19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 OCAK 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 Üst düzey yöneticiler sosyal kargaşadan endişe ediyor Dünya genelinde 68 ülkede 1.330 üst yönetici (CEO ) ile yapılan araştırmaya göre, üst düzey yöneticilerin yarısı küresel ekonominin aynı düzeyde kalacağını söylerken yöneticilerin büyümeye ilişkin güvenleri de düştü. Ekonomi Servisi Üst düzey yöneticiler, önümüzdeki dönem en çok endişe ettikleri konuları sosyal karmaşa, ABD’de potansiyel ekonomik durgunluk, aşırı regülasyon/düzenleme, piyasa kırılganlığı ile vergi ve enerji maliyetleri olarak belirtti. PwC’nin bu yıl “Aksaklıklarla başa çıkmak: Ayakta kalmak ve başarmak için uyum sağlamak” başlığıyla yayımladığı 16. Yıllık Küresel CEO Araştırması’na göre, dünya çapında üst yöneticilerin sadece yüzde 36’sı önümüzdeki 12 ayda şirketlerinin büyüme göstereceğine aşırı güven duyuyor. Bu, geçen yıl yüzde 40 ve 2011’de yüzde 48 olan oranın altında. Buna karşın 2010 yılında görülen yüzde 31 ve 2009’da görülen yüzde 21 oranlarının üzerinde seyrediyor. Ekonomiye genel olarak bakıldığında yöneticilerin yüzde 18’i 2013’te küresel ekonominin daha fazla düşüş yaşayacağını söylüyor, sadece yüzde 28’i iyileşme öngörüyor ve yüzde 52’si durumun aynı şekilde seyredeceğini ifade ediyor. Davos’ta gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu’nun ilk gününde araştırma sonuçlarını açıklayan PwC Küresel Başkanı Dennis M. Nally şunları belirtti: “Üst düzey yöneticiler kısa vadeli beklentileri ve küresel ekonomiye ilişkin görüşleri için temkinli yaklaşıyor. Buna karşın, aşırı regülasyon/düzenleme, devlet borcu, sermaye piyasasının istikrarsızlığı gibi konulara yönelik üst düzey yöneticilerin aşırı endişe yaşaması sonucunda geçen 12 ayda güvenin azalması şaşırtıcı değil”. Zorlu ekonomik koşullar devam ettiği için yöneticilerin geçen yıla oranla endişelendikleri konu sayısı daha fazla. Yöneticiler bulundukları ülkelerdeki sosyal karmaşa (yüzde 75), ABD’de potansiyel ekonomik durgunluk (yüzde 67), siber atak (yüzde 63) gibi senaryoların şirketlerini olumsuz etkilemesinden endişelerini dile getirdi. Bunun yanı sıra yöneticilerin risk olarak gördükleri konuların başında yüzde 81 ile ekonomik büyümeye ilişkin süregelen belirsizlik geliyor. Hükümetlere dünya çapında açık bir mesaj gönderen yöneticilerin risk olarak gördüğü diğer konuları bütçe açığına karşı hükümetlerin aldığı tedbirler (yüzde 71), aşırı regülasyon/düzenleme (yüzde 69) ve sermaye piyasalarındaki istikrar eksikliği (yüzde 61) oluşturuyor. Başbakan Buyuruyor... Yaşamımda özel yeri, değerlerimin, düşüncelerimin oluşumunda büyük katkıları olan, aramızdan ayrılmış Sevgili Özel İnsanın, bellek kaybı yaşayan sevgili yaşam arkadaşı için kimliklerin birbirine karıştığı günlerdi... Sansürsüz duygularını yansıtırken, “... Kim, her şeyimize o karar veriyor. Babamız mı?” demişti... Hemen ardından kapı zili çaldığında da heyecanla “Babamız geldi...” diye kapıya koşturmuştu... Sonra küçük bir çocuk gibi koltukta yanına oturarak başını kolunun altına sokmuş, mutlu sakinleşmişti... Eşini, babası sanmasına fazlaca üzülememiş, güvenli kendini bırakışı ile kendince çok zorlu yaşamına bir çözüm üretebilmiş olmasıyla bir tür teselli bulmuştum... Gelin görün ki, demokratik bir düzende Başbakan ile halkımız arasındaki ilişki, bellek kaybı yaşayan bir eşle çok sevdiği, güvendiği yaşam arkadaşı arasındaki bilinçaltına da kazınmış sevgi ve güvene dayalı ikili özel ilişki gibi düzenlenemez ki... Kendi adıma yıllar öncesinden hem daha sağlıklı, besleyici, hem de bayatı daha kolay, hele de ısıtılınca lezzetle yendiği, atılmasına da göçmen kültüründen gelmiş olarak fazlasıyla tepkili olduğumdan, buzdolabında siyah ekmekleri saklayan, bayatını hiç atmayanlardanım... Yine de başbakanın buyurgan bir üslupla beyaz ekmekten vazgeçmemizi istemesini, hemen kutsal bir buyruk gibi gereğinin yerine getirilmesi için resmen harekete geçilmesini sorgulamadan geçemiyorum... Başbakan akşam haberlerinde, kuşkusuz bu konuda çok haklı ve iyi niyetli olarak uyarıyor ama uyarıdan çok buyruk sözlerindeki üslubun ardından, sabah haberlerinde ilgili tüm resmi görevliler, üst üste açıklamalarıyla gereğinin yerine getirilmesi için resmen harekete geçilmiş olunduğunu duyuruyorlar... Açıklamalardan siyah ekmek için gereken un üretimi için bilgiler veriliyor, tek sorgulama daha ucuz olan ekmeklik siyah un üretimine geçilmesinden sonra ekmek fiyatlarında bir ucuzlamanın olup olamayacağı ile sınırlı kalıyor... Bu kadar masum bir konudan, demokratik düzenimizin işleyişini sorgulamaya kalkışmamı yandaşlık kültürü paranoya olarak görmeye kalkışsa da, sorgulamadan edemeyeceğim? Takşak ilişkilerinde, demokratik düzen içinde padişah buyruğu üslubunda yaşam biçimine böylesine mi alıştık, teslim olduk? Başbakan, akşam konuşuyor, ilgili tüm meslek örgütlerinden gelen açıklamalar, gereğinin yerine getirilmesi çerçevesinde hızla yapılanlar, yapılmakta olanlar çerçevesine girmiş oluyor... İyi ki Başbakan Erdoğan’ın “3 çocuk yetmez, 1’i zarar, 2’si yerinde sayma, 3’ü az, 45 olmalı...” sözlerinin gereğini yerine getirmek, beyaz ekmekten siyah ekmeğe geçmek kadar kolay bir iş değil... Yaşamın her alanına dönük, “Büyük, büyük, daha büyük...” takıntısının son ürünü, dünyanın en büyük havaalanı ihalesi olmalı... Umarım Çamlıca Tepesi’ne cami kondurmada, kendi çevresinden uzmanlardan gelen, “Olacaksa tepede en büyüğünden ucube değil, daha estetik bir şeyler olsun...” anlamına gelen uyarılara kulak verirler. HHH Biat kültürü, demokratik bir düzende öylesine çarpık, antidemokratik içerik, sonuçları ile faşizan bir kültürü, düzen işleyişini üretti ki... İlk kez sivil hem de ileri demokrasi düzenini yaratma yolunda Meclis’te yürütülmekte olan anayasa değişikliği çalışmalarında son gelinen noktada, hükümet, AKP iktidarları adına sunulan son taslaklar mutlak bir başkanlık sistemine geçiş gerçekleşmiş, toplum ve Meclis’teki partilerin onayından geçmiş gibi, diğer yaşam alanlarına yönelik düzenlemelerde “Başkan’ın önerdiği, seçtiği...” sözcükleri ile düzenlemelerin devamına geçiliyormuş. Anayasal düzen önerilerinde iktidarları diğer partilerle asgari değerlerde uzlaşma kriterlerini aramak zahmetine katlanmadan, başkanlık sistemini dayatabileceğine güvenli, ötesinde Erdoğan’ın mutlak başkanlık gücü algılanması çerçevesinde dile alınmış cümlelerle anayasal metin önerisinde bulunabiliyorlar... Bugün Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi raporlarında durum saptaması olarak satır aralarında itiraf edilmek zorunda kalındığı gibi tek kelime ile “çuvallanmış” 4+4+4 sistemindeki dayatmanın eğitim açısından trajik sonuçlarından hiç ders alınmamış. Tam tersi amaç nitelikli, başarılı kılınabilecek eğitim değil, iktidarlarının “dindarkindar” gençlik yetiştirme buyruğu olunca, demokratik hukuk devleti, parlamenter düzenin işleyişine aykırı çıkarılmış eğitim düzenini tepetaklak eden buyrukla gelen bu yasa bile kutsanıyor... En olumlu gibi görünen yanlarının, seçmeli derslerdeki çeşitlilik haklarının hiç işlemeyişi, 90 kişilik sınıflar gerçeği... çok çarpıcı birbirinden olumsuz sonuçları... anababaların yüreğinde yara, güdülenebilen medya gündemine bile ulaştıramıyorlar... Olanlar çocuklarımızın eğitim haklarının katledilmesinde, gizli kalıyorlar... Biat kültürü ile çarpık demokratik düzen işleyişinde, işin boyutları öylesine amip büyümesi boyutlarına vardı ki... Bu gidişin daha daha kötüsünün olabileceğine akıl ermiyor... Yılın teması ‘Dirençli Dinamizm’ Ekonomi Servisi Zirvenin ana teması ‘Dirençli Dinamizm’. Dünya Ekonomi Forumu Avrupa Direktörü Martin Bruncko dünya liderlerinin büyüme için gerekli dinamizmi ortaya koymalarını istediklerini belirterek “Dünya ekonomisi halen ciddi risklerle dolu. Dinamizmi sürdürebilmemiz için ekonomide bazı tedbirler almamız lazım ama aynı zamanda bazı riskleri de alabilmemiz gerekiyor. Bu riskleri almadan dinamizmi ve büyümeyi elde edemeyiz” diye konuştu. İklim değişimi sorunu da zirvede yeniden gündeme geliyor. Küresel büyüme, Avro krizi ve Ortadoğu gibi konuların arasında küresel ısınma da ele alınacak. Mali ve Suriye yaşanan siyasi kriz önemli konu başlıklarından bir diğeri. Davos’ta 5 gün içinde 250 panel düzenlenecek. Foruma Türkiye’den aralarında hükümet üyeleri, iş dünyası ve sivil toplum temsilcilerinin de bulunduğu yoğun bir katılım var. Zirvenin ev sahipleri Coca Cola Üst Yönetici (CEO) Muhtar Kent’le birlikte, Embraer, Dow Chemical Company, Toshiba, UBS ve Uluslararası Saydamlık Örgütü başkan ve yöneticileri. Forumun diğer Türk katılımcılarından bazıları ise Güler Sabancı, Ferit Şahenk, Ahmet Çalık, Cüneyd Zapsu, Tuncay Özilhan, Arzuhan Doğan Yalçındağ gibi ekonomi ve iş dünyasının önde gelen temsilcileri. Dünya liderlerini İsviçre’nin ünlü kayak merkezi Davos’ta bir araya getiren Dünya Ekonomik Forumu, önceki akşam orkestra eşliğinde yapılan açılış seremonisinden sonra dün başlayan oturumlarla devam ediyor. Karla kaplı Alpler’in lüks bir otelinde bir araya gelen siyasiler ve kendilerine yeni fırsatlar arayan iş elitleri, mali çöküş dalgasına karşı ortak bir ses oluşturmak üzere yeniden sahneye çıktı. Kapitalist modele dayanan çözümlerinin, son beş yıldır yaşanan mali krize ve ardından gelen ekonomik durgunluğa yol açtığı gerekçeleriyle geniş kitlelerce eleştirilen Davos Zirvesi’nde, her yıl tartışılan sorunlar bu yıl da misliyle masada. Dünya Ekonomik Forumu’nda önerilen tasarruf tedbirlerine dayalı çözümler Yunanistan, İspanya ve Portekiz örneğinde görüldüğü gibi işe yaramıyor. Geçen süre zarfında Avrupa ekonomisi çöküşün eşiğine gelirken zenginlerin durumu gayet iyi. HEM TATİL HEM İŞ: Zenginler kulübü çıkış yolu arıyor BANKACILAR SAVUNMADA: Mali krizde büyük payları olduğu düşünülen ve geçen yıl pek çok skandala imza atan bankacılar zirvede, “günah keçisi” ilan edildiklerini öne sürdü. JP Morgan CEO’su Jamie Dimon, “Bankalar olmadan insanlar ev alamaz, iş geliştiremez; hükümetler işlevlerini yerine getiremez” dedi. Ekonomi Servisi Bu yıl 2 bin 500 iş insanı ve siyasiyi ağırlayan Dünya Ekonomik Forumu tartışmalar eşliğinde başladı. Zirveye ünlü spekülatör George Soros ve işadamı Nicolas Berggruen’in de aralarında olduğu 75 milyarder katılıyor. 2.4 milyar dolarlık servetiyle dünyayı özel jetiyle gezip beş yıldızlı lüks otellerde kalan ve bu yüzden evsiz milyarder olarak anılan Berggruen, Avrupa’daki mali krizin çözümünün AB ülkelerinin kendi “küçük” egemenliklerinden vazgeçmesinden geçtiğini söyledi. Krizi bir “egemenlik” sorunu olarak niteleyen Berggruen, “Avro krizi tamamen siyasi. AB ülkeleri kendi küçük egemenliklerinden vazgeçip birliğe entegre olmalı” dedi. Yaklaşık yarım düzine milyarder, Avrupa ekonomisinin toplantıda öncelikli konu olarak ele alınması gerektiğini belirtti. Dünyada pek çok ülkede yaşam standartlarını düşüren mali krizden sorumlu tutulan büyük bankaların üst yöneticileri de (CEO) Davos’ta yerini aldı. Bankacılardan, sektörde düzenleme yapılması gerektiği tartışmalarına karşılık güven verici açıklamalar çıkmadı. JP Morgan CEO’su Jamie Dimon, “Biz doğru şeyi yapıyoruz. Eleştirenler olsun ya da olmasın finans sektörü hep var olacak” dedi. İnsanların bankalar olmadan ev alamayacağını, işlerini geliştiremeyeceği IMF BİLE SORGULUYOR: Zirvede sunulan öneriler, elitlerin gerçek dünyadan çok uzak olduğu tartışmalarına yol açıyor. IMF Başkan Yardımcısı Min Zhu, bankacılara karşı çıkarak finans sektörünün gereğinden fazla büyük olduğuna dikkat çekti. Zhu’ya göre bankalar karmaşık ürünlere sahip ve şeffaf değiller. ni savunan Dimon, bankalar olmadan hükümetlerin işlevlerini yerine getiremeyeceğini sözlerine ekledi. İsviçreli banka UBS’nin Başkanı Axel Weber ise geçmişteki aşırılıkları kabul etmesine rağmen tartışmaların bankalara odaklanmasının anlamsız olduğunu ifade etti. Krizde en kötünün geride kalıp kalmadığının tartışıldığı zirvede konuşmacılar arasında yer alan hedge fon yöneticisi David Tepper’ın major bir olumsuzluk kalmadığı yönündeki değerlendirmesi dikkati çekti. Harvard profesörü Kenneth Rogoff da önümüzdeki yılların geçen yıllar kadar kötü olmayacağını belirtti. Zirvede sunulan çözüm önerileri, elitlerin gerçek dünyadan çok uzak olduğu tartışmalarına yol açıyor. Bankacıların “finans sektörü işini iyi yapıyor” iddiasını sorgulayanlardan biri de IMF Başkan Yardımcısı Min Zhu oldu. Min Zhu, “Finans sektörü çok büyük. Ürünleri çok karmaşık ve şeffaflıkları yok” dedi. Birleşmiş Milletler’e göre bu yıl dünyada işsizlik 202 milyon gibi rekor bir seviyeye yükselecek. Özellikle Avrupa’da işsiz sayısında patlama yaşanacak. IMF ise dünya ekonomisi için 2013 ve 2014 büyüme tahminlerini ekim ayına göre 0.1’er puan düşürerek yüzde 3.5, yüzde 4.1 seviyesine indirdi. Siyaset arenasına döndü Katılımcılar özellikle gerilim yaratan konuların başında Ortadoğu’yu gösterirken Avro krizi, ekonomik durgunluk ikinci planda kaldı Ekonomi Servisi Bu yılki zirvede, Suriye ve Mali’de yaşanan sorunlar başta olmak üzere siyasi konular da ön planda. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye için Davos’tan dünyaya çağrıda bulundu: “Suriyelileri sadece bombardımanlar değil, uluslararası toplumun sessizliği de öldürüyor.” Nijerya Devlet Başkanı Goodluck Jonathan’ın sözcüsü Reuben Abati, Nijerya askerlerinin gerektiği sürece Mali’de kalacağını söyledi. Abati, Nijerya Devlet Başkanı’nın istikrar ve barış için, demokrasinin inşasına yardım amacıyla Malili yetkililerle çalışmak istediğini belirtti. Zirveye, Türkiye siyaset dünyasından katılacak isimler şöyle: Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Aile, Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ve Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı farklı oturumlarda konuşacak. Babacan ve Başçı konuşmasını cuma günü yapacak. Yılın konuğu Barzani Bazı Avrupa ülkelerine temaslarda bulunmak üzere Avrupa’ya giden Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani, İsviçre’nin Davos kasabasında her yıl düzenlenen Davos Forumu’na da katılıyor. Kürdistan Bölgesi Başkanlığı resmi sitesinden yapılan açıklamada, Kürdistan Bölge Başkanı Mesud Barzani başkanlığındaki heyette, Başbakan Yardımcısı İmad Ehmed, Kürdistan Bölge Başkanlık Divanı Başkanı Dr. Fuad Husên, Doğal Kaynaklar Bakanı Aşti Hewrami, Planlama Bakanı Eli Sindi, Kürdistan Bölge Hükümeti Dış İlişkiler Sorumlusu Felah Mistefa ve bir grup danışmanın yer aldığı kaydedildi. KISA... KISA... Benzine zam: Benzinin litre fiyatına dün gece yarısından geçerli olmak üzere 95 oktanda 9 kuruş, 97 oktanda ise 10 kuruşluk zam yapıldı. Zamlar uluslararası piyasalardaki artıştan kaynaklanıyor. Emekliye düzenleme: Sosyal Güvenlik Kurumu, emekli maaşı aldığı halde bir işte çalışmaya başlayan veya kendi işini kuran emeklilerden kesilen ‘Sosyal Güvenlik Destek Primine ilişkin kafa karışıklıklarını gidermek üzere çalışma yaptı. Buna göre 1 Şubat’tan itibaren 30 Mayıs’a kadar borç yapılandırılması için başvuranlar, bu borçlarını taksitlendirme fırsatı bulacak. Şişecam halka açılıyor: Şişecam, bağlı ortaklığı Paşabahçe’nin 2013’te yurtiçi ve yurtdışında halka arzına yönelik olarak gerekli hazırlıkların yapılması için genel müdürlüğün yetkilendirildiğini açıkladı. Gelinlik kralı mide kelepçesinden öldü: Akay Gelinlik’in kurucusu Ermiya Akay, mide kelepçesi ameliyatı sonrasında yaşamını yitirdi. 160 kilo olan Akay pazar günü son yolculuğuna uğurlandı. Bir daha da gelsen Dünya Ekonomi Forumu Avrupa Direktörü Martin Bruncko, “Bu yıl Türkiye’den güçlü bir heyet geliyor. Biz Türkiye Başbakanı’nı da en kısa zamanda Davos’ta görmeyi istiyoruz” dedi. Bruncko, Dünya Ekonomi Forumu olarak Türkiye ile ilişkilerin mükemmel olduğunu, geçen yıl Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Avrasya Zirvesi’ni İstanbul’da gerçekleştirdiklerini hatırlatarak toplantının Dünya Ekonomi Forumu Türkiye ilişkilerinin ne kadar iyi olduğunun temsili olduğunu belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle