Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hîcdüsmanmızvarmı? Belki farkında değilsiniz, biz söyleyelim: Hem de milyonlarca, milyarlarca... Ama buna karşılık, milyonlarca, milyarlarca da "subayınız, askeriniz var"... Evet, vücudunuza giren düşmanlarınızla, bağışıklık sistemi (ordusu) arasında her gün her saat olan meydan savaşlarından bahsediyoruz.. Buyrun, bu savaşın ayrmtılarını sizlere sunuyoruz. No:9 BAĞIŞIKUK granülositlerden gelir. Gnnülositfer, küçük yiyici hücrelerdir. Saldırean fazla büyük deeilse granülositler düfmanı enzimleri yardımıyla parçalar ve eritir. tkinci çatısma: Granülosit ataklanndan sonra bağışıklık sisteminin yine granülositler gibi yiyici, ama dev hücreleri olan makrofajlar devreye girer. Makrofajlar iri cüsseleri ile düşmanı içlerine alır ve sindirirler. Bu yok etme işlemine fagositoz adı verilir. Makrofajlar, haberleşme yeteneği olan hücrelerdir. Makrofajlann salgılandığı hormon benzeri sinyal maddeleri monokinler sayesinde bağışıkhk sisteminin özelleşmiş elemanları olan Tlenfositleri düşman saldırısından haberdar edüir. Her Thücresinin yüzeyinde kendine özgü şekli olan bir anahtar reseptör vardır. Vücuda giren virüs, bakteri veya diğer yabancı etkenlerin yüzeyindeki protein kılıflarını birer "kilit" olarak düşündüğümüzde Tlenfo Hazırlayan: İsmall Murat iç düşmanınız var mı?" Şayet ajan, paranoyak veya politikacı değilseniz bu soruya muhtemelen "hayır" yanıtı vereceksiniz. Ama yanıhyorsunuz. Hem de hiç eörmediğiniz milyonlarca, milyarlarca düşmanınız var! Onlarla her gün, her an karşılaşıyorsunuz. Evet, hepimiz sayısız minik canlının sürekli tehdidı altında yaşıyoruz. Gözle görünmeyen bu düşmanlarımızın varhğını ancak boğazımız ağrıdığında, ateşimiz çıktığında veya başka enfeksiyon belirtileriyle yatağa düştüğümüzde farkediyoruz. Çoğunluida hafif bir soğuk algınhğı ile atlattığımız bu düşman saldırıları, vücudun direncinin düşük olması durumunda ağır bir enfeksiyon, hatta ölümle somanıyor. Neyse ki sağhklı bir vücutta, gözle görünmeyen düşmanlarımızın varlığını hissettirmeyen güçlü bir savunma ordusu her an silah başında: Bağışıklık sistemimizden söz ediyoruz. Vücudumuzu, ordusu sürekli alarmda olan bir ülkeye benzetebiliriz. Bu ordunun yani bağışıklık sisteminin neferleri, subayları, özel birlikleri, ağır silahları, komutanları, destek birimleri var. Bağışıklık ordusu, düşmanla karsılaştığı her yerde amansız bir muharebeye eirişiyor. Bazen vücudumuz "topyekün harp" ilan ediyor, bazen de yerel sınır çatışmalanyla düşmanı püskürtüyor. Bu ordunun toplam mevcudu IO12 kadar bağışıklık hücresinden oluşuyor. Bu hücrelerin silahları sayabileceğimiz antikor moleküllerinin sayısı ise 100 trilyon civarındadır. Ordunun toplam ağırlığı ise yaklaşık 1 kilogramdır. Bağışıklık hücreleri kan ve lenf akımı ile dokulara erişir. Lenf damarları boyunca bağışıklık ordusunun üslendiği küçük karakollar olan lenf düğümlerinden başka, bu ordunun önemli kışla, garnizon ve talim yerleri sayılan kemik iliği, dalak ve timüs gibi organlar lenfositlerin yo H ğunlaştığı verlerdir. Bağışıklık sisteminde sürekli bir yapım ve yıkım işlevi söz konusudur: örneğin bir günde dolaşıma 1 milyar kadar yeni Tenfosit sahnır. Bu yazıyı okumaya başladınız andan şimdiye kadar ise vücudunuzda yaklaşık 1 milyar yeni antikor üretilmiştir. Hem de bu antikor molekülleri aynı değildir. Deride küçük bir sıyrık, otobüste yanı başımızda öksüren biri, kirli elimizle yapılan ağız silme hare keti, vücudumuzu bir anda sayısız mikroorganizmayla karşı karşıya bırakır. Bunlardan bir bölümü hastalık etkeni olan zararlı canlılardır. Bağışıklık ordusu günlük yaşamda binlercesiyle karşılaştığı bu tür saldırılara nasıl tepki verir? Bu tepkiyi şimdi yine "askeri" benzetmelerle anlatalım. tlk çatıjma: Vücuda sızan yabancı unsurlara karşı ilk saldırı, bağışıkhk ordusunun özellikle çevik ve hareket yeteneği yüksek birlikleri olan Bauışıklık sisteminin savunma savafi: Virüsler 1 ve baktoriler 2 kana sızdıâında onları önce yiyici hücrel, (granülosit} birlikleri karsılar 3 Dev yiyici hücreler makrofajlar 4 "çatısma yerine" gelir, uzantılarıyla aüşmanı yakalar 5 içlerine alır ve sindirirler 6 B lenfositleri adı verilen özellesmis kan hücreleri 7 antikor uretir 8 Antikorlar, bağışıklık sisteminin en etkin silahlarıdır. Dojya 9Aralık 1990 1