Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
N E S L İ T Ü K E N E N H A Y V A N L A R Fokların son umudu mağaralar Akdeniz fokları yaşamak ve rahat yavrulamak için sarp kayalık kıyılarda ve insanın ulaşamayacağı, sualtı ve suüstü deniz mağaralarında yaşıyor. Bu nedenle Akdeniz foklarının Ege'nin nerelerinde yaşadığı ve popülasyonunun ne kadar olduğu kesin olarak bilinmiyor. Cem Orkun Kıraç ODTÜSualtı Topluluğu Akdeniz Foku Araftırma Grubu Türkiye'nin nesli tükenen yüzgeçayaklısı Y ıllar önce Foça lı bir balıkçının, meşin gibi yanmış, suda parıldayan vücuduyla yüzen kardeşime "Maşallah fokglbl..." dediğini hatırlıyorum. Balıkçıya neden kardeşimi foka benzettiğini sorunca o gün, fokun Anadolu kıyılanndaki varlığını öğreniyorum. Türkiye'de, oldukça ender bir memeli türu olan Anadolu parsının blle yaşadığını varsayarsak (kimilerine göre birkaç sene önce soyu tükendi) aslında kutuplara mahsus bir hayvan olarak bildiğimlz fokun bir türünün de kıyılanmızda yaşadığına hiç şaşırmamak gerek. Kıyılanmızda yaşayan fok türünün adı ise Akdeniz keslş foku (Monachus monochus) ya da kısaca Akdeniz foku'dur. Bu sevimli ve nadir deniz memelisinin ortanca adının "keşiş" olması ise onun keşişler gibi çok gezgin olmasından ileri geliyor. Egeli balıkçılarımız foça, Akdeniz ve Karadeniz'li bahkçılarımız ise ayı balığı olarak bilirler bu türü. Eski Yunanlılar bu sevimli hayvan ı biraz şişmanca bulmuş olacaklar ki ona Yunanca "tombul hayvan" anlamına gelen "Phoca" (okunuşu foka ya da foça) ismini takmışlar. Tarihte insanlar tarafından ilk keşfedilen, ismi koyulan ve esaret altına alınan fok türüdur. Akdeniz foku; İtalya'da paleolitik çağa ait fok kalıntıları, o çağ insanlannın foktan faydalandıklannı gostermektedir. Klasik devirden önce, eski Yunanlılar uygarlığın beşiği Akdeniz sulannda bu fok türünu avlamışlar. Ayrıca Akdeniz fokunun yaşadığı bölgelerde bulunan insanlar bu bilmedikleri canlıya karşı olan korku ve saygılannın etkisiyle yaşadıkları kasabalara bu hayvanın ismini vermişler. Meseta Türkiye'de bir sahil kasabası olan Foça ve Yugoslavya'daki Foça, Yunanlılar tarafından Phoca olarak adlandırılmış. Akdeniz foku eski Yunanlıları bir hayli etkilemiş olacak ki bu insanların batıl inançlarında sıkı sıkıya yer almış: Balıkçılar yıldırıma karşı fok derislnden botlar ve elbleeler giyerler, çrftçiler tarladaki ürünü doludan korumak için fok derisini tarlanın etrafında dolaştırdıktan sonra evlerinin kapısına asarlarmış. Ayrıca fokun sağ ayağını yastık altına koyarak uykusuzluğun tedavi edilebileceğine inanırlarmış. Akdeniz foku sadece insanların etkürk gibi temel ihtiyaçlarını karşılayarak şehirlerine isim ve batıl inançlarma konu olarak insanların yaşamına girmemiş. Aynı zamanda sanatçılara da ilham kaynağı c+muş. liz geçmeden önce bu tüAkdeniz fokuna geçı rü n ait olduğu Pinipedia (Pin yüzgeç ve Pedayak) takımını biraz tanımamızda fayda var. Yüzgeçayaklılar birer deniz memelisi olup balık ve ahtapot başta olmak üzere yiyeceğini tümüyle denizden dalarak elde eder. Fakat yunusların yaptıkları gibi evrimleri sırasında karayı tümüyle unutmamışlardır. Tüm yüzgeçayaklılar, yunus ve balinaların aksine, hala kara parçalarını kullanırlar; karada doğurur, yavrusunu emzirir, uyur ve güneşlenir. Dünya üzerinde gelmiş geçmiş en lyl dalıcilar olarak bilinirler. Bunu boşuna hak etmemişlerdir, çünkü yuzlerce metre derinliğe. vurgun ve amboli gibi dalgıçların başbelası olan dalış hastalıklarına yakalanmadan rahatça dalar, avlanır ve nefes almak üzere tekrar yüzeye hızla çıkabilir. Dalış rekoru ise 1250 metreye rahatlıkla inebilen, kuzey kutbunun görkemli yüzgeçayaklısı kuzey Dünya vatandaşı yüzgeçayaklılar deniz filindedir. Yüzgeçayaklılar yeryüzünde öyle geniş alanlara yayılmışlardır ki şaşırmamak mümkün değildır. Coğrafi olarak başta Kuzey ve Güney Kutbu ve ona ait denizler olmak üzere, tüm okyanus ve kıta kıyılarında, Akdeniz ve Kuzey Denizi gibi bazı önemli denizlerde, Karadeniz ve Marmara gibi iç denizlerde (ör. Akdeniz foku), Boğazlarda ve hatta Baykal gölü gibi iç sularda (Baykal foku) dağılım gösterirler. Bunun sonucunda yüzgeçayaklılar, kutupsal iklimden Akdeniz iklimıne ve hatta subtropik iklime kadar bir iklimsel dağılım gösterirler. llginç olan, bu geniş coğrafi dağılımın yanı sıra, yüzgecayakların tür olarak da fazla bir çeşitliliğe sahip olması. Yüzgeçayaklılar bılim adamlarınca 32 değişik ture aynlmışlardır. dığı bilinmektedir. 15. yüzyıla gelince, Kuzey Afrika sahillerinde fok derisine bağrt düzenli bir endüstri vardı. Akdeniz foku sadece derisi ve yağı için öldürülmüş, aynı zamanda değişik bir hayvan olmasından dolayı insanların ilgisini çekerek ess'et altına alınan ilk fok türü unvanını almış. Bu fok 1760 yılında yakalanmış ve Fransa ve Almanya'da insanlara gösterilmiş. 1884 ve 1910'da Maderia'da yakalanan iki Akdeniz foku hayvanat bahçesine konularak insanlara sergilenmiş. Akdeniz fokunun yakın akrabaları olan diğer keşiş fokları da pek şanslı değilmiş. Çünkü bu türler de gemilerin dolaştığı sıcak sularda dağılım göstermişler. Amerika'nın keşfi ile önce Karaib sonra Havvaii Keşiş fokları da keşfedilmiş. Gerçi Kuzey Kutbu'nda yaşayan fok türleri de 19. yy. dan bu yana bir katliama maruz kalmış fakat her nedense insanlık kendilerinden çok uzakta olan Kuzey Kutup foklarının katliamını görerek engellemeye çalışmış, buna karşılık burunlannın dibindeki Keşiş foklarını ihmal etmiş. Tabii bir yüzyıl içinde olanlar olmuş. Bakın Monachus cinsinln 3 türünün ba şına neler gelmiş; a. Karaib adalarında yaşayan Karaib Keşiş foku 19. yy. daki katliamlardan dolayı, 20. yy. da iyice azalmış ve en sor 1952'de görülmek kaydıyla yeryüzünder silinmişlerdir. b. Havvaii adalarında yaşayan Karait Keşiş fokunun sayıları bir zamanlaı 100'lere kadar düşmüş, şimdi ise tüm ko rumalara rağmen ancak tüm nüfuslar 1000 civanna çıkmıstır. c. Akdeniz Keşiş foku: Sayıları 1000'lerle ifade edilirken şimdi tüm dün 32 türden üç tanesi Monachus (Keşiş fokları) cinsini oluşturur ve bu cins de 3 türie tanımlanır; 1. Karaib Keşiş Foku (Monachus schauinslandi) 2. Havvaii Keşiş Foku (Monachus tropicalls) 3. Akdeniz Keşiş Foku (Monachus monachus) Tahmin edileceği gibi Havvaii ve Akdeniz Keşiş fokları adları ile anılan bölgelerde birbirtorinden tamamen izole olarak yasariar. insanoğtunun tarihte karşılaştığı ilk yüzgeçayaklının Akdeniz Foku olması, ticaret, seyahat, balıkçılık ve savaş faaliyetlerinin en yoğun olarak Akdeniz'de başlaması ile direkt ilgilidir. Ortaçağ'da gemiciler Akdeniz fokunu biliyor ve onları derileri için öldürüyorlardı. Ayrıca kayıtlara göre 1300'lü yılarda Kanarya adalarında fok derisinin kullanıl A TLANTİ K OKYANUSU MKMIM* Akdeniz Fokunun Günümüz Dağılım Haritası\ Dünya popülasyonu 500 olan Akdeniz foklarının yaklaşık 3/4' Ege adaları ve Turkıye'nın Ege yılannda yaşamaktadır. iklncı ön koloni ise Atlantık Okyanusu'nda Moritanya ve ispanyol sahrası kıyılanndadır. Bu kıyılann açık kumsallannda rahatça dolaşar foklar yaklaşık 60 clvarında. 12