23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
YENİ TEKNOLOJİPOLİTİK Baha Kuban baha.kuban@gmail.com Ürünler Dünyanın en büyük üçboyutlu LED televizyonu LG Electronics firması dünyanın en büyük (183cm) 3D Full LED televizyonu LZ970’i tanıttı. Aynı zamanda LG’nin en son akıllı teknolojileriyle donatılmış olan televizyon, “Smart TV” özelliklerinden yararalanarak, seyahat, sağlık ve diğer her şeyle ilgili bilgiye ulaşabiliyor. Sezgisel ve kullanışlı uzaktan kumandası Magic Motion sayesinde, LZ970’in tüm özelliklerini öğrenip kullanmak çok kolay. Diğer özellikler arasına yer alan DLNA ile diğer medya cihazlarına kaydedilmiş dosyalara kablosuz olarak ulaşabiliyor ve büyük ekranda izlenebiliyor. nebilen alt taban ve su kordonundan ayrı kullanılabilen üst bölmesiyle mutfakta güvenliğinizi tehlikeye atmıyor. Gövde kaldırıldığında ve elektrik kesintisi olduğu zaman ısıtıcı otomatik olarak kapanıyor. Su ısıtıcısı gibi özel parlak inox üzeri krom kaplamaya sahip CT2003 ekmek kızartma makinesi, elektronik kontroller, ısıtma, tek yüz ısıtma ve iptal seçenekleri gibi özellikler dışında, neon ışıklı göstergesi ve çıkarılabilir kırıntı tepsisiyle gayet kullanışlı.“Extra lift” özelliğiyle küçük ekmek parçalarını çıkarmak çok kolay. Bilgi için: www.delonghi.com.tr Teknoloji tarihine yeni bir çalışma alanı açan yeni bir eğilim veya “okul”dan söz edeceğiz... Teknolojinin Yeni Sosyolojisi Teknolojik tasarımın kilitlenmesi kavramı, başta iklim değişikliği olmak üzere teknik değişimin dinamiklerini anlamak için kullanabileceğimiz en yararlı kavramlardan biri. Bu canalıcı kavramı yeniden ele almak üzere, gerek teknolojik sistemlerde kilitlenmeyi gerekse başka bir çok yeni kavramı teknik değişim yazınına sokarak bu alana taze bir soluk getiren, teknoloji sosyolojisi ve tarihine yepyeni çalışma alanları açan bir eğilim ya da ‘okul’ dan sözetmek kaçınılmaz oluyor. Bu yaklaşımın başını, Marx, Weber, Heidegger, Marcuse ve daha birçoklarının toplum ve teknoloji ilişkilerine yaptıkları vazgeçilmez katkılardan yararlanarak, bilim ve teknoloji sosyolojisi alanında çalışan Bijker ve Pinch ile teknoloji tarihi alanında çalışan Hughes’un çektiği görülür. Bu araştırmacılar, teknolojik sistemlerin toplumsal biçimlenişini merkeze alan ve teknolojinin konstrütüvist (yapılandırmacı, oluşturmacı) sosyolojisi olarak adlandırdıkları çalışma alanında, bir çeşit teknolojik sistemler ‘arkeolojisi’ önerirler. Araştırma ve incelemelerinde farklı teknik nesnelerden büyük teknolojik sistemlere, teknolojinin nasıl toplumun/toplumsalın kabında şekillendiğini ortaya koyarken, yeni kavramları da teknik değişim yazınına kazandırırlar. ‘Teknolojik kilitlenme – kapanım ve istikrar’, ‘yorum esnekliği’, ‘toplumsal kesimler ve rolleri’ gibi, teknik değişimin anlaşılması ve yorumlanmasında son derece işlevsel olacak sosyolojik kavram ve araçlar, böylelikle bu alandaki araştırmacılar tarafından kullanılmaya, geliştirilmeye başlanır. Burada amaçlanan, teknoloji tarihi çalışmalarında bir genişletme, derinleştirmedir. Simetrik bir yaklaşımla teknik alandaki başarısızlıkları, bilimsel polemikleri de çalışma konusuna dahil etmektir. Akademik disiplinlerin kalın çizgilerle birbirlerinden ayırdıkları, aslında aynı nesneyi ancak farklı açılardan görünümleriyle ortaya koyabilen yaklaşımları biraraya getirerek; teknik değişim olgusunu hem tarihsel olarak berraklık yaratacak ayrıntıda, hem de iktisadi, sosyal, psikolojik, siyasi bütünlüğü içinde kavrayabilmektir. Perçinler, kablolar ve vidalar ile dünya görüşü, sınıfsal ilişkiler ve kurumsal kültürleri aynı yorum düzleminde buluşturmak; amaç budur. Bu çalışmalar sonucunda artık açıklıkla görülmeye başlanan şudur: Elektrik üretimi, ulaşım teknolojileri gibi karmaşık modern teknolojik sistemlerden; bisiklet, otomobil, uçak, ampul, plastik malzemeler gibi çeşit çeşit teknolojik ürünlere; demirçelik, boya gibi sanayi sektörlerine; ‘teknik tasarım’ın doğduğu düzlem, tam bir toplumsal mücadeleler envanteridir. Patronlar, işçiler, mühendisler, teknisyenler, müşteriler, kullanıcılar, politikacılar, bilim adamları… Hepsi, her biri bu mücadelenin bilinçli ya da bilinçsiz parçalarıdır. Herhangi bir teknolojik nesnenin son biçimini aldığı sahne, Feenberg’in deyimiyle gerçek bir ‘nesneler meclisi ya da parlementosu’dur. Üretim teknolojilerinin şekillenmesinde sınıf ilişkilerinin izlerini, emek sürecinin Braverman tarafından yapılan incelemesinde buluruz. Artık klasikleşen bu incelemede, bant üretimiyle ifadesini bulan teknolojik tasarımın, vasıfsızlaştırma, üretimin hızlandırılması ve geleneksel yönetim kontrolu gibi sınıfsal hedeflerle nasıl biçimlendiği gösterilmişti. Benzer bir şekilde David Noble da makine takım tezgahlarında otomasyonun tarihi gelişimini inceleyerek, geriye doğru bakıldığında kolayca çizgisel teknik gelişimin mantığı olarak algılanabilecek bu sürecin, aslında şiddetli bir toplumsal mücadeleye sahne olduğunu ortaya koymuştur. Bütün bu bulgu ve bilgilerin ne kadar sarsıcı sonuçlar doğurabileceğini artık açıkça görmeye başlıyoruz. Eğer bitmiş tasarımlarını günlük hayatımızda sorgulamadan kullandığımız teknolojik nesneler ve/veya çalışma, iş görme, eğlenme, tedavi olma, seyahat etme şekillerimiz, kısaca tüm yaşamımızı belirleyen teknolojiler, determinist içsel mantıklarının ürünü olarak ortaya çıkmamışlarsa, aynı diğer toplumsal, kültürel olgular ve kurumlar gibi siyasi mücadelenin öznesi olabilirler. Aslında bu kavrayış, kuşkusuz teknoloji sosyolojisi alanındaki herhangi bir gelişmeyi beklemeden, çoktan ortaya çıkmıştı. Kapitalizmle yaşıt işçi sınıfı mücadeleleri bunun ilk örnekleriyse, ekoloji hareketlerinin ürünlere ve üretim teknolojilerine, feminist hareketlerin kadın sağlığı ve doğum kontrol tekniklerine müdaheleleri, teknolojilerin toplumsal olarak şekillendirildiği sahnenin daha görünür bölümleridir. Yaşamlarımızın giderek daha büyük kısımlarına hükmeden teknolojilerin ve bunların ürünlerinin aldıkları son şekillerin, bilim adamları ve mühendislere ve özellikle özel şirketlerin kararlarına bırakılamayacak kadar önemli olduğunu bugün artık kesinlikle biliyoruz. Kışın ısının, yazın serinleyin Güneş enerjisi sistemleri üreticisi Ezinç Metal, yeni bir sistem geliştirdi. Adsorblama olarak isimlendirilen yeni sistem güneş enerjisiyle hem ısıtıyor hem de soğutuyor. Güneş kolektörlerinde elde edilen sıcak su tek serpantinli bir kazanda depolanıyor. Bu su 55 derecenin üzerine çıktığında, pompa istasyonları yardımıyla adsorbisyonlu soğutma cihazına gönderiliyor. Cihazdaki su altı ila yirmi derece arasındaki sıcaklıklara kadar soğutulur. Soğuk su cihazdan yine pompa istasyonlarının yardımıyla bir akümülasyon tankında depo ediliyor. Depolanan soğuk suyun fancoil soğutma sistemine aktarılmasıyla istenilen mekân soğutuluyor. Cihazda adsorblama sonucunda oluşan atık ısı değeri 42 KW değerindedir. Bu atık su ya tekrar soğutma ünitesinden geçirilerek dışarıya bırakılır ya da örneğin bir havuzun ısıtılmasında destek olarak kullanılır. Bilgi için: www.ezinc.com.tr Asus yeni 0! Play mini Asus firmasının O!Play Mini olarak isimlendirilen yeni medya çalıcısı, HDMI aracılığıyla 1080P HD görüntüsünü ve TrueHD 7.1kanal ses çözücüsünü destekliyor. Yalnızca 175gr ağırlığında olan O!Play Mini, smart RightTxt altyazı, dördü bir arada kart okuyucu, HDMI bağlantılı video ve 7.1 kanal sesi için gerçek HD kalitesi sunuyor. Dördü bir arada kart okuyucu SD, MMC, MS ve XD formatlarıyla uyumlu. USB arabirimi ile harici sabit disklere hızlı bağlantı sağlanıyor, böylece kullanıcılar yükleme ve kuruluma ihtiyaç duymaksızın O!Play Mini ile tüm dosyalara kolayca ulaşabiliyorlar. Bilgi için: hatice@sunajans.net Siemens’ten üç yeni Gigaset modeli Siemens yeni yıla girmeden Gigaset Dect telefonlarından SSL serisine yeni modeller ekledi SL400 metal çerçevesi ve klavye dizaynıyla dikket çekiyor. Telefonu 4.5cm renkli ekran, eller serbest kullanım, titreşimli alarm, ECO DECT Bluetooth ve Mini USB arabirimleriyle kullanım kolaylığı sunuyor. Enerji verimli güç kaynağı ve lityumdemir pili 14 saat kadar görüşme süresi ve 280 saate kadar standby süresi sunuyor. SL780 modelinin mini USB ve bluetooth bağlantıları bilgisayarla senkronize edilerek istenilen yerden telefona ulaşma olanağı veriyor. Ayrıca 500 kişlik adres defteriyle kaydedilen numarala cep telefonuna ihtiyaç duymadan da ulaşmak mümkün. S790 modelini diğerlerinden ayıran bir özellik olan Do not disturb (rahatsız etmeyin) özelliğiyle kimin arayıp telefonu çaldıracağına kullanıcı karar veriyor. Tüm modellerde ECO DECT özelliği sayesinde radyasyon yüzde 80 azalıyor. Düzeni sevenler için katlanabilir çanta Nau firmasının Fluent Stash katlanabilir çantasında dizüstü bilgisayar, kablolar, gözlükler, MP3 çalıcılar ve akıllı telefonlar farklı ceplerde yer buluyor. Çantanın üç çıtçıtlı bir de fermuarlı bölmesi var. Katlanılarak kapatıldığında sırt çantasına yerleştirebiliyor. Çantayı açar açmaz neyin nerede olduğunu görmeniz açısından çok kullanışlı. Fiyatı: 80 dolar. Bilgi için: http://www.nau.com/za/NAU?PAGE=product&GENDER=UNISEX&CAT=mens.categories.accessories&REFID=806U01 Aluratek’in kablosuz hoparlörleri Oturma odasında dikkat çeken hoparlör sevmeyenler Aluratek’in yeni modellerini beğenebilirler. Hoparlör seti önemli ölçüde kablosuz çalışıyor. En ilginç modellerinden biri Bump AUS01F olsa gerek. Bir USB birimi, sesi işlemciden hoparlöre aktarıyor. Bump AWS01F modelinde ise bir SD girişi, UKW radyo ve alarmlı saat bulunuyor. AP01F’nin bir de yolculuk seti var. Fiyatlar 2080 Dolar arasında değişiyor. Bilgi için: http://aluratek.com/catalogsearch/result/?q=bump Nilgün Özbaşaran Dede Mutfağınız renklensin De’Longhi firması Icona kahvaltı serisiyle 60’lı yılların klasik tasarımlarıyla mutfak modasını değiştiriyor. KBO2001 su ısıtıcısı 1,7l su kapasitesi, 360 derece dö CBT 1242/ 5 7 Ocak 2011
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle