Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PEDAGOJ I Bilimin dogasını kavramaya yönelmeli Deney yapmayı, soru sormayı ve yorum yapmayı gereksiz bulan eğitim, ögrenmeyi değil, ezberlemeyi istiyor. Yazan: Evry Schatzman Çeviri: Başak Ataman Bilim eğitiminde yeni yaklaşımlar şart O kul ve aıle, gencın entelektuel yaşantısının çoğu zaman ruhsal travmalar ıçınde şekıllendığı yerlerdır Çocukların kendı çevrelerı ıçındekı tutumlarını ve yakın geçmışlerını ıncelersek, ılk ruhsal travmaların ve ılk başarısızlıkların nedenlerını daha lyı gorebılırız Zor bır matematık sorusu karşısında bır çeşıt felce uğrayan ılkokul çocuklarının varlığı ıse hıç de şaşırtıcı değıldır Her tur fızıksel algılama, vucutla yapılır Ilk tensel deneyım, başta kendı vucudu olmak uzere, çevresınde bulunduğu her şeye dokunmakla başlar ve ılk ahlaksal yargıların edınılmesıyle surer Çocuk, uyarı, önerı ve hatta bedensel cezaların objesı halıne gelır Bır eşyayı yere duşurmek, lazımlığını ters yuz etmek, bağırıp çağırarak duvarlara vurmaya kalkışmak hep "kotu" şeylerdır Kısıtlamalar, çocuğun çevresını tanıyabılmesını gecıktırır, hatta engeller Çocuk, bır felakete neden olmak korkusuyla kımıldamaya bıle cesaret edemez hale gelır, pısırıklaşır Koşup oynamaya başlayan çocuk, kısa bır zaman sonunda morfolojık yapısı ve gelışımı açısından yaşıtlarından farklılıklar gosterebılır Hızlı veya yavaş koşması, daha yukseğe veya daha alçağa sıçraması, çocuğun yargılanmasını gerektıren unsurlar değıldırler Evrende butun fızıksel gelışmeler zamanla olur Çocuk da bır tabak yığınının uzerıne bır yenısını duzgunce koymayı, dolabından bır elbıseyı dığerlerını de dökup saçmadan çıkarmayı, yururken sağa sola donuşler yapmayıp denge uzerınde kalabılmeyı hep zamanla oğrenır Ondan yetkınlığı kapsamında, kendını evren ve zamanla bır butun olara duyumsamasını sağlayacak ısteklerde bulunulursa, hata oranı da zamanla azalacaktır llkın aıleden gelen ıstekler karşısındakı başarısızlığın, daha sonra da, sonu gelmeyen uyarılara hedef olmanın ezıklığını duyan çocuk kendını dığer çocuklarla karşılaştırmaya başlar Çevreye zarar verme korkusu buyuk bır olasılıkla bu yaşlarda edınılmıştır Bılım, çocuğun entelektuel yaşantısında kendını gösteren ve temelınde başarısızlıklar karşısında alınan sert tutumların yattığı davranış bozukluklarına, henuz bır çozum getırebılmış değıldır Çocuğun nesnel kavramlardan tumel kavramlara geçışını, nesnelerı nıteleyen sayıların algılanması ızler Asıl ve sıra sayı sıfatlarının gunluk yaşantıya yerleşıp kullanılabılmelerı zaman alır Bır yarışta Ahmet bırıncı, Mehmet ıkıncı gelmıştır, Alı'nın cebınde ıkı madenı yuz lıralık vardır Oyleyse sayıları belırten kelımelerı öğrenmek gerekmektedır Çocuğun, bu noktada oğrenmekten başka seçeneğı olmadığından, erışkınler bunu bır oyun halıne getırmeye çalışmalıdırlar Sayılar once serıler ıçınde gerçeklık kazanırlar, algılanmaları ıse daha sonra olur, once kendı gerçeklerı ıçınde sezgısel yollarla daha sonra da matematık olarak algılanma Kavrama süreci r ları gerekır, çunku algılama daıma deneyımden sonra gelır Çocuk, anaokuluna başladığı gunden Itıbaren, sayılar ve dört ışlem tarafından komuta edıldığınden, ılgılı bağları tek başına kurarak algılayabılmesı çok zordur Amerlkada yapılan bır anket sonucunda, erişklnlerln % BO'inln hesap yapmayı ve hatta sayı saymayı reddettıklerı gözlenmıştır Basamakları ıkışer ıkışer tırmanmayı başaramayan bır çocuğun, okumayazma öğrenmede zorluk çekeceğı soylenır Buradan yola çıkarak çocuğun sayıları kullanabılmesının kendl fiziksel deneylmlerlni olmadıkça mumkun olamayacağını soyleyebılırız Sayılar uzerındekı bu özdeneyimler, yorum yapabılme yeteneğını de kazandırırlar Sonrakı yıllarda çocuğun karsısına çıkacak olan fen kltapları ıncelendığınde, konuyu daha anlaşılır kılmak yerine daha da zorlaştırdıklarını, pedagojık amaçları saptırıp skolastlk bir deformasyona dönuşturduklerını goruruz Tek bır fızık terımının unutulması butun bır problemın çozulebılmesını olanaksızlaştırdığından, bu yanlış eğitim sistemi ıçınde gençlerımız çıkmaza gırmektedırler Eğitim programlarının temelınde yatan bılgı hıyerarşısının yukunu hafıfletebılmek, fen derslerını daha anlaşılır kılabılmek ıçın yayımlanan kıtap ve dergıler ıse bır noktaya kadar yararlı olsalar bıle sorunun çozumunde yeterslz kalmaktadırlar Öğrencı, fızıksel dunyayı, ancak ve ancak deneyler yoluyla algılayabılır Arşimed kanununu bır sayfayla açıklayıp ardından da problem çozumune geçmek hıç de akılcı bır yol değıldır önemlı olan bunun fızıksel bır gerçek olduğunun bılınmesı değıl, madde uzerınde bır yetkınlığe sahıp olduğunun görulmesıdır Öğrencı, basıt görunen, ancak kafasında oluşan soruların hıçbırıne açıklık getırmeyen formul veya krokllerfe yetınmeyecektır Belleğe kazınan bu formuller yıllar sonra hatırlandıklarında artık hıçbır anlam taşımıyor olacaklar Bır oğrencının "Formullerden başka hiçbir şey anlamasam da, bilimin çok clddi bir konu olduğuna inanıyorum" sozlerı burada anlatılmak ıstenenlerı sanırım yeterınce pekıştırıyor öğrencılerın buyuk bır çoğunluğu universite hayatına atıldıktan kısa bır sure sonra, "kötu alışkanlıklar" edınmeye başlarlar Çunku özümsenememlş yığınla kavram onu fızıksel gerçeklerden uzaklaştırmış, duşlere yöneltmıştır Artık gerçek, zamanında gerçeğe ulaşmış, bunu da bırkaç basıt formule ındırgeyıp gunumuze aktarabılmış "bılgınlerın", deney yapmayı, soru sorup tartışmayı gereksiz bulan eğitmenlerln gerçeğıdır Gerçek değıştınlemeyeceğı ıçın eğitim sıstemı öğrenciden oğrenmeslni değil, ezberlemesini beklemektedır Eğitim, duşunmeye, yorum getırmeye açık olmadığı surece bır çeşıt zorlama olmaktan oteye gıdemeyecektır Tek çözum koktu bir değişimde yatmaktadır, ancak bunun gerçekleşebılmesı ıçın bazılarının bu değışımın gereğıne ınanmalarını beklemek gerekıyor Bılımı, teorık olarak oğretmeye çalışarak zaman kaybetmek yerine, bilimin dogasını kavratabllmek yolu tutulmalıdır Bugun okullarda ılerıde bılım adamı olmak ısteyen öğrencılerın oranı % 50'lerı aşmaktadır Bu oran kapsamındakı öğrencılerın bılımın dogasını yanlış eğitim sıstemı nedenıyle henuz anlamamış olmaları ıse duşundurucudur Evet, bılım ve bılımsel arayışlar gelışmekte olan bır ulkeden ayrı duşunulemezler, ancak yanlış bır eğitim sıstemı sonucunda, hıçbır şey alamamış bır gençlığın verebıleceğı ne olabılır kı? U Düşünmek, yorum yasak