Katalog

AKADEMİk HAYAT Üniversitelerde 8 profesör tipi Kararların durmadan değişmesi sonucu, niteliği eşit olmayan çok sayıda profesörlükler oluştu. Prof. Dr. Kasim C.Güven Istanbul Univcrsitesl nı bır duzenleme geldı Buna bağlı olarak 5 kışıden oluşan bır değerlendırme komısyonu kuruldu 19771989 arası bu uyelerden bırının 2, dığerının 43, bır dığerının 239 ve dığer ıkısının hıç sıtasyonuna rastlanmadı Bu komısyon yıne dış yayın ve sıtasyon esasını getırdı Bu bılgıler, ılgılı unıversıte yonetım kuruluna gelır ve rektor goruşu YOK'e bıldırılıır (YOK IV profesörluklerl). Ozetlersek 1946, 1960 ve 1981 YÖK IIV uygulamaları ve ozel yasalara gore 8 tip profesörluk doğdu* Profesörluk bılımde en son kademedır Profesorler ıçın 1 sıtasyonu yeterlı gormek ışı hafıfe almaktır Bızde şımdı herkes profesordur ve aynı hakka sahıptır Osmanlı medreselerınde bıle muderrısler 5'lı (5 akçelı) medreseye tayın ıle başlardı ve sonra medreselere yeteneklerıne gore yukselebılırlerdı Bızdekı gıbı Batı'da profesoriukler yoktur Bulun Batı ulkelerınde profesörluk bır kadroya bağlı olarak verılır İngiltere ve Amerika'da ayrıca surelı veya suresız pro fesorluk tayınlerı yapılır Surelılerde sözleşme yenılenmemekte ve göreve son verılebılmektedır Şuphesız bu, ılmı çalışmanın ve yayının devamlılığını sağlamaktır Profesörluk ılımde son kademedır Bunda çok cıddı davranılması gereklı ıken bızdekı bu uygulamanın, her sahada olduğumuz gıbı bır duzene bağlanmaması sonucu profesörluğe yukseltmelerde bır muesseseleşme kurulamamıştır YOK hıçbır alanda bır duzen kuramadığı gıbı, burada da kuramamış ve boylece bır kaos doğmuştur Butun bu uygulamalar bılıme bır şey katmamış olup bılımsel alanda yerımızı almamıza da engel olmuştur Bu tablonun bugun ortaya çıkardığı husus, verecek ders saatı olmayan bu çok sayıdakı unıversıte profesörleri, memleket meselelerıne çozum bulma yerıne, ek ders ucretı almak ıçın öğrencılerı gruplara bolme, ders saatı sayısını arttırma metotlarını keşfetmekle meşguldur Batı ulkelerınde bır kadroya ve pıramıde dayalı duzenleme ıle yapılan yukseltmelerın aksıne, ulkemızde yapıian sıstemsız ışlemler ıle meydana gelen niteliği eşıt olmayan, sayısı çok profesörlükler, unıversıtelerı ılerıde yenı bır 1933 reformuna göturur 1) Karal E Osmanlı Tarıhı Cılt VII 1956 Cılt VIII 1962 TTK Basımevl Ankara Karal E Selım IIIun Hatlı Humayunlan TTK Basımevı Ankara, 1946 2) Baltacı, C XVXVI Asırlar Osmanlı Medreselen 3)Akyuz Y Turk Eğıtım Tarıhı Ankara A U Eğıtım Fakultesı Yayınları 114 1962 4) Cumhurı yel Bılım T«knık, Sayı 152. 3 Şubat 1990 T urk eğıtım tarıhı medreseler ıle başlar Medreseler, Selçuklu dönemınde dın adamı, devlet adamı yetıştırme, Osmanlı donemınde ıse buna ılave olarak ıhtısas ıçın kuruldu Zaman ıçınde Batı'da kılıseunıversıte mucadelesınde olduğu gıbı bızde de dın ve muspet ılımler arasında çekışmeler oldu Bunun sonunda bu kuruluşlar zamanla bozuldu, eğıtım kadrosu zayıfladı ve muderrıs (profesor) çocuklarına daha çocukken muderrıs unvanı bıle verıldı Bunlara "beşik uleması" denıyordu Gerçek unıversıte karşıtı olarak kabul edılen Darü Ifunun'da ılk defa 1862'de derslere başlandı 1870'te Darulfunun açıldı 1871'de de kapatıldı* 1933 unıversıte reformu ıle sıstemde değışıklık yapıldı ve 1912'de Darulfunun'da olduğu gıbı, Batı'dan profesör getırıldı Bu dönemde profesorler, atanarak göreve alınıyorlardı Unıversıte 1946'da ozerkllğe kavuştuktan sonra profesörluğe yukseltmelerı kendısı yaptı Bu yukseltmelerde açık kadroya tayın şeklınde sınırlama vardı 1960'ta hazırlanan 115 sayılı kanun ıle bu sınır yıkıldı Fakulte kurulları, fabrıka gıbı kıtlesel profesör (kadrolu veya kendı kadrosunda) uretım merkezı halıne geldı 1981'de çıkarılan YÖK donemınde ıse kışıye gore değışen yenı bır sımrlamalar ve boylece değışık tıp profesörlükler meydana geldı YOK donemınde başlangıçta unıversıte profesörluklerı ıçın yabancı yayın ve sıtasyon esası getırıldı Bu sıstemde rektor 3 kışılık komısyonu seçer ve bu komısyon raporu unıversıte yönetım kurullarına gelır ve karar YOK'e bıldırılır ve YOK de yukseltmeyı yapar (YOK I profesörluklerl). Bu arada YOK bu sımrlamalar dışında, keyfı olarak ıstedığıne ozel kadrolar vererek tercıhlı profesörlükler de yarattı ^ ocukluk anılanmız belteğımızde önemlı yer tutarlar. Bu anılarıımz, bız farkında olmadan hayatımızı çeşıtlı yonlenyle bıçıınlendınr, belkı de "duygusal belleğımıze" zemın oluştururlar. Sözgelımı, yedığımız bır tokatın kendmnı hatırlamasak bıle acısı "ıçımızde yer eder". Aslında duygusal belleğm potansıyel ıçerığını duşunurken akla hemen tokat orneğının gelmesı ılgınç. Ama hıç de şaşırtıcı değıl. Çunku dayak, ulkemızde "mıllı spor" olarak genel kabul goten bır davranış. Çocuk, sadece aıle ıçınde değıl, okulda, sokakta ışte ve son olarak askerlıkte "bu tezgâhtan" geçer. Ve hepımızın tanıdığı ' 'ortalaına Turk tıpı'' yaratılır: ' 'Dayak cennetten çıkmadır' 'a ınanan ve çocuklarını da ınandıran... Dergımizin bu sayısında, ınsanı ışleyen, özellıkle de Turkıye'de kışılık oluşumunun mekanızmalarım ırdeleyen yazılara ağır/ık verdık. "Sonra dızınızı dövmeyın" yazısı, çocuğun, yaşamı her yönuyte omuzlayabıleeek ruhsal ve fızıksel bır kışılığe sahıp olabılmesı ıçın "nasıl yetıştirılmesı gerektığını" ıncelemekte... Çocuk psıkıyatrısını tanıtan ve bu uzmanlığm üniversitelerde bır ana bılım dalına yukse/tıleceğını duyuran yazımız, konuyu başka yonlenyle butunleınekte. Ve nıhayet, geçen sayımızda ılk bolumunu yayımladığımız "Psıkolojı'de ge/ışmeler" konusunu bu sayımızda klınık ve deneysel psıkolo/ının uğraş alanlannı tanıtan, bu dısıplınlerdekı yenı yönelışlerı vurgulayan yazılarla tamamlıyoruz... • •• Gelecek cumcfrtesıye kadar hoşçakalın... c H A F T A N I N G Ü N D E M İ O K U R D A N BİZE edıyor ve varsayılan hastalık hakkında bılgıler verılıyor Testıs altında normalde damar bırıkıntısı olarak tanımlanan bır olay yoktur Varıkoselın amelıyafla duzeldığı doğrudur Ancak ağrı fapmasa da tesfısın normal gelısımını engelleyebılmesı ve ınferfılıte (kısırlık) sebebı olabılmesı nedenıyle bu hastalığın uzmanlar tarafından ızlenmesı ve tedavısının yonlendınlmesı gerekır Varıkosele bağlı ağrının penıs ereksıyonu ve boşo/mo ıle ılgısı yoktur, karın ıcı basıncını arttıron tum nedenler (ıkınma, uzun sure ayakta kalma, egzersız vs gıbı) ağrıyı baslafabılır veya arftırabılır Vankosele soğuk uygulaması gıb' bır tedavı sozlconusu aeğıldır YOK dönemi Konu, uzmanma sorulmalı 20 Ocak 1990 tarıhlı Bılım Teknık'ın (150 sayı) "Sorun Yanıtlayahm" kosesınde bır başlık dıkkatımt cekfı "Tesfısfe ne var%" baslığı aliında daha once konuyla ılgılı sorununu belırten bır okuyucuya deneyımlı bır kısı olarak yardım (*) etmek ısteyen lyınıyetınden kusku duymadığım bır baska okuyucunun verdığı bılgılerı okudum Elımde Bılım Teknık'ın 140 sayısı olmadığı ıcın gercek sorunu ve o sayıda verılen cevabı bılemıyorum Ancak her ne olursa olsun ınsan sağlığını ılgılendıren bır konuda, aynen okalıptus ağacıyla ılgılı bılgının bır oğrefım uyesı (Prof Dr) farafından venlmesı gıbı, duyarlı davranılması gerektığı dusuncesındeyım Sayın okuyucu Ufuk Tunalı, Mehmet Karadağ'ın hastalığının varıkosel olduğu konusunda varsayımda bulunmus Ilgılı meslek sahıbı farafından gorulmemıs ve muayene edılmemıs bır kışıye bır tanı yakıstınlması ıle yanlışlıklar başlamaktadır Yanlışlar devam Bunların dışında YÖK ayrı bır uygulama ıle ders, öğretim, araştırma vs şarttarı aramadan, ulufe dağıtır gibi unıversıte dışındakılere hıçbır ulkede benzerı olmayan bır şekılde profesörluk unvanları verdı (YÖK II profesörleri veya sanatçı profesorler). Bu kural ıçı ve dışı uygulamalara reaksıyon olarak çıkan, 7 Hazıran 1988 tarıh ve 3455 sayılı K H K yasa ıle yenı bır kitlesel profesörluk uretimine geçıldı Burada ya YÖK veya da unıversıte senatoları kararlan ıle yukseltmeler yapıldı (YÖK III profesörleri). Bu son profesörluğe yukseltılmelerdekı aksaklıkları gıdermek ıçın 3589 sayı ve 30 Kasım 1989 K.H.K. ıle ye Dr. Hakan Ozkardeş Üroloji Uzmanı Cumhuıiyet Blllm T*knlk • Sahıbl Cumhurıyet Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım Şırketı adına Nadir Nadl • Genel Yayın Muduru Hasan Comal • Muessese Muduru Emlne Uşaklıgll • Yazı Işleıı Muduru Okay Gönensln • Yayın Yönetmenı Orhan Bursalı • Grafık Yönetmen TUlas Hasdamlr • Kaynaklar: