17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

COCUK P S İ K O L O J İ S İ N E, N İ Ç İ N , NASIL? Sonuç olarak aşırı koruyuculuk, çocukta kendı davranışlarına bağlı pekıştırme deneyımlerı yoksunluğu nedenıyle davranışları ıle sonuçları arasında nedensel ılışkılerı keşfedebılmesını engeller ve dışsal denetımlılığe neden olur Cezalandirma, yetışkınlere göre yapılmaması gereken bır harekette bulunduktan ve bu gözlendıkten sonra çocuğun hoşuna gıtmeyecek bır ortamın yaratılması demektır Cezalandırmada kullanılan yontemler çeşıtlıdır Araştırmamızda fiziksel cezalandırma olarak çocuğu tokatlama ve arkasına (kaba etlerine) vurarak dövme esas alınmıştır Ouygusal cezalandırma olarak ıse çocuğu verılmış bazı haklarından yoksun bırakma, azarlama, soğuk davranma, ondan yakınma, onu suçlu hıssettırme ve utandırma gıbı çocuğu psıkolojık yonden etkıleme kastedılmektedır Ulkemızde, ebeveynlerın fiziksel cezaları çok kullandığı gozlem ve araştırmalarla saptanmış bır gerçektır Fiziksel cezalandırma, genellıkle çocuğa davranışı ve yarattığı durum çerçevesı ıçınde yanı bır nedensonuç ılışkısı kurarak, kanıt gostererek ınandırma ve rasyonel tartışma ıçınde uygulanmak yerıne ofke ve kızgınlık duyguları ıle bır arada uygulanan, çoğu kez amacını aşan, çocukta öz saygıyı azaltan, benlık kavramını olumsuzlaştıran bır yontem olarak uygulanır 56) Fiziksel ve duygusal cezalandırma. ğa baskı yapması, onu dığer çocuklarla kı yaslayıp onlardan daha başarılı olmaya zorlaması, doğal olarak çocuk uzerınde psıkolojık bır baskı yaratmakta, onun kendı kapasıtesı ıçınde gelışmesıne yardımcı olmak yerıne, başkalarıyla yarışa sokulması çocukta stres ve kaygı oluşturabılmektedır Bu konuda külturlerarası blr araştırmada, ulkemızde özellıkle annelerın çocuklarından beklentılerı ıçınde "başarılı olma"nın ilk sıralarda yer aldığı ve araştırmaya katılan dokuz ulke ıçınde en yüksek beklentlnln Türk annelerlne ait olduğu gorulmektedır (5). Bu yuksek beklentı, çocukta, annenın ısteklerını yerıne getırememe kaygısının doğmasına, kendıne guvensızlığe, kendı değerının bu başarıya bağlı olduğu duşuncesının oluşmasına yol açabılmektedır Böyle bır baskının babadan gelmesı ıse, babanın toplumumuzda genelde bır otorite flgurü olarak görulmesı katı ve cezalandırıcı bır tutuma sahıp olması nedenıyle, çocuğun benlığını tehdıt edıcı bır unsur olmaktadır Belkı de çocuğun yeterlılığını aşan bır beklentı yönundekı bu baskı, çocuğun kendını guçsuz ve yetersız hıssetmesıne neden olabılmektedır Beklenılenı yerıne getırememe, babayı hayal kırıklığına uğratma, sevgıyı kaybetme ya da fiziksel cezalandırma kaygısı, çocuk ıçın önemlı bır stres kaynağıdır Kısacası bu baskının yaratacağı olumsuz duygular çocuğun çaresızlığı benımsemesıne yol açabılır Sonuç olarak, hareketlerının denetımı ve değerlendırmesı sureklı olarak yetışkınler tarafından yapılan çocuklarda bagımlı bır kışılık yapısı gelışmektedır (6). Bu açıklamalardan sonra, özetle, annebabalar olarak, çocuk yetıştırmede ılgışelkatı esırgememeyı, çocuğa amaçlarına ulaşmada yardımcı olmayı, dısıplınımızde açıkseçık, kararlı ve tutarlı olmayı benlmseylp aşırı koruyucu olmaktan, fiziksel ya da duygusal ceza yontemlerını fazla kullanmaktan, başarılı olması ıçın çocuğa baskı yapmaktan kaçınmalıyız. Yazımızın sonunda anababalığın bır sanat olduğunu ve dığer sanatlar gıbı zaman ve emek harcayarak öğrenılmesı gerektığını söyleyerek ANABABA OKULLARl'nın ışlevlerını duşunmek, gereklılığını kabul etmek ve bu konuda gırışımlere başlamak uzere, bu kez de llgilllere 'Dıkkat!' çekelım D KAYNAKLAR 1) Bilim Teknik, Sayı 149, 'Davranışlanmı zın Belırleyıcılerı Kımler?" 2) ROTTER, J B (1966) Generalızed expec tancıes (or Internal versus External Control of reınforcemant Psycholoclgal Monographs. 80 (No 609) 3) YEŞILYAPRAK B (1988) Lıse Oğrencı lerının içsel Ya Da Dışsal Denetımlı Oluşlarını Etkıleyen Etmenler (Yayımlanmamış Doktora Tezi) Ankara H U 4) MACDONALD A P (1971) 'InternalExternal Locus of Control Parental Antecedents Journal of Consultlng and Clınical Psychology Vol 37 1 1414 147 5) HOFFMAN W L (1987) The Valme of chıldren to parents and chıldrearıng Patterns Growth and Progress In CrossCultural Psychology Brewyn Svvet North Amerıca Inc 6) KAGITÇIBAŞI, Ç (1978) Çocuğun Değerı' Pslkolojl Derglsl. 10 2631 ç Nitrojen mi, azot mu? Cezanın sebepsonuç ılışkısıne dayalı bır ortam ıçınde uygulanmayışı, çocukta davranışları ıle aldığı cezalararasında doğrudan bır ılışkı kurmak yerıne cezaların yetışkının 'keyfılığıne' bağlı olduğu yolundakı ınançları gelıştırerek dışsal denetımlılığe yol açar Ayrıca 'dovulme' gıbı onur kırıcı bır durumun çocukta utanma, guvensizlik, yetışkın karşısında guçsuzluk yaratarak, bagımlı ya da tersıne saldırgan bır kışılık yapısı gelıştırebıleceğı söylenebılır Duygusal cezalandırma, fiziksel cezanın bazı sakıncalarını taşımamasına karşın, en etkılı dısıplın turu de değıldır kuşkusuz Çunku kızma bağırma, soğuk davranma gıbı duygusal cezalandırma tutumları karşısında çocuk, o davranışın yapılmaması gerektığını anlarsa da nedenını anlayamaz ve bu durum genellıkle sevılmedığı hıssıne kapılmasına, suçluluk duy masına, benlık saygısının zedelenmesıne neden olur evırılerde, azota, bazan azot, bazan mfro/en denıyor Neden? Havanın başlıca ıkı gazın karısımından olustuğunu, kımyacılar, daha 1770'te anlamıslardı Bırı yasatan, oburu olduren ıkı gaz Sımsıkı kapalı bır yerde kalan hayvan veya bıtkı, yaşatan gazın mıktarmca yasıyordu Olduren gazla dolu bır ortamda ıse yasamıyordu Bu ıkı gaza değısık adlar kondu Isveçlı Korl VVİIhelm Scheele (17421786), yasatan gaza " a t e ş g a z ı " (fıre aır), olduren gaza " k ö t ü g a z " adını verdı Ingılız kımyaası Daniel Rutherford, 1772'de kbtu gaza "zehırlı gaz" (poıson gaz) dedı Fakat, çağdaş kımyanın bofaası Fransız Lavoisier (7 7431794), kötu gaza "azot" demeyı yeğleaı Bunu, eskı Yunancada "musaaae etmeyen" anlamındakı "a" ekı ıle yıne bu dılde bayat anlamına gelen "zoe" sozcuğunu bırlestırıp yaptı Sozcuk, boylece, "canlı yasatmayan" demek oluyordu Almanlar bu anlamda, Stıckstoff (boğan madde) deyımını kullandılar Bunlann htçbırı Mmadı Ingılızcede Fransız kımyacı Jeart Antolne Chaptal, 1790'da bır seyın farkına vardı Bu canlı yasatmayan ve "kotu", "boğucu" gıbı adlar verılen gaz, dumansız barutun oluşturanları arasında bulunan "nıter"ı meydana getıren bır gaz ıdı O sıralarda, boyle, baska bır maddeyı olusturan maddelerın adlannın arkasına "gene" ekı getırme alıskanlığı vardı Boylece, sbz konusu gaza "nıter" olusturan anlamına "nıtrogen" (nıtro\en) adı verıldı Bu ad Ingılızcede tuttu Bugun, gaza Fransızlar azot, Ingılızler ve Amerıkalılar "nıtro\en" dıyor Batı kulturu bıze Fransa araalığı ıle geldığınden bızde de "azot" sozcuğu kullanılıyor Neden hep büyümeyiz? H er canlının normal bır buyume sınırı vardır Bu sıntra ulaşılınca, buyume durur Kedi, lcopek, lcuş, balık... bıldığımız buyukluktedır U s k u m r u , ne kadar lyı beslenıne beslensın, yunus balığının buyukluğune ulasamaz Çunku hayvanın butun organları, bellı bır buyukluğe gore gorev yapar İnsan mıdesı bır kıloluk bır besını ısleyecek guçtedır Salgılan da ona aoredır Normalden buyuk hayvanlar da var Bunlara "azman" dıyoruz Nedenı, bazı bezlerın fazla salgı uretmesıdır Bunun tersı de oluyor Bunlara da cuce dıyoruz Ama bunun nedenı bır tur bastalıktır Bu arada hemen belırtelım Buyume bol besınle ılgılıdır Vücudumuzdakı her oraan tam çalısabılmek, doğanın kendısıne çızdığı sınırı bulabılmek ıçın kendısıne yetecek besını almalıdır Tam gıda alamayan bır vucut guduk katır Durum b i t k i l e r d e de boyle Her bıtkının doğal bır boyu vardır Japonlar, bunu bıldıfclerı ıçın, bıtkılenn buyume organlannı etkileyerek cüce çınar, çam, lcayın... yapıyorlar Bu yonteme bonsay (bonsaı) denıyor Cuce bıtkılenn aâac turlerı sa/on suslemede kullanılıyor (1 H 7) Başarı için baskı Çocukluk donemınde, annenın ve babanın, okulda 1yı notlar alması ıçın çocu utbol, dunyada en sevılen oyundur Neden? Yuvarlaklığı nedenı ıle her yere gıtmesı ve stçraması yuzunden. Ama bız, burada topun neden sıçradığını araştıracağız Gerçekfen de oyuncunun başından, kale aireklerinden ve yere vurulunca sıçramayan top, bır şeye yaramaz Sıçrama, top ıçın boş koşuldur Topun sıçramasının bırıncı nedenı, hep bılıyoruz, ıçınde lasfik oluşundan Lastığın ozellığı sıkısıp genışlemesı Hatta modern matematığın kardeşı olan modern geometrıye, obur adı ıle ropo/o/ıye, yanıltıcı olarak, "lastıklevha ıçbıratlet, uzun atlamada pırenın (rubbershecet geometry) geometnsı" yeteneğıne erısemez Hayvan 32 denmesının nedenı budur santım sıçrayabılıyor 32 santım, Sıçramanın ıkıncı nedenı, topun pırenın boyunun 350 katı Atletın aynı baıçınde h a v a bulunmasıdır Top bır şanyı gosterebılmesı ıçın 60 kusur metre sıç yere çarpınca ıçındekı hava sıkısır ramast gerekıyor Tabıı sırıkla değıl, pıre gı Bu sıkışma topu sıcratır Nıtekım ığne bı ayaklarının ıtme gucu ıle En uzun atlayan veya çuvaldız batırılmıs, yanı atlet 15 metre bıTe atlayamadı bugune delınmış bır top sıçramaz Sıkışan kadar hava oradan dısarı cıktığı ıçın Pıre ıçın rekor kıtabı yazılsa veba salgıSıçramanın uçuncu nedenı, sert bır nına yol açan pırenın butun rekorları kırayere vurmasıdır Kuma veya ağlara cağı söylenebılır Pırenın bır turu, hıç durcarpan top sıçramaz. Cunku top, mamacasına, uç gun atlayabılıyor Saatte sıçrama ıçın sarf edeceğı gucu öOOsıçrama hesabı ıle. yumusak yuzeyde yıtınr. Top neden sıçrar? F İnsan mı, pire mi daha uzun atlar?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle