19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Türkiye uzun zaman bana Bilim tarihi konusunda yayımlanmış 17 kitabı bulunan Prof. Zeki Tez, öğrencilik yıllarmda kanına giren araştırmacılık virüsüyle yaşıyor. Kitaplarınm birbiriyle alakasız durduğuna bakmayın, hepsi aslında bîrbîrine bağlı. Tez'in insanı hayrete düşüren öyküsünü dinledik, gördük ki Zeki Tez'de daha çok malzerne var. ELIF TOKBAY P rof. Dr. Zeki Tez'in yayımlanmış kitaplarına şöyle bir bakın, listede 17 kitap göreceksiniz ve bu bilim insanını çok merak edeceksiniz. Bir kimya profesörünün boyalar, fizik, malematik, biyoloji, tıp konularında kitap yazmasına şaşırmayabilirsiniz. Peki ya Otomatlar- Mekanik Oyuncaklar Tarihi, Milolojinin Kültürel Tarihi, Gündelik Yaşam ve Eglencenin Kültürel Tarihi, Kâğıt ve Matbaanın Kültürel Tarihi, Tekstil ve Giyim Kuşamın Kültürel Tarihi kitaplarına ne demeli? Bu renkli bilim insanının son kitabı ilaç ve Parfümün Sihirli Dünyası adıyla yayımlandı. Ama ne yalan söyleyelim kendisi en az kitabı kadar ilgimizi çekti. Herşey Prof. Dr. Tez'in 1978'de Almanya'ya burslu olarak gitmesiyle başlıyor. Asıl branşı kimya mühendisliği olan bu başarılı öğrenci Almanya'da öğrenimini sürdürmekle yetinmiyor, tam bir kitap kurdu olup çıkıyor. Boş zamanlarında onu kütüphane dışında görmek ne mümkün! Yeni çıkan dergilere bakıyor, derslerde teorisini okuduğu bilim insanlarının hayat hikâyelerini inceliyor, buluşların öykülerini araştırıyor, "cicili bicili" resimlere bakıyor, makaleleri okuyor, fotokopilerini çekiyor, evine götürüyor, çevirisini yapıyor... Bıkmıyor, yılmıyor, bütün parasını kitaplara yatırıyor. Türkiye'ye her gelişinde dört-beş bavul dolusu kilap getiriyor, getiremediklerini kargoya veriyor. Asıl branşı kimyadan yola çıkıyor, fakat bir de bakıyor ki incelediği her konu ona başka dünyaların kapısını açıyor. Tıp, madencilik, metalurji, tekstil... Yavaş yavaş biriktiriyor, biriktirdiklerini sabırla işliyor, açık kalan yerleri kapamak için sürekli araştırıyor. Biryıl sonra Türkiye'ye dönüyor, doktorasını veriyor, çeşitli burslar alarak yurtdışı maceralarını sürdürüyor, tabii okuma ve araştırmalarını da... ilk kitabını 1984'te yayımlıyor, 1989'da profesör oluyor, aldığı burslarla yurtdışına gidip gelerek bilim tarihi konusundaki araştırmalarını sürdürüyor. '*? ,%;, AXBSS'l 8AŞVUKMAK fÇift AXKS YAZ, ms'iGomai axesi* Beyaz Eşya, Mobilya & Ev Tekstili ve Yapı Malzemeleri sektörlerinden ahşverişlerinizi şimdi yapın, ödemeye 2011'de başlayın! AXESS YİTER BANA IMK 144 25 25 www.axess.com.tr Tez, anlatıyor: "Bütün bunlar30 küsuryılın emeği. Kimya diye başladım, o beni eczacılığa götürdü, tüm bilimler birbiriyle baglantılı sonuçta. Biz '60'ların sonunda çok iyi hocalardan egitim aldık. Yalnız kimya görmedik, fizik, matematik, fen bilimleri ögrendik. Çalışkan ve becerikli olmam bana avantaj sağladı. Sabrettim, biriktirdiklerimi gece gündüz demedim tarttım. Boşlukları nereden doldururum diye kütüphanelerde sayfalar dolusu araştırdım. Zaman içinde 60-65 dosyam oluştu. Bilgisayarıma girecek bilgileri nereden bulursam bulayım kendi süzgecimden geçirerek damıttım. Damlaya damlaya göl ettim! Fakat Türkiye garip ve neye deger verecegini bilmeyen bir ülke, uzun zaman bana da pas vermedi. Kapısını çalmadıgım yayınevi kalmadı. Şimdi hepsi peşimden koşuyor ama içimden 'daha önceleri nerelerdeydiniz' şarkısını söylemek geçiyor." Prof. Dr. Tez popüler bilim tarihi yazıyor. Yazdıklarını bir öğrenci velisi de okuyor, bilim insanı da. Tıp Tarihi adlı kitabını bir doktora armağan edişini, doktorun annesinin kitaba balıklama atlayıp "Senden önce ben okuyacağım" demesini unutamıyor. "Kitaplarımda herkes kendine göre bir şeyler bulabilir. Yalnızca Osmanlı'yı değil Batı'yı da inceliyorum" diyor. Prof. Dr. Zeki Tez'in etimolojiye özel bir ilgisi var. Bu yüzden sözlükleri masasının demirbaşı. En küçük bir kelimeye bile defalarca bakıyor. Bir diğer merak alanı da resimler. Zamanla arşivinde dört bine yakın resim birikmiş. TEYAKKUZ HALİNDE BEKLİYOR Prof. Dr. Zeki Tez bilgisayarında 30 kitaplık daha malzeme olduğunu söylüyor. Yayınevinden istendiği halde, üç gün içinde basılmaya hazır hale getireceğini söyleyecek kadar da iddialı. Bundan sonra yeme-içme ve keyif maddeleri üzerine bir kitap yayımlamayı düşünüyor. Ama yayıneviyle paslaştıklarını da ekliyor sözlerine. "Yeme-içme dediysem patlıcanlı musakka tarifi verecek degilim! Domatesin, patatesin tarihi gibi konulara yer vereceğim. Mesela ilk dondurma nerede yapılmış? Taa 100 yıl öncesinden beri var dondurma. istanbul'a buz nereden getirilmiş, yiyecek isimlerinin etimolojisi gibi... Bu kadar hızlı gitmemin nedeni, son noktayı koymadan elimdeki konuların hepsini yayınlanmış görmeyi istemem. Beceremezsem benden sonra ailem devam ettirir." Tez'in tek pişmanlığı en başından bilim tarihini seçmemiş olması. Yine de şikâyeti yok, ancak ailesi için aynı şeyi söyleyemez. Zaman zaman "Bıktık senin bu okumalarından, yazmalarından" dedikleri oluyor. "Bilim tarihine devlet olarak da fazla önem verememişiz" diyor, "Bir tek tıp tarihi kurumsallaşmış Türkiye'de. Daha önce bir bölüm vardı bilim tarihiyle ilgili, onu kapattılar, şimdi daha yeni, istanbul Üniversitesi'nde açtılar. insanlara mesleklerinin tarihini önceden verirseniz gelecegini daha iyi görür halbuki". ilaç ve Parfümün Sihirli Dünyası kitabında eczacılıktan tarihsel kesitler, çağdaş yapay ilaçlara giden yol, ilaç olarak kullanılan hayvansal nesneler, ilaç listeleri-kodeksler-farmakopeler, ortaçağ Avrupası'nda eczacılık, sabunun kısa larihi, modern çağda parfüm hazırlama sanatı gibi bölümler var. Prof. Dr. Zeki Tez'i mütevazı odasında, kitapları, sözlükleri, resimleri, bilgisayarı ve doymak bilmeyen merakıyla baş başa bırakıyoruz... [email protected] • Adamotu, şifalı bitkiler içinde en çok merak edileni. Kök ve yaprakları insana benzediği için her zaman ilgi çekmiş. Çok etkili bir ilaç. Afrodizyak ve uyuşturucu etkisi var. Hasta, ameliyat edilecegi sırada bu bitkiyle uyuşturulur. Alman halk biliminde 'alrune' adıyla geçen bitki "kullananın tüm gizli sırlarını açığa vurduran, insan biçiminde bir devin ruhunu içeren büyülü bir kök" şeklinde tanımlanmış. Zehirli. Önemli olan dozdur. Özütünü gözünüze birkaç damla damlatırsanız gözbebeklerini büyütür. Kadınlar bunu güzellik amacıyla kullanmıştır. 19. yüzyılda Avrupa'da katarakt ameliyalında kullanılmış. Gözbebegine damlatıyorlar ki gözbebegi büyüsün ve hekim rahat çalışsın. • Çok çeşitli zehirler var. Kürar diye bir bitki mesela, Güney Amerika kaynaklı. Bunu okun ucuna sürüyorlar, hayvana deger degmez uyuşturuyor. Ama tabii belli bir dozdan sonra öldürücü. Güney Amerika'da bir kabile bu zehiri üretmek için yaşlı kadınları kullanmış. • Sağlıklı insan vücudunda bu dört salgı belirli bir denge halinde. Salgılardan biri daha aşırı veya daha kıtsa denge bozuluyor ve hastalıklar ortaya çıkıyor. Hastalıgı tedavi etmek için o dengenin yeniden kurulması gerek. Bu salgılar da yiyeceklerle baglantılı. Çabuk sinirlenen birine sarı safra salgısını azaltmak için soguk ve nemli yiyecekler verilmeli. Bu teori üzerine eski çağlardan beri, Galenos'tan, Hipokrat'tan beri düşünceler üretilmiş. Osmanlı da bunun üzerine çok düşünmüş, Dogu tıbbında baş tacı edilmiş bu teori. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle