26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

| A 6 LIK Cocuklarda basağrısı Hemen ağrı kesici ilaca başvurmayın ocuklarda ve gençlerde basağrısı giderek daha sık rastlanan bir durum. Çeşıtli hastalıklar, okul, ruhsal çatışmalar cocuklarda basağrısı na neden olabiliyor Başı ağrıyan çocuğa anne babanın ilk yaklaşımı ağrı kesici ilaçlar vermek oluyor. Bu, sık sık başağrısından yakınan cocuklarda doğru bır tutum degıl. Öncelıkle başağrısına yol açan olayın ayrıntılı bir tanı ve muayene ile aydınlatılması gerekiyor. Dr.Çlçek Wöber Bingöl (Viyana Tıp Fakültesi Çocuk Basağrısı Polıkliniği ) ve çocuk psikiyatristi Prof. Dr Max Friedrlch, cocuklarda başağrısının çeşitli organik bozuklukların bir uyarı sinyali olabileceğini ve uzmanlar tarafından incelenmesi gerektiğini belirtiyorlar. Iki ile 19 yaş arasındaki hastaların başvurduğu Viyana basağrısı polikliniğinde başagrılarının organik nedenlerinın yanı sıra psikolojik, sosyal sorunlardan ve "alle yapısından" kaynaklanabilen nedenleri üzerinde de duruluyor. Polikliniğin rutin programı kliniknörolojik muayene, EEG, bilgisayarlı beyin tomografisi ve göz muayenesinden oluşuyor. Ayrıca gerekirse sinüs grafisi, KBB muayenesi ve ortopedi, dahiliye kon C Elektromanyetik dalgaya dava açıldı Beyin kanserine neden mi? ABD'nin Brigeport (Connecticut) kentınde Melissa Bullock (19) adlı hasta, yakalandığı beyin kanserınden evinin karşısındaki elektrlk santralını sorumlu tutarak fırma aleyhine tazminat davası açtı. 1989 yılında beyin kanseri tanısı koyulan Bullock, on yıldır bu evde oturduklarını ve odasının tam karşısından geçen yüksek gerilim hatlarının yaydığı elektromanyetik dalgalar nedeniyle kansere yakalandığını iddia ediyor. 1990 yılında New Yorker Magazine gazetesınde elektromanyetik alanların neden olduğu kanser vakalarına ilişkın bir yazı dizisi yayımlanmıştı. Bullock ailesi elektromanyetik dalgalar nedeniyle kızlarının hastalığı ve evlerinin değer kaybı nedeniyle Connecticut elektrik şirketi aleyhine maddl ve manevi tazminat davasına karşı şirketin sözcüsü bır açıklama yaparak elektromanyetik dalgaların sağlığı bozduğuna ve kansere neden olduğuna dair şimdiye kadar hiçbir kesin kanıt bulunmadığını söyledi. Bu konuda her yıl milyonlarca dolar harcanarak araştırma yapıldığını belirten sözcü, bilim adamlarının elektrik tesıslerının sağlığa zararlı bir etkisini saptayamadıklarını öne sürdü. Geçen yıl da bir çevre koruma örgütü cocuklarda lösemi ve beyin kanseri ile yüksek gerilim hatları arasında bağlantı oldugunu ileri sürmüştü. Sağlık bakanlığı yetkililerı ise Connecticut kanser kayıtlarının coğrafı dağılımı ile yüksek enerji hatlarının geçtıği yerler arasında böyle bir faktörü düşündürecek kanıtlar olmadığınıbildirdiler. Beyin ÖZÜPIÜ çocuğa yunus tedavisi B eyin hasarı nedeniyle konuşamayan 3 yaşındaki Charles Searle 'ye uygulanan "yunu* tedavisi" uzmanları ve çocuğun aılesinı umutlandırdı. Ingiliz çocuğun annesi Patrıcıa Searle, Florida Yunus Araştırma Merkezı'nde ağustos ayında uygulanan tedavi sırasında yunuslarla oynayan ve bu sevimli hayvanlarla yakın arkadaşlık kuran küçük Charles'ın "dondurma" ve pepsl cola" gibi sözcükleri öğrendiğini söyledi. Yunus merkezinde depresyonlu hastaların, beyin özürlü ve otistık çocukların tedavisinde yunuslar kullanılıyor On beş derslik bir tedavi için 2 500 $ ödeniyor Merke^de çalışan uzmanlar yunuslarla kurulan iletişimin özellikle duyarlı insanların ruhsal yapısı üzerinde çok derin etki yaptığı görüşündeler. New York Üniversitesi'nden psikolog Prof. Irene Deich, insannayvan iletişiminin ınsanda bilışsel, motor ve sosyal becerileri arttırdığını, hastaların özgüven kazandığını belirtiyor Sadece akvaryumda yüzen balıkları izlemenin bile hipertansiyonlu hastalarda kan basıncını düşürüğünu soyleyen uzmanlar özellikle yunusların psikoljik sorunları olan çocuklar ıçin çok yararlı oldugunu bildiriyorlar sultasyonu, manyetik rezonans ve dığer ayrıntılı incelemeler uygulanıyor. Başı ağrıyan hastalar poliklinikte tıbbi inceleme yanında çeşitli psikolojik testlere tabi tutulmakta. Muayene sonuçlarına göre tıbbi tedavinin yanı sıra konuşma, oyun, aile terapisi gibi yöntemler denenmekte. Ana amaçlardan birı de çocuğun sosyal sorunlarının onun "başını ağrıtmadan" çözümlenmesi Çevneden AIDS Kalp krizine bulaşma riski karşı aspirin cok diisiik A IDS virüsü vücut dışında kan, idrar, tükürük, gözyaşı ve dışkıda kısa süre canlılığını koruyor. Virüsün bu atıklardaki yoğunluğunun düşük olması nedeniyle hastaların atıkları toplum sağlığı açısından tehlike yaratmıyor. Johns Hopkins Üniversitesj epidemiyolojı Profesörü Humayun Farzedegan. MIV (AIDS) virüsü bulaşmış hastane çoplerınden ve kanalizasyonlarından hastalık yayılma olasılığının son derece düşük olduğunu scylüyor. Ancak hastalığı taşıyanların artması durumunda kanalizasyon sularındaki AIDS virüsü yoğunluğunun yükselmesi, potansiyel bir tehlike oluşturabilir. Prof. Farzedegan, bu nedenle kanalizasyon sularındaki AIDS virüsü yoğunluğunun potansiyel bir risk kaynağı olarak izlenmesi gerektiğini belirtiyor. Isı ve kimyasal maddelere karşı çok duyarlı ol?n AIDS virüsü, dış ortamda 46 saat, kurumuş insan kanında ise 1 saatten az canlı kalıyor. Şimdiye kadar AIDS literin atıklarıyla bulaşmış sulardan veya havadan ınfekte olan bir vakaya rastlanmadı B eyin kanamalarından kaynaklanan kalp krizi tehlikesinin, az miktarda asetilsalisilikasit (aspirin) alınmasıyla yüzde 20 azalacağı bildırildi. Isveç'de yapılan çok geniş ölçekli Saltaraştırmasının bu sonucuna göre, kalp krizini ve diğer komplikasyonları önleyici etkisi bakımından günde 75 miligram aspirin yeterli oluyor. Bugüne kadar kalp krizi tehlikesine karşı günde 300 miligram aspirin tavsiye ediliyordu. Ancak bu miktarın mide bağırsak sisteminde yan etkileri oldukça fazlaydı Düşük dozda ise bu yan etkiler çok azahyor. Aspirin alınmasıyla gerçi beyin kanamalarının tam önüne geçilemiyor, ancak bir önleyici etki sözkonusu. Isveçli doktorlar bu konuda yayınladıkları makalelerinde (Lancet338, s.1345), aspirin alınmasının, yüksek tansiyon gibi risk faktörleriyle mücadeleyi gereksiz kılmadığını belirtiyorlar.(z) 2S0PU Osteoporoz nedir f 2 yanıt ve D vitamini alımının yetersiz olması, hormonal değişimler ve hareket azlığı osteoporozu hızlandırır. Kış ayları depresyona yol açar mı? Bazı depresyon türleri gün ışığının yeterli olmadığı kış aylarında görülmektedır Mevsimsel Duygulanım Bozukluğu (SAD> (Seasonal Affective Disorder) adı verileı bu depresyonların oluşumunda gün ışığının yetersizliği nedeniyle beyinde bazı kimyasal maddelerin üretiminin azaldığı düşünülmektedir. özellikle kış aylarının uzun olduğu ülkelerde duyarlı kişilerde mevsimsel depresyonlara rastlanır. Hastaların sabah saatlerinde dalga boyu gün ışığına yakın ışıkla uyarıIması (fototerapi) ve antidepresan ilaçlar tedavide olumlu sonuç vermektedir Osteoporoz, menopoz sonrasında kadınları etkileyen önemli sağlık sorunlarından biridir. Altmı$beş yaşın üzerindeki kadınların % 20 sınde kalça ve omurga kırıkları görülür. Yapılarındaki esnek proteın lıfleri ve sert kalsiyum fosfat kristalleri kemiklere dayanıklılık verir. Kadınlarda menopozdan sonra kemik proteinleri ve kalsiyumunda % 50 ye yakın azalma sonucunda kemikler kırılgan bir durum alır Bu olaya osteoporoz adı verilir. Kalsiyum 2566
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle