19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Prof. Dr. NAİL YILMAZ Gazetemiz merhum Selçuk’un köşesini pen- cere biçiminde aynõ yerinde pencere şeklinde boş bõrakõyor. Sanõrõm boşunun bu kadar dolu oldu- ğu pencere görülmemiştir. Cumhuriyet okurla- rõ ve gerçek yurtseverler, atatürk’ün çocuklarõ, fikirlerine ve siyasal duruşuna yakõn olmayan- lar bile kişiliğinin önünde eğildiler. Pencere: Cumhuriyet, demokrasi, laiklik, Kemalizm, milliyetçilik, halkçõlõk, kardeşlik ve aydõnlõk ile dolu. Bu ilkeleri savunan felse- fe ile dolu. Böyle bir pencereyi Türkiye Cum- huriyeti okurlarõ belki görür, belki görmez. O penceresini neler ile doldurdu: Türki- ye’nin gerçek sorunlarõnõn ne olduğunu açõk- lamak ile doldurdu. Türkiye’nin Cumhuriyet- ten bu yana doğru olmasõ gereken iç ve dõş so- runlarõnõ açõklamak ile doldurdu. Türkiye’nin ekonomik politikalarõnõn, işçi haklarõnõn nasõl olmasõ gerektiğini savunarak doldurdu. İşçinin- köylünün aydõnlanmasõ ile doldurdu. Türki- ye’nin gerçek sorununun eğitim, bilim ve ay- dõnlanma olduğunu açõklamak ile doldurdu. Tür- kiye’nin temel direğinin; onlarõn bazõlarõndan iş- kence görmesine rağmen koruyucusunun aske- ri olduğunu, yan gelip yatmadõğõnõ, gerektiğin- de hepimiz için öldüğünü savundu. Gerçek de- mokratik uygulamanõn daha az oy alanõn daha az daha çok alanõn daha çok hakkõ olmadõğõnõ sa- vundu. Gerçek demokrasinin birey hakkõnõn eşit uygulanmasõ olduğunu savundu. Devlet dõşõnda hiçbir partinin yandaşõ olmadõğõnõ ancak karar- sõzlõğa düşmeden, bir gram ödün vermeden, her zaman dik ve ilkeli durarak o pencereden seslendi. Hiçkimsenin diğerinin kölesi olmamasõ gerekti- ğini savundu. savundu... Anlayacağõnõz kalemi pencerenin pervazõ kadar büyüktü. Darbeciler ta- rafõndan cezaevine atõldõ. Otuz yõl sonra darbe- cilikle suçlandõ. Yine içeri atõlmak istendi. Ya- şayarak yaşamayanlara örnek oldu. Penceresini:Yanlõş yorum ile susturulan gaze- tecileri uyarmakla doldurdu. Oysa yanlõşõ devlet görevlisi de yapsa uyardõ. Ekonomik verilerle il- gili yorum yapan gazetecileri büyüklerin şerhinden korumakla doldurdu. Krizden bahsedince fõrça- lanan meslektaşlarõnõ teğet geçişten korudu. Oy oranõ düştü diyen, babalarõ asker veya polis olan ancak ağlayan çocuklarõ gazetelerine taşõyan patronlarõ ilahlarõn şerhin- den korumak için, itaat eden değil düşünen medya için gereken önerileri ve bunun için gereken cesare- ti penceresine taşõdõ. Onla- rõ cesaretlendirdi. İşte bu nedenle bu pencerenin bo- şu dolusundan daha an- lamlõ kalacaktõr. Binlerce yol gösterici sözünden iki- si ile kapatmak istiyorum. Pencerenin neden sürekli açõk kalacağõnõ: “Ben siz- den. Hiçbir ayrıcalığım olmadığı gibi, sizden ay- rı olarak hiçbir erdemim de yok”. “Bizim en büyük mutluluğumuz, bilinçli yaşamaktır. Bizi hayvan- lardan ayıran da budur”. Ruhu şad olsun! Tanrõ onu hazõr eğitimli gelmiş diye yeni görevler vermek için hiç sõkõntõ çekmeye- cek. Orada da yeni görevler verecek. CMYB C M Y B 7 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA İLHAN ABİ’NİN ARDINDAN 9 İlhan’la aydõnlanma aşkõmõzõ hiç saklamadõk! İlhan’la aydõnlanma aşkõmõzõ hiç saklamadõk! İlhan’la aydõnlanma aşkõmõzõ hiç saklamadõk! İlhan’la aydõnlanma aşkõmõzõ hiç saklamadõk! ‘İlhan Selçuk’un aydınlanma mücadelesini sürdüreceğiz’ İstanbul Haber Servisi - Cumhuriyet okurlarõ, aydõnlanmanõn yõlmaz savaşçõsõ gazetemizin imtiyaz sahibi ve başyazarõ İlhan Selçuk’un verdiği aydõnlanma mücadelesini sonsuza dek sürdüreceklerini belirttiler. Kurum ve kuruluşlarõn başkan, üye ve sözcüleri ile yurttaşlarõn mesajlarõ şöyle: Özcan Işıklar (Silivri Belediye Başkanı): Sana saygõlarõmõzõ sunmaya ve minnetle uğurlamaya geldik. Işõklar içinde yat. Fırat Aykut (Eski Çatalca Belediye Başkanı): Seni örnek aldõk, izledik. Bundan sonra da õşõğõnla yürüyeceğiz. İnci Beşpınar (Kadıköy Kadın Konseyi Başkanı): Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek bu niteliklerini koruyarak barõş ve kardeşlik içinde, bölünmez tek bir yürek olarak yaşamasõnda verdiğiniz büyük mücadeleye saygõlarõmõzõ sunuyoruz. Tünay Süer (CHP Kadıköy İlçe Örgütü Kadın Kolu Sekreteri): Cumhuriyet’in ilelebet yaşamasõnõ diliyorum. Çünkü gazeteden öte, bir bilgi bankasõ, üniversite olan, Atütürk’ün õşõğõnõ yayan Cumhuriyet sonsuza dek aydõnlõğõnõ yaymalõdõr. Hakkı Sevim (Yeniden Kuvayı Milliye Hareketi Derneği Başkanı): Cumhuriyet çõnarõnõ yitirmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Atatürk ilkelerinin yõlmaz savunucusu, aydõnlanma devriminin önderiydi. O bir öğreti ustasõ, özgürlük ve demokrasi savaşçõsõydõ. O yeniden Kuvayõ Milliye ruhunun topluma egemen olmasõ için ömrünü verdi. Onu asla unutmayacağõz, sonsuza dek yaşatacağõz. İzzet Akkoyun (Muğla İli, İlçeleri Kültür ve Tanıtma Derneği Başkanı): Ülkemiz artõk çok az kalan doğru çizgilere sahip bir düşünürünü kaybetti. Rıza Baş (Şahkulu Dergâhı Vakfı Yöneticisi): Koca çõnar. Penceren kapanmayacak. Kemalist, laik çizgin hep açõk, uğrak olacak. Rahat uyu. Çok sevdiğin erenler dergâhõnõn yönetcileri olarak yolunu takip edeceğimizi bilesin. Selçuk’un cenazesine çelenk göndermek yerine TEMA Vakfı’na bağışta bulunanlar: İş Bankasõ Genel Müdürü Ersin Özince, USİAD Genel Başkanõ Ünyan Peker, Türkiye Yazarlar Sendikasõ, Hıncal Uluç, Ali Yorulmaz, Zeki Diren, Ayduk Koray, Bora Tanlak, Deniz Işıksel, Gülçin Kamberoğlu, Delil Karakaya, Mehrizat, Nevra Bucak, Tülay Ferah, Nuri Cengiz, Remzi Binkut, Şerafettin Giden. İlhan’la aydõnlanma aşkõmõzõ hiç saklamadõk!ZERRİN BEKAR Biz İlhan’la görücü usulü, eşim aracõlõğõ ile tanõştõk. Gerçi bizim sevgili tuhaf adam! onurlu, Ata- türkçü, aydõnlõkçõ, idealist... Düzene de uy- muyor hiç. Üstüne satõn da alamõyorsun ada- mõ, diğer sevgililer gibi fiyatõ da yok. Akõl ve insanlõk geçer akçe. Biz İlhan’la aydõnlanma aşkõmõzõ hiç saklamadõk, hiç tenhada korkarak yaşamadõk, güvendik düşüncelerimize, ilke- lerimize... El ele verdik... Aydõnlõk düşünce- lerimiz, insan sevgimiz çoğaldõ bizim, onca hoyratlõğa rağmen... Kocam da tuhaf adam İlhan gibi... Bazen bu- luşamadõğõmõz, İlhan’õn bana anlatõsõ olmadõ- ğõ günlerde, niye İlhan’la buluşmadõn diye si- tem eder. O da alõşmõştõ, İlhan’la paylaştõkla- rõmõzõ paylaşmaya, bunun mücadelesini bera- ber vermeye. Dedim ya tuhaf benim koca... bu kadar da uygar olunmaz ki... Demiyor ki; şu kadõn otur- sun evde paso çocuk yapsõn, temizlik yapsõn, yapsõn da yapsõn... değil mi ama? Okuyan, düşünen, sorgulayan, İlhan’õn sevgilisi kadõn, gün gelir; ben kul değil bireyim... insanõm, be- nim de fikrim var, beni istediğin gibi evirip çeviremezsin, ben bireyim birey der dikiliverir karşõma... Korkmadõ Hakan diğerleri gibi, İlhan’dan bana anlattõklarõndan, kul Zerrin’i değil bi- rey Zerrin’i sevdi. Tuhaf, sevgilim İlhan’õ da çok sevdi. İlhan uzun bir seyahate çõkacaktõ, haber ver- di, pazartesi günü. Son buluşma yerimiz çar- şamba günü Lütfi Kõrdar... Hüzünlüğüm tabii bir sevgilisi olarak. İlhan siyahõ sever diye ak- şamdan hazõrladõm siyah elbiselerimi, tertemiz, titiz. Saçlarõmõ özgür bõraktõm rüzgâra, en yüksek topuklu ayakkabõmõ giydim. Bilirim İl- han ayakkabõnõn topuk sesinden hiç rahatsõz ol- maz, tahrik olmaz, fetva konusu yapmaz... İlhan’õn biz sevgilileri de tuhaf bu arada. Hiç kõskanmadõk İlhan’õ birbirimizden. Bizlere kattõklarõnõ, öğrettiklerini paylaştõkça paylaş- tõk, çoğaldõkça sevgilileri mutlu olduk. Evet sevgili İlhan, biz senin sevgililerin hiç ayrõm yapmadõk aramõzda; eski yeni unvanlõ unvansõz, senin öğrettiğin gibi oturduk tüm koltuklara; eşit, insanca... Ben şanslõ sev- gililerindendim, önden üçüncü koltuk. He- men yanõmda Beykoz’lu sevgililerinden Şaziye, Ayşe, Keriman, Zehra... Sadece güle güle demek için... Kortejde yol boyunca dokunuverdik onlarca kez, ulaşõlabilir sevgilimize, teşekkür ettik, bizlere kattõklarõ için... Sonunda göğün de te- pesi attõ olanlar, İlhan’õn bu gidişine. Haykõr- dõ, gürledi, yağdõkça yağdõ, isyan etti susanla- ra, korkanlara inat... Ama sonunda güneş açtõ, aydõnlõk oldu dört bir yanõmõz, õsõndõk, kuru- landõk, devam ettik yolumuza, aydõnlõğõn sim- gesi sevgilimiz İlhan’õn ardõndan... Dönüp kalanlara, sevgilimizin bõraktõklarõna baktõm; Şaziye aydõnlõk, Ayşe aydõnlõk, Keri- man aydõnlõk, Zehra aydõnlõk... birey olmuşuz, yurttaş olmuşuz, çağdaş kadõn olmuşuz, cinsi- yetimiz kalkmõş İLHAN SELÇUK olmuşuz ... İLHAN SELÇUK dilinin kıymetini bilenler örnek gerektiğinde ilhan selçuk diyecekler yarım yüzyıl penceresinde cumhuriyet’in bütün inceliklerine girdi bütün derinliklerine indi bir dili yeryüzü gibi köşe bucak gezdi gezdirdi dilinin kıymetini bilenler evet diyecekler ana dilinin en iyilerindendi ne yersiz bir virgül ne amaçsız bir hece kısa ve öz bilgece yazdı ve yüceltti ENVER TOPALOĞLU KOCA DERVİŞ* İyi ki açtın gençliğimize Pencere’ni Laikliğimizin, devrimciliğimizin koca mimarı Hacı Bektaş Veli’nin kandilleri daha ışıklı şimdi Aydınlık yürüyüşünle Hakk’a doğru Namuslu yazdın, yürekli yaşadın Serçeşmeye vardın Eyvallah’ınla Eğmeden geçtin başını dünyanın kapılarından Lâmekandın, kayıtsızdın dünya nimetlerine Çınarıydın Cumhuriyet’imizin tarih bilinciydin Umudumuzun, hoşgörümüzün koca dervişi Kavuştun Ata’na, ne mutlu, aşk olsun sana MEHMET ATAY 21 Haziran 2010 (*) Gözaltında zorla alınan yazılı ifadesinin iş-kenceyle gerçekleştiğini akrostiş tekniğiyle duyu-rup, 12 Mart 1971 faşist darbesinin şifrelerini çö-zen, katillerine ders veren İlhan Abi’min yüce anı-sına sevgi, saygı ve coşkuyla... Cumhuriyet ve Pencere
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle