Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YİYECEKLER lar sonucu ıtac olması gerektığı gıbı (bıoevaılabılıty) olmuyor, bır yetersızlık ortaya çıkabıhyor Turkıye'de bunun kontrolu yok Örneğın bır ılaca 50 mılıgram x maddesı konacak denıyor ve eğer ıla cın ıçınde 50 mılıgram x maddesı varsa bu yeterlı sayılıyor Halbukı ılaç etkınlığı cıddı bır sorun ve bu ılaç fırmalarının sorumluluğuna gırıyor Fırmalarımızın hıç olmazsa bu yeterlığı sağlayacak araştırma ve kontrol mekanızmaları gelıştırmelerı gerekıyor Dunya ılaç sanayine büyuk, çokuluslu firmaların egemen olduğunu bılıyoruz. Acaba sozunu ettığiniz olumsuz gelişmeler buyuk olçude bu firmaların tutumlarından kaynaklanmıyor mu? KAZIM TURKER Çokuluslu, buyuk ılaç fırmaiarı çalışmalarını dunyanın bırçok yerınde akademık kurumlarla, bılım adamları ıle ışbırlığı ıçınde yurutuyor Dığer taraftan da eczacı ve hekımlerle bılgı ıletışımını etkın bır bıçımde surduruyorlar Gelışmış ulkelerdekı faalıyetlerınde sağlık otontelerının kararlarına son derece saygılı davranıyorlar ve buyuk zararlar da soz konusu olsa bu otorıtelerle zıtlaşmıyorlar, bılımsel olçutlerı her şeyın ustunde tutan bır tavır ıçınde çalışıyorlar Ancak az gelışmış ulkelerdekı tutumları çok farklı oluyor Az gelışmış ulke ınsanları kobay olarak kullanılabılıyor Karmaşık kımyasal maddeler, az gelışmış ulkelerdekı bağımlı fırmalar elıyle uretılıp, sattırılabılıyor Bu fırmalar ve ılaçları kullanan ya da uygulayanlar sonuçları merkeze yollayarak deney konusunda onları bılgılendırıyor Az gelışmış ulkelerde, çokuluslu fırmalara bağımlı olan yerlı fırmalar esas olarak ılaçları bır tıcarı uretım maddesı olarak görme eğılımı ıçınde oluyorlar ve serbest rekabet koşulları ıçınde ılaç pıya sasında etkınlık kazanma yarışına gırıyorlar Boylece bır bakıyorsunuz az gelışmış ulkenın ılaç pıyasasında gelış mış bır ulkenın pıyasasında olandan cok daha fazla antıbıyotık kullanıma arzedılebılıyor Örneğın bızım ınsanlarımız ılaç denen tuketım maddesını mutlaka fayda sağlayan, zararı olmayan, derdinın devası olarak algılıyor llacın faydaları yanında gereğınde çok zararlı olabıleceğını kavrayamıyor Bakın Ingılızcede ılaç sözcüğunun karşılığı "drug"dır ve uyuşturucu alışkanlığı olan kışılere "drug addıct" denmektedır Yani ilaç tıpkı bır eroın ışlevı de görebılmektedir" D 1 Mayıs 1928 tanhinde Erzurum'un İsplr llçesınde dogan Profesor Turker 1952 yılında Istanbul Tıp Fakultesi'nl bıtırmış, 1956 yılında aynı unıversıtenın Farmakolo|i Enstitusu ve Tedavı Klınıgı nden iç hastalıkları uzmanı unvanını elde etmiştır 1961 yılında da aynı kurumda farmakolop doçentı olmuştur 1964 yılında ABD de, Clevland Kllnlğl'nde araştırma 'jörevlisi olarak çalışmaya başlayan Profesor Turker, 2 yıl suren çalışmalarından sonra Turkiye'ye dönmus ve 1967 yılında profesor olmuştur 1970 yılında tekrar Amerıka'ya glderek aynı klınikte tam zamanlı araştırıcı olarak çalışmış ve 1972 yılında yurda donerek Ankara Unıversıtesı Tıp Fakultesi ne katılmıştır Profesor Türker'in lazoaktlf endogen biyoaktlf amınler, polıpeptitler ve prostaglandinler uzerinde uluslararası bilimsel dergllerde yayınlanmış 130a yakın makalesl vardır. Ayrıca yıne yurtdısında yayımlanan 8 tıbbl derleme kıtabına bolümler yazarak katkılarda bulunmuştur. Yabancı tıp yayınlannda Profesor Turker'in çalışmalarına ve yayınlarına 2.000 kadar referans verilmlş bulunmaktadır. Kırmızı muz, mavi patates sever misiniz? ABD'de süpermarketlerde, lokantalarda, eski çeşitleriyle ve yeni geliştirilen türleriyle her renkte meyve ve sebze bulmak mümkün. M obıl şırketı yönetıcılerıne yemekte aşçıbaşı Andrew D'Amıco, mor patatesler sundu Manhattan Sıgn of Dove Ijokantası'nın şefı olan D'Amıco, "Garıp yorumlar yapıldı, akıllarına gelen ılk şey ıse, patatesierın kımyasal maddelerle dolu olmasıydı" dedı Fakat Peru'da yıllardır yetıştırilen ve şımdı ABD'de pıyasaya surulen mor patatesler, altın renklı pancarlar ve ahududular, kırmızı muzlar, sarı kırazlar, kırmızı ıspanak ve pazılar, mor bıberler kadar doğal yıyecekler Meyve ve sebzelerın eskı çeşıtlerının yenıden bulunmasıyla ve yenı çeşıtlerının gelıştırılmesıyle artık her ruh halıne uyabılecek renkte yemekler uretılebılıyor Ozellıkle New York ve Kalıfornıya'dakı muşterılerını eğlendırmek ıçın kendılerını devamlı yenılemek zorunda olan luks restaurantlarda gorulen bu yıyecekler konusunda Fransız gece kulubu Raoul'un şefı Alaın Quırın, "Insanlar daıma yenı şeyler ısterler Kırmızı bır muz, normal bır muzdan her zaman daha ılgı çekıcı bır konuşma konusudur" dıyor Toptancılar lokanta ve marketlere her geçen gun artan çeşıtlılıkte ve olağan dışı renklerde sebze ve meyve sağladıklarını belırtıyorlar Sarı, en populer renk durumunda Sarı domateslere olan talep karşılanamıyor Flyıng Foods Internatıonal (New York Long Island) kırmızı muzlar, kahverengı bıberler, yeşil mıdyeler, çizglli karldesler satıyor Muşterıler ıse ozellıkle Fransız yabanı çıleğı "Fraıse des boıs"ten turetılen Kalıfomıya melez çıleğıne rağbet edıyorlar Bu çıleklerın reklamı, "kuçuk parmağınızın tırnağından bıle kuçuktur" şeklınde yapılıyor Şırketın satışlarında rengın çok önemlı bır etken halıne geldığı ve satışların son uç yılda yuzde ellı artarak, 2 mılyon dolara ulaştığı belırtılıyor Bu ılgınç çeşıtlerın tohumları ıse, Kalıfornıya'dakı Le Marche Seeds Int tarafından çıftçılere sağlanıyor Beş sene once kurulmasından bu yana, şırketın satışları her sene ıkıye katlandı ve bu yıl 250 bın dolara ulaştt Pıyasaya 33 tur marul suren şırket, ge çen sene mor patates sattı Ortaklardan bırı olan Georgeanne Brennan Schrupp, "Elımızde olan her şeyı sattık" dıyor Bu sene ıse pıyasaya lavanta ve krem rengi çızgıli patlıcan, kırmızı ve beyaz çizgili pancar, kırmızı pazı ve kabak, mavi mısırlar sunuyorlar Daha ılgınçlerı de yoldaymış Le Marche, 1988 yazında Meksıka'dan kırmızı mısırlar getırtmeyı planlıyor Mavi patatesler, hardal kırmızısı yeşilllkler, beyaz domatesler ve Lola Ro sa adlı, yaprak uçları kırmızı marullar satan Manhattan Bılınk & Blınk Inc 'nın ortaklarından Gary Feldmon ıse şu anda, kırmızı ıspanakları olduğunu, fakat satılmadığını belırterek, "Her ılgınç renk alıcı bulmuyor' dıyor Bazı lokanta şef'erıne kırmızı ıspanakları gönderdığını, fakat hıçbırının bu konuda aşırı ısteklı olmadığını sozlerıne eklıyor Shearson Lehman Brothers Lokantası'nın ıdare şefı Anthony Damıano ıse, bu tur ıspanakla yemek pışırılemedığını, çunku lengın solduğunu ve yemeğın soslarını pembeye çevırdığını, ancak salatalarda kullanabıldıklerını söyluyor Long Island Lloyd Harbor Grens Inc 'den Cathıe Maıello da bazı turlerı satmakta zorluk çekıyor "Kuçuk beyaz havuçlarımız vardı, fakat satamadık Bu sene hem mor hem beyaz yer lahanaları geliyor. Sanırım morları sorun yaratacak Fakat sarı domatesler, altın renkli ahududular çok satıyor Ayrıca hardal rengi yeşıllıkler ve beyaz klrazlar da satılıyorlar" dedı Çeşıtlı renkler, şeflerın göz alıcı yemekler hazırlamalarına yardımcı oluyor "Insanlar daha az yıyorlar" dıyor Ms Maıello "Onları mutlu etmek ıçın bazı şeyler vermek zorundayız Bız mıde yerıne goze hıtap edıyoruz " Idaho'da değışık tohumlar satan bır fırmanın ortaklarından Jan Blum, bu yıyecekle rın bırçoğunun bu kadar nadır olmadığını söyledı ' 1870'ten kalma bır tohum kataloğunda mor ve yeşıl lahana var Fakat beyazı yok Morları ise yuzlerce yıldan beri ozellıkle Ortadoğu'da mevcut. " Bu değışiK renklerın kısmen kaybol malarının nedenı ıse, çıftçılerın sadece çabuk yetıştırılıp, taşınmas1 kolay olan turlere yönelmelerı Kalıfomıya Patates Çeşıtlerı Gelıştırme Programı Proıe Muduru Thomas Smıth, çıftçılığın babadan oğula geçen bır meslek olduğunu, bu yuzden uzun bır sure aynı cınsın uretıldığını ve çıftçılerı değışiırebılmenın zor olduğunu vurguluyor Fakat enteresan turlere olan talep, çıftçılerı kolayca ıkna edıyor Urunler ıse pahalı Nedenı tohumların nadır ve pahalı olması ve çoğu zaman az urun alınması Bazen ıse fıyatların yukseklığıne talebın çok olması yol açıyor ve bu da çıftçılere yarıyor Mor patates fırmalarından bırının satış muduru olan Ann Henry, "Standartlaşmış urunler artık kâr getırmıyor Çıftçıler daha egzotık urunlere yönelmelı " dıyor Doğal olarak, mor patates ve benzerı "egzotık" urunlerın her Amerıkalının evıne gırıp gıremeyeceğı, gırse bıle tutunup tutunamayacağı ayrı bır konu "insanlar alışmadıkları renkler ı pek tutmuyorlar" dıyor Mınneapolıs Pıllsburg Comp psıkoloğu ve renk uzmanı Carol Chrıs Tersen ' Bır portakalın portakal rengi olmasını beklersımz ' Marıe Murphy, bır supermarkette kıraz alırken goruşu sorulduğunda, bu göruşu doğrulayan bır cevap ve'iyor "Kıraz kırmızıdır Beyaz bır porta ^al almayı hayal bıle edemıyorum " (Internatlonal Herald Tribun)