Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OYUN VE GELENEKLER Bunlar "pekmez dülüğü" rolündeler. Üçüncü oyuncu yere dört ayak vaziyetinde eğiliyor. Pekmez dülükleri de iki yanında. Dördüncü oyuncu ise eşeğin ve pekmezlerin sahibi olan koylü. Amacı pekmezleri çarşıya pazara götürmek. Düşene gülünür Koylü eğilip dülüklerden birini kucaklıyor ve eşeğin sırtına yüklemek istiyor. Doğal olarak oyle bağlanmış bir insanın, dört ayak vaziyetınde duran bir başkasının sırtına yerleştirilmesi olanaksız. Pekmez dülüğü paldır küldür ya diğerinin üzerine ya da yere yuvarlanıyor. Dursa bile eşek kapırdıyor. Yere düşen sıkıca bağlı olduğundan genellikle kötü düşüyor. Köylü bu kez diğerini kucaklayıp yüklemeye uğraşıyor, ama yine aynı sonucu alıyor. Arada bir eşeğine kuvvetlı bir tekme atarak yüklemeyı sürdürüyor. Herkesin yorgunluktan neredeye canı çıkana kadar... Ooğal oyunlar Oyunların son derece doğal oynandığını söylemeye gerek yok. Çünkü dürtmeler, sopalar, düşmeler ve tokatlar tamamen gerçek. Oyuncuların rol yapmadan oynamalarıyla çok ilginç ve tanımlaması zor bir gülünçlük meydna geliyor. Taşkale'deki seyirlik oda oyunlannın çok ilginç bir gelenek oluşturmuş olduğuna kuşku yok. Ancak içinde bulunduğumuz yoğun iletişim çağı bu geleneği neredeyse sona erdırmek üzere. Bu oyuları bilıp oynayanların en küçük yaş ortalaması 35. Bu yaşın attındaklterin oyunlardan pek fazla haberleri yok. Herkes gibi onlar da televizyondaki oyunlara seyirci olarak katılmayı tercih ediyorlar. Böylece oyunlar da giderek unutuluyor. Çift sürme oyunu, "öküz"lerl canlandıran köylülehn, seyircilerln Onündeki boş alanda dört ayak vazlyetinde birkaç kez dolaşması ile gerçekllyor. olayı tekrarlıyor Fakat oğlu arada bir "Murekkebim bittı baba" diye bağırıyor. Bunun üzerine baba, "Batır oğlum hokkaya" diyerek yanıtltyor. Çocuk da elindeki sopayı babasının ya da eşeğin kuyruk sokumu na doğru dürtüyor. Oyun, oynayanların odanın içinde birkaç kez dotanmasıyta sona eriyor. An oyunu Diğer ilginç bir oyun da An Oyunu. Odanın ortasında üç kişi ayaklannı yanlara açarak yan yana duruyorlar. Ortadaki, iki elinin orta parmaklarını burun kanatlarının üzerine yerleştiriyor. Burnundan bir vızıltı sesi verirken parmaklarını da hızla bastırıp kaldırıyor Böylece tam bir arının sesini elde ediyor. Vücudunu da hafifçe ileri geri, aşağı yukarı hareket ettirmeyiihmal etmiyor. Diğer iki kişi de dışta kalan ellerinin avuç içleri arının tarafında olmak üzere yanaklarının üzerlerine yerleştiriyorlar. Bu sırada an uçma hareketine başlıyor ve hiç beklenmedik bir anda yanındakilerden birınin yanağına (üzerinde kendi eli var) iyi bir tokat atıyor. Bu tokadı savmak için yandakilerin ayaklarının pozisyonunu bozmadan yalnızca dış yana doğru eğilme hakları var. Böylece tokat ıskalıyor. Kendilerine atılan tokadı savabildilerse, bu kez ıç taraftakı serbest ellerıyle arıya patiatıveriyorlar. Tabii arının da ayak pozisyonunu bozmadan ileri geri ya da aşağı yukarı hareketlerle bunu savuşturmaya hakkı var. nü Yüktoım Oyunu: Dört oyuncu ile oynanıyor. Oyunculardan ikisinin elleri ayakları ana karnındaki bebeğın pozisyonuna benzeyecek biçimde urganla bağlanıyor. Oyunlann heyecanına kapılmış bir oyuncunun portresi. Oyuncular ve oyunlar doğal bir iş yapıyorlarmış gibi davranıyorlar ve çığlıklar, vuruşlar, düşmeler ve benzeri doğal hareketler yaşam içinde geçercesine art arda yaşanıyor. Oyun, oyunculardan birinin birkaç kez yere düşmesine kadar devam ediyor. Pekmez dülüğü... Üçuncu bir oyun da Pekmez Dülüğü An oyununda arıyı temsil eden oyuncu karşı tokadı yemış ve yuvarlanıyor. Bu oyunda ilginç bir karşılıklı çatışma sergileniyor. Arıyı canlandıran oyuncunun ayak pozisyonunu bozmadan kendlni ileri geri ya da aşağı yukarı hareketlerle kendini koruması gerekiyor.