08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
6 OCAK 2011 PERŞEMBE DIŞ HABERLER CUMHURİYET SAYFA [email protected] 11 Fransızların yüzde 68’i, Almanların da yüzde 75’i topluma uyum sağlayamadıkları görüşünde SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Avrupalı için Müslüman uyumsuz gazetesinin işbirliğiyle yapılan araştırmaya göre, Fransızların yüzde 42’si, Almanların da yüzde 40’ı İslam dinini kendi toplumlarının kimliği açısından bir tehdit olarak algılıyor. UĞUR HÜKÜM ‘Yetmez Ama Evet’çiler... ‘On Yıla’ Ne Diyor? 12 Eylül referandum arifesinde izlemiş olduğum son TV programında, Prof. Serap Yazıcı’nın; araya başka hiçbir konuğun giremediği uzun bir “hukuk devleti” tiradı ardından “En iyi, iyinin düşmanıdır!” dediğini; ardından da marka haline gelen o ünlü söylemle alabildiğine kendinden emin konuyu; “Yetmez ama evet” diyerek kapattığını hatırlıyorum… Prof. Yazıcı gibi düşünenler için “12 Eylül” referandumu kapsamında öngörülen anayasa değişiklikleri, Türkiye’de “hukuk devletini” yerleştirmek açısından, öngörülebilecek “en iyiyi” sunmasa da; geçmişe göre “iyiye” doğru bir ilerleme vaat ediyordu! “Yargıyı bağımlı hale getireceği” kaygısıyla sesimizi yükseltebildiğimiz ölçüde “hayır”ı savunan bizler; derdimizi karınca kararınca gazete köşelerinde anlatmaya çalışırken; Prof. Yazıcı gibi anlı şanlı bir dizi hukuk alimi… göğüslerini gere gere “Yetmez ama evet!” kampında yer almakta en ufak beis görmemişti… Aradan dört ay geçti geçmedi… yeni yıl armağanı olarak karşımıza; “içtihat” oluşturacak bu ürkütücü “10 yıl kararı” çıktı…. Prof. Serap Yazıcı gibi “hukuk devletinin” ne demek olduğunu bilen ve bu yaşamsal kavramı önemser görünen hukuk bilginleri; şimdi suçsuz, masum insanların icabında hayatlarından yok yere “on yıl” götürebilecek bu karar karşısında ne düşünüyorlar çok merak ediyorum… PARİS Fransızların yüzde 68’i, Almanların da yüzde 75’i Müslümanların içinde yaşadıkları topluma uyum sağlayamadığına inanıyor. IFOP kamuoyu araştırma şirketi internet üzerinde Le Monde gazetesinin işbirliğiyle, 38 Aralık tarihleri arasında 801 Alman katılımcı, 79 Aralık tarihleri arasında da 809 Fransız katılımcıyla bir çalışma gerçekleştirdi. Le Monde’da dün yayımlanan araştırmaya göre, Almanların yüzde 67’si, Fransızların da yüzde 61’i Müslümanların uyumsuzluğunun temel nedeni olarak “uyumu reddetmeleri”ni görüyor. Sonra sırasıyla “Kuvvetli kültürel farklılıklar” (yüzde 40 Fransız, yüzde 34 Alman), “Gettolaşma olgusu” (yüzde 37 Fransız, yüzde 32 Alman) ve “Ekonomik zorluklar” (yüzde 20 Fransız, yüzde 10 Alman) geliyor. Araştırmadan çıkan ikinci önemli tespit, Fransızların yüzde 42’si, Almanların da yüzde 40’ının İslam dinini kendi toplumlarının kimliği açısından bir tehdit olarak algılamaları. Almanların yüzde 24’ü İslam dinini, kültürel zenginlik olarak görürken, böyle düşünen Fransızların oranı yüzde 22. Her iki toplumun yüzde 36’sı ise İslamı ne tehdit ne de zenginlik olarak kabul ediyor. “İslam hakkında düşüncenizi en iyi yansıtan ifade hangisi” başlıklı sorunun hazır cevaplarından en çok öne çıkanı, “Batı’lı değerlerin reddi” olmuş. Almanların yüzde 34’ü, Fransızların yüzde 31’i bu argümanda hemfikir. Onu yüzde 24 Alman, yüzde 18 Fransız ile “Fanatizm” tespiti izliyor. Almanların yüzde 14’ü İslamın en temel özelliği olarak “Boyun eğme”yi görürken, bu özellik Fransızların yüzde 17’si için geçerli. “Şiddet” Almanlar için yüzde 7, Fransızlar içinse yüzde 6 ile son sırada yer almış. Uzmanlar Fransa’daki burka, nikap gibi her türlü yüz örtüsünü yasaklayan yasayla ilgili tartışmaların, Almanya’da Başbakan Angela Merkel’in “Çokkültürlülüğün fiyasko ile sonuçlandığı” yolundaki sözleri ve Almanya Merkez Bankası eski yönetim kurulu üyesi Thilo Sarrazin’in 1.25 milyon satan İslam karşıtı kitabı etrafındaki polemiklerin tavır ve görüşleri olumsuz etkilediğini vurguluyorlar. Butto cinayetinden beri ülkedeki en büyük siyasi suikastta öldürülen Teysir dün protestolar arasında toprağa verildi. Ülkedeki kimi köktendinciler cinayeti haklı buluyor. (AP/AFP) 500 din adamı cinayete hak verdi Dış Haberler Servisi Pakistan’da önceki gün suikasta kurban giden Pencap Valisi Salman Teysir dün toprağa verildi. Pakistan’daki dine hakaret yasası ve köktendincilik aleyhindeki düşünceleri nedeniyle öldürüldüğü tahmin edilen Salman Teysir’in ülke bayrağına sarılmış tabutu dün helikopterle Pencap eyaletinin başkenti Lahor’daki cenaze töreni alanına getirildi. Teysir burada, Başbakan Yusuf Rıza Gilani ve hükümetteki Pakistan Halk Partisi destekçisi yaklaşık 6 bin kişinin katılımıyla yoğun güvenlik önlemleri altında son yolculuğuna uğurlandı. Pakistan Halk Partisi destekçisi binlerce kişi de suikastı protesto etmek için şehirde yoğun güvenlik önlemleri altında yürüyüş düzenledi.Teysir, 2007’de suikasta kurban giden eski Başbakan Benazir Butto’nun da liderliğini yaptığı Pakistan Halk Partisi’nin üst düzey yetkililerindendi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Pakistan Cumhurbaşkanı Asif Ali Zardari’yi telefonla arayarak başsağlığı dileğinde bulundu. 66 yaşındaki Teysir önceki gün başkent İslamabad’da bir alışveriş merkezinde özel birliğe bağlı kendi koruması tarafından vurularak öldürülmüştü. İsmi Malik Mümtaz Hüseyin Kadri olarak açıklanan koruma, Teysir’i “İslama Hakaret” yasasına karşı çıktığı için öldürdüğünü söylemiş ve ardından teslim olmuştu. ‘Tersi davrananların sonu aynı olur’ Ilımlı olarak bilinen Ehli Sünnet Cemaati’nden yaklaşık 500 din adamı dün Müslümanlara, Salman Teysir’in ölümüyle ilgili üzüntü lerini bildirmeme ve cenazesine katılmama tavsiyesinde bulundu. Din adamları, tersi davranışlarda bulunanların benzer bir kaderi paylaşabileceği uyarısını yaptı. İslamcı parti Cemaati İslami de “Eğer hükümet Teysir’i görevden almış olsaydı, birinin onu öldürmesine gerek kalmayacaktı” ifadelerini kullandı. Teysir, geçen yıl, Hıristiyan dinine mensup 5 çocuk annesi Asya Bibi adlı kadının Hz. Muhammed’e hakaret ettiği iddiasıyla idam cezasına çarptırılmasına da karşı çıkmıştı. ‘Hukuk devleti’ bu mu? Prof. Yazıcı ile… hiçbir alıp veremediğim yok. Bunu hemen söyleyeyim. Hatta TV’lerden izleyebildiğim ölçüde; edası ve özgüvenine hayranım. Ama ünlü kadın hukukçunun ağzından çıkan sözler; belleğimde, “yetmez ama evetçi” kampta yer alan tüm diğer meslektaşlarından belki de hemcinsim olduğundan! daha derin izler bırakmış… Serap Hanım’ı ilk elden örnek göstermem bundan… Aslında onun şahsında; kitlelerin çok da fazla kolayına somutlaştıramadığı bir kavram olan “hukuk devleti” iddiası altında “yetmez ama evet!”i savunan ve bunu yaparken de mesleklerini sonuna dek ciddiye aldıkları izlenimi yaratan tüm diğer hukukçulara soruyorum: 1. “Entelektüel ve mesleki birikiminize saygınız; bu karardan hiç yara almadı mı?” 2. “Vicdanları kanatan ‘on yıl depremi’… ardından, aklınıza gelen ilk düşünce ne oldu? ‘Vay anasına! İnsaf! Bu kadar da olur mu?’ şeklinde bir düşünce aklınızdan geçti mi? Kamuoyu önünde bu konuda; ‘yüzleşmeye’ girmek; ‘hukuk devleti beklentilerinizin’ boşa çıkması/çıkarılması adına ‘yanıldım!’ ve ‘sizleri de maalesef yanılttım!’ demek, ‘üzgünüm’ sözcüğünü telaffuz etmek aklınıza hiç geldi mi?” Ya da... misal... 3. Başta “Silivri tutukluları” olmak üzere böylesi bir karardan birinci dereceden etkilenebilecek tutukluların ‘savunmasını’ üstlenmek, böylece kamuoyu ve iktidara ‘hukuk devleti adına!’ mesaj vermek… aklınızdan geçti mi?” ‘ÖLDÜRMEYİP SÜRÜNDÜRECEĞİZ’ Dış Haberler Servisi Amerikalı diplomatların gizli yazışmalarını sızdıran WikiLeaks’in açıkladığı yeni bir belge, İsrail’in, Amerikalı yetkililere, Gazze ekonomisini bir insani kriz yaşanmadan, çöküş seviyesinin eşiğinde tutacağını söylediğini ortaya çıkardı. Norveç’te yayımlanan Aftenposten gazetesinin haberine göre, Kasım 2008 tarihli gizli belgede, “İsrailli yetkililer, ABD Büyükelçiliği’ndeki ekonomi servisi görevlilerine, Gazze’ye yönelik uyguladıkları ambargo çerçevesinde, Gazze ekonomisini, tamamen çökertmeden, çöküş seviyesinin eşiğinde tutmayı planladıklarını teyit ettiler” ifadeleri yer aldı. Hamas’ın kontrolündeki Gazze’de 1.3 milyon Filistinli yaşıyor. ‘ON YILDAN ÖNCE BARIŞ OLMAZ’ Dış Haberler Servisi İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, Filistinlilerle 10 yıldan önce barış anlaşmasına varılamayacağını söyledi. AFP’ye özel demeç veren Lieberman, “Filistinlilerle ekonomi ve güvenlik alanlarında iyi bir işbirliği içinde olduğumuzu, bu iki alanda işbirliğine devam etmemiz gerektiğini ve en az on yıl siyasi çözümü ertelememiz gerektiğini düşünüyorum” dedi. Siyasi çözüm sürecini “yapay olarak ilerletmenin mümkün olmadığını” belirten Lieberman, “Bugün ihtiyacımız olan, uzun vadeli bir geçiş anlaşmasıdır” diye konuştu. Filistin liderliğini siyasi çözüm süreci konusunda “hazır ve iyi niyetli görmediğini” söyleyen Lieberman, “Filistinliler taviz vermeden, uluslararası toplumdan her şeyi elde edebileceklerini düşünüyorlar. Stratejileri bu” dedi. CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI 8 OCAK 2010 CUMARTESİ S:13.00 Kadıköy Caddebostan Kültür Merkezi (CKM) Büyük Salondayız. T.C. ADALET BAKANLIĞI EDREMİT 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZ AÇIK ARTIRMA İLANI 2010/170 Talimat Satılmasına Karar Verilen Taşınmazın Cinsi, Kıymeti, Adedi, Evsafı: Taşınmazın Tapu Kaydı: Balıkesir ili, Edremit ilçesi, Gaziilyas Mahallesi, Harmantepe Mevkiinde kain, Cilt: 15, Sayfa: 1439, Ada: 102, Parsel: 148 olan, 143.57 m2 yüzölçümlü, Ana Taşınmaz Niteliği: Üç katlı, altı daireli kargir apartman olan, ikinci kat, bağımsız bölüm no:5 olan, 4/24 arsa paylı, mesken vasfındaki taşınmaz. Taşınmazın Halihazır Durumu: Taşınmaz Gazi İlyas Mahallesi, İnönü Caddesi, 1. Sokak, Çelik Apartmanı, No: 9/6 Edremit/Balıkesir açık adresindedir. Taşınmaz bitişik yapı nizamında, betonarme karkas yapı cinsinde, zemin+2 normal kat olarak inşa edilmiştir. Dış cephesi sıvalı ve akrilik boyalı, çatısı teras çatıdır. Mesken 2. katta yer almaktadır. Dış kapı ahşap, pencereleri pvc doğramalıdır. Kapı kilitli olduğu için içeri girilememiş, komşulardan bilgi alınmıştır. Buna göre mesken 2 oda, 1 salon, 1 mutfak, banyo ve giriş holünden oluşmaktadır. Duvarları sıvalı ve badanalı, zemin kaplaması karo mozaiktir. İç kapılar ahşap doğramalıdır. Kullanım alanı 70 m2 olan taşınmazda ısınma soba ile sağlanmaktadır. Mesken merkezi yerde ulaşımı kolaydır. Taşınmazın imar Durumu: Edremit Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün imar durumu yazısına göre parsel bitişik nizam, 4 kata imarlı konut alanında kalmaktadır. Takdir Olunan Kıymeti: 60.000,00 TL. (Altmışbin Türk Lirası) 1. Satış Günü: 11/02/2011 Cuma 14:2014:30 2. Satış Günü: 21/02/2011 Pazartesi 14:20 14:30 Yukarıda özellikleri yazılı taşınmaz bir borç nedeni ile açık arttırma suretiyle satılacaktır. SATIŞ ŞARTLARI: 1Satış yukarıda belirtilen gün ve saatte Edremit Adalet Sarayı, Zemin Kat, Satış Salonunda açık artırma sureti ile yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile yukarıda belirtilen gün ve saatlerde ikinci arttırmaya çıkılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememiş ise taşınmaz en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadarki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüchanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale Damga Vergisi, 1/2 tapu harcı ve masrafları, KDV alıcıya aittir. Taşınmazın aynından doğan vergi borcu ve tellaliye ücreti satış bedelinden karşılanır. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususu ile faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır.. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa iştirak edenleri şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2010/170 Talimat sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 23/12/2010 (İc.İf.K126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 4) ‘Habeas Corpus’a ne oldu? Bu soruları umursamıyorsanız veya cevabınız “hayır”sa; siz nasıl bir “hukuk devletini” savunuyorsunuz? Sahip çıktığınız “hukuk devletinde”, “masumluk karinesi” ve “Habeas Corpus” ilkeleri yer almıyor mu? Böylesi ilkelerin benimsendiği bir sistemde; “on yıla dek çıkabilecek” tutukluluk süreçlerinin yeri olabilir mi? Hukuk devletinin en önde gelen prensibi; cezanın/cezaların öngörülebilirliği değil midir? “Hukuk devleti” bağlamında; bu kadar “öngörülemez” ve dolayısıyla bu kadar “keyfiyete açık” cezaları nasıl bağdaştırıyorsunuz? “Keyfiliğin” olduğu yerde, “yasa önünde eşitlik ilkesi” bozulmuyor mu? “Yasaların güvencesi” zedelenmiyor mu? Yasa güvencesinin olmadığı yerde, hukuk devletinin katresinden söz edilebilir mi? “Hukuk devleti” olup; bu tür uygulamaların görüldüğü başka ülkeler var mı? Varsa benzer bir örnek gösterebilir misiniz? Hali ile ben bir hukukçu değilim... Bunlar, bir gazeteci olarak aklıma ilk anda gelen ve yanıt beklediğini düşündüğüm sorular… Ona buna ağız dolusu “hukuk devleti” nutukları verip; ardından kenara çekilmek bu kadar kolay olmamalı. [email protected] MUSTAFA BALBAY’ın Silivri Cezaevi’nde yazdığı “Silivri Toplama Kampı ZULÜMHANE” adlı kitabı ve yazarlarımızla birlikteyiz. BEKİR COŞKUN, YAZGÜLÜ ALDOĞAN ve diğer yazarlar Saat 16.30’a kadar söyleşiyor ve sonrasında kitapları imzalıyorlar. İletişim: 0505 815 10 17 0532 404 39 52 0536 739 02 29 0532 374 93 61 www.cumokistanbul.org SAKARYA 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ MENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI 2010/279 T. Bir borçtan dolayı hacizli bulunan ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkarılmıştır. Birinci artırma 12. 01.2011 günü saat 13.3013.40 arasında Doktor Selahattin Zaim Bulvarı Evrenköy Mevkii No: 335 adresinde yapılacak ve o günü kıymetinin %60’ına istekli bulunmadığı takdirde 17. 01.2011 günü Doktor Selahattin Zaim Bulvarı Evrenköy Mevkii No: 335 adresinde 13.3013.40 saatleri arasında 2. artırma yapılacağı; Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklarının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden alınacak %18 KDV alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin İcra dosyasından görülebileceği, masrafı verildiği taktirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği fazla, bilgi almak isteyenlerin yukarıda nosu yazılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 12.12.2010 Lira: 20.00,00 TL Adet: 1 AD. Malın cinsi (Önemli nitelik ve özellikleri): 54 ZH 990 Plakalı, FORD Marka, 2008 Model, FIESTA COMFORT TİPİ, Gri Renkte, Dizel Araç, 8R79454 Motor Nolu, WFOHXXWPJH8R79454 Şase Nolu (Araç lastikleri eski, ön sol kaputta çizik, sağ arka kapı şeridi çıkık, çalışır durumda, anahtar ve ruhsat yok) (Basın: 208) Chavez’in ABD elçisi adayları: Stone, Penn ya da Chomsky Dış Haberler Servisi Caracas ile Washington arasında elçi krizi sürerken Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez’den ABD’ye bu koltuğa atanacak isim önerileri olarak dünyaca ünlü yönetmen Oliver Stone, aktör Sean Penn, dilbilimci Noam Chomsky ya da eski başkan Bill Clinton geldi. Bir televizyon programına katılan Chavez esprili şekilde Caracas’ta ABD’yi temsil edecek isim önerilerini sayarken beraberindeki bakanlar da kahkahalarla onu dinledi. Chavez konuşmasında ABD’yi kastederek “Umarım Oliver Stone’u aday gösterirler. Ben de onu ya da Penn veya Chomsky’yi aday gösteririm. Orada birçok arkadaşımız var. Bill Clinton!” dedi. BAĞIŞLANAN HER ORGAN KURTARILAN BİR HAYATTIR 0 212 557 70 70 / PBX C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle