23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 EK M 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 11 Tüketici örgütleri ‘deli dumrul salmaları’ adını verdikleri vergi ve fonlara dikkat çekerek artışın iptalini istedi Elektrik zammını geri alın Karamehmet’e tahkim şoku STOCKHOLM/İSTANBUL (Reuters) Uluslararası Ticaret Odası’na (UTO) bağlı tahkim mahkemesi, Turkcell’in ortaklarından Çukurova Holding’in TeliaSonera’ya 932 milyon dolar+faiz tazminat ödemesine karar verdi. Turkcell’in ana hissedarlarından İskandinav telekom şirketi TeliaSonera tarafından yayımlanan bültende şirketin Kıdemli Başkan Yardımcısı Cecilia Edström, “Hükmedilen tazminat ve faiz, kayda değer bir tutar oluşturmaktadır. Çukurova’nın, önceki tahkim kararlarını yok sayan tutumunu göz önünde bulundurarak, Çukurova’nın zararı tazmin edebilecek mal varlığının olduğu ülkelerde tahkim kararının icrası için derhal harekete geçeceğiz... Şimdi kararın icrası için güçlerimizi birleştirerek Turkcell’i gerekenden uzun zamandır etkileyen bu ihtilafın derhal çözüm yolunu arayacağız” denildi. FATMA KOŞAR Din Kardeşliği Başbakan Tayyip Erdoğan’dan önce Türkiye’de yaşayan Kürt kökenlilere, siyasi hareketlerine “din kardeşliği” üzerinden işbirliği için, yakın tarihimizde ilk ciddi çağrı, İran yönetimi adına etkin kampanya olarak yürütülmüş, kendi çizgisinde önemli sonuçlar da alınmıştı... 12 Eylül’ün YÖK’ü üzerinden üniversitelerimizde yaşanan tahribatları, bir yazı dizisi yapmak adına bölgeyi dolaşırken, Diyarbakır Üniversitesi’nde, PKK sempatizanı öğrencilerin alternatif ‘tıp bayramı’ etkinliklerini izlemeye davet edilmiştim... Jandarma kuşatmasında üniversite binalarının içinde, Kürtçe düzenlenen etkinliklerde, gerilla öykülerinden esinlenmiş tiyatro oyunları, PKK örgütüyle ilişkilendirilmiş kahramanlık türküleri, marşları okunuyor, bağlılık yeminleri ediliyordu... 12 Eylül sonrası, Özal dönemi sivil sürecinin garabeti üzerinde, gündem sapması yapmamak üzere tek söz etmeyeceğim... PKK’ye eylemsel olmasa bile duygusal tam bağlı etkinliği de düzenlemiş öğrenci hareketleri, 2025 yıl öncesinde hâlâ sol kimlik önceliklerini koruduklarından o tarihlerde güç kazanan Türk Hizbullahı ile sık sık karşı karşıya geliyor, çatışmanın ötesinde kan dökülüyordu... Ancak 12 Eylül öncesinden çok farklı olarak aileleri, aşiretleri, töreleri ile barışmak adına eski sol kimliklerini bir yana bıraktıklarını, en çok da siyasal İslami inançla işbirliğine geçtiklerinin altını çizmeyi unutmuyorlardı. Haklılıklarını bana da anlatabilmek üzere, İran rejiminin Türkiye Kürtlerine yönelik çok etkin çalışmalarından söz ediyorlardı. Kürtlerin kimlik haklarına yönelik İslam kardeşliği üzerinden konfederal ittifak önerisinin İran’ın resmi politikası olarak yürütüldüğünün belgelerini, broşürlerini gösteriyorlardı. Benim yanımda okul bahçesinde, kantinde karşılaştıkları, “İrancıHizbullahçı” dedikleri kişilerle şaka ile kavga arası bir çizgide tartışıp duruyorlardı. Tek tek isimler, cinayetler üzerinden birden fazla tartışmaya da tanıklık ettim. Solda, PKK çizgisinde olduklarını söyleyen öğrencilerin liderleri, İran’dan gelen bu etkin siyasal kampanyadan yakınmakla birlikte, kendilerinin de dinle barıştıklarını anlatıyor, Diyarbakır Üniversitesi’nin öğrencilerden oluşan cami cemaatinin çok büyüdüğünü gerçekçiliğe bir kanıt olarak anlatıyorlardı. Ağalar ve aşiretlerle de uzlaşmalarının sol kimlikle çelişmediğinin kanıtı olarak, “Sizin de burjvanız yok mu?” tezlerini hiç unutmadım... Bir yanda AKP’ye destek veren aşiretler, cemaatler, diğer yanda oylarını günümüz tarihinde BDP’de toplamayı yeğleyen, PKK ile iç içe girmiş, en azından davalarının sahibi olarak gören siyasal hareketlerin çatışmalarının odağında bir boyut siyasal iktidar, paylaşım kavgası ise diğer boyutun ırk ya da din kimliğine, cemaat yorumlarına öncelik vermek olduğu tartışılmaz... Günümüzde Kürtlerin oylarını paylaşım kavgası, siyasal çizgilerinde İran etkinliği, hele de Hizbullah biraz sahne dışında kalmışa benziyorlar... Her iki grup, kutuplaşmanın ana eksenlerinde Kürt İslam sentezinin, dahası Amerika ile kopmaz bağların etkin olduğunu da yadsıyabilecek durum yok. Yine de iktidar, mezhepler, cemaatler, aşiretler safları, paylaşım kavgaları ötesinde ırk ve din kimliklerinin ağır basması bağlantılı, zemin çok kaypak, kaygan olsa da bir çizgi olduğu ittifaklar yapan siyasi hareketler liderlikleri için yadsınmamalı... Zaten siyaset söyleminde de taraflar önceliklerini farkılıklarını gösterme amaçlı olsa da sık sık kullanmaktalar... BDP’nin siyasi çıkış metinlerinde çok kısır bir sol söylemin yanında bir tek Kürt kimliği üzerinden önceliklerin savaşımı veriliyor... AKP ise TC’nin çoğunluk iktidar partisi olmanın zorunluluğunda parçalanmaya izin verilmeyeceği söyleminin yanına en çok din kardeşliği, refah imgelerini ekliyor... Başbakan Erdoğan son örgüt toplantısında BDP’ye oy verenlerin oylarının hesabını sorgulamalarını isterken yaptığı çağrıda, açık ve net “Müslüman din kardeşim olan Kürt kökenli kardeşlerim...” diye seslenmeyi boşuna seçmedi.. Siyasette kullanıldıklarında her biri bir diğerinden daha olumsuz sonuçlar doğurabilecek ırkdinmezhepcemaataşiret alt kimliklerinden inanca öncelik veren siyasi yelpazeden yana bir ağırlığın konulmasının altını çizdi. Yandaşlar, Başbakan Erdoğan’ın Arap halklarına yönelik laiklik çağrıları ile siyasal İslam üzerinden bir siyaseti savunmaktan uzak durduğunun, ileri demokrasi kriterlerindeki özgürlükleri savunduğunun güvencesi olduğunu söyleyebilirler.. Oysa Sayın Başbakan’ın ileri demokrasi kriterlerindeki laiklikten kastı, bizim bildiğimiz TC’nin laiklik ilkesi değil... Yine ‘Okyanusötesi’ bilim yandaşlarının yarattığı yeni bir kavramla “devletin pasif laikliği”ni savunuyor. Yani kamu alanlarında bile gettolaşmış olarak her dini inancın sınırsız kimlikleri ile var olmalarını, devletlerin baskın çıkacak dini inançlara göre, her yerde her tarafa çekiştirilebilmesini, Amerikan tipi laikliği istiyor... Elektriğe yapılan yüzde 9.57’lik zamda en büyük payı aboneleri isyan ettiren kayıpkaçak oranlarındaki artış oluşturdu. Tüketici örgütleri ile İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara, Yozgat başta çok sayıda kentten abonelerin tüketici hakem heyetlerine şikâyet ettiği kayıpkaçak oranı, zamdan önce konutlarda faturanın yüzde 10.76’sını oluştururken şimdi yüzde 12.32’ye yükseldi. Tüketici örgütleri, faturanın yaklaşık yarısını oluşturan vergi ve fonların arttırılmasıyla yapılan zammın geri alınması çağrısı yaptı. Kayıpkaçak oranlarının yanı sıra faturalar üzerinden dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim sistemlerini kullanma bedeli, Enerji Fonu, TRT Payı, Elektrik Tüketim Vergisi ve DOĞALGAZA DA YÜZDE 14 ZAM GELD Elektriğe önceki gün yapılan yüzde 9.57’lik zammın ardından doğalgaza da zam geldi. Dün gece geç saatlerde açıklanan karara göre doğalgaz fiyatları konutta yüzde 12 ile 14.3, sanayide ise yüzde 13.7 ile 14.3 oranlarında arttırıldı. KDV alınıyor. Bütün bu kalemlerin yükü, faturanın yarısına ulaşıyor. Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Ali Çetin, “100 TL’lik bir faturanın yaklaşık 50 TL’si enerji bedeli ise gerisi ‘deli dumrul’ salmaları” dedi. Hakem heyetlerine çok sayıda ilden şikâyet gittiğini ve bu dilekçelerin hiçbirinde henüz karar verilmediğini anlatan Çetin, “Kâr sermayeye giderken yatırım maliyetleri tüketicinin sırtına yüklenmektedir” dedi. Yapılan hesaplamaya göre, konutlarda elektrik faturasını kabartan kalemler ve sırasıyla zamdan önceki ve sonraki oranları şöyle: Enerji bedeli: Yüzde 68.62’den 68.86’ya çıktı. Kayıpkaçak bedeli: Yüzde 10.76’dan 12.32’ye yükseldi. Dağıtım bedeli: Yüzde 15.13’tü, 18.80 oldu. Perakende Satış Hizmetleri Bedeli: Yüzde 1.67 idi, 1.53 oldu. Sayaç Okuma Hizmeti: Yüzde 0.48 idi, 0.44 oldu. İletim Bedeli: Yüzde 3.34 olan payı 3.05’e indi. Tüketiciler dava açıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tüketici Hakları Derneği, yüzde 9.57 zammına karşı yasal işlem başlatacaklarını açıkladı. Tüketici dernekleri, dolarla ithal edilen doğalgazla elektrik üretiminde ısrar edilmesi sonucunda zam yapıldığını belirtti. THD açıklamasında “Çözüm zam değil, kayıp kaçağın önlenmesidir. Elektrikte yüzde 14.6 olan kayıp kaçağın bunun sorumlusu olmayan halkın sırtına bindirilmesi, ayrıca zam yapılması soygundur” denildi. Bakan’a şok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından elektriğe yapılan yüzde 10’luk zammın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın “Daha bugün perşembe” diyerek henüz zam yapılmayacağı yönündeki açıklamasından birkaç saat sonra gelmesi dikkat çekti. Bakan Yıldız’a, önceki gün öğle saatlerinde bir toplantıda soru sorulmuş, Bakan “henüz zam yapılmayacağı” izlenimi yaratmıştı. Ancak EPDK, birkaç saat sonra zammı açıkladı. Dış açık 71 milyar doları aştı Ekonomi Servisi Ağustosta dış ticaret açığı 8.2 milyar dolarla beklentilerin üzerine çıktı. 8 aylık açık 71.3 milyar dolara ulaştı. Bu yılın 8 aylık döneminde ihracat, 88 milyar 730 milyon dolara, ithalat 160 milyar 114 milyon dolara çıktı. Bu dönemde ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 63.4’ten yüzde 55.4’e geriledi. Andreas Radmacher Almanya’daki enerji borsası Leipzig’de bulunuyor. Fransa ve Avusturya’daki enerji borsaları da Avrupa’daki enerji ticaretinin merkezleri arasında. Özel sektör borcu 202 milyar dolar oldu Ekonomi Servisi Türkiye’nin brüt dış borç stoku yılın ikinci çeyreğinde 309.6 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2011’in ilk çeyreği sonunda söz konusu rakam 298.8 milyar dolar düzeyindeydi. 202.2 milyar dolar olarak belirlenen özel sektör borçlarının toplam borç stoku içindeki payı yüzde 65.3 oldu. RWE: Enerji borsası kurulmadan yatırım da ucuzluk da gelmez Ekonomi Servisi Denizli’de bir doğalgaz çevrim santralı kuran ve enerji piyasası serbestleştiğinde Türkiye’ye yatırımlarını 3 milyar Avro’ya çıkarmayı planlayan Almanya merkezli RWE Türkiye’nin İcra Kurulu Başkanı Andreas Radmacher, “Türkiye’nin önünde bölgenin enerji merkezi olma fırsatı var. Enerji yatırımları artmalı. Bunun yolu bir an önce enerji borsasının kurulmasından ve yatırımcının önünü görmesinden geçiyor” dedi. Radmacher, Yardımcısı Bakadjan Sandalkhan ve Kurumsal İletişim Müdürü Pınar Öztürk’le düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:  Piyasanın serbestleştirilmesi, özelleştirmeden farklı bir süreç. Türkiye’de bunun ilk aşaması tamamlandı. Önümüzdeki iki yılda bireysel müşteriler de istedikleri üreticiden elektrik alabilecek. Bu rekabeti arttıracak; tüketiciye daha düşük fiyat ve daha yüksek kalite olarak yansıyacak.  Türkiye çok cazip, çevresinin en güçlüsü, büyük bir enerji merkezi olma şansına sahip bir ülke. Altyapısı ve limanları hazır. Bu potansiyeli değerlendirmek için daha çok yatırım gerekir. Bunun zamanı geldi.  Aslında dünyada para bol. Birçok yatırımcı da Türkiye’ye gelmek için bekliyor. Ama enerji borsası kurulmadan yatırımcı riskleri paylaşamaz (hedge edemez), vadeli satış yapıp önünü göremez, hesabını yapamaz.  Borsa yoksa, temin edilecek enerjiyi satmak için ayrı bir satış organizasyonu kurmak gerekir ki bu maliyete kimse katlanamaz. Borsa oluştuğunda yatırım akışı hızlanacaktır. Özel denetçi dönemi Elektrik üretim ve dağıtımı piyasası, EPDK sertifika almış özel denetçiler tarafından denetlenecek. Kurmun bu konudaki yönetmeliğine göre, her biri Kurum tarafından verilen sertifika ile yeterli görülen, en az bir başdenetçi ve en az bir elektrik, elektronik, inşaat, endüstri veya makine mühendisi olmak üzere üç denetim elemanından müteşekkil ekiplerce denetlenecek. SİVAS 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2010/6672 1 Tapu Kaydı: Sivas Merkez Altuntabak Mah. 2959 Ada, 14 Parselde kayıtlı dördüncü+çatı 15 No’lu bağımsız bölüm nolu 48/540 arsa paylı dubleks mesken olan taşınmaz. 2 Özellikleri: Adres olarak: Diriliş Mah. Atakent Cad. Anıt Yapı Koop. NO:7 Kat:4 + çatı daire: 14 Sivas’tır. şehir merkezine sık aralıklarla otobüs ve minibüs seferleri yapılmaktadır. vasıta ile 10 dakika içerisinde şehrin ticaret merkezine ulaşmak mümkündür. Alanı brüt: 220 m2 (140 m2 alt kat + 50 m2 üst kat + 30 m2 teras)dır. 2 cephelidir. İÇERİSİNDE 5 oda salon, mutfak, antre, 2 hol, 2 banyo, WC, 2 adet balkon ve teras bulunmaktadır. Pencereler ahşap doğrama, ısıtması kombi esaslı doğlgazdır. Yapı 2 yıllıktır. 3 Konumu: Yörede altyapı ve belediye hizmetleri tamdır. Yakın çevresinde Kevser Cami, Vali Aydın Güçlü İlköğretim Okulu, çok sayıda boş arsa ve konut ağırlıklı yapılaşma bulunmaktadır. 4 İmar durumu: Dosyasında yazılı olduğu şekildedir. Satış saati: 14.0014.10 Arası Muhammen bedeli: 125.000,00TL Satış şartları: 1 Satış 15.11.2011 Salı günü yukarıda belirtilen saatler arasında Sivas 1. İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar var ise alacakları toplamını satış ve paylaştırma giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedele alıcı çıkmaz ise en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartı ile 5.11.2011 cuma günü aynı yer ve saatler arasında ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacakları toplamını, satış ve paylaştırma giderlerini geçmesi ve artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması lazımdır. Böyle bir bedele alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi satış bedelinden ödenir. Damga vergisi, tapu harç ve masrafları ile %18, KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmez ise İcra İflas Kanunu’nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görülebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi gö/müş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. İş bu ilan tebligat yapılamayan ilgililere tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipten de dahildir. Basın: 60189 NG L ZCE Westminster University ve Premier College sertifikalarına sahip, London School of Business Administration’da master yapmış, ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH İş İngilizcesi (Business English), İngilizce iş görüşmelerine (Interviews) hazırlık Gramer ve kişiye özel konuşma dersleri Kadıköy / stanbul TEL: 0532 701 80 41 (0216) 418 94 51 T.C. DİKİLİ SULH HUKUK MAHKEMESİ İ. ŞÜYU SATIŞ MEMURLUĞU GAYRİMENKUL SATIŞ İLANIDIR Sayı: 2011/17 Satış. Dikili Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 15.04.2011 tarih ve 2010/569 esas, 2011/254 karar sayılı ilamı gereğince satılmasına karar verilen; 1 DikiliÇandarlı beldesi, çardakalanı mevkii, 3027 parselde kayıtlı, 14.800 m2 tarla cinsinden olan taşınmaz, düze yakın meyilli, killikumlu toprak yapısında, susuz tarım arazisi olup, taşınmazın tamamı KDV hariç, 66.600,00 TL.’den (Y.Altmışaltıbinaltıyüztürklirası) satışının 15 Kasım 2011 Salı günü saat: 14.30 ile 14.40 arasında yapılacağı, 2DikiliÇandarlı beldesi, Karakobak mevkii, 3076 parselde kayıtlı, 6.550 m2 tarla cinsinden olan taşınmaz, %23 arası meyilli, susuz zeytinlik vasıflı arazi olup, üzerinde ortalama 30 yaşlarında, yaklaşık 160 adet zeytin ağacı bulunmaktadır. Taşınmazın tamamı KDV hariç, 58.950,00 TL.’den (Y.Ellisekizbindokuzyüzellitürklirası) satışının 15 Kasım 2011 Salı günü saat: 15.00 ile 15.10 arasında yapılacağı, SATIŞ ŞARTLARI: 1Satış 15 Kasım 2011 Salı günü, yukarıda her taşınmaz için ayrı ayrı belirlenen saatler arasında, Dikili Adliyesi Yemekhanesinde yapılacaktır. Birinci satış gününde tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile taşınmaz en çok arttırana ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak koşulu ile ikinci açık arttırma 25 Kasım 2011 Cuma günü yine yukarıda ayrı ayrı belirlenen aynı saatler arasında aynı yerde yapılacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını, takdir edilen kıymetin %40’ını ve satış masraflarını geçmesi şartı ile taşınmaz en çok arttırana ihale olunur. 2İhaleye iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satış peşin para ile olup, isteyen alıcıya 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Damga vergisi, katma değer vergisi, tahliye ve teslim masrafları ile tapu alım harcı masrafları alıcıya aittir. 3İpotek sahibi alacaklılarla, irtifak hakkı sahipleri ve diğer ilgililerin bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde mahkememize bildirmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4Satış bedelleri hemen veya verilen süre içinde ödenmez ise, İİK hükümleri gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve diğer zararlardan, ayrıca temerrüt faizinden alıcı ve kefilleri mesul tutularak hiçbir hükme hacet kalmaksızın kendilerinden ve öncelikle teminat bedelinden tahsil olunur. 5Yapılacak gazete ilanının, açık arttırma ilanı tebliğ edilemeyen tapu ilgililerine İİK.’nin 128. mad. gereğince ilanen tebliğ yerine kaim olmasına, 6Şartname dairede herkesin görebilmesi için açık olup, satışa iştirak edenler şartnameyi görmüş ve münderecatını aynen kabul etmiş sayılacakları gibi, fazla bilgi almak isteyenlerin dosyasına müracatları İLAN OLUNUR. 15.09.2011 (Basın: 60283) Boyner: Tehdit yaklaşıyor Ekonomi Servisi Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun Ordu’da gerçekleştirilen Başkanlar Konseyi toplantısında konuşan Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, 2050 Türkiye’sine bakıldığında nüfusu 100 milyona ulaşan bir ülkenin öngörüldüğüne dikkat çekerek, bu hızlı nüfus artışının beraberinde çok hızlı bir tüketimi de getireceğini söyledi. Boyner, “Eskiden çevreye yaptığımız ve geri dönüşü çok zor olan tahribatın vebalini çocuklarımızın ödeyecek olmasından endişe duyarken, bugün artık yoğunluğun artmasıyla, doğrudan bizler ağır bedeller ödemek durumundayız. Yani tehdit aslında düşündüğümüzden çok daha hızlı bir şekilde bize yaklaşıyor” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle