05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 2014 PAZAR 6 HABERLER CHP’nin Ergenekon ve Balyoz gibi davaların araştırılması için verdiği önerge iade edildi Önerge uzunmuş! CHP’nin Ergenekon, Balyoz gibi ek klasörlerle birlikte milyonlarca sayfa tutan davaların araştırılması amacıyla verdiği ‘Meclis araştırma önergesi’ 500 kelimeden uzun olduğu gerekçesiyle iade edildi. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA TBMM Başkanlığı, CHP’nin Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy ve askeri casusluk davalarındaki hukuka aykırılık iddialarının araştırılması amacıyla verdiği Meclis araştırma önergesini iade etti. Başkanlık iadeyi iki gerekçeye dayandırdı. İddianameleri ek klasörlerle birlikte milyonlarca sayfayı bulan davaların araştırılması amacıyla verilen önerge “500 kelimeden uzun olması ve yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili işlemleri sorgular nitelikte bulunması” gerekçesiyle iade edildi. CHP Balıkesir Milletvekili Ayşe Nedret Akova’nın hazırladığı araştırması önergesi, 20 CHP’li milletvekilinin imzası ile TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Önergede, Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy ve askeri casusluk davalarının incelenmesi, yapılan hataların tespit edilmesi, adil yargılanma ve hukukun evrensel ilkelerinin geçerli olması için Meclis araştırması açılması istendi. Önergede, TSK’ye karşı kurulduğu ileri sürülen “kumpasın” neden ve kimler tarafından hazırlandığının araştırılması talep edildi. Hey, Vicdansız Adam Orduya kumpas kuruldu, denildiği andan itibaren, subaylara kurulan Allah’ın belası tuzak, Erdoğan iktidarı tarafından da siyasi ve resmi olarak kabul edilmiş oldu. Yani ortada hukuki dava ve yargılama sıfır... Ama insanlarımız içeride... Bir bir öldürülüyorlar... Kurmay Albay Murat Özenalp, yaratılmış bir beyin kanaması cinayeti ile Mamak Askeri Cezaevi’nde ailesinin gözü önünde öldürüldü. İktidar, kurdukları ortak kumpası, eski müttefiki ve bugün can düşmanı Cemaat güçleri üzerine yıkarak sözde işin içinden sıyrılacak, işlediği ortak suçtan sözde kurtulacak ama bunu bile başaramıyor. İçeride dışarıda büyük bir nefret birikimi yağmur bulutlarına dönüşüyor, subaylar üzerindeki kumpas, İzmir ayağında da rezil bir şekilde sürdürülüyor. Herkes aval aval seyrediyor... Yaşanan büyük adaletsizliği, haksızlığı içimize sindiriyoruz. Bir toplumun inanılırlığının yavaş yavaş ısıtılarak kaynar su içinde öldürüldüğü zamanları yaşıyoruz.. Hepimiz birer aptal kurbağaya dönüştük, ıraklayamıyoruz bile. Allah kahretsin, o oraya çıkacak bu buraya, o onu dedi bu şöyle konuştu, diye incir çekirdeğini doldurmayacak zırvalıklar üzerine, yaz baba konuş baba... Ama bu adamlara sormayı unuttuk: Suçsuz yere içeride subaylar yatıyor, sahtelikleri bin kez kanıtlanmış delillere ceza verdiler, hepsi bir bir öldürülüyor içeride, geride kalanları özgürlüklerine nasıl kavuşturacaksınız, bu kanı nasıl temizleyeceksiniz, yargıç ve savcı kılığında hâlâ dolaşmakta olan sahtekârların cüppelerini nasıl çıkaracaksınız ve çıplak bırakacaksınız milletin önünde ki, bir daha vicdanlarını satmasınlar, anayasa ve yasa adamı olduklarını asla unutmasınlar? Adalet falan vız gelir tırıs gider... Burada adaletten konuşmuyoruz. Adaletsizliklerden bahsetme zamanı çoktaaan geçti... Bu kavramlar benim için iki yıl önce tükendi. İlk Balyoz’un içine bakıp, orada kımıl kımıl solucanları gördüğüm zaman... O andan itibaren, artık, insanlığından uzaklaşmış, kimliğini yitirmiş insan kılığında ucubelerin esirleri vardı içeride sadece... Ey iktidarın cumhurbaşkanı adayları, vicdanlarınız sızlamıyor mu hâlâ, bu haksızlık dönüp dolaşacak ve sizleri taa kalbinizden vuracak, haberiniz olsun... Siz ki durmadan mağduriyet şampiyonusunuz... İçeride yıllardır yatanların mağduriyetleri yanında, sizin ileri sürdüğünüzün değeri, bir incir çekirdeğini bile doldurmaz artık... Ülke içinde yarattığınız mağduriyetler, iktidarınızı boğacak büyüklüklere, dağlara tepelere ulaştı... Bir şeyler yapın, hemen, derhal, vakit geçirmeden... Öncelikle, hemen özgürlüklerine kavuşmalarını sağlayın,.. Nasıl yaparsınız bilemem, büyük haksızlıklar söz konusu olunca, bugün sahip çıktığınız bütün hukuksal süreçlerin zerre kadar bir anlamı kalmadığını görün... Ama bu yetmez, insanlara bütün onurlarını, gururlarını, bütün hak ve hukuklarını geri verin, birer “Büyük haksızlığa uğradı, milletçe özür dileriz” madalyası ile birlikte... DURU’NUN BALYOZ’A İSYANI ‘Oha!.. 16 Yıl!.. Benim babam bir kahraman’ Haber Merkezi Mamak Cezaevi’nde beyin kanaması geçiren ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Balyoz hükümlüsü Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp’in 8 yaşındaki kızı Duru’nun, gizli görevde sandığı babasının gerçekte hapiste olduğunu ve 16 yıl ceza aldığını öğrendiğinde “Oha... 16 Yıl...” sözleriyle tepki verdiği öğrenildi. Müyesser Yıldız’ın Odatv’nin internet sitesinde yer alan haberine göre, Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp’in eşi Sema Özenalp, eşinin ölümünün ardından bugüne kadar “babasını gizli görevde sanan” küçük kızı Duru’ya acı haberi kendisinin vereceğini söyledi. Habere göre, babasının ölümüyle bilgisayar yasağı kalkan Duru, bilgisayarın başına oturdu ve babasının başına gelenleri öğrendi. Babasının darbecilikle suçlandığını ve 16 yıl hapis cezası aldığını öğrenen minik Duru’nun verdiği ilk tepki ise “Oha... 16 Yıl... Benim babam bir kahraman” oldu. ‘Hukuk yetmezliğinden ölüyorlar’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Milletvekili Mustafa Balbay, yaşamını yitiren Albay Murat Özenalp’in de anıldığı Sessiz Çığlık eyleminde “Dünyada hiç görülmeyen bir nedenden, hastalıktan ötürü, hukuk yetmezliğinden ötürü, bu ülkede insanlar ölmektedir” dedi. Balyoz davasında yargılanan askerlerin yakınlarının uzun süredir devam eden Sessiz Çığlık eyleminde, hafta içinde beyin kanamasından yaşamını yitiren 49 yaşındaki Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp de anıldı. Gazetemiz yazarı CHP Milletvekili Balbay’ın da katıldığı Sessiz Çığlık’ta Vardiya Bizde Platformu üyeleri, Özenalp’in tutsak silah arkadaşlarının mektuplarını okudu. Eylemde cezaevinde yaşamını yitiren Kurmay Albay Özenalp için “İsyandayız”, “Mücadeleye devam edeceğiz” pankartları açıldı. Balbay ise “Dünyada hiç görülmeyen bir nedenden, hastalıktan ötürü, hukuk yetmezliğinden ötürü, bu ülkede insanlar ölmektedir. Murat kardeşimizin acısını yaşayacağız ama mücadeleye devam edeceğiz. Anayasa Mahkemesi köprüden önceki son çıkıştır, tutumu önemlidir ve kararı özgürlükler lehine bir fırsattır” dedi. Harbiye Marşı söylenerek sonlandırılan eylemde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı da eyleme katılan kalabalık tarafından sürekli tekrarlandı. Öte yandan 85. Sessiz Çığlık’ın önümüzdeki hafta Özenalp anısına Mamak Askeri Cezaevi önünde gerçekleşeceği duyuruldu. İstanbul Vardiya Bizde Platformu’nun her hafta Beşiktaş’ta gerçekleştirdiği Sessiz Çığlık eyleminde de Albay Murat Özenalp anıldı. Asker yakınları, siyah giysilerle eyleme katılarak, Murat Özenalp’ın Balyoz davasından yıllardır cezaevinde tutulmasını protesto etti. Asker yakınları Barbaros Bulvarı’nı bir süre trafiğe kapatarak “özgürlük” diye bağırdılar. Eyleme sanatçı Müjdat Gezen de katıldı. Vardiya Bizde Platformu’nun Sessiz Çığlık eyleminde, yaşamını yitiren Albay Özenalp anıldı Ancak önerge TBMM Başkanlığı tarafından iade edildi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, CHP Balıkesir Milletvekili Akova’ya gönderdiği yazıda, TBMM İçtüzüğü’nde de Meclis araştırması açılmasına dair önergelerin 500 kelimeden fazla olması halinde önerge sahiplerinin 500 kelimeyi geçmemek üzere özet eklemek zorunda oldukları hükmünün yer aldığını bildirdi. Önergede yer alan bazıları halen görülmekte olan davalarda delillerin incelenmesi, sanıkların savunmalarının alınması, bilirkişi taleplerinin değerlendirilmesi, tanıklık müessesesi gibi hususlara yönelik ifadelerin yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili işlemlerin sorgulanması niteliğinde olduğuna işaret eden Çiçek, “Ayrıca ilgili önerge 500 kelimeden daha uzun bir metne sahiptir” dedi. Bu gerekçelerle önergeyi iade eden Çiçek, önergenin yeniden düzenlenmesini istedi. ‘500 kelimeden uzun yeniden düzenleyin’ 2455 dosya kayıp ANKARA (Cumhuriyet) Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 10 yılda yangın, yer sarsıntısı, su baskını veya heyelan gibi sebeplerle kaybolan dosya sayısının mahkemelerde 2 bin 455, cumhuriyet başsavcılıklarında ise 483 olduğunu söyledi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın kayıp dosyalara ilişkin soru önergesini yanıtladı. Bakan Bozdağ, UYAP Bilişim Sistemi’nin tüm Türkiye’de uygulanmaya başladığı 1 Ocak 2009 tarihinden sonra bütün dosyaların eimzalı olarak sisteme kayıt yapılması nedeniyle fiziki olarak dosyalar kaybolsa dahi UYAP Bilişim Sistemi’nde yer alan elektronik dosyaya her zaman erişilebildiğini söyledi. Tutsak eserler Fotoğraf: METE KIZIK İzmir’deki sözde askeri casusluk davası kapsamında tutuklu bulunan subaylar, seslerini yaptıkları resimlerle de duyurmaya çalışıyor. Tutsakların eserleri dün Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda sergilenmeye başlandı. Açılış kurdelesini, 2 yıldır Şirinyer’de subaylara resim dersi veren resim öğretmeni Sibel Ulucan kesti. Şirinyer Askeri Cezaevi’nde tutuklu kaldıktan sonra özgürlüğüne kavuşan Deniz Kurmay Albay Ömer Faruk Erdoğan da, geçen günlerde yaşamını yitiren Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp’i anarak “Şirinyer’de tutsak kaldım ve özgürlüğüme kavuştum. Arkadaşlarımın bırakılmasını istiyorum” dedi. Sergi, 10 Mayıs’a kadar, 09.0020.00 saatleri arasında görülebilecek. asın Özgürlüğünde Muhteşem Düşüş ve... Freedom House, saptadığı çok sayıda kritere göre, ülkelerin ne kadar özgür oluklarını, ayrıca basın ve internet özgürklerinin derecesini ölçer her yıl. Bu kıstaslara göre ülkelerin fotoğrafları çekilir. Türkiye, siyasal, hukuksal insan hak ve özgürlükleri açısından “yarı özgür ülke” kategorisinde yıllardır... Tabii basın özgürlüğümüz de “yarı özgür” statüsündeydi. “Hey Türkiye Nasılsın” kitabımda, bu uluslararası nesnel ölçümlere yer verir ve değerlendirmelerimi yaparken, basın özgürlüğünde nasıl olur da hâlâ yarı özgür konumunda oluruz ve özgür olmayan kategorisine düşmeyiz diyordum... Çünkü içinde yaşadığımız basın özgürlüğü sürecini bire bir bilen ve yaşayan bir insan olarak, Freedom House’un kriterlerine göre, en alttaki kategoriye düşmemiz gerektiğini görüyordum. Türkiye, basın özgürlüğünde bir önceki yıl (2013 raporu) Avrupa’da sonuncu sırada, 56 kötü puanla dünyada 120. sırada ve kısmen veya yarı özgür kategorisindeki ülkeler arasındaydı. Daha önceki yıl ise 54 kötü panla 116. sıradaydık (2012 raporu). Yani basın özgürlüğünde aşağı doğru muhteşem bir düşüş yaşıyorduk! Şöyle yazmışım kitapta: “Basını özgür olmayan ülkelerle aramızda sadece 8 ülke kaldı” (sayfa 99). Ve şunu da yazmışım şimdi açıklanan rapor için: “Kuşkusuz 2014’te açıklanacak raporlar, daha karamsar bir tablo ortaya koyacak” (sayfa 101)... Bunun nedenlerini de açıklıyordum kitapta... Ve o karamsar tablo şimdi önümüzde: Puanımız 62’ye çıkmış ve 17 ülke gerileyerek, 134. sıraya düşmüşüz! Freedom House’a iktidarın medya patronlarıyla nasıl iç içe girdiğine vurgu yapıyor rapor. Yani iktidar, medyayı iktidarlaştırıyor... Bunu saptamamak için aptal olmak gerekiyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, gazetecilerimiz bu raporu reddetmeli,Türkiye’de basın başka ülkelerde olmayacak şekilde özgür, buyurmuş. Emredersiniz, Sayın Bakan! Sanırım siz medyabasın derken, kastettiğiniz ve bildiğiniz, havuz medyanız, iktidar medyanız, yandaşlarınız... En son Karamehmet’in medyasına, Akşam’a falan el koydunuz, TMSF kanalıyla derhal yandaş medyaya dönüştürdünüz... Gazetecilik yaparken, iktidar gazeteciliğine dönüştürdünüz... Sizden olmayanları kovdunuz... Milliyet patronunu, Başbakan karşısında ağlayacak hale getirdiniz... Ya belleğiniz zayıf, ya bütün bunlardan haberiniz yok ve Ay’da yaşıyorsunuz... Ya, yandaşlar dışında nasıl başka basın olur diye düşünüyorsunuz... Veya biz gazetecileri salak ve aptal yerine koyuyorsunuz... Ama hiçbiri, bulunduğunuz makam için bir geçerli mazeret olamaz. Sıradan vatandaş olsanız, hepsi mazeret olabilirdi... B ABD ambargosu altındaki Küba, internete çok geç ulaşsa da özgürlüğün tadını çıkarıyor Burada yasaklar yasak HAVANA HÜROL BİLAL HAVANA Efsane lider Fidel Castro önderliğinde gerçekleştirilen devrim sonrasında, Amerikan ambargosuna direnerek bağımsızlığından ödün vermeyen Küba, komünist bir rejim yönetimini seçmişti. Halen yine tek parti iktidarı komünistlerin hâkimiyetinde ve başkan, kardeş Raul Castro... Ancak, 2007 ve sonrasında yılda en az bir defa ziyaret ettiğim bu sıcak, sımsıcak insanların ülkesi Küba’da, günümüzde, sayıları parmakla sayılacak derecede azalan komünist ülkelerdeki rejim tarzından çok değişik bir yönetim anlayışı oluşuyor. Başkan Raul Castro ağabeyininin de desteklediği reformları ardı ardına yürürlüğe koymaya başladı!.. Küba’ya her gidişimde yenilikle karşılaşıyorum. Eskiden yurtdışına çıkması ancak yabancı bir ülkeden alacağı davet sonunda zorlu bürokratik süreçten sonra mümkün olan Kübalılar şimdi tam bir seyahat hürriyetine kavuştular. Mülkiyet hakkı tanındı. İnterneti sadece yabancıların kullanabildiği ülkede, bugün, tüm Küba vatandaşları bizdeki Telekom’un karşılığı olan ETECSA ofislerindeki kompüterlerde interneti serbestçe kullanabiliyorlar. Evet, ülkede yoksulluk diz boyu ve bir saatlik internet için 4.5 dolar aylık averaj ücretlere göre pahalı ama şimdilik sayıları az da olsa Kübalılar bu özgürlüğü doyasıya yaşıyorlar.. Komünist Kuzey Kore veya Vietnam’da bunların olması ne mümkün!.. Amerikan ambargosu altında interneti çok geç edinen Küba, Venezüella’dan çekilen kablo ile yüksek hızlı internete de kavuştu. Ancak bu şimdi sadece üniversitler ve devlet dairelerine veriliyor.. Önümüzdeki aylarda önce cep telefonlarına, sonrasında ise evlere de dağıtım yapılacak... Sevinenler Miami’de akrabalarından yardım alan gelir düzeyleri yüksek Kübalılar olacak ki sayıları yüksek... ma bekleniyor... Defalarca gittiğim ülkede kargaşaya, hatta yüksek sesle bir münakaşaya bile şahit olmadığım gibi tek bir TOMA aracına dahi rastlamadım... Her köşeden kıvrak müzik fışkıran ülkede insanlar sokaklarda adeta dans ederek dolaşıyorlar!.. Bu size biraz komik gelmiyor mu?.. Bizim ileri demokrasimizde YouTube yasak.. İnternete de kısıtlama getirildi ama komünist rejimle idare edilen Küba’da internet özgür ve alabildiğine serbest!.. Yakında THY İstanbul’dan Havana’ya direkt seferlere başlayacak deniyor. Giderseniz bizzat görür ve Küba’nın eşsiz doğası ile içtiğiniz su kadar temiz denizinden yararlanabilirsiniz... Önümüzdeki yıl da gidebilirsem bağımsızlığına düşkün onurlu insanların yaşadığı bu güzel ülkede sürprizlerin bekliyor olacağından kuşkum yok... Almanya Cumhurbaşkanı Gauck’un bile çekincelerini ifade ettiği için çocuk gibi azarlanarak fırça yediği çok ileri demokrasimizde böyle devam edersek, korkarım, gelecekte Küba’dan alacağımız derslerin sayısı çok artacak!.. Bu size çok acı gelebilir ama ülkemiz şimdilerde işte bu; ve de bunun kararını verecek olan da sizlersiniz!.. ... Davutoğlu’na iki söz... Ülke nüfusuna göre internet kullanımı oldukça düşük ama herhangi bir yasak da yok!.. Evet, yanlış okumadınız. Evlerde ve mobil telefonlarda şu anda internet yok ama ETECSA ofisleri ve 5 yıldızlı otel lobilerinde internete giren her Küba vatandaşı benim gibi Youtube, Facebook ve Twitter’i serbestçe kullanabiliyor. Kısıtlama ve yasak olmadığından yakında cep telefonuna internet girince Twitter dahil hepsinde müthiş bir patla ‘İleri demokrasi’ ile komünizm farkı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle