Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BOYA SANAYİİ TEMİZ ENERJİ Temiz hava boyaları Güneş arabasıyla 100 km hız Çevreyi, havayı kirletici özelliklerinden dolayı dış yüzey boyalarına ABD'de yeni standartlar getirildi. Derleyen: Daniyal Eriç vımızın ıçınde ya da dışında, yenı monte edılen madensel gövdelı tesislerde ve her turlu yapılarda en son olarak yapılan ış, görunen yuzeylerın bırkaç kat boya ıle guzelce boyanmasıdır Bu sayede, malzeme yuzeylerının boyayla örtulerek temız ve guzel görunmesı sağlanmakla kalmaz, ayrıca metallerın paslanması, ahşabın çurumesı de önlenmış olur Böylece, boyanın her turlu ınşaat ve yapım ışlerındekı vazgeçılmezlığı açıkça görulmektedır Butun bu yararlarına karşın bırtakım sakıncaları da olduğu bılınmektedır Bunun nedenı, boyanın yapılışındakı özellıklerden ılerı gelıyor Bılındığı gıbı, "boya" olarak kullanılan maddeler, genellıkle, "uçucu" nıtelık taşıyan bır "erıtken" ıle bunun ıçersınde "kolloıdal" durumda bulunan renk tanecıklerının bırleşmesınden oluşur Bu karışım, bıryuzeye surulünce, ınce bır tabaka halındekı boya fılmının ıçerdığı uçucu (volatıle) madde, havaya doğru buharlaşır Böylece boya yuzeyının yoğunluğu gıttıkçe artar, hattâ bellı bır sure sonra bu tabaka ıncelerek tumuyle kurur E Buradan anlayışıyor kı yuzeye sürulen boyanın ıçınde bellı oranlarda erıtken ve boya granullerı (tozları) vardır Bu, boyanın cınsıne ve ımalât özellıklerıne göre değışık oranlardadır Işte, boya granullerını yuzey uzerınde yapışık olarak bırakıp havaya karışan "uçucu" maddenın ıçındekı hıdrokarbon zerrelerı, çevredekı ve yakın atmosferdekı hava ortamını önemlı ölçude kırletıyor! Her yıl yapılan yuzlerce apartman bloklarının tumunde kullanılan boyaların ıçınde bulunan uçucu maddelerın havaya karıştığını duşunmek bıle, hava kırlılığıyle savaşmak zorunda kalan gunumuz toplumunun karşısındakı buyuk sorunun önemını belırlemeye yeter Uçucu maddelerın esasını oluşturan toluen, ksılen ve neft gıbı maddelerın, boya yuzeyınden havaya yayılan zehırlı atıkları önlenmesı gerektığını gören ulkelerde, şımdıye değın kullanılan boya standartlarında yapılacak değışıklıkler belırlenerek yururluğe konuldu Örneğın, bu "uçucu organık bıleşımler" ın ötekı hıdrokarbonlarla bırlıkte atmosferın yuksek katmanlarında gunışığının etkısıyle reaksıyona gırerek "alçak atmosferık ozon" yüzeyı oluşturduğu keşfedıldı Her ne kadar bu ozon tabakasının sadece kentlerın uzerıne çöken kırlı havanın kökenını oluşturan bır potansıyel hava kırlılığı nedenı olduğu ve "Stratosferık ozon tabakası"nın uzerındekı delıklerle hıçbır ılgısı bulunmadığını burada belırtmek gerekırse de boyaların doğurduğu sakıncaların azaltılmasına çahşılıyor Normal koşullarda, "alkıd" kökenlı boyalarda erıtken ıle ıçınde erımış granullerın ağırlık oranlan, (60/46) olarak yıllardan berı kullanılagelmekteydı Ancak, şımdı çıkarılan "hava kirllliğlnl önleme' yasaları sonucu, bu orantının (hıç değılse 25/75, hattâ 20/80) olmasını öngören yönetmelık çıkarıldı Önce, erıikenın azalması, boyanın koyulaşması demektır kı bu, onun surulmesını ve yuzey uzerıne lyıce yayılıp duzgun bır örtu oluşturmasını engeller Ayrıca boyaların, yuzey uzerınde daha kalın bır tabaka olarak kalmasına neden olur kı bu durum boya ısrafı demektır Bu yuzden boyanın yuzey uzerınde kuruması da gecıkır Erıtkenın bıleşımındekı "alkıd molekulu", boya ıçın gereklı "vıskozıteyı" yanı akıcılığı sağlayabılmek amacıyla değıştırılmelıdır Normal boyalarda kullanılan erıtkenlerdekı alkıd molekulu, buyucek ve uzun zıncır halkaları oluşturan türdendır Oysa ınce vıskozıtelı alkıdlerın molekulu, daha ınce ve kısa zıncır halkalarından oluştuğu ıçın molekullerın bırbırıyle olan bağlantıları zayıftır Deneylerle varılan sonuçlar şoyle özetlenebılır • Boyama sırasında: Fırça çızgılerı yenı tip boyalarda daha belırgın olmakta, bunları gıdermek kolay olmamaktadır • Boyanın kuruduktan sonra erıştığı yüzey sertllğl, geleneksel boyalara oranla çok azdır Bunun nedenı yukarıda açıklandığı gıbı molekul zıncırlerının bırbırıyle olan bağının zayıflığı yüzunden, "polımerızasyonun" lyı olmamasıdır Küflenme olayı, ıçındekı organık maddelerın çoğalması yüzunden, daha sık görulmektedır • Boyanın koyuluğu yüzunden, su geçıren yuzeylerı tıkama ve delıklere ışleme yeteneğı daha az oluyor • Butun bu sakıncalı etkılerıne karşı, ye nı yönetmelığe uyan boyalarda kururken koku çok daha az oluyor, bu yuzden tu tuşma ve yangın tehlıkesı de hemen hıç yok" Güneş enerjisi kullanan teknolojilerin yarışında, Japonlar atılım yaptı. vustralya'da 3100 km 'lık parkurda, guneş enerjısıyle çalışan araba yarışı yapıldı Bu arabaların buyuk bölümu, gelecekte bu tur taşıtların yaygınlaşmasını sağlayacak gelışmış guneş enerjisi teknolojılerıyle donanmıştı Avustralya'nın kuzeyındekı Darvvın kentıyle guneydekı Adelaıde arasında duzenlenen yarış beş gunden fazla surdu ilkbahar sonunda yarış arabalarındakı guneş ener|isının gucu metre karede 1000 watt'tır Gunumuzdekı guneş enerjisi teknolojısıyle bu otomobıller 1 kılovvatt'tan daha az bır guç kullanarak saatte 100 km 'den fazla hız yapıyorlar Yarışmacıların arabalan Avustralya, Japonya, Avrupa ve ABD'dekı unıversıtelerın, otomobıl yapımcılarıyla ışbırlığı yapması sonucu uretılmıştı Honda'nın urettığı model, deneme amacıyla ıkı kez Avustralya'ya gönderılmış, ancak her defasında, uzerınde bazı değışıklıkler yapılması ıçın Japonya'ya lade edılmıştı Avustralya'da guneş enerjısıyle çalışan ılk otomobıl yarışı uç yıl önce duzenlenmış ve Amerıkan kuruluşu General Motors'un urettığı 'Sunraycer'ın zaferıyle sonuçlanmıştı Bu otomobılde galyum arsenid krıstallerınden uretılmış guneş enerjısı pıllerı kullanılmıştı Bu pıller guneş ışınlarının enerjısını %18'lık bır randımanla elektrığe dönuşturuyorlardı A O zaman ıçın bu oran oldukça yuksektı, ancak galyum arsenid pıllerının uretımı çok pahalı ve zordu 'Sunraycer'ı guneş enerjısı teknolojısıyle donatmak ıçın 75000 sterlın harcanmıştı Ancak üç yıl ıçınde bu alanda önemlı gelışmeler kaydedıldı ve daha ucuz olan slllkon pllleıi uretımıne geçıldı Yarı ıletken endüstrısı, kuçultulmuş entegre devreler ıçeren sılıkon cıhazlarının uretımı ıçın ılerı teknolojıler gerçekleştırdı Son yarışmaya katılan 26 otomobıhn buyuk bır bölumü, %18'ın uzerınde randıman sağlayan sılıkon pıllerı ıçerıyorlardı, bu pıllerın malıyetı 15 bın sterlının altındadır Sydney'dekı New South VVales Unıversıtesı'nden Martın Green, gelıştırdığı ıkı modelde yenı bır tur sılıkon kullandı Green, bu sılıkonun %24'u aşan bir randımana sahıp olduğunu belırtıyor Şu anda Avustralya, Ispanya ve Almanya'da uretılen sılıkonlu pıller %18'ın ustunde bır performans sağlıyorlar Yuzeyı lazerle yakılarak genışletılmış pıl ler, sılıkon krıstalınden uretılıyor Şu anda yapılan pıllerın yuzeyı kaygandır, oysa yenı pıllerın yuzeylerı, bır dağ sırasının tepe ve vadılerıne benzemektedır Telefunken ve Ingılız kuruluşu BP Solar, Green'ın pıllerını uretıyorlar Isvıçre'dekı Bıel Yuksek Muhendıslık Okulu'nda, Telefunken'ın pazarladığı pıller kullanılıyor 1987'de duzenlenen guneş enerjısıyle ışleyen otomobıller yarışında Japon ekıbı, Amerıkalı ve Avustralyalı yarışçıların bır haylı arkasında kalmıştı Oysa 1990'da durum değıştı, Japon otomobıl ve elektronık üretıcılerı önemlı aşamalar kaydettıler Hond'a, 140 kg tartan, 012 aerodınamık dırenç katsayıh modeller tasarladı 7 kg ağırlığında ve 4 5 kılovvatt gucunde bır motora sahıp olan bu otomobıl, saatte 120 km'den fazla hız yapabılıyor Toyota'nın Blue Eagle'ı ıse guneş enerjısınden sağlanan elektrığı takvıye edecek Stırlıng motoru ıçerıyor Stırlıng motorları, güneş ısısını doğrudan mekanlk güce çevırıyorlar Japon Mazda tarafından uretılen yarış arabası SEL Southern Cross yenı bır seçenek sunuyor Guneş enerjısıyle ışleyen otomobıller, 14 ve 10 kılovvatt güç uretıyorlar Oysa SEL'ın enerjı gucu yalnızca 06 kilovvatt SEL'de amorf sılıkondan yapılmış değışık bır pıl kullanılıyor Bu tur sılıkonda atomlar, monocrystalllne sılıkonunkınden farklı olarak rastgele dağılmışlardır Amorf sılıkon teknolojısı, crystallıne sılıkon pıllerınden daha ucuzdur Oldukça ınce olan (yalnızca 1 mılımetre) bu pıllerın bır özellığı de, bukulebılmelerıdır Amorf pıllerın uretımı ıçın daha az enerjı gerekmektedır Malıyetın az oluşu, bu pıllerın uretımını oldukça cazıp hale getırmektedır Kısacası SEL, saatte 70 km hız yapmasına karşın, malıyetının duşuk olması nedenıyle ol dukça cazıp bır seçenek oluşturmaktadır (a.h) 11