, NASA tarafından her yıl dnzenlenen Ay ve Gezegen Bilimleri Konferanslarında yeni kuramlar tartışılıyor. Apollo projesi Ay'da yaşam ve su belirtisi olmadığını gösterdi ama Ay taşlarına hidrojen vererek yüksek ısıda su ve oksijen elde edilebiliyor. Ay, bir zamanlar gökbilimcilerin iddia ettiiği gibi, ölü bir cisim değil, büyük olasılıkla ergimiş bir çekirdeği var. Ay hakkında edinılen birçok önemli bilgin yanısıra astronotları eğiten Mısır asıllı jeolog Faruk elBaz'ın benzetmesini kullanırsak, bugün hala Ay ile Dnnya arasındaki "akrabalık ilişkisi" açıklığa kavuşmuş değil: Ay'ın, Dünya'nın yörüngesine çekmiş olduğu eşi mi; veya Dünya'dan kopan ya da doğrudan fizyonla Dünya'dan ayrılan kızı mı; yoksa onunla aynı toz bulutundan oluşan kız kardeşi mi olduğunu bilmiyoruz. Sözkonusu akrabalık teorilerı arasında en çok destek bulanı, Ay'ın Dünya'nın kız kardeşi olması. Londra'da bu yıl düzenlenen bir Kraliyet Cemiyeti konferansına sunulan bildiride eskiden Ay'ın da üç tane uydusu olduğu ve uyduların sonunda Ay'ın ekvatorunun çevresine çarparak bu bölgede günümüzde "deniz" adı verilen büyük kraterlerin oluşmasın yol açtığı öne sürüldü. Ay'a ilk insanın gidişinin 25. ve Ay çalışmalarında büyük katkısı olan roket bilglni von Braun'un da bir parçası olduğu Nazi savaşmakinasına son darbeyi vuran Normandiya çıkarmasının 50. yıldönümünde durumu yeniden değerlendirmemiz gerekiyor. Nazi Almanyası'nda ve daha sonra ABD'de von Braun'un ekibinde yer alan ve Satürn 5 programının yöneticilerınden Arthur Rudolph, Almanya'da Kohnstein dağlannda bir zamanlar kod adı "Dora" olan ve Hitler'in ölüm silahı V2 roketlerinin üretimin yapıldığı fabrikayı elli yıl sonra ziyaret ederken, burada binlerce Avrupa'lının köle gibi çalıştırıldığını ve ağır çalışma şartlarına karşı çıkanların burada asıldığını söylüyor. Rudolf fabrikayı sık sık ziyaret eden ve projenin başındaki von Braun'un bu durum bildiğini söylüyor. VVernher von Braun'un yakın çalışma arkadaşı Rudolf, 1969'da NÂSA'dan Olağanüstn Bilimsel Başarı Madalyası almış. Ancak 1980'lerin ortalarında gazeteler V2 fabrikalarında geçen korkunç olayları ortaya çıkardıklarında Rudolf, ABD'de kalamamış ve Amerikan vatandaşlığını terkederek Almanya'ya dönmek zorunda kalmış. Binlerce kişiyi öldüren V2 roketlerinin mucidi olan ve "yirminci yüzyılın Fausfu sayılan von Braun'un bugünleri görmeden ölmesi, onun açısından bir şans sayılabilir. öte yandan 1945'te Amerikalıların roket gejiştirme konusunda von Braun ve ekibine ıhtiyaçları olmasaydı bu araştırmacıların diğer nazi savaş suçluları ile birlikte yargilanarak asılması beklenirdi. Oysa galiplerın teknoloji hırsı, savaş sonrasında ahlak ve adalet kaygılarına üstün geldi ve von bilim adamları olarak ABD'ye götürüldü. pıldı. Dunya'da 380 kg. Ay taşı var Ay taşları üzerinde yapılan incelemeler, Dünya ile Ay'ın aynı "hamurdan" olduğunu ortaya koydu. Büyük bir olasılıkla Ay, Dünya'dan koptu. Ay taşları altından daha pahalı satılıyor. Hiç dokunulmamış bir miktar ay taşı özel koşullarda saklanıyor... pollo astronotları Dünya'ya dönerken 380 kg'dan fazla Ay taşı getirdiler. Bu taşların ilk partisi, Apollo 11 tarafından 24 Temmuz 1969 tarlhinde yeryüzüne getirilmişti. Kuşkusuz bu taşların basit bir hatıra eşyası 6tesinde billmsel anlamı vardı. Belki de taşlardan elde edilecek değerli alaşımlar gelecekte Ay yolculuğuna ticari bir yaklaşım kazandıracaktı. 1969 ile 1972 arasında 12 astronot Ay'a altı yolculuk yaptı. Bu yolculuklarda toplam 381.737 kg Ay taşı ve tozu getirildi. Bunların bir bölümü Ay yüzeyinde 27 yerde yapılan sondaj delgilerinden elde edilmişti. Yirmibeş yıl sonra taşların çoğu hâlâ ayrıntılı bir şekilde incelenmeyi bekliyor. Ay'dan getirilen taşların 17.9 kilosu (yüzde 5) bilim adamları, öğretmenler, müzeciler ve çeşitli araştırmacılar tarafından alınarak Dünya'nın dört bir yanına götürüldü. NASA kayıtlanna göre 13 kg Ay taşı çeşitli deneylerde kullanılarak "tüketildi" ve 33 gram taş ise "resmen kayboldu). Ay taşlarının yüzde 92'si (350.80 kg) hükümet gözetimi altında saklanıyor. Bunun büyük bölümü (323.3 kg) NASA'nın Texas/Houston'daki Johnson Uzay Merkezi'nde bulunuyor. Geriye kalan bölümü ise Houston'un Brooks Hava Üssü'nde muhafaza ediliyor. Brooks Hava Üssü'nde Ay'ın çeşitli yerlerinden alınan taş örneklerinin bir araya toplandığı bir koleksiyon da bulunuyor. Bu ömeklerden şimdiye kadar üç defa yararlanılmış. Son defa 1989'da, Apollo 16'nın getirdiği örneklerden araştırma amacıyla alınmış. Burada insan eli değmemiş 27.4 kg Ay taşı da paslanmaz çelikten bir kutuda saf azot içinde saklanıyor. A Apollo astronotları Ay'dan 380 kg dan fazla Ay taşını Dünya'ya get. metal parçası bile billmsel araştırmaları yanıltabillr. Şimdi Lockheed Mühendislik ve Bilim şirketinde çalışan ve 25 yıl önce Ay taşlarının getirildiği kutulann açılmasından sorumlu olan teknisyen Jack VVarren, Apollo 11 taş örneklerinin Johnson Merkezi'ne İlk geldiği günü hatırlıyor. Apollo 11 Pasifik Okyanusu'na yumuşak iniş yaptıktan sonra, taşların bulunduğu alüminyum çantayı ilk açan kişiler Jack VVarren ve arkadaşlan olmuş. "Neyle karşılaşacağımızı gerçekten bilmiyorduk" diyor VVarren. O günlerde bilim adamları da Ay'dan gelen taşların hangi sürprizleri sakladığını bilmiyorlardı. Bazıları bu taşlarla gelen uzay mikroplarının tüm İnsanhğın sonunu hazırlayabilecek bir salgına neden olacağını düşünüyordu. Bu nedenle taşlarla ilgilenecek olan personelden daha bir yıl önce düzenli kan örnekleri alınmaya başlanmış, taşlar geldikten sonra da bu uygulama sürdürülmüştü. Aralarından biri hastalandığında bunun taşlardan ileri gelmediğinin kanıtlanması gerekiyordu. Taşların bulunduğu çanta, hava sızdırmayan özel bir bölmede içindeki basınç düşürülerek açılacaktı. Bu taşıyıcı şerit sistemi taşların bulunduğu kutuları ultraviyole fınından ve asit banyosundan geçirdikten sonra vakumlu odalar içine alınan kutulann kapakları ellerinde özel eldivenler ve gaz maskeleri bulunan teknisyenler tarafından açıldı. Kutulann açılışından önce teknisyen VVarren emniyet önlemleri içeren bir listedeki talimatları yerine getiriyor, TV kameraları, 2030 kadar meraklı jeolog saatlerce süren bu işlemi izliyordu. Jeologlar bir an önce Ay taşlarına kavuşmayı bekliyorlardı. VVarren kutular açıldığında düş kırıklığına uğradığını saklamıyor: "Bütün gördüklerim gri renkli taş parçalanndan ibaretti ve taşların üzeri pudra gibi ince bir tozla kaplıydı" diyor. Ay taşlarının güvenliğinden sorumlu Bill Gaffney herhangi bir felakette taşların tümünün kaybedilmemesi için bunların iki ayrı yerde saklandığını söylüyor. Gaffney, Ay taşlarını ulusal bir doğa hazinesl olarak kabul ettiklerini, bu nedenle özenle koruduklannı belirtiyor. Ay örnekleri laboratuvarı, ameliyathane kadar temiz ve banka kasası kadar güvenlikli bir görünüme sahip. Kapılarda çift kombinasyonlu kilitler ve hareket dedektörleri var. Tek başına klmsenin içeri girmesine izin verilmiyor. İçeri giren kişinin başlık, maske, eldiven ve galoştan oluşan steril bir kıyafet giymesi ve üzerindeki tozları uzaklaştıran bir hava duşundan geçmesi zorunlu. Mücevher, madeni eşya ve metal çerçeveli gözlüklere izin verilmiyor çünkü taşlara bulaşabilecek mikroskopik bir Çok özel koşullarda saklanıyor