18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 6 HABERLER CUMHURİYET 7 OCAK 2011 CUMA DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Aileler, cinayetlerden sorumlu tutulan Hizbullah yöneticilerinin serbest bırakılmasına tepkili Saidi Kürdi ve Kuvayı Milliye Galası önceki gün gerçekleştirilen Saidi Nursi’nin (veya Saidi Kürdi) yaşamını konu alan “Hür Adam” filmi dolayısıyla bir sürü yalan yanlış iddia ortaya atıldı. “Meczup Yaratmak” adlı eserinde Saidi Nursi ile ilgili gerçekleri belgelerle dile getiren dostum Mustafa Yıldırım’ın bu konuya değinen yazısını bu köşede sizlerle paylaşmak istiyorum. Şimdi söz Mustafa Yıldırım’ın: Saidi Kürdi’nin (O zamanlar bu adı kullanıyordu) Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı desteklediğini ileri sürenler, onun bu savaşımı boğmayı amaçlayan kalkışmalarla ilgili herhangi bir açıklamasından söz etmiyorlar. Batı Anadolu ulusal savaş cephesini yıkmak üzere İzmitAdapazarıBursaBalıkesir çevresine salıverilen Abaza Anzavur Ahmet kumandasındaki Kuvayı İnzibatiye’nin (bu tür kuvvetlere verilen genel adla ‘Hilafet Ordusu’nun) İstanbul’da İngilizlerce eğitildiğinden Saidi Kürdi’nin haberdar olmaması olanaksızdır. “Milli güçleri” desteklediği belirtilen Saidi Kürdi’nin, ihanet ordusunun halka saldırısı üstüne, hiç olmazsa küçük bir sitemini açıklamış olması beklenirdi. Bağlıları ve yazanları, bu tür ayrıntılardan söz etmiyorlar; ama Başkumandan Mustafa Kemal’in onu, mücadele için Ankara’ya “18 kere davet ettiğini”, onun ise “Ben tehlikeli yerde mücahede etmek istiyorum. Siper arkasında mücahede etmek hoşuma gitmiyor. Anadolu’dan ziyade, burayı daha tehlikeli görüyorum” diyerek bu isteği geri çevirdiğini ileri sürüyorlar. İstanbul elbette çok tehlikelidir. Ancak hiçbir gizli yaşamı olmayan Saidi Kürdi’nin işgal kuvvetlerince tutuklanmaması da şaşırtıcıdır. Onu seven yazarlara göre İngiliz komutan onun “binler talebeleri”nden korkmuştur. Ancak aynı İngiliz komutan, İstanbul’da ulusal kurtuluş için savaşan yurtseverleri yakalatıp işkenceden geçirtirken, Saidi Kürdi’nin “binler talebeleri”nden korkmamış oluyor. Bir yanda yurdunu savunmak için Müdafaai Hukuk cemiyetlerini kuran, savaşçı birlikler oluşturulması için var güçleriyle çabalayan, elde silah cephelerde savaşanlar; öte yanda onları boğmak için her türlü kışkırtıcılığa soyunan Halife Sultan Mehmet Vahideddin Hazretleri’ne bağlı cemiyetler. İşgalci İngilizlerin yardakçısı bu cemiyetlerin girişimlerine karşı, dimdik ayakta duran müftülerin ve din görevlilerinin tehlikesiz yerlerde “mücahede” etmiş oldukları söylenebilir mi? Ayrıca Saidi Kürdi’nin kurtuluş savaşının hazırlık döneminde gerçekleştirilen Erzurum ve Sivas kongreleriyle ilgili destekleyici herhangi bir açıklamasına da rastlanmıyor. Saidi Kürdi, savaş döneminde İstanbul’da Kürt Teali Cemiyeti, Müderrisler Cemiyeti (Tealii İslam Cemiyeti), Yeşilay Cemiyeti gibi örgütlerde bulunmuş, Dar’ül İslam’da maaşlı olarak çalışmıştır, ama ulusal kurtuluşu desteklemek üzere canlarını tehlikeye atanların örgütleriyle ilişki içinde olduğunu gösterir bir iz, bir anı kırıntısı bulunmamaktadır. Onun yaşamının tüm ayrıntılarını bilen bağlıları ve yazanları ise “milli mücadeleyi desteklemiştir” gibi bir söylenti yaymışlardır. Bağlıları Türk çocuklarını örgütleyebilmek için onu “Kuvayı Milliyeci” yapıyorlar. Kürt çocuklarını örgütlemeyi düşünen bağlılarıysa onun Kürdistan Teali Cemiyeti çalışmalarını kutsuyorlar. Uydurmacılar hem onu sevdiklerini ileri sürüyorlar, filmler üretiyorlar, hem de yalanlara değer vererek onun kişiliğini zedeliyorlar. Not: Saidi Kürdi’nin (Nursi) yaşamıyla ilgili uydurmaları üreten Şerif Mardin, Cemal Kutay gibi yazarlar ile onu kendi çıkarlarına uygun kullanan politikacıların cambazlıkları için ayrıntılı bilgi: Meczup Yaratmak (Ulus Dağı Yayınları) Saidi Kürdi’nin Ankara macerasına da yarın devam edeceğiz. A.S. ‘Şoktayız, korkuyoruz’ ABİDİN YAĞMUR Konca Kuriş MERSİN Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun tutukluluk sürelerini düzenleyen 102. maddesinden doğan tahliye hakkından şeriatçı terör örgütü Hizbullah’ın beyin takımının da yararlanması, 1998 yılında kaçırılan ve 2000 yılında cesedine ulaşılan İslamcıfeminist yazar Konca Kuriş olayını bir kez daha gündeme getirdi. Cinayetten sorumlu tutulan örgüt yöneticilerinin tahliye edilmesi Kuriş ailesinde de tepkiyle karşılandı. Aile üyelerinin, sorumluların cezasız kalacaklarından endişe ettikleri ancak tepkilerini dile getirmekten bile korktukları ifade edildi. 1990’lı yılların sonuna doğru ka muoyunda İslamcıfeminist yazar olarak tanınan Kuriş, Türkçe ibadet, kadınlarla erkeklerin birlikte ibadet edebilmesi, kadınların cenaze namazına katılabilmesi gibi görüşleriyle medyada geniş yer buldu. O dönemde Mersin Bağımsız Kadın Derneği üyesi de olan Kuriş, bu görüşlerinden dolayı Hizbullah’tan tehdit aldı. Kuriş, 1998 yılının Temmuz ayında evinin önünden silahlı 3 kişi tarafından kaçırıldı. 2000 yılındaki Hizbullah operasyonu sırasında deşifre edilen belgelerin ve örgüt evlerinin incelenmesi sonucu, Kuriş’in cesedi, Konya’nın Meram ilçesinde bir evde gömülü olarak bulundu. Kuriş’in kaçırılması talimatını veren kişinin ise örgütün Akdeniz sorumlusu Emin Ekinci olduğu açıklandı. ‘Bize yine zarar verirler’ Kuriş’in yakın bir akrabası, son 3 gündür yaşadıklarını “Hepimiz ağlıyoruz. Olanları televizyondan izledikçe gözyaşı döküyoruz. Perişan haldeyiz. Basına açıklama yapmak istemiyoruz” diyerek özetledi. Ailenin, basına açıklama yapmama kararı aldığını belirten bir başka aile yakını da Kuriş ailesinin başlarına yine kötü bir şey gelmesinden korktuğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Kuriş’in akrabalarının hepsi ayrı şehirlerde. Bu adamlardan çekiniyorlar. ‘Bize yine zarar verirler’ diye endişe ediyorlar. Onun için basının karşısına çıkmak istemiyorlar. Aile vaktiyle davaya müdahil olmak istemiş ama olamamıştı. Devlet, biz bakacağız demişti. Kamu davası bu demişlerdi. Referandumdan sonra mağdurlar da müdahil olabilir söylentisi çıkmıştı. Davacı olmak için belgeleri toparlamaya çalışıyorlardı ama olmadı, dava da açamadılar.” ‘Katiller yine sokakta’ Eski DEP Milletvekili Mehmet Sincar’ın eşi Cihan Sincar da “Katiller yine sokakta. Kendimiz, çocuklarımız, eşimiz, dostumuz için yeniden korkmaya başlayacağız” dedi. Mehmet Salih Dündar’ın kardeşi Ziver Dündar ise “Şoktayız” diye konuştu. Öğrenci Kolektifleri ve TGB eylem yaptı, Öğrenci Konseyi Köşk’te yemek yedi 2 HİZBULLAHÇI DAHA SERBEST Tahliyeler sürüyor Haber Merkezi Tutukluluk süresini belirleyen Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 102. maddesinin yürürlüğe girmesiyle Diyarbakır’da 2’si terör örgütü Hizbullah, 7’si terör örgütü PKK üyesi olan 9 kişi daha tahliye edildi. CMK’nin 102. maddesi uyarınca tahliye edilen sanıklar hakkında verilen “yurtdışına çıkma yasağı” ve Denetimli Serbestlik Uygulaması kapsamında her gün en yakın karakola gidip imza atma kararının Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne gönderildiği bildirildi. Diyarbakır’da yasadan yararlanarak tahliye olanların sayısı 19’a yükseldi. Ankara’da da 5 kişiyi öldürmekten sabıkası bulunan bir zanlının da aralarında bulunduğu 3 kişi tahliye edildi. Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi 1980’de 2 kişinin öldürülmesi de dahil olmak üzere, 4 cinayet ile yağma, uyuşturucu, hırsızlık gibi 15 suçtan sabıkası bulunan Hüseyin Yeniyapan’ın tahliyesine karar verdi. 2002’de şartla salıverilen Yeniyapan’ın bir başka cinayet işlediği gerekçesiyle Kasım 2005’ten bu yana tutuklu bulunduğu belirtildi. Fotoğraf: AA ‘Seçmeler’ Jaguarla eylemciler taksiyle ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, üniversitelilerin protesto gösterileri yaptıkları bir dönemde görüşlerini dinlemek üzere Ankara’daki 11 devlet ve vakıf üniversitesinin öğrenci konseyi temsilcileriyle “Çankaya Sofrası”nda bir araya geldi. Gül’ün bugüne kadarki protesto eylemlerine katılmayan ve rektörlüklerle yakın işbirliği içinde çalışan konsey temsilcileriyle yemek yediği sırada Öğrenci Kolektifleri ve Türkiye Gençlik Birliği üyeleri görüşmeyi protesto etti. Köşk’e alınan 5 protestocu öğrenci, Gül yerine Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen ile görüşebildi. Köşk’te saat 13.20’de başlayan öğle yemeğinde öğrencilere seslenen Gül, “Arkadaşlarınızın sorunlarını beklentilerini serbestçe anlatın. Dinleyip gereğini yapacağız” dedi. Gül, Üniversitede öğrenci konseyi başkanlığında bulunduğunu anlattı. Yemeğe, Ankara, Atılım, Başkent, Bilkent, Çankaya, Gazi, Hacettepe, ODTÜ, TOBBETÜ, Turgut Özal ve Ufuk üniversitelerinin öğrenci konseyi başkanlarıyla, 3 üniversitenin kadın başkan yardımcıları katıldı. Öğrenci temsilcileri Köşk’e özel araçlarıyla geldi. Bilkent Üniversitesi temsilcisinin özel şoförü ve son model Jaguar marka araçla Köşk’e gelmesi de dikkat çekti. Bazı öğrencilerin marka ve lüks takım elbiseleri de gözlerden kaçmadı. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ DİNK’İN KATİL ZANLISI Samast da tahliye olabilir İstanbul Haber Servisi 4 yıl önce katledilen Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast, çocuk mahkemesinde yargılanması halinde ve yaklaşık 1 yıl içinde hüküm giymemesi durumunda tahliye olabilecek. Ogün Samast, 5. yılının dolacağı 2012 yılının ocak ayında, hâlâ hüküm giymemişse cezaevinden çıkabilecek. Dink ailesi avukatlarından Arzu Becerik, Samast’ın çocuk mahkemesine gönderilmesiyle davanın sürüncemede kalacağı, uzun süre kararın çıkmayacağı şeklinde bir izlenim oluştuğunu söyledi. Becerik, “Eğer Samast çocuk mahkemesinde yargılanmaya devam ederse 5 senede çıkacak” sözleri ile endişesini dile getirdi. Becerik, Samast’ın çocuk mahkemesinde yargılanması durumunda tutukluluk sınırı ve aldığı cezanın da diğer sanıklara göre yarı yarıya azalacağını belirterek “Eğer çocuk mahkemesinde kalırsa hem tutukluluk süresi hem de yargılama usulleri açısından çocuk mahkemesinin usullerine tabii olacak” diye konuştu. Köşk’e çağrıldılar Gül’le görüşemediler Cumhurbaşkanı Gül’ün öğrencilerle görüşmesinin başladığı dakikalarda Çankaya Köşkü’nün çevresindeki hareketlilik de arttı. Öğrenci Kolektifleri, TKP, Emek Gençliği ve GençSen üyesi bir grup, “eşit, parasız, bilimsel ve anadilde eğitim” talebiyle Atakule, Türkiye Gençlik Birliği üyeleri de İran Caddesi’nde toplandı. Yoğun güvenlik önemlerinin alındığı eylemde, polisler Köşk’e yürüyüş olmaması için öğrencilerin önünde barikat kurdu. Öğrenci Kolektifleri adına konuşan Ömür Çağdaş Ersoy, bu yıl içinde 23 öğrencinin harçlar yüzünden yaşamını yitirdiğini belirterek paralı eğitimin kaldırılmasını istedi. “Öğrenci temsilcileriyle görüşüyoruz” sözünün “büyük bir yalan” olduğunu belirten Ersoy, “Öğrenci temsilcileri kim? Gazi Üniversitesi Öğrenci Temsilci Konseyi Başkanı Gazi Üniversitesi’nin Ülkü Ocakları Başkanıdır. Diğer üniversitelerin temsilcileri cemaat oylarıyla gelmişlerdir” dedi. Protestodan haberdar olan Gül bir grup öğrencinin Köşk’e alınması talimatı verdi. Bunun üzerine gruptan 5 kişi belirlendi. Türkiye Gençlik Birliği’nden ise 3 kişinin Köşk’e girmesini izin verildi. Ancak araçları olmadığı için öğrenciler kendi aralarında para toplayarak, taksiyle gittiler. Görüşme sonrası Öğrenci Kollektifleri’nden Umut Tektürk, şunları söyledi: “Açıkcası düzmece bir toplantıya gittik. Karşılaştığımız şey de öncelikle Cumhurbaşkanlığı emniyet amiri ile görüştürülmek istendik. Israrlarımız üzerine Mustafa İsen ile görüştük. Fakat daha çok gazımızı almak niyetiyle görüştüklerini anlıyoruz. Taleplerimiz büyük ölçüde ciddiye alınmadı. Üniversitede polisin aslında demokrasinin bir parçası olduğu söylendi.” [email protected] Barodan Bağış’a kınama ANKARA (AA) Ankara Barosu, Devlet Bakanı Egemen Bağış’ı “21 yaşındaki bir üniversite öğrencisinin nasıl bir anda 4 tane avukatı olabiliyor? O avukatların geçmişte hangi davalara baktığına, hangi sivil toplum örgütlerinde ne tür görevler aldıklarına baktığınız zaman bu işin arkasında genç kardeşlerimizi istismar eden birtakım örgütlenmeler olduğunu görüyorsunuz” sözlerinden dolayı kınadı. Açıklamada Bağış’ın sözleri tahilsizlik olarak nitelendirilerek, “AB Başmüzakerecisi olan bir bakan tarafından avukatlık mesleğine yapılan bu sözlü saldırıyı kınadığımızı kamuoyunun bilgilerine sunarız” denildi. Haberal da konuşuldu Başkent Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Teoman Başal, yemekte Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın tutukluluğuna ilişkin eleştirilerde bulunduğunu, Gül’ün de Haberal’ın tutukluluğuyla ilgili üzüntülerini paylaştığını söyledi. Ankara Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Olcay Çağlar, “Öğrenciler bir şey söylemeye kalktığında güvenlik güçleri tarafından sesleri kesildi, konuşmalarına izin verilmedi. Öğrencilerin yeterince dinlenilmediğini söyledik içeride” diye konuştu. ODTÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Ahmet Güler, Çankaya Sofrası’na seçkin grubun temsilcisi olarak gelmediklerini savunarak, yaklaşımından dolayı Gül’e teşekkür etti. Güler, gerek öğrencilerden, gerek polisten kaynaklanan şiddete sonuna kadar karşı olduklarını vurguladı. na ‘Dink davası a ıldı’ aydır ekseninden k Agos Genel Yurtkur’a soruşturma tepkisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Engin Altay, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’ya yumurta atan öğrencinin Yurt İdare Yönetmeliği uyarınca soruşturmaya uğramasına tepki gösterdi. Altay, “AKP iktidarını ve ona bağlı kurumları gençlerimize karşı daha hoşgörülü, daha anlayışlı, daha demokrat ve üniversiteleri daha özgür kılmaya davet ediyoruz” dedi. ÖĞRENCİLER SORUNLARI İÇİN BUGÜN TOPLANIYOR İstanbul Haber Servisi Öğrenci Kolektifleri, Gençlik Muhalefeti, GençSen, TKP ve Emek Gençliği, üniversite öğrencileri ve bileşenlerinin katılımıyla bugün saaat 14.00’te Akatlar Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde “Öğrenci Konferansı” düzenliyor. Öğrenciler, konferans çıkacak sonucu rapor haline getirerek Başbakan’ın önümüzdeki dönemde Dolmabahçe görüşmeleri kapsamında öğrencilerle birlikte de gerçekleştireceğini açıkladığı toplantıya sunacak. 5 Ocak’ta Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılması planlanan konferans üniversite yönetimi tarafından son anda iptal edilmişti. İSTANBUL BAROSU’NDAN POLİS İÇİN SUÇ DUYURUSU İstanbul Haber Servisi İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal, 4 Aralık 2010 tarihinde Dolmabahçe’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan rektörlerle görüşürken üniversitede eğitimle ilgili taleplerini bildirmek üzere Dolmabahçe’ye gitmek isteyen öğrencilere “orantısız güç kullanan kolluk kuvvetleri” hakkında suç duyurusunda bulundu. İstanbul Adliyesi önünde toplanan İstanbul Barosu üyesi avukatlar adına basın açıklaması yapan Başkan Kocasakal, son günlerde üniversite öğrencilerinin eylemleri karşısında iktidarın “tahammülsüz ve ceberut” bir tavır içerisinde olduğunu söyledi. CHP’den örgütlere uyarı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ve Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil imzası ile il ve ilçe başkanlıklarına gönderilen genelgede, teşkilatlara bir uyarı yapılarak istifalardan boşalan görevlere örgütten sorumlu genel başkan yardımcısı ve genel sekreterin bilgisi olmadan bir seçim yapılmaması istendi. Genelgede, istifalar için son tarihin 10 Ocak olduğu hatırlatıldı. er Servisi İstanbul Hab i Hrant Dink’in ölümüen Yayın Yönetm geçen 4 yılda azmettiricin ına, cinanün üzerinde e çıkarılmadığ n yargı önün olan devlet görevlileleri luğu yette sorumlu madığına dikkat çekildi. dokunula Çetin’in rine ukatı Fethiye Dink ailesi av a, dönemin üst düzey pord hazırladığı ra ilerinin mahkemede tagörevl eki talepgüvenlik mesi yönünd olarak dinlen iğine dikkat çekildi. nık edild lerin bile redd taleplerin reddedilmesi, orda, “Bu aname ile Rap rgılamayı iddi bir anlamda ya psederek, amacından ha çizili sınırlara a ekseninden kaydırdı. ırdı, an oluştuuzaklaşt başlayan suç a, 2004 yılında nden, sadece tetikDav bütünü nmiş olran eylemler ayağına kilitle lerden oluşan dı. Dink’in öldürüldüçi r al du” ifadesi ye nkanın kamera kayıtlarıyerdeki ba ğü yok edildiği birimlerinde nın Emniyet da “Dink’in hedef gösor belirtilen Rap rülmesi, cinayet yargılai, öldü recin bütün terilmes ması, yani sü alarının tıkan ideolojisini ve siyasem etin olguları, devl etmektedir” denildi. tini işaret C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle