Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Devletlerin iç politikaları hemen her zaman dış
politikalarıyla ilintilidir. Bu ilintinin, ilişkinin niteliği
ve derecesi de o devletin hareket edebileceği
alanın yüzölçümünü belirler.
Bu bir saptamadır ve farklı biçimlerde
yazılabilir.
Bir saptama daha yapalım.
Her ülkede iktidar, kendini korumak ve
mümkünse uzun süre yönetimde kalabilmek için
elinden geleni yapar. Burada “elinden gelen”
dediğiniz zaman, pek ahlaksız serbest piyasanın
kendi içinde belirli bir “ahlak” zemini
oluşturduğu ülkelerde, temsiliyet kabiliyeti her
zaman kuşkulu seçimlere tabi “demokrasiden”
ya da serbest piyasanın henüz tam yerleşmediği
ve daha vahşi yöntemlerin geçerliliğini koruduğu
ülkelerde askeri, sivil darbelere kadar geniş bir
yelpazenin iş başında olduğu yönetim
biçimlerinin marifetlerinden söz ediyorsunuz
demektir.
İkinci tür ülkelere bakalım.
Mecliste “kahhar” bir çoğunluğa sahipseniz iç
politikaya hâkim olmanın ve sürekliliği
sağlamanın sivil ama darbeci yöntemlerine
ağırlık verirsiniz. Çünkü istediğiniz ve kalıcılığınızı
sağlayacak değişiklikleri, temsiliyeti her zaman
tartışmalı “demokrasi” görüntüsü içinde yapma
şansına, sizi onaylamakta güçlük çeken öteki
devlet güçlerini bir hale yola sokma yeteneğine
sahipsiniz demektir.
İtiraz edenler olsa da, bir şekilde “ikna
edersiniz” artık. Demokrasinin yani sistemin o
pek bilinen mütemmim cüzü olan mahkemeler
ve hapishaneler ne güne duruyor.
Peki, bir saptama daha yapalım.
Çok mu özgürsünüz?
İç politikada istediğinizi yapabilir, dış
politikada sahip olduğunuz dar da olsa ideolojik
alanda sağa sola gidebilir, eksenle oynayabilir
misiniz?
Baştaki saptamaya dönmek zorundayız.
Birincisi bütün ülkeler; büyükler, emperyal
güçler de dahil tümü, sistemin sınırları içinde
yaşamak zorundalar. Onu değiştirmeyi hayal
etmek bile düşünülmemelidir. Düşünenleri
marjinallik sınırlarını aşarlarsa, hapishanelere ya
da derin bir sessizliğe, mavi siyah bir karanlığa
gönderiyorlar. Sistemin küçük ve pek çok
bakımdan bağımlı, yani iç politika dış politika
ilişkisinde alanı dar ülkeler için hayat biraz daha
karmaşıktır. Yalnızca sistemin, serbest piyasanın
kuralları değil, büyüklerin, emperyal güçlerin
kurduğu küresel düzenin kuralları, istekleri de
sizi belirliyor.
Pek fazla hareket kabiliyetiniz olduğu
söylenemez doğrusu.
Eksen değiştirmeye falan kalkmayacaksınız.
Çizili alan içinde yapacaksınız ne yapacaksanız.
Alanı aşmaya yeltenir, efelenmeye falan
kalkarsanız, sistemin düzenin aklı başında
elemanları, dışarıdakilerin ne kadar içeride
olduğunu size hatırlatacaklardır.
Örneğin, AB çipasına bağlı olduğunuz zamanki
rahatlığınızı size fısıldayacak, iç politikada
yapmak istediklerinizi o zaman ne kadar rahat
yapabildiğinizi hatırlatacak “vazgeç, maceraya
soyunma, ekseni yeniden AB’ye kaydırma
zamanı geldi” diyeceklerdir.
Peki bu kadar laf niye?
İktidarın emperyalistlere kafa tuttuğunu,
onların ekseninden çıkmaya çalıştığını falan mı
sanıyorum.
Hayır, bugünlerde hep durum saptaması
yapmaya çalışıyorum.
Somut durumun somut tahlili önemlidir diye
düşünüyorum.
Yoksa bana kalsa, sistem içinde iç politika dış
politika ilintisi, ilişkisiyle değil, sistemin dışına
çıkmanın yolları üzerinde kalem oynatırdım.
Yine de sistemin içinde çelik çomak
oynayanların haline bakıp olanı biteni görmek
eğlenceli oluyor doğrusunu isterseniz. İsrail’e
kafa tutunca neler olduğunu görüyor,
Obama’dan dost, Berlusconi’den kanka,
Merkel’den ahbap oluyor mu ona bakıyorsunuz.
Bakıyor, hem gülüyor, hem de -nihayet ülke
sizin ülkeniz- üzülüyorsunuz.
e-posta: [email protected]
Marmara Üniversitesi öğretim üyeleri, üçüncü olan Prof. Dr. Gül’ün birinci sõraya taşõnmasõnõ eleştirdi
YÖK darbesine tepki
İstanbul Haber Servisi - Marma-
ra Üniversitesi (MÜ) öğretim üyele-
rinden, rektör adayõ belirleme seçim-
lerinde 482 oy ile birinci olan Prof. Dr.
Necla Pur’un yerine, 302 oyla üçün-
cü olan Prof. Dr. Zafer Gül’ü birin-
ci sõraya taşõyan YÖK’e tepki yağdõ.
MÜ öğretim üyeleri adõna açõklama
yapan Prof. Dr. Günay Atalayer,
YÖK’ün kararõnõ “demokratik üni-
versite kavramını zedeleyici bir ka-
rar” olarak değerlendirdi. Tüm Öğ-
retim Üyeleri Derneği (TÜMÖD) İs-
tanbul Şubesi Başkanõ Prof. Dr. Tol-
ga Yarman da, “Üniversite yöne-
timlerinin mevcut siyasi gereksin-
melere göre biçimlendirilmeye ça-
lışılması kabul edilemez” dedi.
Erdal İnönü Bilim ve Kültür Mer-
kezi’nde dün düzenlenen basõn top-
lantõsõnda, MÜ öğretim üyeleri adõna
konuşan Güzel Sanatlar Fakültesi öğ-
retim üyesi Prof. Dr. Günay Atala-
yer, 3. sõrada yer alan adaylarõn birinci
sõraya yerleştirilmesinin bir istisna
olmadõğõnõ, bu uygulamanõn AKP ik-
tidarõ döneminde bir kural haline ge-
tirildiğini belirtti.
‘Adaylıktan çekilmeli’
Herkes için geçerli olan oy hakkõnõn
genelliği ve eşitliği ilkesinin üniversite
öğretim üyeleri için geçersiz sayõldõ-
ğõnõ ifade eden Prof. Atalayer, “Sadece
demokratik üniversite kavramı de-
ğil, oy verenlerin de onurunu zede-
leyici bir karardır” dedi.
Üniversitenin kendini, öğrencileri-
ni ve tüm bileşenlerini demokratik bi-
çimde yönetebileceğini vurgulayan
Prof. Dr. Atalayer, “Öğretim üyele-
ri olarak, YÖK’ün yaptığı sırala-
manın nedenini öğrenmeye hakkı-
mız olduğunu düşünüyor ve
YÖK’ten bir açıklama bekliyoruz.
Rektör adayı seçiminde, üçüncü sı-
rada yer alan Prof. Dr. Zafer
Gül’den demokratik nezaket gös-
tererek, adaylıktan çekilmesini ta-
lep ediyor, Cumhurbaşkanı Ab-
dullah Gül’den ise üniversitenin
demokratik seçimlerine saygıyla
yaklaşarak, seçimde, en yüksek oyu
alan Prof. Dr. Necla Pur’un göreve
atamasını bekliyoruz” diye konuştu.
MÜ İletişim Fakültesi Dekanõ Prof.
Dr. Ahmet Orkan da hem bir yöne-
tici hem de bir öğretim üyesi olarak
bütün çabalarõnõn, bilimle uğraşmak
ve bilim insanõ yetiştirmek olduğunu
belirterek, tüm yasalara, geleneklere,
akademik kurallara uymaya çaba gös-
terdiklerini, saygõn bir iş yaptõklarõnõ
ve toplumun her kesiminden bu ça-
baya saygõ göstermelerini bekledik-
lerini söyledi.
Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da
YÖK’ün seçim sonuçlarõna uygun
karar vermesi gerektiğini belirterek,
YÖK’ün kararõna “Bu seçime say-
gı gösterilmezse demokratik açılı-
mın hiçbir önemi yoktur” sözleriyle
tepki gösterdi.
Tüm Öğretim Üyeleri Derneği
(TÜMÖD) İstanbul Şubesi Başkanõ
Prof. Dr. Tolga Yarman da yaptõğõ
yazõlõ açõklamada, “YÖK’ün siya-
si iktidarın şemsiyesi altına gir-
mesi, bu yönetimin mevcut siyasi
gereksinimlerine göre biçimlen-
meye çalışılması, üniversiteler-
den, öğretim üyelerinden görüş ve
bilgi alınmaksızın çeşitli oldubit-
tilere dayalı kararlar alınması,
rektörlük seçimlerinde üniversite
üyelerinin yaptıkları seçime saygı
gösterilmemesi, öğretim üyelerinin
hiçe sayılarak, adeta Nüfus ida-
resini idare eder gibi bir yönetim
tarzı sergilenmesi kabul edile-
mez” ifadelerine yer verdi.
SARAÇ’TAN, PROF. BAHAR’IN AÇIKLAMALARINA YANIT
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Giresun Üniversitesi’nde en çok
oyu almasõna karşõn YÖK’ün Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül’e gön-
derdiği listeden adõnõ çizdiği Prof.
Dr. Halil İbrahim Bahar’õn rektör
atama sürecine başta İçişleri Baka-
nõ Beşir Atalay olmak üzere YÖK
üyelerinin müdahale ettiği yönündeki
açõklamalara YÖK Başkanvekili
Prof. Dr. Yekta Saraç’tan yanõt
geldi. Prof. Saraç, Prof. Bahar’õn,
“Rektörler Çukurambar’daki ka-
felerde belirleniyor” açõklamasõ
üzerine kendisinin Çukurambar’da-
ki kahve ve kafe benzeri yerlere hiç
gitmediğini belirtti.
İçişleri Bakanõ Beşir Atalay ile en
son 7-8 ay önce birkaç dakika süren
bir nezaket ziyaretinde görüştüğünü
dile getiren Saraç, Bahar’õn yaptõğõ
açõklamalarõn gerçeği yansõtmadõğõnõ
ifade etti.
YÖK’ün belirlediği liste ve sõra-
lamanõn kurumun takdiri olduğunu
kaydeden Saraç, YÖK üyeleriyle
rektör atamalarõ konusunda görüş-
tüklerini, bunun da YÖK üyesi ol-
malarõ nedeniyle görevleri olduğu-
nu kaydetti.
MÜ öğretim üyeleri adõna
açõklama yapan Atalayer,
YÖK’ün kararõnõ
“demokratik üniversite
kavramõnõ zedeleyici bir
karar” olarak niteledi.
MELTEM YILMAZ
CHP İstanbul İl Başkanõ Berhan
Şimşek, İstanbul’da “Kılcal damar ör-
gütlenmesi” oluşturarak, önümüzdeki
genel seçimlerde İstanbul’dan 41 mil-
letvekili çõkaracaklarõnõ söyledi. Şim-
şek, acilen hayata geçirilecek projeler
arasõnda “sokak, cadde ve mahalle
temsilcilerinin oluşturulması, her
mahallede hayata geçirilecek ‘danõş-
ma temsilciliği’ ile yurttaşın dok-
tor, hukukçu, eczacı gibi ih-
tiyaçlarının karşılanması,
özellikle çeperlerde kuru-
lacak etüt merkezleri ara-
cılığıyla lise son sınıf öğ-
rencilerine üniversite ha-
zırlık dersi verilmesi ile
ilaç yardım büroları
kurulması”nõ gösterdi.
CHP İstanbul İl Baş-
kanõ Berhan Şimşek,
İstanbul’a ilişkin plan
ve projelerini
Cumhuriyet’e
anlattõ. 14 Ha-
ziran tarihinde
CHP İstanbul İl
Başkanõ olan
Berhan Şimşek,
o tarihten bu
yana İstanbul genelinde CHP’ye 100 bin
dolaylarõnda katõlõm olduğunu, bu ra-
kamõn seçim sonuçlarõna ilişkin ciddi
ipuçlarõ verdiğini söyledi. Bu süreçte ye-
ni İl Yönetim Kurulu ile “acilen hayata
geçirilmesi gereken plan ve projele-
ri” belirlediklerini ifade eden Şimşek,
“Burada en önemli hadise, Genel
Başkanımızın Ankara’da estirdiği
rüzgârı İstanbul’a taşıyabilmemizdir.
CHP artık Ankara merkezli değil,
Türkiye merkezli bir siyaset yolu
izleyecek. İstanbul’da da aynı şekil-
de İstanbul merkezli değil, İstanbul
çeperli siyaset yolu izlenecek” dedi.
“CHP artık proje üreten bir parti ola-
caktır” diye konuşan Şimşek, sözleri-
ni şöyle sürdürdü:
“Öncelikle İstanbul’un MR’-ını çı-
karıyoruz. Google Earth’ü önümüze
koyup, İstanbul’u kanatlarımızın al-
tından avucumuzun içine alacağız. İs-
tanbul’un her sokak, cadde ve ma-
hallesinde temsilcilerimiz olacak. Bu
temsilcilikler, 2 emekli, 2 kadın, 2 er-
kek ve 2 genç olmak üzere 8 kişilik bi-
rimlerden oluşacak. Bu temsilcilikler
ilçe başkanı ile, ilçe başkanı da tabii
ki İl Başkanlığı ile bağlantılı olacak.
‘Kõlcal damar örgütlenmesi’ olarak
tanımladığımız bu örgütlenme saye-
sinde sandık örgütlenmesini de çok
rahat yapabileceğiz.”
Bir diğer projenin, her mahallede
yurttaşõn doktor, hukukçu, eczacõ ihti-
yaçlarõnõ karşõlayacak bir danõşma mec-
lisi oluşturmak olduğunu söyleyen
Şimşek, “Bunun dışında, gönüllülük
esasına dayalı bir şekilde ve beledi-
yelerden de destek alarak özellikle çe-
perde, ihtiyaç sahibi ailelerin lise
son sınıfa giden çocuklarına üniver-
site hazırlık dersi vermek istiyoruz.
Dersaneden çok etüt merkezi tarzı bir
oluşum ile çeperdeki yurttaşın bilin-
çli bir şekilde cahil ve muhtaç bıra-
kılmasının önüne geçmeyi hedefli-
yoruz” diye konuştu.
İl toplantıları
kahvehanelerde olacak
Şimşek, kurulacak ilaç yardõm büro-
larõyla kullanõlmayan ve zamanõ geç-
memiş ilaçlarõn toplanarak ihtiyaç sa-
hiplerine dağõtõlmasõnõ da sağlayacak-
larõnõ dile getirerek, şöyle devam etti:
“Bundan sonra il toplantılarımız il
başkanlığında değil, kahvehanelerde,
yurttaşın görüş ve önerileri alınarak
yapılacak. Bir diğer önemli konu
da, belediye meclisinde geçen dos-
yalar. Artık belediye meclislerinde
kamu yararı olmayan tek dosya geç-
meyecek. CHP’li üyelerin ‘benim ha-
berim yoktu’ deme gibi bir şansları
yok. Belediye meclis üyelerinin key-
filiği durumu artık bitiyor. Ben maz-
batayı değil, mazbatanın sorumlu-
luğunu taşıyan arkadaşlarla çalışmak
istiyorum.”
Şimşek, türban konusu ile Kürt me-
selesi gibi kritik konularda CHP için-
de bir çatõşma ve kararsõzlõk varmõş gi-
bi bir hava yaratõlmaya çalõşõldõğõnõ be-
lirterek, özetle şunlarõ söyledi:
“CHP’de türban konusunda ya
da Kürt meselesinde bir tür karar-
sızlık ve anlaşmazlık var gibi yansı-
tılıyor. Böyle bir durum söz konusu
değil. Sayın Genel Başkanımız bu ko-
nuların siyasetin malzemesi olmak-
tan çıkarılmasının ardından kendi
akışları içinde çözülmesi gerektiğini
ifade ediyor. Ancak Türkiye ne yazık
ki tek parti iktidarı değil, parti- dev-
let tarafından idare edildiği için so-
runlar bir türlü çözülemiyor.”
BALYOZ İDDİANAMESİ MAHKEMEDE
FõrtõnaveÖrnekiçin
müebbethapisistendi
İstanbul Haber Servisi- “Balyoz Güven-
lik Harekât Planı” iddialarõna ilişkin hazõrla-
nan iddianame dün İstanbul 10. Ağõr Ceza
Mahkemesi’ne gönderildi.
Cumhuriyet savcõlarõ Mehmet Ergül, Sü-
leyman Pehlivan, Ali Haydar ve Murat
Yönder’in Balyoz Planõ iddialarõna ilişkin
yürüttüğü soruşturma tamamlandõ. İddiana-
mede, eski Hava Kuvvetleri Komutanõ emekli
Orgeneral Halil İbrahim Fırtına ile eski De-
niz Kuvvetleri Komutanõ emekli Oramiral
Özden Örnek’in “şüpheliler” arasõnda yer
aldõğõ öğrenildi. İddianamede eski kuvvet ko-
mutanlarõ Fõrtõna ve Örnek için ağõrlaştõrõlmõş
müebbet hapis isteniyor. Yaklaşõk 800 sayfa-
dan oluşan iddianamenin 200 ek delil klasörü
bulunuyor. 6. Kolordu Komutanõ Korgeneral
Nejat Bek, Kuzey Deniz Saha Komutanõ
Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Kara Harp
Akademisi Komutanõ Tümgeneral Ahmet
Yavuz, Taktik Piyade Tümen Komutanõ
Tümgeneral Gürbüz Kaya, Güney Görev
Grup Komutanõ Tuğamiral Caner Bener’in
de aralarõnda yer aldõğõ 25 muvazzaf genera-
lin şüpheliler arasõnda yer aldõğõ toplam 196
kişi hakkõnda soruşturma yürütülüyor.
CHP İl Başkanõ Şimşek genel seçimlerde İstanbul’dan 41 milletvekili çõkaracaklarõnõ söyledi
‘Proje üreten parti olacağız’Şimşek, projeler arasõnda “Her mahallede hayata geçirilecek
olan ‘danõşma temsilciliği’ ile yurttaşõn doktor, hukukçu, eczacõ
gibi ihtiyaçlarõnõn karşõlanmasõ”nõ gösterdi.
İHBAR MEKTUPLARI ÖNCE ABD ELÇİLİĞİNE GİTMİŞ
Edelman ‘sahte darbe’
belgelerini doğruladõ
Haber Merkezi - Balyoz da-
vasõndan tutuklanõp serbest bõra-
kõlan emekli Orgeneral Çetin
Doğan’õn kõzõ Pınar Doğan’õn eşi
Harvard Üniversitesi öğretim gö-
revlisi Dani Rodrik, eski ABD
Büyükelçisi Eric Edelman’a An-
kara’da görev yaptõğõ dönemde
sahte darbe planlarõ geldiğini id-
dia etti. Rodrik’in iddialarõnõ doğ-
rulayan Edelman, ‘bir dizi dar-
be dedikodusunun raporu’ ve ‘TSK için-
deki mekanizmaları’ anlatan elyazõsõ bir
mektup fotokopisi şeklindeki belgeyi ince-
lettiğini ve belgenin sahte çõktõğõnõ söyledi.
Balyoz ve Ergenekon davalarõnõn özünü
oluşturan ihbar mektuplarõ ve darbe iddia-
larõnõn, bu davalara konu olmadan önce
ABD elçiliğine servis edildiği ortaya çõktõ. Çe-
tin Doğan’õn Balyoz soruşturmasõ kapsa-
mõnda tutuklanmasõnõn ardõndan eşiyle bir-
likte “cdogangercekler.wordpress.com”
blogunu oluşturan Doğan’õn damadõ Rodrik,
blogda 2003-2005 yõllarõ arasõnda ABD’nin
Ankara Büyükelçiliği görevini yürüten Edel-
man’õn kendisine pazarlanan sahte darbe plan-
larõyla ilgili bütün detaylarõ anlattõğõnõ yaz-
dõ. Eric Edelman, Milliyet gazetesine yaptõ-
ğõ açõklamada Rodrik’in açõkla-
malarõnõ doğruladõ. Edelman, söz
konusu belgenin Haziran 2004’te
İstanbul’da yapõlan NATO zirve-
si sonrasõnda bir elçilik kaynağõ
aracõlõğõyla kendisine ulaştõrõldõ-
ğõnõ söyledi. Elyazõsõ bir mektup
fotokopisi şeklindeki belgenin,
‘bir dizi darbe dedikodusunun
raporu’ ve ‘TSK içindeki me-
kanizmaları’ anlattõğõnõ belirten
Edelman, “Bu bir hükümet ya da AKP kay-
nağından gelmemiştir” dedi.
‘Türk basınından öğrendim’
Belgeyi “incelenmesi” için elçilik perso-
neline devrettiğini belirten Edelman, “Daha
sonra son derece kaba bir kalpazanlık
(sahtekârlık) vakası olduğu cevabını al-
dım” dedi. Edelman, ihbar mektubunda an-
latõlan olaylarõn Ayõşõğõ, Sarõkõz ya da
Balyoz gibi davalara konu olan ‘darbe
planları’ndan olup olmadõğõnõn sorulma-
sõ üzerine “Ergenekon ya da Balyoz’la
bağlantılı olup olmadığını söyleyemem
çünkü bu terimleri zaten son yıllarda
Türk basınından öğrendim” dedi.
CHP’Lİ KART’TAN ERDOĞAN’A DARBE SORULARI
‘İddialara karşõ daha ne
kadar sessiz kalacaksõn’
KONYA (Cumhuriyet) -
CHP Konya Milletvekili Atilla
Kart, ABD Büyükelçisi Eric
Edelman ve Taraf Gazetesi Ge-
nel Yayõn Müdür Yardõmcõsõ
Yasemin Çongar’õn, “Balyoz
darbe planıyla ilgili belgelerin
yayımlanması için Başbakan ve
devlet istihbaratının başı ta-
rafından teşvik edildik” yö-
nündeki sözlerini TBMM’ye
taşõdõ. Kart, Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan’a “Daha ne kadar sessiz kalacak-
sınız” diye sordu.
Kart, Erdoğan’a yönelttiği soru önerge-
sinde, hükümetin Ergenekon sürecine ve
medya haberlerine müdahalesi olduğuna
ilişkin somut bulgularõn uzun süredir ka-
muoyu gündeminde olduğunu belirtti.
‘Suskunluk kabul etme
anlamına gelebilir’
Çongar ve Edelman’õn sözlerine dikkat çe-
ken Kart, önergesinde şu ifadelere yer ver-
di: “Başbakanlık, Adalet, İçişleri Ba-
kanlığı odaklı bir karargâhın illegal bir
şekilde çalıştığı ve toplumsal manipülas-
yonlara yol açtığını doğrulayan
gelişmeler söz konusudur. 3-4
yıldan bu yana ısrarla dile ge-
tirilen iddia ve bulgulara kar-
şı, hükümetin hemen açıklama
yapma zorunluluğu vardır. Zi-
ra, hükümete yakın isimlerin ve
bazı kamu görevlilerinin, sah-
te belgeler ve kurgular yoluy-
la, ordudaki belli subay grup-
larını tasfiye etmeye yönelik
komplolar hazırladıkları gerçeği artık da-
ha fazla gizlenemez bir hale gelmiştir.”
Erdoğan’õn sessizliğinin, iddialarõn doğ-
ruluğunu kabul etme anlamõna gelebileceğine
işaret eden Kart, Erdoğan’a “Toplumu ve
gündemi altüst eden, ayrışmaya yol açan
bu sürecin; yukarıda anlatımı yapılan Baş-
bakanlık, İçişleri ve Adalet Bakanlığı
odaklı karargâhın illegal çalışmaları so-
nucu ortaya çıkmış olmakla; hükümet ola-
rak, gerçeklerin araştırılması ve ortaya çı-
karılmasından endişe duymuyorsanız;
bu konuların TBMM tarafından araştı-
rılmasına yardımcı olmayı kamuoyuna be-
yan ediyor musunuz? Bu konuda hazır-
lanacak önerge-önergelere destek verecek
misiniz?” sorularõnõ yöneltti.