23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2011’DE BİZLERİ NELER BEKLİYOR? Temeli geçmiş yıllarda atılmış pek çok bilimsel çalışma meyvelerini 2011 yılında verecek. Şimdi bilim insanları büyük bir heyecan ile bu çalışmalardan alınacak sonuçları bekliyor: • Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’ndaki, LHCb dedektörü • Uyumu artıran pek çok genin keşfini kolaylaştıracak yeni teknikler • Ulusal Ateşleme Tesisi’nde denenmekte olan füzyon • Nötürleşleştirici antikorlar • Fişe takılıp şarj olabilen aküler ile çalışan melez otomobiller • Sıtma aşısının III.Faz denemelerinin sonuçları • Robotların üstleneceği yükler • Özel uzay uçuşları • İnsan embriyonik kök hücreleri üzerindeki nihai deneyler • Dünya’ya benzer Güneş Sistemi dışındaki gezegen keşifleri deşifre edebilmek için ucuz ve hızlı gen dizilimi teknolojileri üzerinde çalışıyor. Bugüne dek bu tür genom taramaları bazı organizmalarda çok zordu. Zorluk, bu organizmaların laboratuarlarda ayrıntıları ile incelenmemiş olmalarından kaynaklanıyordu. Fakat 2011 yılında RAD etiketleme taraması gibi yeni tekniklerin, uyumu sağlayan pek çok genin keşfedilmesinin yolunu açması bekleniyor. kilerler. Böylece pek çok virüs türünü etkisiz hale getirebilirler. 2010 yılında bNAbs’leri teşhis etmek amacıyla yapılan çalışmalar, HIV ve grip ile mücadeleyi güçlendirdi. 2011 yılında aşıların temel hammaddesi olan viral parçacıkların geliştirilmesiyle, bağışıklık sisteminin bNAbs üretmesi bekleniyor. Elektrikli otomobiller benzinliyi sollayacak Toyota’nın Prius’u ve diğer benzinlielektrikli melez otomobiller uzun yıllardır piyasalarda. Fakat 2011 yılında akülerinin duvardaki fişe takılıp doldurulabildiği melez elektrikli otomobiller giderek yaygınlaşacak. Bu otomobiller talepte büyük farklılık yaratabilecek. Şimdilik akü yardımı ile yol alan otomobiller, benzinli alternatiflerinden daha pahalı. Peki, bu yıl tüketiciler, karbon emisyonunu azaltmak amacıyla, uzun menzil gidebilen ve ilk benzincide deposu doldurulan konvansiyonel otomobillerden vazgeçebilecek mi? Küçük bir Segway’e benzeyen QB’nin, başı robot, gövdesi araç şeklinde; saatte 6 kilometre hız ile yol alabiliyor ve ofis cihazlarını da kullanabiliyor. En ucuzu 15 bin dolar olan bu robotların yerine videokonferans sistemi satın almanın daha ekonomik olacağı yolundaki eleştirilere karşı robot üreticilerinin savunması şöyle: Gelecekte nasılsa robotlarla yaşayacağız. Şimdiden alışmakta yarar var. Yeni parçacıklar keşfedilecek! Robotlar, üzerimizdeki yükü azaltacak Füzyondan enerji olasılığı güçlenecek Kaliforniya’daki Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’ndaki Ulusal Ateşleme Tesisi (The National Ignition FacilityNIF), 2011 yılında uzun zamandır peşinde olduğu enerji araştırmalarında son noktayı koyacak. olduğunu düşünenler kadar, gerekli olduğunu düşünenler de var. 2011 yılında yapılması planlanan iki farklı çalışma hESC’in yararlı olup olmadığı konusunda son noktayı koyacak. hESC’ler insan vücudunda 200 farklı dokuya dönüşebilme özelliğine sahiptir. İlkesel olarak bunlardan elde edilen hücreler herhangi bir dokuyu veya organı yeniden üretebilir. Ancak bunlar embriyolardan elde edildiği ve daha sonra da yok edildiği için kullanımı tartışmalıdır. Bu tartışmalara son vermek için kök hücrelerinin beklentilere kesin olarak yanıt verdiği kanıtlanmalıdır. Birkaç hafta içinde Stargardt maküler distrofi adı verilen göz hastalığından mustarip bir hastanın gözüne hESC’lerden elde edilen retinal hücreler enjekte edilecek. Worchester İleri Hücre Teknolojileri’nde gerçekleştirilecek olan operasyon, 2011 yılında 11 hastaya daha uygulanacak. Görme duyusunda herhangi bir iyileşmenin ortaya çıkması için 6 hafta yeterli olacak. hESC’lerin daha geniş bir uygulamada yararlı olup olmadığını görmek için yapılacak olan ikinci deneme 2010 yılının ekim ayında başladı. Bu çalışmada felçli bir hastanın omuriliğine hESC’den elde edilen özel hücreler enjekte edildi. 2011 yılında 10 hastaya daha aynı işlem uygulanacak. Kaliforniya’daki Menlo Park’ta uygulanacak olan işlemde hasarlı olan sinirlerin onarılması bekleniyor. Ne var ki bu çalışmanın sonuçlarının alınması göz deneyinden daha uzun sürecek. Prof. Dr. Yusuf Yağcı’ya 2010 Yılı Kimya Şeref Ödülü İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) FenEdebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Yusuf Yağcı Bilim ve Teknoloji Birliği Kurulu (COMSTECH) tarafından 2010 Yılı Kimya Şeref Ödülü’ne layık görüldü.. 1981 yılında İslam ülkeleri arasında bilim ve teknolojinin geliştirilmesi için kurulan Bilim ve Teknoloji Birliği Kurulu (COMSTECH) üye ülkelerin, sosyoekonomik yapısına ve hızlı sanayileşmeye yönelik stratejileri belirliyor ve bu stratejilerin uygulanmasına destek oluyor. Prof. Dr. Yusuf Yağcı’ya ödülü 11 Ocak 2011 tarihinde Pakistan’ın İslamabad şehrinde yapılacak COMSTECH Genel Kurul toplantısı sırasında Pakistan Cumhurbaşkanı Asif Ali Zardari tarafından verilecek. Prof. Dr. Yusuf Yağcı TÜBİTAK Teşvik (1989), TÜBİTAK Bilim (1994), Türkiye Kimya Derneği Şeref Ödülü (2002), Elsevier Scopus Ödülü (2007), Japonya Polimer Derneği Uluslararası Bilim Ödülü (2008), Elginkan Vakfı Teknoloji Ödülü (2008) gibi ödüllerin sahibi olup Türkiye Bilimler Akademisi asli üyesidir. DUYURU Türkiye’nin İlk ‘Doğa Bilimleri Merkezi’nde “Açık Akşamlar” Türkiye’nin en zengin doğa bilimleri koleksiyonunu içeren, ‘Doğa Bilimleri Merkezi’nin yöneticileri, her ay bir akşam, önemli bir bilim insanını bilim ve doğa meraklılarıyla buluşturuyor. Tümü halka açık ve ücretsiz olan etkinliklerde, dünyamızın içinde bulunduğu durum, çevre felaketleri, yok olan türler, biyoçeşitlilik, ekosistem ve çevre duyarlılığı masaya yatırılacak. İlk buluşma 06 Ocak 2011 tarihinde TEMA Vakfı’ndan çevre eğitim danışmanı Melek Sevil İrengü ile gerçekleşti. Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğa Varlıklarını Koruma Vakfı’nda temsilcilik, koordinatörlük ve eğitmenlik görevlerini yürüten İrengü, TEMA Vakfı’nca yayımlanan çevre çocuk kitaplarının da yazarlarından.“NLP”Düşünce Gücünü Yönetme ağırlıklı çalışmaları da bulunan yazarın Cennet Ülke, Gülümsemenin Dansı, Duygusal Doku adlı kitapları bulunuyor. Doğa Bilimleri Merkezi’nin rehberler eşliğinde ziyaret edileceği gezinin ardından başlayacak konferansta Melek Sevil İrengü Türkiye’nin toprak kaybı ve bununla mücadele etmenin yollarını aktaracak. Doğa Bilimleri Merkezi SaintJoseph Fransız Lisesi Dr.Esat Işık Cad. no:66, 34710 Kadıköyİstanbul. 17:0019:00 DBM Gezisi, 19:0020:30 Konferans DBM (Doğa Bilimleri Merkezi) : Onbinlerce hayvan çeşidinin farklı tekniklerle korunup, doldurulup sergilendiği merkezde günümüzde Anadolu’da ve dünyada tamamıyla soyu tükenmiş türlerin var olması da dikkat çekiyor. Su altı dünyası canlılarının, memelilerin, kuşların, eklembacaklıların ve binlerce farklı kayaç türünün bulunduğu tematik sergi salonları ülkemizdeki zengin biyodiversiteye (biyoçeşitliliğe) dikkat çekerken aynı zamanda bu çeşitliliğin ne kadar hassas ve insan etkinliklerine karşı ne denli savunmasız olduğuna da sessizce tanıklık ediyor. Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’ndan (LHC) ilk ciddi sonuçların bu yıl alınması bekleniyor. Ancak bu sonuçların çarpıştırıcının ATLAS ve CMS adı verilen iki büyük dedektöründen değil (Bunlar Higgs bozonlarının ve süpersimetrik parçacıkların peşinde), LHCb adı verilen daha küçük dedektöründen alınması daha büyük bir olasılık. LHCb, “B mezonları” adı verilen parçacıkları en ince ayrıntılarına kadar inceleyebilecek. Burada amaç, madde ile anti madde arasındaki küçük asimetriyi ortaya çıkartmak. “CP İhlali” olarak bilinen bu asimetri, normal bir B mezonunda fizikçilerin standart kuramı ile uyumlu imiş gibi görünüyor. 2010 yılında Batavia’daki Fermi Amerikan Hızlandırıcı Laboratuvarı’ndaki bilim insanları, Bs mezonları adı verilen alt türlerde fazladan CP ihlalleri olabileceği konusunda bazı verilere ulaşmışlardı. Bu da ufukta yeni parçacıkların olabileceğini işaret ediyordu. LHCb bu yıl bu işaretlerin doğruluğunu test edecek. Sıtma aşısı piyasaya çıkmayı bekliyor Bilim insanları bu yıl sıtma aşısının III. faz denemelerinin ilk sonuçlarını dört gözle bekliyor. Yedi Afrika ülkesindeki 16 bin çocuk bu çalışmada yer almakta. 9 bin tanesinden alınan sonuçlar 2011 yılının sonlarına doğru yayımlanacak. RTS olarak bilinen aşının koruyucu etkisinin ikinci fazda %50 civarında olduğu belirlenmişti. Bu çok arzu edilen bir sonuç olmamakla birlikte, çocuk ölümleri göz önüne alındığında III.fazda da aynı sonuçların alınması durumunda aşı piyasaya çıkacak. Dünya benzeri bir gezegen bulunma olasılığı yüksek Özel şirketler yıllardır uzay uçuşlarını ucuzlatma vaadinde buluyor. Devlet tekelini kırıp, evrenin sınırlarını zorlamayı hedefleyen bu uçuşlar 2011 yılında popülerlik kazanabilir. 8 Aralık tarihinde merkezi Kaliforniya’da bulunan SpaceX şirketi, Dragon kapsülünü güvenli bir şekilde yörüngeye sokmayı ve paraşütle denize indirmeyi başardı. Bu özel bir şirketin bu konudaki ilk başarısıydı. 2008 yılında NASA ile imzaladığı bir sözleşmeye göre Dragon Uluslar arası Uzay İstasyonu’na kargo taşıyacaktı. SpaceX’in kurucusu Elon Musk, gelecekte kapsülün astronot taşımasına izin çıkacağını umuyor. Mekik filosunun 2011 yılında emekliye ayrılması gerektiğini düşünen NASA, büyük bir hararetle uzay taksiciliğinin başlaması için çalışmalar yapıyor. Bu amaçla özel firmalara 50 milyon dolar destek sağlayan NASA, Kongre’nin de onayı ile 2011 yılında bu desteği yüzlerce milyon dolara çıkartmayı planlıyor. 2011 yılında uzay taksiciliği başlayacak mı? SpaceX iki veya daha fazla sayıda gösteri uçuşu yapmayı planlıyor. İlki yılın ortasında fırlatılacak ve Uluslararası Uzay İstasyonu’nun birkaç kilometre yakınlarına kadar sokulacak. İkincisi ise istasyona demirleyecek. Resmi kurumlara ait olmayan bir kapsülün ilk kez istasyona bu kadar yanaşmış olması da 2011 yılının ilkleri arasına girecek. Richard Bronson’a ait Virgin Galactic şirketi de 2011 yılında bu alanda dev adımlar atmayı planlıyor. Uyum genleri bulunacak! Ekologlar ve evrim biyologları, bakteriden kelebeğe kadar tüm organizmaların, doğal yaşamlarında hayatta kalabilmelerinde ve koşullara uyum sağlayabilmelerinde etkin olan genleri NIF’in 192 adet lazer ışını deuteryum ve trityum içeren biber tohumu boyutlarında bir hedefe enerji pompalayacak. Bunu izleyen içeri doğru patlama (implozyon) ısıyı ve çekirdekleri birleşinceye kadar sıkıştıracak ve sonunda enerji çıkartacak. Bu kendi kendini ısıtma, sürdürülebilir bir füzyon yanması yaratırsa, NIF en sonunda füzyondan enerji elde etmenin mümkün olduğunu gösterebilecek. Özel uzay uçuşları başlayacak Akşam işten çıkış saatlerinde sıkışık trafiğin içinde eve dönmek için ter dökmek yerine uzaktan kontrollü robotunuzun sizin yerinize işe gitmesi daha iyi olmaz mı? ABD ve Japonya’daki şirketler, görevlilerin aynı anda iki yerde bulunmalarını sağlamak için avatarlarını şimdiden piyasaya çıkartmış durumda. Dolayısıyla 2011 yılında pek çoğumuz ofislerimizi elektronik meslektaşlarımızla paylaşmak zorunda kalabiliriz. Merkezi Kaliforniya’da bulunan Willow Garage isimli şirket Texai adını verdiği robotu hizmete sunarken, aynı yerde bulunan Anybots isimli bir diğer şirket de QB ofis robotonu son günlerde devreye soktu. Virüslere karşı genel amaçlı antikorlar geliyor Antikorların pek çoğu spesifiktir; başka bir deyişle benzer virüslere zarar verirler. Ancak geniş kapsamlı nötürleştirici antikorlar (bNAbs) bağışıklık sistemini genel olarak et CBT 1242/10 7 Ocak 2011 Kök hücrelerden büyük beklenti İnsan embriyonik kök hücrelerinin (hESC) gereksiz Kaynak: New Scientist, 25 Aralık 2010 http://www.sciencemag.org/content/330/6011/1604.citation www.sciencemag.org/content/330/6011/1608.3.full?rss=1 CBT 1242/11 7 ocak 2011 2010 yılında neredeyse her dört günde bir gezegen keşfediliyordu. Yıl sonunda bu rakam 500’ü buldu. Ancak Eylül ayında bulunan gezegen çok farklı bir etki yarattı, çünkü bu gezegende yaşam olma olasılığı yüksekti. Santa Cruz’daki Kaliforniya Üniversitesi’nden Steven Vogt ve ekibinin keşfettiği Gliese581g adı verilen gezegende sıvı suyun bulunma olasılığı yüksek bir kuşak yer alıyor. Dünya’nın kütlesinden 3.1 veya 4.3 kez büyük olan gezegen, çoğunlukla kayalardan oluşuyor. Bu gezegenin varlığının tüm astronomi dünyası tarafından onaylanması durumunda Gliese 581g, üzerinde yaşamın gelişebileceği en uygun gezegen olarak kabul edilecek. Bundan daha heyecan verici olanı Dünya ile aynı boyutta ve sıcaklıkta başka gezegenin bulunması. Dünya’nın ikizi olarak nitelendirilebilecek olan bu gezegenin 2011 yılında bulunma olasılığı çok yüksek. Derleyen: Reyhan Oksay Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü Sabancı Üniversitesi tarafından altıncısı düzenlenecek Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü’nün 2011 yılı konusu “Değişen Dünya Düzeninde Türk Dış Politikası İçin Yeni Yönelimler: Sorunlar ve Fırsatlar” olarak belirlendi. Yarışma için başvurular 31 Mart 2011 tarihine kadar yapılabilecek. Kazananlar ödüllerini 2011 ilkbaharında, Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker evsahipliğinde düzenlenecek tören ile alacaklar. Ayrıntı ve koşullar: http://award.sabanciuniv.edu Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü, Türk ve İslam Sanatı, Türkiye’nin Tarihi, Ekonomisi, Sosyolojisi gibi alanları kapsıyor. Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti tarafından verilen bu ödülün sahipleri, her yıl, uluslararası ve bağımsız bir jüri tarafından belirleniyor. Günümüz Türkiye’si ile ilgili araştırmalar yürüten tüm beşeri ve sosyal bilimcilere açık olan yarışmada seçici jüri, uluslararası saygın yayınlarda yayınlanma potansiyeli olan çalışmalara öncelik veriyor. Günümüz Türkiye’si ile ilgili araştırmalar yürüten tüm beşeri ve sosyal bilimcilere açık olan yarışmada, birinciye 20.000 ABD Doları, ikinciye 10.000 ABD doları ve üçüncüye ise 5.000 ABD doları ödül verilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle