05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MAYIS 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Muhalefetin tek şansı ittifak AYŞE SAYIN ANKARA Yerel seçimlerin ardından, Türkiye gündemi ilk kez “halkoyuyla” yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimine odaklanırken KONDA’nın “Nisan ayı barometre”sinde Başbakan Tayyip Erdoğan, “ilk turda cumhurbaşkanı seçilmeye en yakın aday” olarak gösterildi. CHP, MHP ve HDP’nin “kendi adayını çıkarmaları”nın Erdoğan’ın Köşk’e “rahat” çıkmasını sağlayacağı değerlendirmesine yer verilen araştırmaya göre, muhalefet partilerinin Erdoğan karşısındaki tek şansı “Erdoğan karşıtları”nın etrafında birleşeceği ortak bir aday çıkarması. Araştırmada, Erdoğan’ın Köşk’e çıkması halinde partiyi tutamayacağı ve AKP içinde “ayrışma” sürecinin başlayacağına dikkat çekildi. KONDA araştırmasında Erdoğan’ın adaylığı halindeki tahminler şöyle yorumlandı: İlk turda şansı var: Erdoğan, aday olması halinde ilk turda seçimi kazanma olasılığı en yüksek kişi. İlk turda kazanamasa bile ikinci turda Erdoğan’ın kazanma olasılığı mevcut koşullarda çok yüksek. Muhalefet partilerinin her biri seçime kendi adayıyla girerse, Erdoğan için rahat bir seçim olur. Muhalefetin şansı, partisiz aday: Seçimlerde sadece CHP’nin ve MHP’nin birlikte hareket etmesi de muhalefet için yetersiz kalır. HDP/BDP seçmenini yok sayarak yapılacak olan hesaplar ikinci turda HDP/BDP seçmeninin sandığa gitmemesine neden olur ve bu durum Erdoğan’ı cumhurbaşkanı yapar. Muhalefet, Erdoğan’a karşı şansını ancak ve ancak bütün toplumsal muhalefetin onay vereceği, partisiz bir isim üzerinde anlaşabilirse yükseltebilir. Kutuplaştırma kaybettirebilir: Seçim süreci toplumsal kutuplaşmayı daha da derinleştirirse, seçim Erdoğan ile “Erdoğan karşıtlığı” noktasına gelebilir. Bu durum öngörülemez sonuçlar doğurabilir. AKP’nin MHP ve BDP/HDP tabanına karşı kullandığı söylem ve Erdoğan’ın karşısına çıkacak adayın niteliği, Erdoğan karşıtlığında zemin bulabilir ve MHP ve BDP seçmenini biraz olsun ikna edebilirse, Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimini kaybedebilir. Gölge başbakanlık krizi olur: Türkiye’nin geçmiş deneyimleri, cumhurbaşkanının “gölge başbakanlık” yapma çabasının uygulanabilir olmadığını göster KONDA’nın araştırmasına göre, Erdoğan cumhurbaşkanlığına ilk turda seçilmeye en yakın aday. Üç muhalefet partisi ‘Erdoğan karşıtları’nın etrafında birleşeceği ortak bir aday çıkarırsa tablo değişebilir miştir. Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Erdoğan ne kadar denerse denesin, bugünkü gibi partisine hâkim olamayacaktır. bu durum, AKP’de ayrışmalara yol açar. Erdoğan’ın Köşk’e çıkması halinde, Gül’ün “emanetçi” haline getirilmiş bir makamı kabul etmeyeceği değerlendirmesine yer verilen analizde, Gül’ün ne kadar “imtina ederse etsin” aktif siyaset sahnesinde yer alacağı ve Fazilet Partisi içinde yaşanan “yenilikçigelenekçi” benzeri bir parti içi gruplaşmada etkin bir güç olacağı tahminine yer verildi. Erdoğan’ın “aday olmaması” senaryosuna göre yapılan analizde ise “3 dönem” kuralının sadece Erdoğan için değiştirilebileceği belirtildi. Zorba Devlet... Çocuklarımıza çoktan öğretmiştik, bunu anlamak istemediler... Alacakaranlık kuşağında yaşadık hep, anlatmak istedik anlamadılar... Kahpeliğin, ahlaksızlığın, madrabazlığın göbeğindeydiler. Rezildiler! Darbeler onlar için “vatanı kurtarmak, terörü sonlandırmak içindi.” Önce Deniz, Yusuf, Hüseyin darağacında infaz edildi; sonra ’80’de yaşı büyütülerek asılan Erdal ve niceleri. Köleliğe boyun eğdiler! Gelmiş geçmiş tüm darbelerin, iktidarların borazancılığını yaptılar. Kuşaklar gelip geçti ama abilerini hiç aratmayıp yerlerini doldurdular... Kaç gazetecinin öldürüldüğünü söylesem adlarını bile sayamazlar! İşkence görmüş, zindanlarda yatmış, yurtdışında sürgün hayatı yaşamış kaç gazeteci olduğunu sorsam tanımazlar. Toplum olarak zaten kuşatılmışız, gazeteci ya da başka meslek sahibi. Devletin kurum ve kuruluşlarına badem bıyıklılar yerleştirilmiş; TRT’de temizlik yapılmış, AA kadroları arındırılmış. Her şey düzene sokulmuş... Medya patronları hizaya getirilmiş... Bunlar yapılırken unutulan tek şey varmış, o zaten vardı ama olsun, anımsatıldı... Çocuklarımıza çığlık atmayı öğretmek! Bakan hanım öğütledi unutmamamız için! Barbaros Bulvarı’nda hem annenin hem bebesinin çığlığını duyduk... Polisler sormuş gaz yiyen çocuğun annesine: “Ey kadın ne işin var senin dışarıda, otursaydın çocuklarınla evde!” Oysa kadın çocuklarıyla birlikte zaten evinde yemişti gazı... İnsan olmanın değerlerini unutmuş bir toplum! Polis olmuş, siyasetçi olmuş, gazeteci olmuş, bilim insanı olmuş, şu olmuş bu olmuş, ne fark eder! Birey olamamış! HHH Bu ülke 90’lı yıllarda kan gölüne dönüşmüştü... Uğur Mumcu, Musa Anter, Ahmet Taner Kışlalı, Onat Kutlar... Say say bitmez... Güneydoğu’da öldürülen gazeteciler, çocuklar, insanlar, karakol baskınları, Mehmetler, dağlarda etkisiz hale getirilenler... Eşref Bitlis’in uçağı düştü mü, düşürüldü mü? İntihar ettiği söylenen albaylar! Nice kıyımlar... Bombalar, mayınlar... Sivas, Gazi, Başbağlar... 2000’li yıllar... Hrant Dink, Malatya Zirve Yayınevi... Nerede “vur emri”ni veren ya da “büyük patron.” Özgürlük Evi açıkladı, dün yazdım yineleyeyim: “Basın özgürlüğü sıralamasında üçüncü dünya ülkeleriyle aynı yerdeyiz.” Kaygı verici bir durum... Çığlık atalım mı; zorba devlet diyelim mi? 27 Nisan emuhtırasına alkış tutanlar, 12 Eylül ve 28 Şubat’a destek verenler “havuz medyası”nın şakıyan gülleri üstelik. Türkiye ileri demokrasiye geçmiş, dışa açılmış... AKP çağdaşlığın, özgürlüğün simgesiymiş... Vallahi yalakalığın böylesini hiç görmedim! HHH Siyasal İslamcının ılımlısıyla, köktendinci arasında benzerlikler çoktur... İkisi de “cihatçı”dır, şeriat düzeninin gelmesi için çalışır. İnsani değerleri bilmezler... Türkiye’de çocuklara taciz her yerde, kasabalardan kentlere uzanıyor. Kadına şiddet aynı biçimde... Pozantı zindanında yaşanan olaylardan haberiniz var mı? Orada çocuklara hem şiddet uygulandı hem de tecavüz! İnsana değer vermek için önce birey olacaksın, kulluktan kurtulacaksın. Mustafa Kemal Atatürk Türkiye’yi “zorbalık temeli”nde değil, “laik, demokratik, hukuk devleti” temelinde kurdu, o kısa ömründe pek çok şeyi gerçekleştirdi... Genç denilebilecek yaşta yaşamını yitirdi... Biz bunca yıl gericifaşist iktidarların yönettiği bir Türkiye’de zorbalığa yenik düştük... Evet Türkiye’de çocuklar, kadınlar şiddete ve tecavüze uğruyor, öldürülüyor... İslamcı bir kafayla, insanlığa sahip çıkılmaz! 12 Eylül darbecilerinin getirdiği Siyasi Partiler ve Seçim Yasası’yla ne demokrasi ne de özgürlükler gelir... Lider sultası, demokrasi ve tüm özgürlükleri ortadan kaldırır, milletvekilleri korkar, Türkiye çığlıklar ülkesi olur... Çocuklar, kadınlar, tüm insanlar çığlık atar ama kimse duymaz!.. Gül, ‘yenilikçi’ olabilir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle