19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada esmiş savurmuş; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Tunceli’de genel aftan söz etmesine öylesine fena halde bozulmuştu ki, TBMM’nin yüzde 65’i elimde, istesem sana bir bardak su bile içirtmem, benden izin almadan nasıl oluyor da genel af diyebilirsin diye bas bas bağırmıştı. Dünlere kadar genel af isteyenlere karşı çıkmamıştı, ama olsun! Bugün başka... Evet mi hayır mı papatya falı açılıyor. Genel af oy torbasına hayli bereketli yardımda bulunabilir. Hele İmralı üzerinden PKK’ye aftan söz ettin mi yeme de yanında yat örneği Güneydoğu’dan ve hatta kader kurbanı yüz binlerce mahkûmdan ve ailelerinden hayır oylarına tam destek cepte! Genel affı dillendiren tek bir cümle partiler arası süregelen kavgayı bir kez daha tetikledi. RTE bağırıyor: Ne demek genel af diye. Benim binlerce şehidimin aziz hatırasını çiğneyen CHP zihniyeti bu! Acele karar, acele saldırı! Gereksiz! Genel af… telaşa gerek yok! Umuda fazla kapılmamak gerek. Koşulları bir gün sonra parça parça açıklanıyor: Genel affın ancak ulusal mutabakat sağlandıktan… PKK’nin mutlaka silah bırakmasından sonra düşünülebileceği söylenmeye başlıyor. RTE hah işte! Genel af diyenlerin gerçek yüzü ortaya çıktı. Tunceli’de genel af ama İstanbul’da, Ankara’da kıvırmaya başladılar diye bir değil belki on kez sesinin olanca gücüyle açıklıyor: Çatlasalar da patlasalar da genel af yokkk! İşte tam bu noktada trajikomik sahne açılıyor: TV’lerdeki milyonlara açık konuşmalarında RTE; “3 Eylül Diyarbakır’daki mitingde genel affın düşünülemeyeceğini söyleyecek misiniz?” sorusuna; evvel Allah Kasımpaşalıyız. Söz ağzımızdan bir kez çıkar demeye gelen çok açık bir yanıt veriyor: “Biz İstanbul’da ne söylüyorsak Diyarbakır’da da onu söyleriz!” diyor. Bravo! Fakatttt MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: RTE’nin İstanbul’da şu veya bu ilde genel affa karşı çıkan sözlerini Diyarbakır’da söyleyemeyeceğini ifade ediyor. Medyaya göre civar illerden toplama 20 bine yakın kalabalık… gazetecisi siyasetçisi soluklarını tutmuş, RTE’den; İstanbul’da olduğu gibi, Diyarbakır’da da genel affa karşı durduğunu, duracağını içeren cümleler bekliyor. Kürt siyasetçiden, şarkıcıdan şundan bundan… Bir yığın parlak mavaldan sonra Diyarbakır konuşmasında: Genel af yok! Tek bayrak, tek millet sloganı yok! İmralı’dakinin asılmasını MHP’nin engellediğini sert biçimde eleştirirken Bahçeli’nin yerinde ben olsam asardım demeye gelen tek bir cümle yok! Barış ve Demokrasi Kürt Partisi’nin; bağımsızlık tutkusunun kapısını aralayan son sloganı demokratik özgürlüğe karşı çıkan… daha önceleri sık sık yinelediği İmralı ile asla görüşmedik, asla görüşmem sözü yok! BDP’nin bölgeyi “Kürdistan Cumhuriyeti” ilan eden son resmi açıklamasına karşı çıkan bir ifade de yok! Diyarbakır’daki konuşmasında Kürt sorununu çözmeyi vaat eden sözlerinin izi bile yok! Yok, hayır! Hak yemeyelim. Var bir vaadi, var: 12 Eylül 1980’in izlerini taşıyan Diyarbakır Cezaevi’ni yıkıp yenisini yapacaklarını açıklıyor! Bahçeli haklı çıkıyor: İstanbul’da söylediklerini RTE; Diyarbakır’da söy-le-ye-mi-yor! Kılıçdaroğlu’nu Tunceli’de söylediklerini başka illerde kıvırtıyor diye, bulunduğu ortama göre söylem değiştiriyor diye bukalemuna benzeten… …İstanbul’da ne söylersem Diyarbakır’da aynısını söylerim diyen RTE… Genel affa karşı olduğunu Diyarbakır’da yineleyemeyerek… …bukalemun örneğini kendine yakıştırmış olmuyor mu? SAYFA 5 EYLÜL 2010 PAZARCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 5 Eylül Oslo A 18 Helsinki PB 15 StockholmPB 16 Londra Y 19 AmsterdamPB 19 Brüksel Y 19 Paris PB 23 Bonn PB 22 Münih PB 19 Berlin PB 17 BudapeştePB 19 Madrid PB 31 Viyana PB 17 Belgrad PB 21 Sofya Y 19 Roma PB 24 Atina Y 26 Zürih PB 19 Moskova PB 15 Aşkabat A 32 Taşkent A 34 Bakû A 32 Bişkek A 28 Tiflis A 33 Kahire A 32 Şam A 36 İstanbul Y 28 Edirne Y 27 Kocaeli Y 27 Çanakkale Y 27 İzmir PB 30 Manisa PB 34 Denizli B 33 Zonguldak Y 24 Sinop PB 27 Samsun PB 28 Trabzon Y 27 Giresun PB 29 Ankara PB 33 Eskişehir Y 28 Konya PB 32 Sıvas PB 30 Antalya PB 36 Adana B 35 Mersin B 33 Diyarbakır B 39 Şanlıurfa B 40 Mardin B 35 Siirt B 39 Hakkâri B 33 Van B 32 Kars PB 30 Yurdun kuzey ve ba- tı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara ile Kütahya, Afyon, Es- kişehir, Bolu, Düzce, Zonguldak, Bartın, Ka- rabük, Kastamonu, Trabzon, Rize ve Artvin çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcaklığı ku- zeybatı kesimlerde 2 ila 4 derece azalacak. Di- ğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Beyoğlu Belediyesi iddialarõ reddetti Allianoi’de gerginlik ANTİK KENTTE EYLEM SEDAT KURT DENİZLİ - Denizli’de, il seçim kurulu, MHP’nin astõğõ “Bu Ülke İçin Bir ‘Oy’un Var. Bu Oyunu Boz” yazan re- ferandum pankartõnõ, pankartlarõn bina- larõn yaşayan cephelerine asõlamayacağõ gerekçesine dayandõrõp mahkeme kara- rõyla, Denizli Belediyesi ekiplerine indirtti. MHP pankartõ bu kez binanõn kör cep- hesine astõ. Esnaf MHP’ye destek verdi. Denizli Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü işhanõ çevresinde bir gün sonra kazõ yapmaya başladõ. Aydõn’da, MHP’nin parti binasõna as- tõğõ “Sen açıldıkça analar ağlıyor” ya- zõlõ pankartõ valilik belediye araçlarõna in- dirtmek istemiş, belediye “karışmam” deyince de polis gücü kullanarak pankartõ indirmeye kalkmõştõ. Kazõnõn MHP’ye destek veren çarşõ esnafõna yapõlan bir si- yasi baskõ olduğu idida edildi. YİNE PANKART KAVGASI Özcan’dan türbana vizeYÖK Başkanõ, yönetmeliğe aykõrõ davranan öğrencilerin durumuyla ilgili bir şikâyet dilekçesi üzerine türbanlõ öğrencilerin derse katõlmasõna dolaylõ yoldan vize verdi MAHMUT LICALI ANKARA - YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, yeni aka- demik yõlõn başlamasõna kõsa bir sü- re kala Kõlõk Kõyafet Yönetmeliği’ne aykõrõ davranan öğrencilerin duru- muyla ilgili bir şikâyet dilekçesi üze- rine türbanlõ öğrencilerin derse ka- tõlmasõna dolaylõ yoldan vize verdi. Özcan, dersten çõkarmak yerine, öğrenci hakkõnda tutanak tutulma- sõnõ, öğrencileri dersten çõkaran öğ- retim üyeleri hakkõnda disiplin iş- lemi yapõlmasõnõ istedi. YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Zi- ya Özcan, 2010-2011 akademik yõlõnõn başlamasõna kõsa bir süre ka- la İstanbul Üniversitesi’ne bir şi- kâyet dilekçisi üzerine gönderdiği yazõda türbanlõ öğrencilerin derslere girmelerine vize verdi. İstanbul Üniversitesi’nde Kõlõk Kõyafet Yö- netmeliği’nin uygulanmasõnda çõ- kan sorunlarla ilgili YÖK’e iletilen 27 Temmuz 2010 tarihli ve “025309 sayılı” dilekçe üzerine bü- tün üniversiteleri kapsayan bir ya- zõ gönderen Özcan, türbanlõ öğ- rencilerin dersten çõkarõlmamasõ yönünde görüş bildirdi. ‘Yalnızca tutanak’ Özcan, kurallara aykõrõ davran- dõğõ ve disiplin suçu işlediği dü- şünülen öğrenciler hakkõnda öğ- retim elemanõ tarafõndan yapõlacak işlemin dersten çõkarmak olmadõ- ğõnõ belirterek, “Yapılacak iş- lem, durumun bir tutanağa bağ- lanarak varsa ispata yarar ev- rakın tutanağa eklenmesi sure- tiyle disiplin yönünden gerekli iş- lemi yapmak üzere ilgili dekan- lığa/müdürlüğe iletmekten iba- rettir” görüşünü bildirdi. ‘Dersten çıkarmak disiplin suçu’ Özcan, öğrencileri derse alma- yarak, dersten çõkararak ya da der- se girişmiş öğrenciyi yok göstere- rek yasa ve yönetmeliklerde yer al- mayan bir yaptõrõm uygulayan öğ- retim elemanõnõn söz konusu fiili- nin disiplin suçunu teşkil edeceği- nin açõk olduğunu kaydetti. Özcan, öğrencilerin davranõşlarõ hakkõnda ilgili öğretim elemanlarõnõn durumu tutanağa bağlayarak dekanlõğa ya da müdürlüğe iletmesi gerektiğini kay- detti. Özcan’õn gönderdiği yazõda mevzuatta bulunmayan dersten çõ- karma fiilini yapan öğretim ele- manlarõ hakkõnda disiplin işlemi yapõlmasõ istendi. Eski YÖK Üyesi Bülent Serim, Özcan’õn yazõsõnõn tamamen tür- banlõ öğrencileri derse almaya yö- nelik bir yazõ olduğunu ifade etti. Anayasa ve yasalarla türbanõn ser- best bõrakõlmasõnõn hoşgörü yoluy- la gerçekleştirilmek istendiğini kay- deden Serim, yazõyla YÖK Başka- nõ Özcan’õn yetkisini aşarak türbanlõ öğrencilerin derse alõnmasõ yönün- de örtülü bir talimat verdiğini ifade etti. Serim, İstanbul Üniversite- si’nde kampus ve dersliklerde tür- banlõ öğrencilerin rahatça dolaştõğõ duyumunu aldõğõnõ, buna karşõ çõkan öğretim üyelerinin de disiplin ce- zasõyla korkutulmaya çalõşõldõğõnõ kaydetti. YÖK Başkanõ Özcan, Şubat 2008 tarihinde de üniversite rektörlükle- rine gönderdiği yazõda türbanlõ öğ- rencilerin yerleşkelere ve derslere alõnmasõnõ istemiş, Özcan’õn söz ko- nusu yazõsõ Mart 2008 tarihinde Da- nõştay tarafõndan YÖK Başkanõ’nõn böyle bir yetkisi olmadõğõ gerekçe- siyle iptal edilmişti. İLHAN TAŞCI ANKARA - Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Ergenekon davasõnda tahliye istemlerinin ay- da bir alõnmasõnõn, suçsuzluk karinesinin hiçe sayõlmasõ anlamõna geleceğine dikkat çekti. Tutukluluğun bir tedbir olmasõ nedeniyle “her an” tahliye isteminde bulunabileceğini vurgulayan Feyzioğlu, “Tedbirin uygulan- ma gerekçesi her an ortadan kalkabilir. Bunun ne zaman ortadan kalkacağını mahkeme önceden bilemez. Bu yasağı geti- ren mahkeme tutuklamanın bir tedbir ola- rak değil peşin ceza olarak uygulandığını kabul etmiş olur” değerlendirmesini yaptõ. İkinci Ergenekon davasõnda mahkeme he- yetinin, tutuklu sanõklarõn tahliye istemlerinin ayda bir alõnmasõ yönündeki kararõ tartõşma yarattõ. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, tutukluluğa karşõ her aşamada tahliye isteminde bulunabi- leceğini vurguladõ. Feyzioğlu, bunu şu örnek- le açõkladõ: “Tutuklama geçici bir tedbir. Diyelim ki bugün tutuklama kararı verildi. Gerekçesi; delillerin karartılacağı. Akşama delil toplandı, bitti. Ertesi gün ‘deliller top- landõ, tahliye istiyorum’ desem; ‘Hayõr tahli- ye etmiyorum. Çünkü bir ay geçmeden dilek- çe verme hakkõn yok’ denirse, ben 29 gün içeride, kanunda yazılı olmayan bir cezayı çekmiş olmaz mıyım?” Gereksinim duyuldu- ğu her an tahliye isteminde bulunabileceğine işaret eden Feyzioğlu, “Bu hakkın nedeni, tutuklamanın ceza değil, tedbir olmasıdır. Tedbirin de uygulanma gerekçesi her an ortadan kalkabilir. Bunun ne zaman orta- dan kalkacağını da mahkeme önceden bile- mez. Bu sebeple eğer bir ay geçmeden tah- liye talebinde bulunulmasına yasak getiri- lirse, bu yasağı getiren mahkeme, tutukla- ma tedbirini bir tedbir olarak değil peşin ceza olarak uygulandığını kabul etmiş olur” değerlendirmesini yaptõ. Tedbir değil ceza Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, şunlarõ söyledi: “Delil karartılacağı tehlikesine binaen tu- tuklama kararı veriliyorsa, delillerin top- lanmasından itibaren tutukluluğun deva- mı hukuka aykırı hale gelir. Buna rağmen tutukluluk devam ediyorsa bu uygulama bir tedbir değil artık cezadır. Oysa ceza ancak yargılamanın sonunda verilen mah- kûmiyet hükmüdür. Bütün kanun yolları tüketilerek kesinleşmesinden sonra infaz edilebilir. Sanığın suçu ispatlanmadan, mahkûmiyet hükmü verilmeden ve veril- miş olan mahkûmiyet hükmü kesinleşme- den infaz niteliğine dönüşmüş bir tutukla- ma uygulamasına devam etmek suçsuzluk karinesinin en ağır şekilde ihlalidir. Suç- suzluk karinesi, ortaçağ engizisyon deneyi- mini yaşamış ve türlü acılar çektikten son- ra uygarlaşmış dünyanın en önemli kaza- nımları arasındadır. Suçsuzluk karinesini inkâr eden toplumlar, çağdaş değildir ve suçsuzluk karinesinin hiçe sayıldığı bir uy- gulama kendisine hukuk devleti diyen bir sistemde kabul göremez.” C HP Gençlik Kollarõ Genel Başkanõ Umut Tunç, Kamu Personeli Seçme Sõnavõ’nõn (KPSS) iptal edilmesini isteyerek, “KPSS sorularõ çalõnmõştõr, satõlmõştõr, yandaşlara ve- rilmiştir. Ülkenin Başbakanõ da bu olaylar ‘muz cumhuriyeti’nde oluyormuşçasõna ses çõkarma- maktadõr” dedi. CHP Gençlik Kollarõ, KPSS skandalõnõ, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Mer- kezi’nin (ÖSYM) 4. Levent’teki İl Başkanlõğõ bi- nasõ önünde düzenlediği gösteri ile protesto et- ti. CHP’li gençler, ÖSYM binasõ önünde saat 13.00 sõralarõnda yaptõğõ gösteride bir açõklama yapan CHP Gençlik Kollarõ Başkanõ Umut Tunç, “ÖSYM’nin soru hazõrlama komisyonu üyele- rinden birinin dershanesi var mõdõr” diye sordu. Tunç ve CHP’li gençler temmuz ayõnda yapõlan ve çok sayõda adayõn tam puan aldõğõ KPSS so- nuçlarõnõ gösteren çizelgeyi sorularõn çalõndõğõnõn delili olarak ÖSYM binasõnõn önüne attõlar. Protesto gösterisine CHP Gençlik Kollarõ İstanbul İl Başkanõ Barõş Atik, İl Gençlik MYK üyeleri ve birçok CHP ilçe örgütü üyeleri katõldõ. KPSS’de 3. ifadeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - KPSS so- rularõnõ “Sana bir hediyem var” diyerek Ispar- talõ Baki Saçı’ya gönderdiği iddia edilen Berat Koşucu, soruşturmayõ yürüten savcõya ifade ver- dikten sonra serbest bõrakõldõ. Koşucu dün Ankara Emniyet Müdürlüğü Ka- çakçõlõk ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Mü- dürlüğü ekiplerince gözaltõna alõndõ. Sabah saat- lerinde Ankara Adalet Sarayõ’na getirilen Koşu- cu, soruşturmayõ yürüten Cumhuriyet Savcõsõ Şadan Sakınan tarafõndan yaklaşõk 1.5 saat sor- gulandõ. Koşucu, daha sonra serbest bõrakõldõ. İfa- desinde suçlamalarõ kabul etmeyen Berat Koşu- cu’nun, “Soruları ele geçirmediğini ve kimse- ye de soru göndermediğini” ileri sürerek, “Ben kimseye ‘hediye’ göndermedim” dediği öğrenildi. Açõköğretim Fakültesi’nde okuduğunu ve asgari ücretle çalõşan biri olduğunu belirten Koşu- cu’nun, KPSS ile ilgisinin bulunmadõğõnõ ve sõnava da girmediğini söylediği kaydedildi. Soruşturma kapsamõnda salõ günü de Koşu- cu’nun KPSS sorularõnõ gönderdiği ortaokul ar- kadaşõ Baki Saçı ile Mustafa Süleyman İ’nin ifa- deleri alõnmõş, daha sonra serbest bõrakõlmõşlardõ. Öte yandan, Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği, dernekte hizmetli olarak çalõşan Berat K. ile soruşturma neticelenene kadar ilişiği kesme ka- rarõ alõndõğõnõ açõkladõ. ‘Tahliye her an istenir’ Prof. Dr. Feyzioğlu: Ergenekon davasõnda tahliye istemlerinin ayda bir alõnmasõ, suçsuzluk karinesinin hiçe sayõlmasõdõr CHP’ligençlerdenKPSS eylemi İstanbul Haber Servisi - Beyoğlu Belediye Başkanlõğõ Basõn Koordi- natörlüğü’nden yapõlan yazõlõ açõkla- mada Cihangir Mahallesi Muhtarõ Sündüz Uluman’õn referandum için “hayır” çalõşmasõ yürüttüğü gerek- çesiyle Beyoğlu Belediye Başkanõ Ahmet Misbah Demircan’õn kendi- sine hakaret ettiği yönündeki iddialarõn gerçeği yansõtmadõğõ bildirildi. Ga- zetemizde dün “AKP’li başkandan Cihangir muhtarına baskı ve ha- karet” başlõğõyla yer alan habere ilişkin Beyoğlu Be- lediyesi’nden yapõlan yazõlõ açõklamada Sündüz Uluman’õn muhtarlõk binasõnõn çõkõş kapõsõnõn bu- lunduğu sokağa kafeterya açmak istediği belirtildi. Bu durumun Zabõta Müdürlüğü ekipleri tarafõndan yapõlan incelemede uygun görülmediği belirtilen açõk- lamada “Bu gerçeğin gizlenerek referandum ça- lışmalarıyla ilişkilendirilmesi açıkça haksız ve hu- kuka aykırı bir davranıştır” denildi. A. Misbah Demircan Ege’de ikinci kriz İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Bergama ilçesindeki Allianoi antik kentinin üzerinin kumla örtülerek Yor- tanlõ Barajõ’nõn sularõ altõnda bõrakõlmasõ kararõnõ protesto etmek için bölgeye gi- den “Perşembe Akşamı Bisikletçileri Grubu” ve “Bergama Çevre Gönül- lüleri” üyeleri ile köylüler arasõnda kavga çõktõ. Olaylarõn büyümesini iki grup arasõnda güvenlik kordonu oluş- turan jandarma önledi. Allionoi antik kentinin sular altõnda ka- lacak olmasõna tepki gösteren Perşembe Akşamõ Bisikletçileri Grubu üyesi 20 ki- şi, dün sabah saatlerinde bölgeye gitmek üzere İzmir’den bisikletleriyle yola çõk- tõ. Gruba destek için Bergama’dan iki oto- büs dolusu Çevre Gönüllüsü bölgeye ha- reket etti. Çevrecilerin eylemini haber alan Bergama Ziraat Odasõ Başkanõ Nuri Taşkıranoğulları, Bölcek Belediye Baş- kanõ Tevfik Üreten, Ayaskent Belediye Başkanõ Gürsel Altuğ, Yenikent Bele- diye Başkanõ Fikret Çam ve eski bele- diye başkanlarõnõn aralarõnda bulunduğu yaklaşõk 300 kişilik grup, antik kent ya- kõnlarõnda toplandõ. Yortanlõ Barajõ’nõn bir an önce su tutmasõnõ isteyen grubu taş- kõnlõk olmamasõ konusunda uyaran be- lediye başkanlarõ, eylemcilerin açõklama yapmak istemesi halinde tepkilerin dile getirilmesi talebinde bulundu. Köylülerin üç saatlik bekleyişinin ar- dõndan bölgeye ulaşan çevrecilerle köy- lüler arasõnda jandarma ekipleri güven- lik kordonu oluşturdu. Jandarma müda- halesinin ardõndan, eylem sona erdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle