19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 OCAK 2013 SALI 4 HABERLER Anayasa konusunda takvim tartışması açan AKP’nin hedefi CHP’siz anayasa B planında CHP yok ERDEM GÜL ANKARA Yeni anayasa konusunda 2013’e süre tartışması açarak giren AKP, hazırladığı B planında CHP’yi dışarıda bırakmayı hedefliyor. AKP, yeni anayasa yapımının önünde “en büyük engel” olarak gördüğü CHP’nin yer almadığı bir süreçte hem MHP hem de BDP ile birlikte daha fazla yol alacağının hesaplarını yapıyor. AKP, Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun süresine ilişkin tartışma açınca, TBMM Başkanı Cemil Çiçek de sorunu çözmek için liderler turuna çıktı. Çiçek’in görüşmeleri sürerken AKP de ortaya çıkacak olası gelişmelere göre B planı hazırlıkları yaptı. AKP’nin B planı, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın AKP’nin uzlaşma komisyonu üyeleri ve AKP’nin hukukçu kurmaylarıyla birlikte yaptığı değerlendirmelerde şekillendirildi. AKP’nin B planı, CHP’nin yaklaşık bir yıldan fazla zamandır sürdürülen çalışmalarda “engelleyici bir işlev” gördüğü saptamasına dayandırıldı. AKP’nin B planının çerçevesi şöyle: ? Çiçek’in görüşmeleri sürerken AKP de ortaya çıkacak olası gelişmelere göre B planı hazırlıkları yaptı. AKP’nin B planı, CHP’nin yaklaşık bir yıldan fazla zamandır sürdürülen çalışmalarda “engelleyici bir işlev” gördüğü saptamasına dayandırıldı. Marta kadar süre: AKP’de ek süre verilmesinin, özellikle CHP’de çok olağanüstü bir niyet değişikliği olmadıkça zaman kaybı olarak görülüyor. Ancak yine de Meclis Başkanı Çiçek’in liderler turuna bir şans verilmesi, hatta bir jest yapılması gerektiği belirtiliyor. Bu nedenle liderler turunun ardından Çiçek’in bir mutabakat açıklaması durumunda komisyona geçici olarak bir iki ay süre verilmesi AKP tarafından kabul edilecek. Ancak AKP, bu süreyi bundan önceki süreçten farklı olarak bizzat yeni anayasanın yazılması ve bitirilmesi koşuluna bağlayacak. En geç mart ayında komisyonun anayasa yazımını tamamlamasını isteyecek. Marttan sonra CHP gider: AKP, bu durumda yeni bir planı devreye sokmayı tasarlıyor. AKP’de komisyonun bu zamana kadarki çalışmalarda asıl engelleyen partinin CHP olduğu görüşüyle anayasaya iliş kin yeni yol haritasının CHP’siz oluşturulmasını isteyecek. AKP, yeni anayasa çalışmasının başkanlık sisteminin yanı sıra başlangıç ile 1, 2 ve 3. maddeler başta olmak üzere kritik konularda asla uzlaşamayacağını düşündüğü CHP’nin olmadığı bir süreçte ilerlemesi formüllerini gündeme getirecek. Ancak yeni anayasa sürecini olumlu bulan CHP’lilerin desteğinin de beklendiği açıklanacak. MHP’yle de BDP’yle de: AKP, ‘CHP’siz anayasa’ olarak nitelendirilen bu kararıyla birlikte, “yeni anayasa çalışmasına devam etmek isteyen partilerle yürüyeceklerini” belirterek MHP ve BDP’ye birlikte çalışma önerisinde bulunacak. MHP’nin daha milliyetçi, BDP’ninse doğrudan Kürt sorununun çözümüne yönelik tezler savunmasına karşın AKP’de, “Yeni anayasa sürecinde MHP ve BDP ile birlikte çalışmak CHP ile çalışmaktan daha kolay” görüşü dile getiriliyor. AKP, MHP ve BDP’nin üçlü olarak çalışmaya evet demeleri halinde, yeni bir takvim koyarak yeni anayasa çalışmalarında yeni bir aşamaya geçiş yapacak. AKP, bu aşamada da doğrudan Kürt sorunu gibi hassas konuları en sona bırakarak MHP ve BDP’nin karşı karşıya gelmeyeceği anayasa maddelerinin öncelikli olarak ele alınacağı bir süreci işletmeyi deneyecek. Son seçenek 330: AKP, 2013 sonbaharına kadar öngördüğü bu sürede MHP ile BDP’yi yeni anayasa etrafında tutmayı başaramazsa son seçenek olarak referandum formülünü gündeme alabilecek. AKP’nin 330 sandalyesi bulunmadığı için anayasayı referanduma götürme şansı bulunmuyor. Bu nedenle B planı oluşturulurken referandum seçeneği konusunda kesin bir karara varılmadı. Ancak partide hiçbir uzlaşmayla sonuç alınamaması halinde AKP’nin kendi anayasa önerisinin son seçenek olarak 330 bulunup referanduma götürülmesi görüşleri de seslendiriliyor. 2013’ü Bekleyenler Yaşamın olduğu gibi tarihin de her yılı önemli. Ama bazı öyle zamanlar vardır ki öbürlerine göre daha belirleyicidirler. 2013, içinde bulunduğumuz bölge için böyle bir zaman parçası olacak görünüyor. Ortadoğu’da 2013 yalnızca rejimlerin İslamcı yapılarının güçlenmesi açısından değil, ama aynı zamanda, sınırların değiştiği dönem olacak olması bakımından da önemli. Bölgede rejimlerin İslami yapılarının yoğunlaşmasının yanı sıra mezhepsel gerginlik ve çatışmaların daha üst düzeye çıkması, artık olaylara daha çok bu bakış açısıyla yaklaşılması, olası gelişmelerin başında yer alıyor. Sınır değişikliklerinin bölgenin hâlâ egemeni olan ABD’nin girişiminin bir sonucu olduğu, Türkiye’nin de bu değişimden her şekilde olumlu etkilenmeyeceği açık. Ama zaten daha önce de bölgenin gerçeklerini yansıtmaktan çok, emperyalizmin çıkarlarına yanıt getirmek için çizilmiş olan sınırların değişmezliğinde direnmeye kalkmak da çok anlamlı olmasa gerek. Türkiye’nin şimdiye dek, bir iç sorunu olarak gördüğü (gerçekte ne kadar öyleydi, o ayrı bir konu) Kürt sorununun uluslararası nitelik kazanması içinse tam anlamıyla 2013’ü beklemeye gerek bile kalmadı, 2012’de bu değişimi yaşadık. Bu durumun Türkiye’nin sınırlarının değişmesi çizgisine doğru kayma istidadı ise Ankara’nın Kürt sorununu çözmede göstereceği başarıya bağlı olacaktır. ??? Türkiye’nin Kürt sorununu çözebilmesi için, şimdiye kadar uygulandığı gibi yalnız teröre odaklanan veya eklektik ve palyatif tedbirlerle yetinen yaklaşımları aşıp, sorunun doğru tarifiyle başlayıp, tüm tarafların tam olarak içlerine sindirmeseler bile hiç değilse razı olabilecekleri çözümleri öngören politikalar oluşturulması zorunlu. Bugünkü iktidarın bu beceriyi gösterebileceği ise şüphelidir. Ancak Kürt sorununun sürüncemede bırakılmasının dönemi artık geçmiştir. Bu yıl bu alanda ya mesafe alınacak ya da büyük bedeller ödenecektir. Türkiye’nin 2013’te geçen yıllardan tevarüs ettiği ekonomik kırılganlığı da var. Kabul etmek gerekir ki gelir dağılımı uçurumunun keskinleşmesi, büyük vergi adaletsizlikleri, üretimden çok tüketime dayalı üretken olmayan ekonomik yapıya karşın AKP zor bir uluslararası ortamda, her yanı tehdit eden krizin etkilerinden görece uzak kalmayı becerebilmiş, bu alanda hoşnutsuzluğun artmasını önlemiştir. Ancak sıcak paraya dayalı büyük cari açık veren Türk ekonomisinin kırılganlığının yanı sıra dünyayı tehdit eden krizden etkilenmemesi de düşünülemez. Ekonomik krizin etkilerinin Türkiye’de de acıtıcı biçimde hissedilmesi, sahte saadet zincirinin kopması toplumsal yapıyı da etkileyecek, kent rantının yağmasına dayanan ekonomiyi ayakta tutmaya, bu durumda kentsel dönüşüm (rantsal dönüşüm olarak okumak gerekir) de yetmeyecektir. ??? Başbakan’ın, 2012’de sonuca bağlanması temennisine kendi bile inanmadığı yeni anayasa sorunu ise 2013 yılına sarkacaktır. Gerçekte, Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu asıl sorun “anayasa”dan çok demokratikleşme olduğundan ve de iktidarın böyle bir kaygısı da bulunmadığından anayasa tartışmaları kısır bir zeminde cereyan edecek, bu tartışmalar sırasında MHP’de bir muhalefet potansiyeli arayanlar bir kez daha hüsrana uğrayacaklardır. Başkancı rejim tartışmaları sürecek, ama başkancı rejimle hedeflenen amaçlara başbakancı rejimle zaten varıldığından kıymeti harbiyesi de olmayacaktır. 2013 büyük sorunlarla boy ölçüşme yılı olunca, değişim baskıları artacaktır. Erdoğan iktidarının 2013’ü, 2012 kadar rahat geçireceğini ve diktasını pekiştirebileceğini söylemek mümkün değil. “Umutlu musun” sorusuna, “neden olmayayım” yanıtını vermek daha doğru olur. Perşembe: 2013’te CHP. AİHM’DEN 72 BİN AVRO Bakan ‘kaos yok’ derken, kaosun ortaya çıkması engelleniyor Vicdani ret cezası AYŞE SAYIN MEB’de anket yasağı! ?Milli Eğitim Bakanlığı, sivil toplum kuruluşlarının ve sendikaların 4+4+4 eğitim sisteminin aksayan yönlerini okullara gidip öğretmenlerle araştırmasına yasak koydu. SİNAN TARTANOĞLU ANKARA BDP’nin “yeni anayasa”ya konulmasını istediği ancak AKP’nin karşı çıktığı “vicdani ret” konusunda AİHM’nin Türkiye’yi 72 bin Avro tazminata mahkum ettiği ortaya çıktı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “zorunlu askerlik hizmetine” karşı “vicdani ret” hakkını kullanmak isteyenlerin açtığı 5 davanın da Türkiye aleyhine çıktığını bildirdi. Adalet Bakanı Ergin, BDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane’nin AİHM’de vicdani ret hakkı ihlaliyle ilgili Türkiye aleyhine açılan davalar ve bu konuda hükümetin yasal düzenleme yapılıp yapılmadığına ilişkin soru önergesine verdiği yanıtta, AİHM’ye bugüne kadar vicdani ret konusunda 5 dava açıldığını ve bunların tamamının Türkiye aleyhine sonuçlandığını bildirdi. Ergin, bu davalar sonucunda Türkiye’nin toplam 72 bin 275 Avro tazminata mahkum edildiğini belirtirken, şimdiye kadar 3 davayla ilgili toplam hak ihlaline uğrayanlara 46 bin Avro’luk ödeme yapıldığını, biriyle ilgili ödeme sürecinin devam ettiğini, bir kararın ise henüz kesinleşmediği için ödemenin yapılmadığını açıkladı. Birtane’nin “Bütün demokratik ülkelerde bir hak olarak tanınan vicdani ret hakkıyla ilgili Türkiye’de düzenleme yapılmasını imkânsız kılan sebepler nedir? Bu hakkın tanınmasıyla ilgili bir düzenleme yapılması düşülüyor mu?” sorusunu yanıtsız bıraktı. Ergin, “vicdani ret hakkını” kullanarak askerlik yapmak istemeyenlerin sayısıyla ilgili bilgi vermezken, AİHM’ye açılmış başka dava olup olmadığı sorusuna da “Hükümetimiz AİHM’ye yapılan başvurulardan kendisine tebligat yapldıktan sonra haberdar olmaktadır” dedi. TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda da “vicdani ret” en çok tartışılan öneriler arasında yer aldı. Anayasa taslağında “vicdani ret” düzenlemesine yer veren tek parti olan BDP; “Kimse vicdani kanaatlerine aykırı olarak askerlik hizmetini yerine getirmeye veya silah altına alınmaya zorlanamaz. Vicdani sebeplerle askerlik hizmetini reddedenler için öngörülecek alternatif kamu hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin esaslar kanunla düzenlenir. Kamu hizmetinin süresi her halükârda askerlik süresinden uzun olamaz” şeklinde yeni madde önerirken, AKP, CHP ve MHP buna karşı çıktı. ANKARA Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 4+4+4 eğitim sisteminin kaosa dönüşeceği eleştirileri karşısında “Siz kaos hissettiniz mi? Eğitim başladıktan sonra buna dair bir belirti gördünüz mü? Görmediniz” derken, sivil toplum kuruluşlarının ve sendikaların sistemin aksayan yönlerini okullara gidip, öğretmenlerle araştırmasına yasak koydu. İl milli eğitim müdürlüklerinden okul yönetimlerine ve öğretmenlere gönderilen yazıda, “Anket, röportaj ve bilgilendirme gibi faaliyetlerin yapılmasına hiçbir şekilde müsaade edilmemesi ve gerekli önlemlerin alınması” istendi. Milli Eğitim Bakanı Dinçer, 4+4+4 yeni eğitim sisteminin gündeme gelmesi ile birlikte sivil toplum kuruluşlarının, eğitim sendikalarının ve eğitimcilerin “Eğitimde yeni sistemle birlikte büyük bir kaos yaşanacağına” ilişkin eleştirilerine ekim ayında “Eğitim sisteminin büyük bir karmaşa içinde olacağına ilişkin bir algılama yaratılmak istendi. Ancak gelinen bu noktada siz öyle bir kaos, öyle bir kriz hissettiniz mi? Eğitim başladıktan sonra buna dair bir belirti gördünüz mü? Görmediniz” karşılığını vermişti. Ancak Dinçer’in bu açıklamalarından önce harekete geçen EğitimSen ve Halkevleri gibi çok sayıda kuruluş; öğretmenlerle, velilerle röportaj yaparak okulların altyapı eksikliklerini yerinde belirleyerek sistemin aksayan tüm yönlerini ortaya koydu. İl milli eğitim müdürlükleri ilköğretim yönetimlerine ve öğretmenlerine “öğretmenlerin anketlere katılmasının ve röportaj vermesinin yasak olduğuna” ilişkin yazı gönderdi. Sorumluluk müdürün Dinçer, sistemde kaos yaşanmadığını, kaos eleştirilerinin sübjektif olduğunu belirtirken ve sendikaların rapor çalışmaları sürerken, il milli eğitim müdürlükleri tüm ilköğretim yönetimlerine ve öğretmenlerine “öğretmenlerin anketlere katılmasının ve röportaj vermesinin yasak olduğuna” ilişkin yazı gönderdi. Yazıda, “Çeşitli sivil toplum kuruluşları veya kişilerce anket, röportaj ve bilgilendirme gibi faaliyetler yapıldığına dair duyumlar alınmakta olup, onaysız hiçbir şekilde bu faaliyetlerin yapılmasına müsaade edilmemesi” talimatı verildi. Okul ve kurum personelinin uyarılmasının istendiği yazıya, “Okul idarelerince gerekli önlemlerin alınması ve konu ile ilgili her türlü sorumluluğun ilgili okul ve kurumlara ait olduğu” da eklendi. Olumlu anket serbest! Öte yandan yaşanan kaosu gözler önüne seren anket ve çalışmaları yasaklayan bakanlığın, olumlu belirlemelerde bulunması beklenen araştırmalara göz yumduğu da ortaya çıktı. AKP’ye yakınlığı ile bilinen EğitimBirSen, “12 ilde, 1200 ilk ve ortaöğretim öğretmeni ve 1200 veliyle yüz yüze anket” yaparak yeni eğitim sisteminin hem öğretmenler hem de veliler tarafından nasıl algılandığını araştırdı. Ayrıca Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi de 800 din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni ile hizmet içi eğitimlerin niteliğine ilişkin olumlu belirlemelere ulaşan bir çalışma yaptı. CHP dinlemelerin kimler tarafından yapıldığının araştırılmasını istedi Bahçeli’nin önerisine destek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Meclis’te “telekulak komisyonu” kurulması önerisine CHP’den destek geldi. CHP, başta Başbakan Tayyip Erdoğan ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere siyasilerin, kimler tarafından dinlendiğinin ortaya çıkarılması için Meclis araştırma önergesi verdi. CHP Genel Başkan yardımcıları Gürsel Tekin, Sezgin Tanrıkulu, Erdoğan Toprak ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba tarafından verilen Meclis araştırma önergesinde, telefon dinlemeleri konusundaki belirsizlik ve hukuk dışı uygulamaların devam ettiği belirtilerek bu durumun anayasanın haberleşme özgürlüğüne aykırı olduğu belirtildi. Türk Ceza Yasası ve Ceza Muhakemesi Yasası’nda yer alan özel yaşamın korunma ? Meclis araştırma önergesinde, telefon dinlemeleri konusundaki hukuk dışı uygulamaların devam ettiği belirtilerek bu durumun anayasanın haberleşme özgürlüğüne aykırı olduğu kaydedildi. sıyla ilgili düzenlemelerde izinsiz biçimde görüşmelerin kaydedilmesi ve bu kayıtların yayımlanmasının açıkça suç kabul edildiği, suç delili bulunmaması halinde 15 gün içinde ilgiliye bilgi verilmesi zorunluluğu bulunduğuna işaret edilen önergede, şu görüşlere yer verildi: “Fakat ülkemizde yasadışı dinlemelerin mahkemelerde hukuka aykırı bir şekilde yargılama konusu olduğu gibi, olmayan dinlemeler de rivayetlerden yola çıkarılarak iktidara muhalefet olan kişilerin cezalandırılması aracı haline gelmiştir. Tüm bunlara rağmen hükümetin; dinlemelerin kimin tarafından, hangi tarihte, hangi yolla ve ne amaçla yapıldığı konusunda net ve yeterli açıklamalar yapmaması, gerekli önlemleri almaması dikkat çekicidir. Telefon dinlemeleri yoluyla ülkemizde adeta bir korku imparatorluğu yaratılmakta, vatandaşlarımızın haberleşme özgürlüğü bir anlamda kısıtlanmaktadır” Türkiye’de son yıllarda en yoğun insan hakkı ihlallerinin başında telefon dinlemelerinin geldiğine dikkat çekilen önergede, “Bu yasadışılığın önüne geçilmemesi ve hatta ülke Başbakan’ının seçim meydanlarında dinlenme kasetlerinin müjde cisi rolünü benimsemesi, bu tehdidin hangi amaçla kullanıldığını en açık şekilde ortaya koymaktadır” denildi. . ANTALYA MİLLETVEKİLİ ‘Korku düzeni’ Önergede toplum nezdinde “korku düzeni” yaratılmasında etkili olan dinleme cihazlarına hangi yollarla ve nasıl ulaşıldığının, mahkeme kararı olmamasına rağmen hukuksuzca dinlemelerin hangi kitlelerce ve ne amaçla yapıldığının, Başbakan’ın 1 yıl öncesinde gerçekleşen bir dinleme olayını açıklama zaman diliminin önemi ve gerekçesinin saptanması, bu dinlemenin kimler ve ne tür maksatla yapıldığının saptanması, siyasilere karşı şantaj aracı olarak kullanılmasının ne tür ihmaller sonucu yaygınlaştığının saptanması istemiyle komisyon kurulması istendi. İrbeç’in MHP’den ihracına iptal ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, Yargıtay’ın bozma ilamının ardından tekrar görülen davada, MHP’den ihraç edilen Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç’in, partiden ihracına yol açan disiplin kurulu kararını iptal etti. Duruşmaya, İrbeç’in avukatı Yusuf Rıza Çolak ile MHP’nin avukatı Hamit Kocabey katıldı. Yargıtay’ın benzer davalarda aksi yönde kararlar verdiğini savunan Kocabey, “Dayanılan Danıştay 12. Dairesi’nin kararında soruşturmayı yapan disiplin kurulundaki üyeler kendi kanaatlerini bildirir şekilde rapor hazırladıkları halde yönetim kurulu kararına da iştirak ettiklerinden açıklanan yönde karar verilmiştir” dedi. Mahkeme İrbeç’in partiden ihracına yol açan disiplin kurulu kararını iptal etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle