Katalog

SAYFA CUMHUR YET 1 EK M 2011 CUMARTES 4 HABERLER Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın terör mağdurlarına ilişkin ‘ciğerim yanıyor’ açıklamasını samimi bulmadı Yararı Olacak mı? (II) 12 Haziran seçimlerinden beri parlamentoyu boykot etmiş olan BDP bugün Meclis’e dönmüş olacak. Demokratik, barışçıl çözümden yana olan herkesin istediği de buydu. Lafı uzatmadan, eveleyip gevelemeden, açıkça soralım: Bu dönüşün herhangi bir yararı olacak mı? Doğrudan bu sorunun üzerine hamle etmeden önce, başka bir soruyu atalım ortaya: Bugün gerçekten barış için koşullar geçmişe oranla daha elverişli mi? Kimileri bu soruya ikirciksiz “evet”i yapıştırıyor. Ben ise doğru yanıtın hem “evet”, hem de “hayır” olduğunu düşünmekteyim. Demokratik çözüm için, geçmişe oranla koşullar daha elverişlidir, çünkü kamuoyunun önemli bir bölümü, konunun kuvvet kullanarak ve dayatmayla çözülmeyeceğini görmüş bulunuyor. Demokratik çözüm için koşullar sanıldığı kadar elverişli değildir, çünkü taraflardan biri veya hiç değilse birinin içindeki etkin güçler hâlâ dayatmayla bir şeyler elde etmeyi umuyor. Üstelik geçmişte dayatmaya muhatap olan taraf şimdi çözümün herkesin üzerinde birleşeceği formülde olduğunu görmeyip, kendi dayatmasını egemen kılmak istiyor. Peki bütün bunlara karşın, tüm demokratların çağrılarına kulak veren BDP’nin Meclis’e dönüşü müzakerelerle çözüme ulaşılması açısından yarar sağlayacak mı? Bu soru, acil şu soruyu getiriyor gündeme: BDP müzakereye yetkili ve elverişli bir kuruluş mu? BDP şimdiye dek yetki belgesi ibraz etmek yerine, “yetkili komuta makamıdır, PKK’dir, silahlı mücadeleyi yürütenlerdir” gibi doğruluğu fiilen yadsınamayan, ama yine kaçak güreş anlamını taşıyan tavır içinde olmayı yeğlemiştir. Bu durumda, “eğer yetkili PKK veya Kandil ise, senin varlığının gerekçesi ne arkadaş” sorusu, haklı olarak, gündeme geliyor. Tabii o zaman da BDP’lilere dönüp şu yanıtı vermek pek haksız olmaz: Arkadaş sen Meclis’e dönsen ne olur, dönmesen ne olur?! Yanıt haklıdır, ama çok akıllıca değildir. Çünkü barışçıl çözüm ancak insanları dağdan Meclis’e çekmekle mümkündür. Ancak o takdirde, terörle mücadele, siyasetle müzakere formülü uygulanabilir. Ama burada şu soru çıkıyor ortaya. Mücadele PKK ile müzakere BDP ile mi olacak? Yoksa başka formül mü var? Yukarıdaki soru haklıdır, zaten şimdiye dek başvurulan uygulama da bunu gösteriyor. Evet, devlet şimdiye kadar, hem savaşı, hem de mücadeleyi PKK ile sürdürdü. Oslo görüşmeleri bunu teyit ediyor. Bu durumda da ortaya, şu soru çıkıyor: Devlet hem mücadeleyi hem de müzakereyi PKK ile sürdürmek istiyorsa, amacı da PKK’yi yok etmek değil, siyasete çekmek olmamalı mıdır? Bu soruya “evet” yanıtını vermek kolay, ama bu ortamda o yanıtı uygulamak zordur. Çünkü terörü kırsaldan, kentlere taşıyan PKK henüz güç kullanarak avantaj elde etmekten vazgeçmiş değil. Güç kullanarak bir şey elde edilmeyeceğini tarafların hepsi anlamadan gerçek müzakere ortamına kavuşulabileceğini söylemek ise mümkün olmasa gerek. Görüldüğü gibi, BDP’nin lütuf edip, parlamentoya dönmesinin fazla bir yarar sağlayacağını söylemek kolay değil. Ama bu “İster dön ister dönme!” diyerek kapıları kapatmayı gerektirmiyor. Herhalde, devreye yeni etkenlerin yeni güçlerin de girmesi gerekli. Doğrusu PKK’nin tavrı karşısında çok fazla manevra alanı olduğu söylenemeyecek olan Tayyip Bey’in tutumu da müzakereye elverişle yeni güç ve etkenlerin devreye sokulmasına pek elverişli görünmüyor. ‘Olan garibana oluyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün parti genel merkezinde düzenlenen CHP Kadın Kolları Çalışma Toplantısı’nın açılışında konuştu. Kürsüye geldiği sırada salonda çalınan Zülfü Livaneli’nin “Ey Özgürlük” şarkısına atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, “Özgürlüğü hayatın her alanında isteyeceğiz, tabii ki doğal olarak tutuklu milletvekillerimiz için de isteyeceğiz” dedi. Kılıçdaroğlu, son dönemde artan terör saldırılarıyla ilgili olarak Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yaptığı “ciğerim yanıyor” açıklamasını da eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Allah aş CHP lideri Kılıçdaroğlu artan terör olaylarına dikkat çekerken Başbakan Erdoğan’a “Öyle birilerinin ciğerini filan yakmaz. Ateş nereye düştüyse orayı yakar. Allah aşkına ciğerin yanıyorsa, bu terör belasına karşı niye özel temsilcini gönderdin? Şimdi ben sormayacak mıyım, Başbakanlık yan gelip yatma yeri midir?” diye çattı. kına ciğerin yanıyorsa, bu terör belasına karşı özel temsilcin niye gönderdin? Sen terörü bitirmek için çaba harcamıyorsun. Öğretmenlerimiz kaçırılıyor, insanlarımız öldürülüyor. Ben onun hesabını Erdoğan’dan sormayacak mıyım? Terörü bitirmek için hükümete Meclis’te her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu söyledik, ama bir yanıt verilmedi. Bu anlayışla Türkiye’de terör bitmez. Yine ateş düştüğü yeri yakar. Öyle birilerinin ciğerini filan yakmaz. Ateş nereye düştüyse orayı yakar” dedi. Başbakan Erdoğan’ın “askerlik yan gelip yatma yeri değildir” sözlerini anımsatan CHP lideri, “Şimdi ben sormayacak mıyım, Başbakanlık yan gelip yatma yeri midir? Tabii beyefendi ler için bir şey yok, bir yere giderken bin tane koruma var, onlara bir şey olmaz. Olan, korumasız garibana oluyor, kadına kıza, çoluğa çocuğa oluyor. O açıdan hepimizin üzerine düşen görev, teröre karşıyız ama onunla ilişkilerini kapalı kapılar ardında özel görüşmeye dönüştüren AKP’nin de maskesini indirmek zorundayız” açıklamasını yaptı. Kılıçdaroğlu, tüm kadınlara “evinize geliniz, CHP sizin evinizdir” diye seslenirken “demokrasinin var olabilmesi için siyasete kadın eli değmesi lazım, nezaketin değmesi lazım, direnişin değmesi lazım” mesajı verdi. BDP YEM N EDECEK Meclis’te yeni dönem başlıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’nin yeni yasama dönemi, tarihinde bir ilk niteliği taşıyan hapisteki milletvekilleri gerçeğiyle açılıyor. 12 Haziran seçimlerinde seçilen 8 milletvekili, devam eden davaları nedeniyle tutuklu oldukları için bugünkü açılışta bulunamayacak. 12 Haziran genel seçimlerinde oluşan yeni TBMM’nin yeni yasama dönemi, bugün düzenlenecek törenle başlayacak. TBMM’nin açılışının en belirgin niteliği, 8 milletvekilinin cezaevinde oldukları için açılışa gelememeleri olacak. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, bu durumu eleştirirken hükümetin basın özgürlüğünü ihlal eden uygulamalarına vurgu ve tutuklu CHP İzmir milletvekili Mustafa Balbay’ın gazeteci kimliğine gönderme yaparak “Çok zor bir şey söylüyorum, biliyorum; AKP hükümeti ve basın özgürlüğüne saygı. Bu ikisi maalesef yan yana getirilmesi mümkün olmayan kavramlar. Ama toplum olarak bunu istemek zorundayız. Yarın (bugün) TBMM açılacak, ancak milletvekili seçilen gazeteci Mustafa Balbay tutuklu olarak Silivri’de bulunuyor. Bunu Türkiye’nin kaldırması mümkün değil” diye konuştu. ‘ERDOĞAN KEND N MÜDÜR SANIYOR’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, TBMM’de partili milletvekillerinin “yemin krizi çıkarmayacağını” söyledi. Demirtaş, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Döneceklerini söylemiştim” açıklamasına da yanıt verdi. Meclis’e AKP’nin “icazetiyle dönmediklerini” belirten Demirtaş, “Başbakan Meclis’i şirket gibi görüyor, kendini şirket müdürü, bizi de şirketin çalışanları sanıyor. Ama ne Meclis şirket ne de biz AKP’den icazet istedik” dedi. Fotoğraf: AA BULENT UZUN Cemil Çiçek’in ziyaret ettiği Demirtaş ve Kışanak, ardından Meclis’te CHP lideri ile görüştü. CHP adına BDP’lileri CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ve Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu karşıladı. BDP’nin yoğun mesaisi TÜREY KÖSE/AYŞE SAYIN ANKARA Meclis boykotunu sona erdirip, Ankara’da yoğun temas trafiği başlatan BDP, dün de TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Çiçek’e “tutuklu milletvekillerine daha fazla sahip çıkması” çağrısı yaptı. Demirtaş, Kılıçdaroğlu’nu ziyaretinde de CHP’nin “akil adamlar heyeti” ve Meclis’te “Hakikat Komisyonu” önerilerini desteklediklerini vurguladı. Kılıçdaroğlu, BDP’nin Ankara ve Siirt saldırısını kınamasından duyduğu memnuniyeti “içimize su serpiyor” diye dile getirdi. BDP Eşbaşkanları Demirtaş ve Kışanak, “iadei ziyaret” kapsamında kendilerini ziyaret eden Çiçek’i parti genel merkezinde ağırladı. Basına kapalı gerçekleştirilen görüşmede, Çiçek, BDP’li lerin Meclis boykotuna son verme kararından duyduğu memnuniyeti de dile getirdi. ‘Sizin de milletvekilleriniz’ Görüşmede tutuklu milletvekillerinin durumuna dikkat çeken Demirtaş, Çiçek’e “Bu 8 milletvekili, başkanı olduğunuz Meclis’in üyeleri, sizin de milletvekilleriniz, size ‘yargıya müdahale edin’ demiyoruz. Ama konuşmalarınızda, 550 milletvekilinin tümünün Meclis çatısı altında olması gerektiğini daha çok söyleyin” dedi. Demirtaş, Meclis’te BDP’ye MHP’nin arka sıralarında yer verildiğini, oturma düzeninin yeniden yapılması talebini iletti. Demirtaş ve Kışanak, daha sonra TBMM’ye geçerek, Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti. BDP heyetinin görüşmede, Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği “Akil adamlar heyeti” ve “Hakikatler Komis yonu”nu çok önemsediklerini, bu konuda “işbirliği” yapılabileceğini ifade ettikleri öğrenildi. Görüşmede, CHP’nin tutuklu vekil sorununun çözümüne ilişkin gündeme getirdiği yasa önerisi konusunda ortak hareket edilebileceği üzerinde de durulduğu kaydedildi. Kılıçdaroğlu terör saldırılarına tepki gösterirken “Kumrular Sokak ve Siirt’teki saldırıları kınamınız içimize su serpiyor” dedi. Demirtaş da “Her ölüm içimizi parçalıyor. Bizi acıtıyor” karşılığını verdi. Fotoğraf: AA RIZA ÖZEL ‘Anadili Kürtçe’ TBMM açılış günü, Meclis’teki 4 siyasi parti grubundan biri olan BDP’lilerin yemin törenine de sahne olacak. BDP milletvekilleri de bugün yemin ederek TBMM boykotunu resmen sona erdirecek. BDP’liler dünden itibaren Meclis’e kayıt yaptırmaya başladılar. Kayıt yaptıran bazı milletvekillerinin Meclis albümü için hazırladıkları biyografiye “anadili Kürtçe”, “resmi dili Türkçe” diye yazdığı öğrenildi. Yeni yasama yılı açılışı nedeniyle TBMM Atatürk Anıtı’nda tören gerçekleştirilecek. Meclis Genel Kurulu da saat 15.00’te yeni yasama yılının açılışı nedeniyle özel gündemle toplanacak. Birleşimin açılmasının ardından Meclis Başkanı Cemil Çiçek sunuş konuşmasını yapacak, ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yasama yılını açış konuşmasını gerçekleştirecek. Gül, konuşmasında ağırlığı yeni anayasa sürecine verecek, yeni anayasa yapım süreci, izlenen yöntem, anayasanın olması gereken nitelikleri üzerindeki görüşlerini açıklayacak. Mini demokrasi paketi önerisi Görüşmede BDP, yeni anayasaya giden yolda “taşların temizlenmesi” için “mini demokrasi paketine” gereksinim olduğunu bildirdi. Demirtaş, “AKP’ye karşı sosyal demokrat partiler olarak işbirliği yapalım, anayasadan önce mini demokrasi paketini çıkaralım” önerisini iletti. ‘Süreç zarar gördü’ ‘Dayatma olmamalı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısında yeni anayasa konusunda önemli adımlar atılırken diğer yandan bu sürece zarar veren gelişmeler yaşandığını söyledi. Hamzaçebi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yeni anayasayı 2012 yılının ilk yarısında tamamlamayı hedefliyoruz” sözlerine “1 yıldan daha kısa süreyi düşün mek, sağlıklı bir anayasa yapmayacağız demektir. Sayın Başbakan’ın aklında uzlaşmayla bir anayasa yapmak yok. Hemen, parlamentodaki parmakları sayarak, çoğunluk hesabı yaparak, biz bu anayasayı 89 ayda bitiririz demek, özgürlüklerden yana bir anayasayı yapmayacağız demektir. Sayın Başbakan’ın bu açıklaması, anayasa yapım sürecine çok açık şekilde zarar vermiştir” diye tepki gösterdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural , Başbakan Tayyip Erdoğan ve bazı AKP’lilerin yapım süreci konusunda “9 ay 1 yıl” gibi zaman sınırı koymasına, “süreci sulandıran girişimler” sözleriyle tepki gösterdi. Vural, gazetecilerin konuya ilişkin sorusu üzerine “Hiç kimse, bu parlamentoda partiler arasında azami bir mutabakatla, Türkiye’nin ihtiyacı olan bir anayasayı gerçekleştirmek üzere şart koşmamalıdır, dayatma yapmamalıdır. Bunlar, bu süreci sulandıran girişimlerdir. Partilerin özenle bu sürecin selametle sona erdirilmesi noktasında gayret etmeleri gerekiyor” diye konuştu. Anayasa sürecinin TBMM Başkanı’nın inisiyatifinde devam ettirilmesi gerektiğini kaydeden Vural, “Başbakan’ın, Meclis Başkanı’nın iradesi önüne geçme gayretini anlayabilmiş değilim” görüşünü dile getirdi. C MY B C MY B