Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OYUN VEGELENEKLER "Yüzyıllar" ötesinden gelen Çağdaş uygarlığın hızla yok ettiği etnik, bölgesel ozelliklerden bazıları, Anadoluda yer yer yaşıyor. Seyirlik köy oyunları Taşkale'de köylüler canlı tutmaya çalıştıkları oyunlarda, günlük yaşamı hicvediyor, eleştiriyorlar. Yazı ve fotoğraflar: lrfan Unutmaz oyun ve büyü gibi sanatsalritüel davranışların da ortaya çıktığını göstermekte. Mağara duvarlarında bugün bile görebildiğimiz tarih öncesi resimler, bunun en iyi kanıtıdır. Araştırmacılar haklı olarak resim, dans ve oyun (ilkel tiyatro anlamında) gibi sanatsal eylemlerin kökenini bu çağlara dayandırırlar. insanlık, ancak içinde bulunduğumuz yüzyılda, genel teknolojik bir standartlaşmaya ulaşmıştır. Bu durum görece bir modernleşme ve ilerleme sağlarken etnik özellikleri de önemli ölçüde yok etmiştir. Önemli bir kaynak bölge olan Anadolu'nun da bundan fazlasıyla etkilendiğini söylemek yanlış olmaz. Binlerce yıldır farklı kültürlerin kaynaşma noktası olan yörede, geçmişin izlerini derin olarak taşıyan ilgınç geleneklerden birisi de "seyirlik köy oyunlan"dır. Günümüzde yeterli tanıma fırsatı bulamadan yitirmeye başladığımız oyunların kültürel kökeni ve sürekliliği hakkında Prof. Metin And, "Dionisos ve Anadolu Köylüsü" isimli kitabında şöyle yazıyor: "Anadolu 1 nun eski halkı Hitit'ler, hatta daha eski halkından tutup bugünün Anadolu köylüsüne kadar nice törenin ufak tefek değlşikllklerle, fakat özünü bozmadan nasıl bir uygarlıktan ötekine el değiştirdiğinl Izleyeblleceğlmiz pek çok örnek buluyoruz." Karaman'dan yaklaşık 4045 km'lik bir toprak yolla gidilen Taşkale köyü büyük bir kaya blokunun altına sıkışmış ilginç bir yer. Kayanın yüzü hemen bütünüyle, zaman içinde köylüler tarafından delinip kazılarak önce yerieşme sonra da küçük depolar biçiminde kullanılmış. Her yönüyle otantik bir köy. Köyde son zamanlara değin seyirlik oyunlar oynanmaktaymış. Günümüzde artık köylü ke.ndi geleneğinin bir parçası olarak bu oyunları oynamıyor. Ancak Beledıye Başkanı Hüseyln Yeşildağ oyunlardan birini, "Deve Oyunu"nu, kendi gayretiyle bazı gençlere öğretmiş ve oluşturulan ekiple gençler, biraz da zorla, bir folklor ekibi gibi oynuyorlar. Oyun sanki turistik ve ticari bir gösteriye donüşmüş. Ancak bizim anlatmaya çalışacağımız oyun ve kişileri bunlar değil. Köy meydanında yapılan gösteri bittikten sonra bazı Taşkaleliler akşam burada kalıp kalmayacagımızı sordular ve kalacağımızı öğrendikten sonra, koyün genişçe evlerinden birinde davet ettiler. Gece olunca oldukça kalabalık bir köylü grubu eve gelip yerdeki minderlere ve sedirler üzerine oturup yerlerini aldılar. Tanışma, hal hatır sorma ve çay içme merasimi bittikten sonra gerekli açıklamaları yaparak ilginç bir oyuna basladılar. T arih öncesi araştırmaları insanlığın en eski yerieşme bölgelerinden birinin de Anadolu olduğunu gözler önüne serer. Bunlar önce mağaralar sonra da küçük köy yerleşmeleri olarak ortaya çıkarlar. Araştırmalar insanın yaşamını devam ettirmesine birinci derecede etkili olan barınma, beslenme, üreme ve avlanma gibi gereksinimlerinin hemen yanında, dans, Seyirlik köy oyunlan Oyunlar ve köy Köylülerin anlattıklarına göre seyirlik köy oyunları iki biçimde yapılıyor. Birincisi, köy meydanında ve gündüzün oynanan biçimi. Diğeri ise gece ve kapalı bir odada oynanıyor. Oyunlar günümüzde pek seyrek olarak oynanıyor. On, on beş yıl önce köylüler oyunları günlük yaşamın bir parçası gibi oynuyoriarmış. Oncelikle "düğün dernek" gibi önemli günlerde oynanmaktaymış. Bir de köydeki günlük yaşamın dışında sayılabilecek bir olay geçtiğinde, bu durum bir oyun haline dönüştürülüp tekrarlanmaktaymış. örneğin köve gelen bir memur ya da yabancının tavırları hemen o akşam bir oyuna konu olabilmekteymiş. Geçmişte köy yaşantısında kahve, radyo ve televizyonun olmamasının oyunların günlük yaşamdaki işlev ve sıklığında etkili olduğu kesin. Oyunların diğer bir ilginç yanı oyuncu seyirci ayrımının pek bulunmaması. Böylelikle oyun günlük yaşamın bir tekrarı oluyor ve oynayanın diğerlerine yapttğı sert bir hareket, örneğin değnekle vurma, erotik bir şaka ya da kırıcı olması gereken bir söz, karşısındakini asla yaralamıyor. Bu, oyunların en önemli kuralı. Bir tür eleştiri de denilebilir buna. Oyuna şöyle başlanıyor: Düğün dernek gibi önemli olay ve günlerde, yetişkin erkekler içki içmek istedikleri zaman kendi aralarında birbirlerine, "Haydi bir oyun oynayalım" diyerek konuşmaya başlıyorlar. Bundan amaç, önce aralarındaki çocukları ve belki kadınları uzaklaştırmak. Çünkü alınan içkinin de etkisiyle oynayanların yaptığı hareketler oldukça sertleşebiliyor. Sözgelişi bir oyuncu diğerine acımasızca bir iğne batırabiliyor ya da oyun gereği iyi bir tokat vurabıliyor. Diğer amaç ise topluluğun bir araya gelip oyuna başlaması. Belli bir oyuna başlayacak kişi ortaya fırlıyor ve özel olarak giydiği bir maske ya da bir kıyafet kullanmıyor. En çok ceketini çıkartıp tersten giyiyor ya da gömleğini çıkarıp atlet veya atletsiz kalıyor. Kimisi de takkesini gülünç olacak biçimde takıyor. Fakat yardımcı aksesuar olarak değnekler. sopalar, ipler bol bol kullanılıyor. İçkinin içilmesi de "rakı Içme oyunu", Oyun başlıyor "içki oynuyla" gerçekleşiyor. Ne yazık ki ben hem yabancı hem fotoğraf çeken birisi olduğum için bazıları bu oyunu oynamak istemediler ve göremedim. Oyun esnasında kadınlar ve çocuklar, erkeklerin bulunduğu odanın dışında açık bırakılan kapıdan oyunu izleyebıliyorlar. Oynanan oyunların bazıları ise şöyle adlandırılıyor: Sığır Gütme, Tarla Ekme, Pekmez Dülüğünü Yükletme, ip Bükme, öksüz Oğlan, An Oyunu, Eşek Oyunu, Rakı İçme, Çift Sürme gibi. Sığır gütme oyunu Çift sürme oyunundan bir sahne, çifti süren öküzler iki genç tarafından temsil edilmiş. iki küçük kız ise ilgi ile oyunu izliyorlar. Bu oyunlan kadınlar ancak kapı aralanndan seyradebiliyorlar. Bunlardan bazısı şöyle: Sığır gütme oyununda, bir çoban elinde değneği, yanında oğlu ve altında eşeği (bu da bir oyuncu) ile odanın içinde yere oturanların önünden geçerek dolaşıyor. Gözüne kestirdiği birinin önünde durarak önce hafifçe sopasıyla dürtere'k "Eee Memet Ağa bugün bana kaç öküz verecen?" diye soruyor. Beriki yanıt olarak sözgelişi, "Beş tane" diyor. Bu kez çoban yine dürterek "Ver bakalım bedelini" diyor. Karşıdaki çıkarıp bir miktar gerçek parayı çobana veriyor. Eğer parayı vermekte tereddüt eder, ters bir şey söyler ya da ilgisiz bir şey verirse çobandan esaslı bir değnek yiyor. Parayı alan çoban oğluna dönerek "Yaz oğlum" diyor. "Memet Ağadan beş li'ra.'1 Oğlan, "Yazdım baba" deyip elindeki 40 cm'lik odun parçasını bir karton parçasına sürtüyor. Sonra çoban üstünde oturduğu eşeğine sıkı bir değnek vurarak onu yurütüyor. Bu kez bir başkasının önünde durarak aynı