24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ORGAN NAKLİ Diabetli farelerde pankreas hücresi nakli W ashington tıp fakültesinden Dr. Paul Lacy, laboratuar farelerinin derisi altına yerleştirilen pankreas hücreleriyle dlabetik fareleri iyileştirdiğini bildirdi. Farelere nakledilen pankreas (Langerhans adacıkları) hücreleri derialtında normal çalışarak insulın hormonu urettiler Böylece ilk kez deri altına kapsül içinde yerleştirilen hücrelerde insülin üretimi başarıldı. Şayet aynı teknik köpeklerde başarılırsa 3 yıl içinde insanlarda denenecek. Kürdan kalınlığında ve 2.5 cm uzunulğundaki tüpe yerleştirilen pankreas hücreleri deri altında tubun iki yanından giren oksıjen ve besin maddelerıyle canlı kalıyor. Lacy'nın tüplerinde 600 ile 1,000 kadar adacık hücresi bulunuyor. Üretilen insülin, tüpün çevresindeki damarlardan kana karışıyor Nakil yapılan farelerde kan şekeri düzeyleri 60 gün kadar normal kalıyor. Adacık hücreleri vücudun red reaksiyonundan korunuyorlar çünkü bu reaksiyonda rol oynayan bağışıklık hücreleri büyük olduğundan tüpün içine giremiyor Tüpteki hücreler, normal pankreas hücreleri. gibi kandaki şeker yükselmelerine insülin üretimini arttırarak yanıt veriyorlar Boylece kan şekeri normal Sınırlar içinde kalıyor. Sağlıklı vücutta kan şekeri yükseldiğinde pankreas insülin salgılıyor İnsülin sayesinde vücut kandaki şekeri kullanabilıyor.Şeker hastalığında pankerasın insülin üreten hücreleri çalışmadığından kanda şeker düzeyi aşırı yükseliyor Tedavi edilmeyen diabetli hastalarda damar sertliğine bağlı böbrek, kalp ve göz hastalıkları görülüyor. Dişlerimizdeki amalgam dolgular, sağlığımız îcin tehdit mi? Amalgam dolgulardan vücudumuza ne kadar cıva geçiyor, ve ne kadar zehirleniyoruz? Fatma Koray* kişınin sağlığını önemli boyutlarda tehdit ettiğini bildiren yazı, ağzında böyle dolgu taşıyan kişileri kaygılandırdı, hatta hastalar arasında panik yarattı. Dişlerinin amalgam ile doldurulması gereken kişileri, bu konuda aydınlatmak ve ıkna etmek dişhekimleri içın büyük sorun oldu. Yenı yaşanan bu olay, basınyayın organlarında özgün bilim alanlarını ilgilendıren yazıların ne denli özenle hazırlanması gerektiğini bir kez daha hatırlatmakta ve meslekten bir kişinin, bir uzmanın imzasını taşımadığı durumlarda mutlaka bir danışmanın görüşüne, hatta denetimine sunulmasını düşündurmektedir Acaba, üzerinde spekülasyonlar yapılan amalgam gerçekten insan sağlığı açısından çekinilmesi, terk edilmesi gereken bir dolgu maddesi midir? Dişhekimliğinde yaklaşık 100 yıldır arka dişlerin doldurulması için gümüş amalgam kullanılır. Gümüş amalgam "gümüş" kalay ve "bakır" tozları ile civarının ıslatılıp karıştırılmasıyla elde edılmektedır. Amalgam dolgunun içerdığı civa nedeniyle toksıt (zehirleyici) olup olmadığı 80 DİŞ SAGLIGIMIZ K yer alan ve amalgam dolgularının ısa süre önce bır basın organında insana geçiyor, ama... Zehirleyici değil! li yıllardan bu yana bılım adamları tarafından tartışılmaktadır Son 5 yıldır bu tartışmalara, amalgamdaki cıvanın çevre kirliliğine etkisi de katılmıştır Amalgam dolaudan serbetleyen cıvanın dolgu yapılan hastaya sindirim kanalı yoluyla ve dolguyu yapan hekim ve hemşireye çalışma sırasında bu j ~ harlaşarak solunum yoluyla geçtıği saptanmıştır Bu kişilerin kan ve idrar tahlillerinde saptanan cıva miktarındaki artış bu gerçeğin kanıtıdır. Ancak; amalgam dolgu yapılan hastalar kan ve idrarlarında cıva miktarında artış saptansa da, bu artmış cıva miktadır, zehirleyici cıva miktarının çok daha altındadır. örneğın, kandaki yükselmiş cıva miktarı, zehirlenmeyi başlatacak en düşük cıva miktarının bile onda biridir. Ağızında 20 adet tek yüzlü amalgam dolgu bulunan kişide dolgudan çözünen cıva miktarı 18 mikrogramdır. Oysa, Dünya Sağlık Teşkilâtı (WHO) bir kişınin günde besinler ya da çeşitlı yollarla 43 mıkrogram cıva alabileceğını bildirmektedir. Bazı besinlerle örneğin deniz ürünleriyle (bilhassa palamut balığı ile), dolgudan çözünen cıvadan çok daha fazla organizmaya girmektedir Ağızında 12 ya da daha fazla amalgam bulunan kimsede dolgudan açığa çıkan civa, yıyecek ve ıçeceklerle alınan günlük cıva miktarının ancak % 10 udur. Ayrıca, amalgam dolgu maddelerine getirilen yenilikler, onların yalnızca mekanik ve korozyon özelliklerini mükelleştirmekle kalmamakta, aynı zamanda civa sabetlemesinı de azaltmaktadır. gam yapmaktan kaçınılmalıdır. Amalgamlara bağlı allerjilerin de ortaya çıktığı bılimsel yayınlarda yer alıyor Ancak, doğrudan amalgam dolgunun sorumlu tutulabileceği vakalar dünya lıteratüründe çok enderdir. Amalgam dolgularm çevre kirliliğine katkısı olabileceği de tartışılıyor. Muayenehanelerde atılan amalgam artıklarının, çevreyı kirlettiğı. hatta bu konuda cenazelerin ağzındaki amalgamların toprağa Sonuç olarak amalgam dolgudaki civa hasta İçin zehirleyici değildir. Bu bılimsel olarak kanıtlanmıştır. Yalnız hamlle kadınlarda fazla sayıda amalgam yapılması ya da var olan dolgunun sökülmesi sırasında civa göbek kordunu üzerinden bebeğe gecebilmektedir. Bu civanın, bebeğin gelişmesini olumsuz yönde etkilediğine ilişkin hiç bir kesin kanıt olmadığı halde gene de bu dönemde fazla amal25618 geçip biyolojik siklusa katılacağı bile konuşulmaktadır. Ancak amalgam dolgunun doğaya katılacağı bile konuşulmaktadır. Ancak, amalgam dolgudan doğaya katılacak cıva miktart sanayı artıkları ya da çeşitli kullanım malzemelerindeki, örneğin makyaj malzemelerindeki cıva miktarının yanıda önemsiz kalmaktadır. Bunlara rağmen çevre bilinci gelişmiş ülkelerde, örneğin Isviçre'de dişhekimlerinin muayenehanelerinde atık su borularına ozel aygıtlar takılarak cıvanın kanalızasyona girmesi engellenmektedir. özetle, amalgam dolgudaki cıvanın çevre kirliliği açısından bir tehlike oluşturmadığı bıldirilmektedir Amalgam dolgudaki cıva miktarı, bu dolguları hastalarına uygulayan dişhekimi ve hemşire için zehirleyici olabilmektedir. Dolgu artıklarının muayenehane odasında çevreye yayılma sonucundadolgudan buharlaşan cıvanın miktarı bazı muayenehalerde tehlike sınırı olan 25 mikrogram / m3 üzerine çıkmakta ve bu ortamda sürekli olarak çalışan kişilerin sağlığını tehdit etmektedir Dişhekimlerinin dolgu artıklarını sıvı içinde toplamaya özen göstermeleri önce kendi sağlıkları sonrada çevre kirliliğinin önlenmesi için gerekmektedir. *Prof. Dr. İ.Ü. Diş Heklmllgl Faküttesl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle