19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 OCAK 2013 PERŞEMBE [email protected] 14 DIŞ HABERLER İngiltere Başbakanı yeniden seçilirse AB’de kalıp kalmamayı halka soracak AB’de İngiliz çatlağı Dış Haberler Servisi İngiltere Başbakanı David Cameron, partisinin gelecek seçimleri kazanması halinde, Avrupa Birliği üyeliği konusunu referanduma götüreceklerini açıkladı. Dün parlamentoda yaptığı konuşmada halkın AB konusunda “en üst seviyede” hayal kırıklığı yaşadığını ileri süren Cameron, beş yıllık yeni iktidar süresinin ilkyarısında referandum yapılacağı sözünü verdi. Ülkesinin AB’den çıkması durumunda bunun “geri dönüşü olmayan tek yönlü bir bilet” olduğunu kaydeden Cameron, geçen cuma günü Hollanda’da İngiltere yapmayı planBaşbakanı ladığı ancak Cameron, Cezayir’de ki rehine kri tekrar seçilirse, ülkesinin zi nedeniy AB üyeliğini le dün yaptığı referanduma konuşmasında götürme AB’nin gerekli sözü verdi. reformları yapİngiltere’de maması duruseçimlerin munda ülkesi2015’te nin yavaş yavaş yapılması birlikten çekilbekleniyor. mesini istediği(AFP) ni de kaydetti. Son kamuoyu yoklamalarında muhalefetteki İşçi Partisi’nin gerisinde görünen Muhafazakâr Parti’de de görüş ayrılığı yaratan AB üyeliği konusu, adı geçen partinin seçmenlerini de etkiledi. Muhafazakâr milletvekillerinin bir bölümünün İngiltere’nin yalnızlaşmasına yol açacağı endişesini duyduğu AB üyeliğinden çıkma fikrine muhafazakâr seçmenin sıcak baktığı belirtiliyor. Muhafazakâr seçmenlerinin hatırı sayılır bir bölümünün, AB’den çıkılmasını savunan ve bu amaçla kurulan Bağımsız Birleşik Krallık Partisi’ne geçtiği belirtildi. Muhalefetteki İşçi Partisi lideri Ed Miliband, Başbakan’ı, partisi içindeki dengelere göre tavır almakla eleştirirken koalisyonun küçük ortağı Liberal Demokrat Parti de referandum fikrine sıcak bakmıyor. ABD’nin Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu bakan yardımcısı Philip Gordon da iki hafta önce “Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz giderek güçleniyor ve biz bu Birlik’te İngiltere’nin sesinin güçlü çıkmasını istiyoruz” sözleriyle uyarmıştı. Gordon, referandumun İngiltere’yi iyice içine kapanık hale getireceği ni belirtirken İngiltere’nin referandum kararına bir tepki de Fransa’dan geldi. Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius Avro bölgesinde yer almayan İngiltere’nin referandum kararını “Risk tehlikeli hale geliyor İngiltere için, çünkü Avrupa dışında bir İngiltere’yi zorluklar bekliyor” sözleriyle değerlendirdi. Fabius, “Alakart AB diye bir şey yok. AB’yi bir futbol kulübü olarak düşünün, bu kulübe katılıyorsunuz, kulüptesiniz.. Ben rugbi oynamak istiyorum diyemezsiniz” şeklinde konuştu. İngiltere’de genel seçimlerin en geç 2015’te yapılması gerekiyor. Muhafazakâr Parti’nin yeniden iktidara gelmesi halinde referandumun 2018’den önce düzenlenmesi öngörülüyor. Madrid Mektupları (3) Altmış dört milyar Avro gibi uçuk bir miktara mal olan, kimilerince finans krizini tetikleyen nedenlerden biri sayılan “hızlı tren” AVE’lerin kalktığı Atocha’dan yürüyüş mesafesinde bir mahalle Lavapies. İspanya’da yaşadığım sırada burası bir varoştu. Öncesinde de bir Yahudi gettosuymuş. Son dönemde Berlinvari bir “Kreuzberg” olmuş: Bohem ve “mültikülti”. Atocha istasyonunun kendisi gibi çoğu 19. yüzyıldan kalan Lavapies’in tarihi binalarında artık Faslılar, Çinliler, Güney Amerikalılar; düşük emlak fiyatları nedeniyle semte rağbet eden İspanyol entelektüelleri, sanatçılar ve öğrenciler yaşıyor. Yüzde 50’ye varan yoğun göçmen nüfusu nedeniyle Lavapies, etnik kahveleri, restoranlarıyla Madrid’in en canlı mekânlarından biri sayılıyor. ÇinJapon restoranlarından Türk dönerine uzanan çeşitlilikteki egzotik mutfakları ve sinematek filmlerini 2.5 Avro’ya oynatan yüzyıllık müze sineması “Dore” ile gençleri mıknatıs gibi çekiyor. Nitekim Lavapies’e gittiğimde, öğle saatleri olmasına rağmen sinema gişesinde “Paris’te Son Tango”yu görmeye gelen kalabalık bir öğrenci grubu vardı. Öğrencileri aşıp, az ilerdeki Lavapies pazarına girdim. Cıvıl cıvıl bir pazar kalabalığı bulacağımı umarken boş tezgâhlarla karşılaştım. Bazı dükkânlar kepenk indirmiş, “kiralıksatılık” ilanları koymuştu. Girişte sabun, güzellik müstahzarı, organik ürünler satan ilk dükkâna yanaştım. Satıcı bir dokun bin ah işit anlatmaya başladı: “Durum üç yıldır böyle. Alım gücü her yıl daralıyor. Son üç ayda bıçak kemiğe dayandı. Ben de herhalde kapatacağım. Kurtarmıyor! Bu Noel hiç satış yapamadım!” Vitrine ucuz sakatat etleri ile domuz kelleleri yerleştiren kasaba yöneliyorum: “Müşterilerin yüzde 30’u buhar olup uçtu!” diyor. Tezgâhta 1950’lerden kaldığı izlenimi yaratan tamir görmüş bir çift perişan pabuç sergileyen ayakkabı tamircisini de geçip manava uğruyorum: “Yalnız bu pazaryeri içindeki dükkânlar kapanmakla kalmıyor!” diye konuşuyor manav: “Kentte çok sayıda işyeri kepenk indiriyor. Beceriksiz politikacılar yüzünden. (eski sosyalist başbakan) Zapatero krizle mücadele edemedi deyip oyumuzu (mevcut muhafazakâr başbakan) Rajoy’a verdik. O da altından kalkamadı. Beş para etmez hiçbiri!” Kiminle konuşsanız, kriz nedeniyle gözden düşen siyasi sınıfı suçluyor. Siyasete güven kaybı; Avrupa’nın tüm kriz ülkelerinde olduğu gibi İspanya’da da çok yüksek. “El Pais”in yayımladığı bir kamuoyu yoklaması; İspanyolların, ekonomik kriz ve işsizlik ardından hemen 3. sorun olarak “siyasetçiler, siyasi partiler ve siyaseti” sıraladığını gösteriyor. Bunu “yolsuzluk” izliyor. Örneğin iktidardaki PP Halk Partisi’nin kasası olan Luis Barcenas’ın skandalı şu sıra İspanya’yı sallıyor. Partinin haznedarı Luis Barcenas’ın İsviçre bankalarına “22 milyon Avro” kaçırmış olması, kemer sıkan İspanyolları kızdırıyor. 300 parlamenter, belediye başkanı ve danışman hakkında ayrıca yolsuzluk suçlamalarının olması, öfkeyi katlıyor. Kraliyet ailesinin de “yolsuzluklara” karışması, bir tutkal rolü oynaması gereken kraliyete güveni aşındırıyor. Kral Juan Carlos’un damadı Inaki Urdagarin’in çok büyük bir kara para aklama skandalının ortasında olması, İspanya’nın cumhuriyetçi damarını kabartıyor. Mevcut kurumlara güvensizlik oranı, böylelikle yüzde 97’ye varıyor. Kısacası çeyrek asır öncesinde İspanya’nın dünyaya örnek olduğu demokrasiye geçiş günlerinden, uzak bir tablo bu. 80’lere damga basan demokrasiye geçiş yıllarının baş teması, antifaşizm, antiFrankoculuk, şeffaflık, sivilleşme ve katılımcı demokrasiydi. 90’lı yılların küreselleşme ve neoliberalizm furyası güç kazandıkça, yurttaşı öne koyan siyasi partiler ve sendikalar güç yitirmiş. Demokrasiye geçiş yıllarının değerleri ile ideallerinin yerine “dinerismo” (maddiyatçılık, paracılık) denen, ideolojilerden muaf bir “köşe dönmecilik” gelmiş. 2007’de ABD’deki finans krizi de gelişmelere eklenince olan olmuş. Carlos III üniversitesinden Profesör Rafael Illescas; “Lehman Brothers” iflası, altı ayda İspanya’ya vardı!” diyor; “Bankanın, İspanyol bankalarıyla ortak operasyonları vardı. Kredilerin suyunu çekmesiyle, inşaat balonu söndü. Zil çaldı ve krize girdik!” İşyerleri böyle kapanmaya başlamış. İnşaat sektörü durmuş. İşsizlik tavana fırlamış. Saadet zincirinin devam edeceği varsayımıyla yaptırılan iki koca havaalanı bile böylece kapatılmış ve ekonomik, sosyal, siyasi krizin simgesi olmuşlar. Bunlardan ilki, Valensiya yakınındaki “Castellon”. Diğeri 1 milyon yolcu taşımak düşüyle yapılan, adını acı bir ironiyle yeldeğermenleriyle savaşan aymazlık örneği Don Kişot’tan alan “Don KişotCiudad Real havaalanı”! Devam edecek. Yüce için tazminat Dış Haberler Servisi Amerikan şirketi KBR, 2004’te Irak’ın Felluce kentinde kaçırılıp öldürülen Türk işçisi Murat Yüce’nin ailesi tarafından tazminat talebiyle Amerikan mahkemelerinde açılan davada geri adım attı. Tazminat talebini Yüce’nin kendi şirketlerinde çalışmadığı gerekçesiyle bugüne kadar reddeden KBR, mahkeme kararını beklemeden tazminat talebini kabul ettiğini açıkladı. Yüce, eski ABD Başkan Yardımcısı Dick Chenney ile bağlantıları nedeniyle adı sık sık yolsuzluklara karışan KBR’ye bağlı taşeron olarak çalışan Türk firması Bilintur’da çalışıyordu. Yüce’nin ailesi ABD Çalışma Bakanlığı’na tazminat davası açmış, Bakanlık dava başvurusunu kabul etmişti. Yüce ailesinin ABD’deki avukatı Cahit Akbulut “ABD’nin en büyük askeri ihale yüklenicisi olan Kellogg, Brown and Root’a karşı açtığımız dava zaferle sonuçlandı.” dedi. Dükkânlar kepenk indiriyor Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın ülkenin kontrol noktalarında görevlendirilmek ve azalan asker ihtiyacını karşılamak için kadınları da silahlandırdığı ve bir kadınlar ordusu kurduğu bildirildi. Bu amaçla ülkenin tarihinde ilk kez kadınlara da askeri eğitim verilmeye başlandığı, Humus kentindeki Vadi el Daheb kampında 500’e yakın kadının eğitildiği kaydedildi. Oldukça zorlu bir eğitimden geçirilen kadın askerler; üniforma giyiyor, Kalaşnikof taşıyor ve ülkenin başta Humus ve Şam olmak üzere çeşitli kentlerinde denetim görevi yapıyor. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) yetkilileri, Esad’ın isyancılarla savaşırken ölecek kadın askerleri propaganda için kullanacağını ileri sürdü. ÖSO yetkilileri “Elinde silah olan herkes meşru bir hedeftir” dedi. (AFP) ESAD’IN KADIN ASKERLERİ Suriye Mermi gencin başına isabet etti ŞANLIURFA (Cumhuriyet) Suriye’nin Haseki kentine bağlı Resulayn ilçesinde muhalifler ile PYD güçleri arasındaki çatışmalar sırasında ateşlenen bir mermi sınırı aştı ve Ceylanpınar Kaymakamlığı’nın da bulunduğu 1002. Cadde üzerinde yürüyen 16 yaşındaki Casim Erdemir’in başına isabet etti. Kanlar içerisinde yere yığılan ve caddede bulunanlar tarafından fark edilen Erdemir, Ceylanpınar Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Siyaset krizi İsrail seçimlerinde kriz, eğitim gibi iç sorunları gündeme getirerek 19 sandalye kazanan Yair Lapid liderliğindeki (altta) Yeş Atid’in taraftarları çiçeği burnunda partinin zaferini kutladı. (Fotoğraflar: REUTERS/AP) ‘Bibi’ye sürpriz ortak Dış Haberler Servisi İsrail’de önceki gün gerçekleşen erken genel seçimlerde sağ ve sol bloklar başa baş ipi göğüslerken ciddi oy kaybına karşın yeniden hükümet kurma görevini alması beklenen Binyamin Netanyahu’nun koalisyon arayışında bu kez sadece aşırı sağla değil merkez sol, ılımlılarla da pazarlığa oturmak zorunda kalacağı belirtiliyor. Kampanyalarını ulusal güvenlik çerçevesinde İran ve Filistin konularına odaklayan şahin kanada sandıktan ekonomi başta olmak üzere iç meselelere yönel mesajı gelirken seçimlerin sürpriz çıkışını eski bir gazeteci olan Yair Lapid’in liderliğindeki merkez sol, laik görüşlü Yeş Atid (Gelecek Var) partisi yaptı. 120 üyeli İsrail parlamentosu Knesset’te seçimlerin resmi olmayan sonuçlarına göre Netanyahu’nun Likud partisi ile Avigdor Liberman’ın aşırı sağcı İsrail Evimiz partisinin ortak listesi 32 sandalyede kaldı. Geçen seçime göre sağcı blok 10 sandalye yitirdi. Ancak bu kayba karşın Netanyahu’nun sağcı, milliyetçi partiler koalisyonuyla çok az bir farkla parlamento çoğunluğunu elde etmesi olası. Seçimlerin ardından gözler ikinciliği göğüsleyerek mecliste 19 sandalye kazanan Gelecek Var partisine çevrildi. 9 ay önce kurulan partinin lideri Lapid, Filistin’le barış sürecine yeniden yeşil ışık yakılması ve ultra Ortodokslara yönelik zorunlu askerlikten muaf tutulmaları gibi ayrıcalıklara karşı açıklamalarıyla dikkat çekmişti. Kampanyasında kriz, eğitim gibi iç sorunları gündeme getiren Lapid’in orta sınıfın desteğini aldığı belirtiliyor. Netanyahu’nun aşırı sağın yanı sıra koalisyonun kilit ismi haline gelen Lapid’le de ittifak arayışına gireceği yorumları yapılıyor. Ancak 3 ay önce erken seçimlere gitme kararı alarak kolay bir zafer elde edeceği hesabı sandıktan dönen Likud liderini zorlu bir süreç bekliyor. Kısmi sonuçların ardından destekçilerine seslenen “Bibi” lakaplı politikacı “İsrail halkı başbakanlığa devam etmemi istiyor” derken geniş yelpazeli bir hükümet kurmaktan yana olduğunu kaydetti ve “ilk işimiz İran’ın nükleer silah edinmesine engel olmak” ifadesini kullandı. Mehmet Ali Birand’ı Sevgiyle beraber yolcu ettik. Geldiniz, aradınız, yazdınız, çiçek yolladınız. Mehmet Ali’ye bizim kadar sahip çıktınız. Hepinize tek tek teşekkür ederiz. En büyük manşeti onun adına siz attınız. ‘Don Kişot havaalanı’ Patriot trafiği sürüyor Ailesi nİSKENDERUN (Cumhuriyet) Türkiye’nin NATO’dan talep ettiği Patriot hava savunma sistemlerinin, İskenderun Limanı’ndan Kahramanmaraş ve Adana’ya nakil işlemleri sürüyor. Hollanda’dan gönderilen Patriot sistemlerini taşıyan Cebelitarık bandıralı gemiden indirilen malzemeler yoğun güvenlik önlemleri altında karayoluyla Adana İncirlik’teki 10. Tanker Üs Komutanlığı’na taşınıyor. Almanya’dan Kahramanmaraş’a getirilen Patriot hava savunma sisteminin montaj işlemine başlandı. Malzemelerin düzenleme çalışmaları Alman askerleri tarafından yapılıyor. Hatay’ın İskenderun ilçesinde, NATO askeri olduğu belirtilen 2 sivilin başına çuval geçirilmeye çalışılmasıyla ilgili gözaltına alınan 28 kişi serbest bırakıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle