23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 7 EYLÜL 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B Dünyanın on yedinci büyük ekonomisi olarak ekonomimizin kendi iktidarlarında ne denli geliştiğini söyleyenler, şimdi referandumda hayır çıkarsa ekonominin travma geçireceğini öngörerek hem büyük bir çelişkiye düşüyorlar hem de insanları korkutuyorlar. Eğer demokrasi adına bu anayasa değişikliğini halka götürüyorsanız hayır çıkınca ekonominin kötüleşmesini neden bekliyorsunuz? Eğer böyle bir ihtimal vardıysa büyük bir kesim ile uzlaşmadan neden bu değişikliğe giderek ekonominin travma geçirme olasılığını göz ardı ettiniz? Kendi kendilerine alışverişe gidiyorlar, kimseye göstermeden istedikleri yemeği pişiriyorlar, yemeği servis edip bunu ya yersiniz ya da çok kötü olursunuz gibi bir şart koşuyorlar. Yemek yemeyeni, çekimser olanı “bak bertaraf olursunuz ha” diye korkutuyorlar. El insaf… Bir evet-hayır ekonomi analizi yapalım ve bakalım ekonomimiz neden travma gösterecekmiş, onu anlayalım. Evet çıkmasından yararlanacaklar şu kesimler olacak: 1- Yüz bin liradan fazla vergi borcu olanlar. 2- Borsada oyun oynayanlar. 3- Sıcak para sahipleri. 4- Siyasal istikrarın gelişen bir ekonomi için ön şart olduğu hususunu devamlı pompalayarak çok para kazananlar. 5- Türkiye’de varlıklarımıza sahip olmuş ve kaymak kârları yurtdışına götüren yabancılar. 6- Bankacılık krize girer veya kredi vermede tedirginlik yaşanır diye kredi borcu fazla olan ve işletmesi zor durumda bulunan işadamları. 7- Kaynakların yeni İslami burjuva sınıfına aktarılmasına aracılık edenler. 8- Korkan ve titreyen işadamlarının elinden varlıklarını almak için ağzı sulanmış şekilde bekleyenler. 9- Özelleştirmelerde Danıştay’ı engel gören halkın varlığına aç kurt gibi bakanlar. 10- Yargı tellalları. 11- Yağ fabrikaları! Evet çıkmasından zararı olacak kesimler: 1- İşçi, memur, esnaf, dar gelirli, işsiz. Dikta rejimlerinde bu kesimler en çok ezilen kesim olmaktadırlar. 2- Hayır vermiş veya eğilimini göstermiş iş âlemi 3- Korkak ve sinmiş işadamları, işletmeler (çünkü sıra onlara gelecek). 4- Yargıdan medet uman, Danıştay’a çok güvenen vergi mükellefleri. Bugün için Maliye’nin haksızlıklarına dur diyen Danıştay, haklıya hakkını veren en güvenli kurumlardan biridir. 5- Haksız, gereksiz ve kamu yararını hiçe sayarak yapılacak özelleştirmeler sonucu zarar görecek Türk ekonomisi ve işsiz kalacak Türk emekçisi. 6- Spekülasyon yapmayan, sadece üretmeyi düşünen, canını dişine takmış üreticiler. 7- İktidar seçimi kazanmak için daha fazla bütçe kaynaklarını gevşetecek, mali kural falan unutulacak. Bu enflasyonu tetikleyecek ve ekonomi ısınacak. Bu durumdan etkilenecek kesimler. Hayır çıkması halinde akordu yapılan bir enstrümanın neredeyse kopmak üzere fazla gerilen teli gevşeyecek, tüm kesimler, ekonomide yer alan aktörler rahatlayacak, herkes umutla işine gücüne bakacak. İktidar dengeye gelecek, ekonomiyi de yönetirken halkın mesajını hep ensesinde hissedecek. Bunun yanında hayırdan tedirgin olanların ekonomiye vereceği zararlar ile seçim ekonomisinin ülke ekonomisine vereceği zararı, ülkenin geleceğinin kurtulmasının küçük bir bedeli sayacağız. Öte yandan anayasa kitapçığının fırlatılmasının sebep olduğu ekonomik kriz gibi krizler artık AKP sayesinde tarihten silindiğine göre referandum sonucunun ekonomide çöküntü yaşanmasına sebep olmayacağını bugünkü iktidara güvenerek iddia edebiliriz. Referandumdan Hayır Çıkarsa Ekonomide Travma Olmaz M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Evren Kişiyi Ezse de... soner@cumhuriyet.com.tr Okul kitaplarımdan birinden, kompozisyon çalışması için konulmuş, yazarını anımsayamadığım ancak içeriğini hiç unutmadığım bir özdeyiş: “Evren kişiyi ezse de kişi evrenden uludur, ezildiğini bilir...” Kavram karmaşası, değerler erozyonu, çorba gibi görünen çarpık ittifaklar, kimin eli kimin cebinde belli olmayan haller, çok güçü çok çığırtkan bir medya korosu ile şiddet, saldırganlık, iktidar kaynakları sınırsız kullanılarak baskı dozu arttırılan “evet” kampanyalarında son günler.. Gerçi Başbakan Erdoğan en son İstanbul mitinginde, görüntüde gerçekten görkemli katılımlı seçmeni karşısında, seçim kampanyası harcamalarında değirmenin suyunun nereden geldiği sorgulamasını yanıtlarken “Hazine payı, siz başka yerlerde yemeseydiniz” dedi, ama bir tek İstanbul mitingi gözlemleri için bile dediği gerçeği yansıtmaktan çok uzak kalıyordu.. Mitinge gelenlerin geliş gidiş trafiğini şöyle bir gözlemlemek, ilişki ağını görmek için yetiyor da artıyordu. Yeşil kartınız varsa, devlet bütçesinden sadaka olarak yapılan kömür simge yardımlardan pay alıyorsanız, listede adınız kayıtlı ise mahallenizden başlayan, ilçelere uzanan halkada yapılmış düzenlemenin dışına çıkmayı aklınızın ucundan bile geçiremezsiniz. Kaldı ki, sizin koşullarınızda külfeti az nimeti çok; otobüs, vapur bedava, mahallece, ailecek kocaman bir İstanbul turu. Dağıtılan erzak ve eşantiyon cabası.. Bu işler hep böyle, ne zamandır böyle demekle iş bitmiyor. Referandum kampanyası için kamu gücü, kaynaklarının kullanılması hanesi, pay ve suçlar boyutunda çok kabarık. Duyarsız kaldığımız için sorgulanması gündemde değil. AKP’nin bütçeden aldığı paylarla gerçekçi referandum kampanyası harcamalarının bir kıyaslaması yapılsa, Başbakan’ın seçim yasağına kadar kullandığı açılışlar, törenler bahanesiyle kullanılan kamu kaynaklarının dökümü çıkarılsa, kamu görevlilerinin, araçlarının kullanılmasının boyutları sergilense.. Nasıl bir eşitsiz, iktidar gücü ile baskının yaratıldığının ürkütücü boyutları görülebilir. Bir de yeni moda, altında ne parti ne de başka bir örgütün adı konmuş, bir başka anlamda kayıtlara geçmemiş, bütün Türkiye’yi kapsamış afişlemeler, mitinglere adam taşıma organizasyonları var ki.. Parasal karşılığı dudak uçurtur.. Size doğrudan referandum ile hiç ilişkili gibi görülmeyen, ancak referandum sürecinde “evet” hanesine yazılan çok medyatik bir şovdan takıldığım bir ayrıntı örnekten söz etmek istiyorum. Dünyanın müzik başarıları, medyatik şöhretleri de tartışılmaz efsane grubu U2, bu ne tesadüftür ki başkaldırı kimlikleri, Türkiye’de insan hakları olmamasını protesto gerekçeleri ile sayısız konser davetini reddettikten sonra İstanbul’a geliyor. İstanbul mitingi konuşmasına Başbakan Tayyip Erdoğan efsane grub üyelerini Dolmabahçe Sarayı’ndaki özel çalışma odasında kabul ettiği, kızı yanında 2 saatlik bir sıcak sohbet yaptığı için gecikerek geliyor. Ünlü solist Bono, Erdoğan’ın şiir okuduğu nedeniyle hapis öyküsünü dinleyince kahkahayı basıyor... Bono’nun rüyasını gerçekleştirmek üzere Boğaz Köprüsü’nde trafik bir şerit boşaltılıp, iki bakan eşliğinde Avrupa-Asya yürüyüşü sonuç olarak yinelenen haberlerle saatlerce televizyonlara yansıyor. Yıllarca “insan hakları ihlalleri” sebebiyle Türkiye’ye karşı kampanyaların içinde yer almış ünlü grubu AKP iktidarı ile iç içe yapan medyatik şovun gelişimi, gerçek nedenleri hakkında hiçbir fikrimiz yok. Ancak Başbakan Erdoğan’ın aynı hafta içinde katıldığı Dünya Basket Şampiyonası’nda şovcu kızların sahneden çekilmesi gerçeği dururken, çok farklı kültürden, çok protest bir müzik grubuna bu özeni, resmi nitelik kazandırılan büyük şovlu karşılamanın anlamını bilsek de anlatmakta zorlanıyoruz. İnternet sitelerinde dolaşan bir haberin içinde, altı çizilmiş resmi katkı 1 milyonluk harcama doğru mu, diye sormaktan da kendimizi alıkoyamıyoruz.. Dün yeni yargı yılının açılışı vardı. Başbakan Erdoğan bu yılki açılışta yoktu. Seçim kampanyalarında çok fazla sömürülen, yalanla gerçeklerin yer değiştirdiği, asıl anayasa değişiklik amaçlarının odağında yüksek yargının bağımsızlığı sorunu olduğu için ister istemez Başkan Hasan Gerçeker’in söylemi haberlerin odağında yer alıyordu. Beklendiği üzere Sayın Gerçeker bir kez daha anayasa değişiklik paketi içeriğinde yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ilkelerinin hukukun ayaklar altına alındığının altını çizdi... Seçimlere günler kalmışken, seçim sonuçları araştırmaları çok güncel. Güçlü iktidar, cemaatler, yandaş sivil toplum örgütlenmeleri korosuna, medya baskılaması, para gücü katılınca.. vitrinde “evet” ağırlığı algılaması öne çıkıyor. Son seçim anketlerinde de, kimilerinde eveti, kimilerinde hayırı öne çıkaran az oy farkı ilk çarpıcı sürpriz oluyor. Üstüne kimi uzmanların, toplum bilimcilerin hayıra ağırlık veren gerekçeleri ekleniyor.. Evetçiler cephesinin, Başbakan Erdoğan ve çevresinin artan öfkeleri bu sorgulamayı pekiştiriyor.. Yoksa ezilenler sandıkta sürpriz mi yapmaya kalkışıyorlar?.. KopyaskandalõylaTürkiye’ningündeminisarsanKPSS’ninsõnavagirenadaylaramaliyetienaz720milyonTL Katrilyonlukbelirsizlikİptal edilme noktasõna gelen sõnava girmek için adaylarõn ödediği başvuru ücreti en az 228 milyon lira. Buna dershane ve hazõrlõk kitaplarõ da eklenince masraf 720 milyon lirayõ buluyor. Bu rakamlara, matbaa masraflarõ ve yol paralarõ gibi değişken kalemler de eklendiğinde KPSS’nin bir yõl için ortalama 1 milyar lira, sõfõrdan atõlmadan önceki ifadeyle 1 katrilyonluk ekonomi oluşturduğu ortaya çõkõyor. Artõk devlet memuru olmanõn yolu KPSS’den başarõlõ olmaktan geçiyor. Yüzde 13’lere varan işsizlik umutsuzluğu tõrmandõrõrken, bu durum 2000 yõlõndan beri yapõlan sõnav için de yeni bir ekonomi oluşturuyor. Bugün sayõlarõ 4 bin 193’ü bulan dershaneler peş peşe KPSS kursu düzenleme izni alõrken, bir kitabevi yõlda 500- 10 bin adet arasõnda hazõrlõk kitabõ satõyor. PELİN ÜNKER Kamu Personeli Seçme Sõna- võ’nda (KPSS), Türkiye’nin gün- demine bomba gibi düşen kopya skandalõ gözleri bu sõnav için ya- põlan harcamalara çevirdi. KPSS’nin iptal edilip edilmeyece- ği konusu henüz belirsizliğini ko- rurken, her adayõn ortalama iki oturuma girdiği varsayõldõğõnda, bu yõl 3 milyon 789 bin 331 kişinin başvurduğu sõnav için ödenen üc- ret toplamda 227 milyon 359 bin 860 lirayõ buluyor. Ancak masraf- lar bununla bitmiyor. Adaylarõn yüzde 10’unun ders- haneye gittiği varsayõldõğõnda ve or- tama dershane ücreti 1000 TL ola- rak hesaplandõğõnda dershaneler için toplam 378 milyon 933 bin 100 TL harcanõyor. Fiyatlarõ 8-25 TL arasõnda değişen kitap masraflarõ da buna dahil edildiğinde, bir adayõn ortalama 30 TL kitap harcamasõ yaptõğõ düşünülürse 113 milyon 679 bin 930 TL de kitaplar için öde- niyor. Böylece sõnava girmek için yapõlan masraflar 719 milyon 972 bin 890 TL’ye ulaşõyor. 2010 KPSS’de sadece cumarte- si sabah oturumuna katõlan aday- lardan 35 TL, cumartesi sabah ve sonraki üç oturumdan birine giren adaylardan 55 TL, cumartesi sabah ve diğer üç oturumdan ikisine giren adaylardan 75 TL, tüm oturumla- ra giren adaylardan ise 95 TL üc- ret alõndõ. Adaylar ayrõca başvuru sõrasõnda 3 lira ve şifre almak için 2 lira ödedi. Toplam 3 milyon 789 bin 331 adayõn başvur- duğu sõnava başvuran aday- larõn 1 milyon 370 bin 565’i lisans, 1 milyon 812 bin 103’ü ortaöğre- tim, 606 bin 663’ü de iki yõllõk önlisans mezunu oldu. KPSS’de sorularõ hazõrlayan iki grup uzman bulunuyor. 60 kişilik ilk grup, ÖSYM’nin kadrolu elemanlarõndan oluşuyor. Ekiptekiler soru başõna bir ücret almõyor, kadrolu olduklarõ için aylõk maaşla çalõşõyor. Maaşlarõ da en düşük memur maaşõna denk geliyor. Ancak, personel tarafõndan hazõrlanan bu sorularõn ham hali değiştiriliyor, rakamlarõyla oynanõyor ve devreye üniversite hocalarõndan oluşan toplam 100 kişilik ikinci grup giriyor. Kamu kurum ve kuruluşlarõ ile özel hukuk tüzelkişilerinin talepleri üzerine yükseköğretim kurumlarõnca soru hazõrlanmasõ veya sõnav yapõlmasõ halinde fiilen sõnavõn hazõrlanmasõ, değerlendirilmesi veya denetiminde görev alan profesöre saat başõna çalõşma için 43 TL, doçente 35 TL, yardõmcõ doçente 28 TL, öğretim görevlisi ve okutmana 22 TL ödendi. Sõnav hizmetlerine doğrudan katkõ sağlayan diğer her bir personel her gün için 43 TL, sadece sõnav günü görev alanlara sõnav gününe mahsus olmak üzere 91 TL, bina sõnav sorumlularõ ile bina yöneticilerine ise sõnav gününe mahsus olmak üzere 120 TL ödendi. SADECE 1.9 MİLYON KİŞİ ALABİLDİ 2 milyon 329 bin kişi işsizlik maaşına başvurdu Ekonomi Servisi - İŞ- KUR’a temmuzda işsizlik ödeneği almak için 38 bin 848 kişi başvuruda bulundu. Bu rakama, kuruma daha önceden işsizlik ödeneği için başvuruda bulunanlar da eklenince İŞ-KUR, temmuzda 183 bin 383 kişiye 64 milyon 935 bin 546 TL ödeme yaptõ. İşsizlik sigortasõnõn uygulanmaya başladõğõ Mart 2002’den 31 Temmuz 2010’a kadar İŞ-KUR’a 2 milyon 329 bin 851 kişi işsizlik maaşõ başvurusunda bulundu. İşsizlik sigortasõnõn uygulamaya başladõğõ Mart 2002’den 31 Temmuz 2010’a kadar İŞ- KUR’a 2 milyon 329 bin 851 kişi başvuruda bulundu, 1 milyon 972 bin 890 kişi işsizlik ödeneği almaya hak kazandõ. İŞ- KUR, işsizlik ödeneği için başvuruda bulunan bu kişilere, Mart 2002’den 31 Temmuz 2010’a kadar toplamda 3 milyar 439 milyon 945 bin 75 TL ödemede bulundu. İşsizlik Sigortasõ Fonu toplam varlõğõ, çõkõşlar toplamõ 13 milyar 26 milyon TL düşüldükten sonra 43 milyar 762 milyon TL olarak kayõtlara geçti. Asgari ücretli 3 hafta yardıma muhtaç Ekonomi Servisi - DİSK Araş- tõrma Enstitüsü’nün yaptõğõ araş- tõrmaya göre ağustos ayõnda 4 ki- şilik bir ailenin açlõk sõnõrõ 772, yok- sulluk sõnõrõ 2809 TL oldu. Araş- tõrmaya göre asgari ücretli 3 hafta yardõma muhtaç yaşõyor. Araştõrmanõn sonuçlarõna göre sağlõklõ beslenmek için yetişkin bir kadõnõn yapmasõ gereken gün- lük harcama 6.27 TL olurken, ye- tişkin bir erkek için 7.3 TL, 15-19 yaş erkek çocuk için 7.39 TL, 4-6 yaş bir kõz çocuğu için 4.77 TL ol- du. Buna göre 4 kişilik bir ailenin sağlõklõ beslenmesi için yapmasõ ge- reken günlük gõda harcamasõ 25.73 TL. Yoksulluk sõnõrõ, geçen yõlõn ay- nõ ayõna göre 279 TL artõş ile 2530 TL’den 2809 TL’ye yükseldi. As- gari ücrette artõşsa geçen yõlõn ay- nõ dönemine göre sadece 47 TL olurken asgari geçim indirimi hariç net 497 TL’den, 544 TL’ye ulaştõ. Böylelikle asgari ücretlinin yok- sulluk sõnõrõ ile arasõndaki mesafe 232 TL arttõ. DİSK araştõrmasõnda şu değerlendirmeye yer verdi: “Türkiye, AKP yeni liberal politikalarına krizin yıkıcı etki- si ilave olunca ciddi bir yoksul- laşma süreci yaşamıştır. Emek- çilerin, açlık ve yoksullukla ter- biye edilmeye çalışıldığı bu sü- reçte, reel ücretlerdeki gerileme ve işsizlikteki artış yoksulluğu derinleştirmiştir. Hükümet kri- ze karşı ürettiği çözümlerle ser- maye kesimini kurtarmaya odaklanmış, buna karşın mil- yonlarca kişinin acı çığlıklarına kulak verilmemiştir.” Japon belgeselciler baklavayı tanıttı Ekonomi Servisi - Japonya’nõn en çok izlenen tel- evizyon kanallarõndan BS televizyonu, Japonlar için İstanbul’daki turizm noktalarõnõ tanõttõğõ programda Güllüoğlu baklavalarõna yer verdi. Türklere olan sevgileri ile bilinen Japonlara, İstan- bul’daki turizm mekânlarõnõ anlatmak için çekimler yapan J-Planning belgesel ekibi, programlarõnõn bir bölümünde Karaköy Güllüoğlu baklavalarõnõn yapõmõna ve satõş mağazasõna da konuk oldu. Prog- ramõn yapõmcõsõ Tamami Dobashi yaptõğõ açõk- lamada, İstanbul’un tarihi mekânlarõ ve lezzet nok- talarõnõn harika olduğunu belirtti. Dobashi, “Nadir Bey’in konukseverliği ve Gül- lüoğlu baklavalarının serüveni kadar lezzeti de bizleri büyüledi” şeklinde konuştu. SERVET HARCANIYOR EKONOMİ OLUŞTURDU KPSS’ye artan ilgi yeni bir sõnav sektörünün de baş- langõcõ oldu. Bugün sayõlarõ 4 bin 193’ü bulan özel dershaneler son yõllarda peş peşe KPSS kursu dü- zenleme izni almaya başladõ. Bu dershanelerin sadece yarõsõnõn KPSS kursu verdiği düşünüldüğünde bi- le rakam çarpõcõ boyutlara ulaşõyor. Her kursta 200 - 300 adayõn öğ- renim gördüğü dershanelerde, KPSS öğretmenlik sõnavõna girecek adaylar için 260 saatlik bir kursun maliye- ti 1300 ila 1500 TL arasõnda değişiyor. Yal- nõzca genel yetenek ve genel kültürden KPSS lisans sõnavõna ha- zõrlanmak isteyen adaylarõn, 240 saatlik bir kurs için en az 700 TL’yi ceplerinden çõkarmasõ gerekiyor. 500 saatlik KPSS ön lisans ve ortaöğretim kurslarõnõn ma- liyeti ise ortalama 1500 TL. Ortalama 1000 TL’lik bir kurs maliyeti için adaylarõn sadece yüzde 10’unun dershaneye gittiği varsayõldõğõnsa bile toplamda 378 milyon 933 bin 100 TL ödendiği ortaya çõkõyor. KPSS lisans sõnavõ için genel yetenek ve genel kül- tür kitap setinin (6 kitaplõk) ücreti ise 40 TL’yi bu- luyor. CD’leriyle birlikte bazõ eğitim setlerinin üc- reti 110 TL’ye kadar çõkõyor. Konu anlatõmlõ kitaplar 20-25 lirayõ bulurken fiyatõ yarõ yarõya inen ikinci el kitaplar hõzla tükeniyor. Bir kitabevine günde ortalama 50 aday kitap satõn almaya geliyor. Kitabevleri arasõnda yõlda 500 kitap satan da var 10 bin kitap da. Her zaman canlõ KPSS sektörü EK İŞ ALANI OLDU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle