02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 HAZİRAN 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Gazlana gazlana bugünlere geldik... Bize demokrasicilik oynamaya kalkmayın sakın... Artık uyandık! Zaten tanıyorduk biz o “Efe”yi; Erzincan İliç’te yaşananları, çokuluslu altın avcılarını, tarikatçı tezgâhı... HHH Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner ve eski Üçüncü Ordu Komutanı emekli Saldıray Berk aleyhine Ergenekon davasında ifade veren, daha sonra “efsane savcı”lardan biri olan “Efe” kod adıyla gizli tanıklık yapanın kim olduğunu... Kurulan kumpası... Tarikat ilişkilerini, tezgâhları, paraleli maraleli... Özetle, gizli tanık “Efe”nin Erzincan’ın İliç ilçesi eski cumhuriyet savcısı Bayram Bozkurt olduğunu... Kim deşifre etmişti? Avukat Turgut Kazan! Efe emekli oldu, Ergenekon’da tanıklık yaptıktan sonra (Mart 2010). Tanık koruma programına alınıp yüzü ve kimliği değiştirilerek Ankara’da avukatlığa başladı. Bir yıl önce mesleğine yeniden döndü. Bozkurt, bir ilçeye savcı olarak atandı. Gün geldi devran değişti... Adalet Bakanı Bozdağ’ın istemiyle toplanan HSYK 3. Dairesi, gizi tanık “Efe”nin mesleğe dönme kararını kaldırdı... HHH Gecenin esintili yıldızlarıyla konuştuktan sonra öldürülen çocukları anlatsam size... İşkenceleri!.. O fırtınayı! Kıyımı!.. Şiddet sarmalını! Tecavüzleri! Tacizleri! AVM inşaatı çadırlarında diri diri yanan işçileri! Soma’yı! Bugün, dün Cumhuriyet’in manşetinde çıkan Alican Uludağ’ın haberinden esinlenerek Ergenekon’un gizli tanığı savcı Efe’yi anlattım... Yarın bir başka öyküyü anlatırım belki... Bilemem!.. ‘Fezlekeler CHP’lilerin eline geçmesin diye engelleniyor’ diyen Kılıçdaroğlu’ndan Arınç’a tepki ‘AKP’den ayrıl’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında görevlerinden istifa etmek zorunda kalan 4 eski bakanla ilgili kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu’na AKP’nin 50 gündür üye bildirmeyerek engelleme yapmasına tepki gösterirken, 1 hafta içinde üye bildirmezse “kasıt arayacağını” söyleyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a “AKP’den ayrıl” çağrısı yaptı. Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’dan da İsviçre bankalarında parası olup olmadığına dair dilekçe vermesini isteyerek avukat ücretini de kendisinin ödeyeceğini söyledi. CHP Parti Meclisi (PM), Kılıçdaroğlu başkanlığında genel merkezde toplandı.Toplantının açılışında konuşan Kılıçdaroğlu, 17 Aralık’ta “Bir hükümetin, bir devleti nasıl soyduğuna” tanık olunduğunu ifade ederek olay ortaya çıktıktan sonra ise 19 Mart 2014’te 4 eski bakanla ilgili, TBMM’de Soruşturma Komisyonu kurulması amacıyla dilekçe verdiklerini anımsattı. Soruşturma Komisyonu kurulmasına karşın, AKP’nin komisyona hiç üye vermediğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in ise bu keyfi engelleme karşısında hiçbir şey yapmamasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “50 gündür bir arpa boyu yol alınamadı. 50 gündür engelleniyor. Neden? ‘Acaba Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasına bu komisyonun kuruluşunu oluşturabilir miyiz?’ Neden engelleniyor? Fezlekeler CHP’li üyelerin eline geçmesin diye. Şimdi Sayın Cemil Çiçek’e soruyorum; o fezlekeleri ne kadar saklayacaksın? Nereye kadar saklayacaksın? Sen acaba bunun hesabını verebilecek misin? Sen na inanıyorsan, senin o grubun içinde bulunmanın gerekçesi ne? Ayrıl o zaman. O özgül ağırlığını kul hakkı yiyenlerden yana değil de dürüst, temiz insanlardan yana niye kullanmıyorsun?” Gizli Tanık Savcı Efe!.. Oturup gerçekleri anlatsam size; cezaevindeki çocuklara, kadınlara, gençlere uygulanan şiddeti, tecavüzleri, tacizleri... İnanır mısınız? Ben de Başbakan gibi sorsam: “Sizin de yatak odanız dinlense ne yaparsınız?” Oysa bunları yaşadık biz toplum olarak! Özel görüntüleri filan! Üstelik milletvekillerinin, Deniz Baykal’ın, şunun bunun... O yasadışı telefon dinlemelerinin, Ergenekon ve Balyoz sanıklarına uzandığı bir gerçek değil miydi? İktidar aynı iktidar, başbakan aynı başbakan! İlhan Selçuk’u dinlediniz! Aydınları, bilim insanlarını, herkesi ama herkesi! Sesinizi çıkarmadınız... Havuz ve cemaat medyası, iktidar... Polisler kahraman, savcılar efsane değil miydi; zindanlarda işkence, tecavüz yapılmıyor muydu? Ucu iktidara dokununca durum değişti, hani gizli tanık “Efe” vardı, anımsadınız mı? Anladım, o günleri çoktan unuttunuz... Şimdi Ergenekon ve Balyoz sanıklarından bir “teşekkür” bekliyorsunuz! Onca can yandıktan sonra, insanlar o acıyı çektikten sonra... Nasıl yanıyor insanın canı değil mi? Yanar işte... HHH Günah devletinin çocukları, gençleri, insanlarıyız biz... Genç yaşlı, kadın erkek! Gaz katliamlarını yaşadık, yaşıyoruz! Gezi’de sekiz çocuğumuzu, gencimizi yitirdik, unutmuyoruz. Kimimiz Gezi’de, Lice’de, dağda bayırda öldürüldük... Mehmetleri uğurladık, anaları ağlattık... üşvet alanveren konumunda’ Kılıçdaroğlu, 17 Aralık operasyonundan sonra iki önemli havuzun çıktığını, bunlardan birinin medya, diğerinin ise rüşvet havuzu olduğunu ifade ederek Erdoğan’ın çocuklarının içinde oldukları TÜRGEV’in, devletten ihale alanların rüşvetlerini yatırdığı “rüşvet havuzu” olduğunu belirtti. Vakfa, Suudi Arabistan’daki Royal Protocol adlı şirketten 99 milyon 999 bin 990 dolar para geldiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, bankanın adını ve hesap numarasını vermesine rağmen şu ana kadar bir açıklama yapılmadığını, kimsenin de inkâr edemediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Her konuya itiraz eden Erdoğan, bu konuda niye konuşmuyor? TÜRGEV’e, Bakanlar Kurulu kararıyla kamu yarına çalışan vakıf statüsü verdiler. Tarihimizde ilk kez bir rüşvet havuzuna kamu yarına çalışan vakıf statüsü verildi. Nüfuz ticareti denilen bir olay var; suç. Acaba Bilal Erdoğan bu vakıfta olmasaydı, millet rüşvetini buraya yatırır mıydı? İhale alanlara bakın, önce parayı buraya yatırıyorlar. Erdoğan, çocuğuyla beraber rüşvet alanveren konumundadır” dedi. Soma’da yaşamını yitiren işçilere bazı haklar verilmemesine dönük getirilen Torba Yasa’ya AKP’nin yeni maddeler eklemesine de tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Ölen insanlara saygıları yok. Bir diktatör bozuntusunun bütün beklentilerini yerine getirebileceği bir hukuk düzeni kurmak istiyorlar” diye konuştu. ‘R ‘Avukat ücretini ben vereyim’ Kılıçdaroğlu, Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kaydını okudu. Ses kaydında adı geçen “Sıtkı Bey”in, Sıtkı Ayan isimli bir işadamı olduğunu ve WikiLeaks belgelerinde de adının geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, o belgelerde Erdoğan’ın İsviçre bankalarında 8 ayrı hesabı olduğunun söylendiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, daha önce Deniz Baykal’ın, hakkındaki benzer iddia için dilekçe yazıp İsviçre bankalarında parası olmadığını kanıtladığını anımsatarak şunları söyledi: “Soru şu: Erdoğan niye böyle bir dilekçe vermiyor? Parayı sevdiğini biliyorum, harcamamak için çaba harcadığını biliyorum, aile boyu para istiflediğini biliyorum, adımın Kemal olduğu kadar. Çok açık bir çağrı yapıyorum; Sevgili Erdoğan, avukata para vermiyorsan sadece şu talimatı ver, ‘İsviçre bankalarında benim ve çocuklarımın hesabının olup olmadığına dair bir dilekçeyi İsviçre yetkililerine ver’. Söz veriyorum, namus sözü avukatlık ücretini ben vereceğim. Yeter ki sen dilekçeyi ver, vermezsen ‘Senin de İsviçre bankalarında çalınmış paraların var’ diyeceğim. Milletin önünde söz veriyorum. ‘Avukatı bulamıyorum’ diyorsan, yetkiyi ver, avukatı bulacağım, parasını da vereceğim. Seni temize çıkarmak için yapacağım bunu, ama kirliysen bana yetki vermezsin.” Çiçek’e tepki TBMM’nin başkanı mısın, yoksa Adalet ve Kalkınma Grubu’nun mu başkanısın?” dedi. Arınç’ın 2 Haziran’daki Bakanlar Kurulu toplantısının ardından “Zannediyorum ki bu hafta içinde Ak Parti grubu da Soruşturma Komisyonu’na vereceği üyeleri bildirmiş olacaktır. Bildirmez ‘Ayrıl o zaman’ se o zaman kasıtlı bir gecikmeden bahsedilebilir. Bunun sorumlusu AK Parti grubu olur” dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, ancak hâlâ üye bildirilmediğine dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, Arınç’a, “Eğer bir yolsuzluk olayını ortaya çıkarmamak için grubunuz kasıtlı davranıyorsa, inançlarımız gereği de boğazından aşağıya haram lokma inenlerden hesap sorulması Soma tepkisi ‘Sabıka kaydım tertemiz’ TÜRKER: İHSANOĞLU KAYGILARIMIZI GİDERDİ Ekmeleddin İhsanoğlu, DSP lideri Masum Türker’i İstanbul’da ziyaret etti. DSP genel merkezinden yapılan açıklamaya göre, ziyaretinde, cumhuriyet değerlerinin önemine vurgu yapan İhsanoğlu, adaylık başvurusunu yaptıktan sonra ilk olarak Anıtkabir’i ardından Hacı Bektaş’ı, Hacı Bayram’ı ve Mevlana’yı ziyaret edeceğini bildirdi. Kimlikler ve inançlar üzerinden siyaseti reddettiğini, dinin ibadethanede, siyasetin Meclis’te yapılması gerektiğini, bu iki kavramın birbirini denetleme gibi bir misyonu olamayacağını söyleyen İhsanoğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin “laik ve demokratik bir hukuk devleti olma” özelliğinin anayasa ile güvence altına alındığını vurguladı. İhsanoğlu, demokratik rejimlerde kurumlar arasında çatışmaların önlenmesine işaret ederek Türkiye’nin siyasi işleyişinin normalleşme zamanının geldiğine vurgu yaptı. Türker de, “İhsanoğlu değerlendirmeleriyle DSP’nin hassasiyetlerine uygun düşüncelere sahip olduğunu göstererek bazı kaygıların giderilmesini sağlamıştır” dedi. İstanbul Haber Servisi CHP ve MHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde “çatı aday” olarak belirlediği Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, İstanbul Adalet Sarayı’na giderek adli sicil kaydı aldı. İhsanoğlu, sabıka kaydı olup olmadığı sorusuna ise “Çok, neler yok... Allah’a şükür tertemiz” diye yanıt verdi. İhsanoğlu, adaylık için evrak toplamaya başladı. Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na giden İhsanoğlu, yurttaşların kullandığı C kapısından binaya girdi. Bir süre adli sicil kaydı almak için sırada bekleyen İhsanoğlu, adli sicil kaydını aldıktan sonra görevli memurla tokalaştı. Çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan İhsanoğlu, Yozgatlı olduğunu belirterek seçim çalışmalarına bu ilden başlanacağını kaydetti. l YSK’DEN YAZLIKÇILARA UYARI: İkinci adreste oy kullanılamayacak ANKARA (AA) Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, seçimin yaz ayına denk gelmesi nedeniyle yazlıkçıları uyararak “İkinci adreste, yazlıkta, otelde oy kullanmak mümkün değil. Vatandaşlar, seçmen kütükleri değişinceye kadar ikametgâh adreslerini tatil yaptıkları yere aktarırlarsa veya yaşamaya başlarlarsa ancak orada oy kullanabilirler” dedi. Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin çalışmaları anlatan Güven, seçimde ilk kez yurtdışındaki Türk vatandaşlarının ayağına da sandık götüreceklerini söyledi. Seçimin yapılacağı saatlerin 08.0017.00 saatleri arasında yapılacağını anlatan Güven, seçmen listelerinin seçmen kütükleri esas alınarak oluşturulduğuna işaret etti. Güven, oy kullanabilmek için seçmen kütüğüne mutlaka kayıt yaptırmak gerektiğini vurguladı. listelerinin kesinleşeceğini anlatan Güven, “Bugün itibarıyla vatandaşlarımız adreslerini doğru şekilde, orada yaşayacaklarsa ikametgâhlarını aktarabilirler. Ancak, seçmen kütüklerinin askıya çıktığı 2 Temmuz’dan 9 Temmuz’a kadar bu işlem hâkim kararıyla olabilecek. Aslolan ikametgâhlarında oylarını kullanmaları. Kesinlikle oteller, pansiyonlar adres olarak kabul edilmiyor” diye konuştu. YSK olarak oy pusulalarında adayların fotoğrafının yer almasına karar verdiklerini anlatan Güven, adaylık başvurularının 29 Haziran3 Temmuz arasında YSK’ye yapılabildiği gibi TBMM’ye de yapabileceğini, TBMM’ye yapılan başvuruların süre bitiminden sonra 24 saat içinde YSK’ye gönderileceğini söyledi. Güven, “Bugün itibarıyla yurtiçinde 53 milyon 354 bin 423 seçmenimiz var. Yurtdışında ise 124 ülkede 191 temsilciliğimiz ve 2 milyon 806 bin 114 seçmenimiz bulunuyor” dedi. CHP PM’de üyelerin büyük bölümü İhsanoğlu için ‘yöntem doğru olmasa da desteklemeliyiz’ görüşünü bildirdi Kurultay’a 1 yıl erteleme AYŞE SAYIN ANKARA Ekmeleddin İhsanoğlu’nun MHP ile birlikte Cumhurbaşkanlığı için “çatı aday” olarak gösterilmesi kararının tartışıldığı CHP PM’de söz alan üyelerin büyük bölümü “aday gösterilme yöntemi”ni eleştirmekle birlikte destek yönünde görüş bildirdi. Aralarında eski genel başkan yardımcılarından Adnan Keskin’in de bulunduğu 5 üye, hem İhsanoğlu hem de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na sert eleştiriler yöneltti. Kılıçdaroğlu ise eleştirileri anlayışla karşıladığını ve bu süreçte kendisinin risk aldığını bir kez daha vurgularken, İhsanoğlu’nu kendisine gelen isimler arasından en uygunu olduğu için aday gösterme kararı aldığını bildirdi. Toplantıda, CHP’nin temmuz ayı içinde yapılması gereken olağan kongresi de 1 yıl süreyle ertelendi. PM, Kılıçdaroğlu’nun mayıs ayı içinde yaptığı Merkez Yönetim Kurulu (MYK) değişikliği sonrasında ilk kez toplandı. PM’de üyelerin büyük bölümü “aday belirleme” yöntemine vurgu yaptı. Bazı üyeler ise CHP’nin kendi adayını çıkarmasını istediklerini ancak “uzlaşma” adına İhsanoğlu isminin belirlendiğine dikkat çekerek, tam olarak içlerine sindiremeseler de adaya destek verilmesi gerektiğini ifade ettiler. Edinilen bilgiye göre Keskin, aday belirleme sürecinde PM’nin devre dışı bırakılarak “parti hukukunun yok sayıldığını” dile getirdi. Keskin, “Uçan kuştan görüş almış ama PM’ye sorma gereksinimi duymamıştır” dedi. Birgül Ayman Güler ise Kılıçdaroğlu’na “güvensizliğini” ilan ettiğini belirtirken, PM’ye sunulan MYK raporunu da onaylamadı. Cumhurbaşkanlığı adaylığı meselesinin PM’nin resmi gündemine alınmamasını eleştiren Güler, “Bu aday partinin değil, sizin adayınız. Aday tek kişinin kararıyla olacaksa CHP’yi kapatın. Yönetim tarzınızı despotik buluyorum” dedi. Gökhan Günaydın, eski Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil ve Umut Oran da İhsanoğlu’nun adaylığını eleştirdiği öğrenildi. Toplantıda Hurşit Güneş ve Alaaddin Yüksel aday belirleme yöntemini eleştirmekle birlikte İhsanoğlu’nun adaylığına destek verirken, eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın ile Ercan Karakaş, Durdu Özpolat, Sena Kaleli, Namık Havutça’nın da aralarında bulunduğu söz alan 15 dolayındaki üye, İhsanoğlu’nun adaylığını olumlu karşıladıklarını ifade ettiler. Karayalçın, “Adayımızla ilgili kafalardaki karışıklığı gideren bir manifestoya ihtiyacımız var” dedi. Toplantının sonunda Kılıçdaroğlu ise kendisinin yürüttüğü görüşmelerde bir isim sormadıklarını, sadece “nasıl bir cumhurbaşkanı” istediklerini tarif ettiklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, “Ekmel Bey de bu tarife uyan isimdi. Bu tartışmalar normaldir ama hepimiz artık onun arkasında durmalıyız. Biz böylesi bir çatışma ortamında Cumhuriyet ve Atatürk ilkelerine bağlı, anayasayı savunacak bir cumhurbaşkanı adayı arıyoruz. Ekmel Bey de buna uygun bir isimdir” görüşünü dile getirdi. PM üyesi Halit Toraman ise Deniz Baykal’ı eleştirerek, “Siyasi İslam diyor ama Türkiye’de 1974 yılında siyasi İslam denilen grubun devletin içine girmesinde Oğuzhan Asiltürk’le yakın dostluğunu da kullanarak etkin rol oynayan kişidir” dedi. ‘Tarife uyan Ekmel Bey’ ESKİ CHP’Lİ VEKİLLERDEN ‘ÇATI ADAY’A KARŞI BİLDİRİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Geçmiş dönemlerde CHP’de milletvekili ve bakan olarak görev yapmış 42 siyasetçi, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı gösterilmesine karşı olduklarını belirten bir bildiri yayımladı. Bildiride, şunlar kaydedildi: “Çatı aday olarak önerilen bu isim kamuoyuna açıklandığı andan itibaren laik demokratik Türkiye Cumhuriyetinin temel değerlerini, Atatürk ilke ve devrimlerini benimsemiş toplum kesimlerinde hayal kırıklığı yaratmış, bu durum giderek büyük bir tepkiye dönüşmüştür. Başarılı olamayacağı açıktır. Ülkede ve bölgede yaşanan olaylar da dikkate alındığında, bu aday ile seçime gidilmesi tarihi bir hata olacaktır. Vakit varken hatadan dönülmeli, Cumhuriyetten, laiklikten, Atatürk devrimlerinden, demokrasiden yana, hukuk devleti ilkelerine, milli ve manevi değerlere bağlı, ülkemizin çıkarlarını kararlılıkla savunacak bir Cumhurbaşkanı adayı belirlenmelidir. Aksi takdirde ortak aday olarak önerenler, altına imza atanlar, tarih karşısında sorumlu olacaklardır.” Bildiriye Kemal Anadol, Onur Öymen, Algan Hacaloğlu, Şahin Mengü, Cevdet Selvi, Orhan Eraslan, Tayfun İçli, Necla Arat, Suat Binici, Önay Alpago, Bülent Baratalı, Esfender Korkmaz, Enis Tütüncü, Tacidar Seyhan, Mesut Değer, Mehmet Sevigen, Canan Arıtman’ın da aralarından bulunduğu 42 isim imza attı. Temmuz’dan sonra hâkim kararı şart Seçim sisteminin adres kayıt sistemine göre düzenlendiğini, ikametgâhın esas alındığını söyleyen Güven, vatandaşlardan YSK internet sitesinden kayıtlarını kontrol etmelerini istedi. Bazı vatandaşların yazlık gibi ikinci adresleri olabildiğini belirtti. Listelerin 2 Temmuz’da askıya çıkacağını, 9 Temmuz’da askıdan indirileceğini ve 20 Temmuz’da askı 2 milyon 547 bin oy pusulası Öte yandan, Devlet Malzeme Ofisi (DMO), Cumhurbaşkanlığı seçiminde kullanılacak birleşik oy pusulaları için ihale sürecini başlattı. Seçim için yurtiçinde ve yurtdışında kullanılmak üzere 221 milyon 547 bin 240 birleşik oy pusulası bastırılacak. 221
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle