28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Devletlerin iç politikaları hemen her zaman dış politikalarıyla ilintilidir. Bu ilintinin, ilişkinin niteliği ve derecesi de o devletin hareket edebileceği alanın yüzölçümünü belirler. Bu bir saptamadır ve farklı biçimlerde yazılabilir. Bir saptama daha yapalım. Her ülkede iktidar, kendini korumak ve mümkünse uzun süre yönetimde kalabilmek için elinden geleni yapar. Burada “elinden gelen” dediğiniz zaman, pek ahlaksız serbest piyasanın kendi içinde belirli bir “ahlak” zemini oluşturduğu ülkelerde, temsiliyet kabiliyeti her zaman kuşkulu seçimlere tabi “demokrasiden” ya da serbest piyasanın henüz tam yerleşmediği ve daha vahşi yöntemlerin geçerliliğini koruduğu ülkelerde askeri, sivil darbelere kadar geniş bir yelpazenin iş başında olduğu yönetim biçimlerinin marifetlerinden söz ediyorsunuz demektir. İkinci tür ülkelere bakalım. Mecliste “kahhar” bir çoğunluğa sahipseniz iç politikaya hâkim olmanın ve sürekliliği sağlamanın sivil ama darbeci yöntemlerine ağırlık verirsiniz. Çünkü istediğiniz ve kalıcılığınızı sağlayacak değişiklikleri, temsiliyeti her zaman tartışmalı “demokrasi” görüntüsü içinde yapma şansına, sizi onaylamakta güçlük çeken öteki devlet güçlerini bir hale yola sokma yeteneğine sahipsiniz demektir. İtiraz edenler olsa da, bir şekilde “ikna edersiniz” artık. Demokrasinin yani sistemin o pek bilinen mütemmim cüzü olan mahkemeler ve hapishaneler ne güne duruyor. Peki, bir saptama daha yapalım. Çok mu özgürsünüz? İç politikada istediğinizi yapabilir, dış politikada sahip olduğunuz dar da olsa ideolojik alanda sağa sola gidebilir, eksenle oynayabilir misiniz? Baştaki saptamaya dönmek zorundayız. Birincisi bütün ülkeler; büyükler, emperyal güçler de dahil tümü, sistemin sınırları içinde yaşamak zorundalar. Onu değiştirmeyi hayal etmek bile düşünülmemelidir. Düşünenleri marjinallik sınırlarını aşarlarsa, hapishanelere ya da derin bir sessizliğe, mavi siyah bir karanlığa gönderiyorlar. Sistemin küçük ve pek çok bakımdan bağımlı, yani iç politika dış politika ilişkisinde alanı dar ülkeler için hayat biraz daha karmaşıktır. Yalnızca sistemin, serbest piyasanın kuralları değil, büyüklerin, emperyal güçlerin kurduğu küresel düzenin kuralları, istekleri de sizi belirliyor. Pek fazla hareket kabiliyetiniz olduğu söylenemez doğrusu. Eksen değiştirmeye falan kalkmayacaksınız. Çizili alan içinde yapacaksınız ne yapacaksanız. Alanı aşmaya yeltenir, efelenmeye falan kalkarsanız, sistemin düzenin aklı başında elemanları, dışarıdakilerin ne kadar içeride olduğunu size hatırlatacaklardır. Örneğin, AB çipasına bağlı olduğunuz zamanki rahatlığınızı size fısıldayacak, iç politikada yapmak istediklerinizi o zaman ne kadar rahat yapabildiğinizi hatırlatacak “vazgeç, maceraya soyunma, ekseni yeniden AB’ye kaydırma zamanı geldi” diyeceklerdir. Peki bu kadar laf niye? İktidarın emperyalistlere kafa tuttuğunu, onların ekseninden çıkmaya çalıştığını falan mı sanıyorum. Hayır, bugünlerde hep durum saptaması yapmaya çalışıyorum. Somut durumun somut tahlili önemlidir diye düşünüyorum. Yoksa bana kalsa, sistem içinde iç politika dış politika ilintisi, ilişkisiyle değil, sistemin dışına çıkmanın yolları üzerinde kalem oynatırdım. Yine de sistemin içinde çelik çomak oynayanların haline bakıp olanı biteni görmek eğlenceli oluyor doğrusunu isterseniz. İsrail’e kafa tutunca neler olduğunu görüyor, Obama’dan dost, Berlusconi’den kanka, Merkel’den ahbap oluyor mu ona bakıyorsunuz. Bakıyor, hem gülüyor, hem de -nihayet ülke sizin ülkeniz- üzülüyorsunuz. e-posta: [email protected] Marmara Üniversitesi öğretim üyeleri, üçüncü olan Prof. Dr. Gül’ün birinci sõraya taşõnmasõnõ eleştirdi YÖK darbesine tepki İstanbul Haber Servisi - Marma- ra Üniversitesi (MÜ) öğretim üyele- rinden, rektör adayõ belirleme seçim- lerinde 482 oy ile birinci olan Prof. Dr. Necla Pur’un yerine, 302 oyla üçün- cü olan Prof. Dr. Zafer Gül’ü birin- ci sõraya taşõyan YÖK’e tepki yağdõ. MÜ öğretim üyeleri adõna açõklama yapan Prof. Dr. Günay Atalayer, YÖK’ün kararõnõ “demokratik üni- versite kavramını zedeleyici bir ka- rar” olarak değerlendirdi. Tüm Öğ- retim Üyeleri Derneği (TÜMÖD) İs- tanbul Şubesi Başkanõ Prof. Dr. Tol- ga Yarman da, “Üniversite yöne- timlerinin mevcut siyasi gereksin- melere göre biçimlendirilmeye ça- lışılması kabul edilemez” dedi. Erdal İnönü Bilim ve Kültür Mer- kezi’nde dün düzenlenen basõn top- lantõsõnda, MÜ öğretim üyeleri adõna konuşan Güzel Sanatlar Fakültesi öğ- retim üyesi Prof. Dr. Günay Atala- yer, 3. sõrada yer alan adaylarõn birinci sõraya yerleştirilmesinin bir istisna olmadõğõnõ, bu uygulamanõn AKP ik- tidarõ döneminde bir kural haline ge- tirildiğini belirtti. ‘Adaylıktan çekilmeli’ Herkes için geçerli olan oy hakkõnõn genelliği ve eşitliği ilkesinin üniversite öğretim üyeleri için geçersiz sayõldõ- ğõnõ ifade eden Prof. Atalayer, “Sadece demokratik üniversite kavramı de- ğil, oy verenlerin de onurunu zede- leyici bir karardır” dedi. Üniversitenin kendini, öğrencileri- ni ve tüm bileşenlerini demokratik bi- çimde yönetebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Atalayer, “Öğretim üyele- ri olarak, YÖK’ün yaptığı sırala- manın nedenini öğrenmeye hakkı- mız olduğunu düşünüyor ve YÖK’ten bir açıklama bekliyoruz. Rektör adayı seçiminde, üçüncü sı- rada yer alan Prof. Dr. Zafer Gül’den demokratik nezaket gös- tererek, adaylıktan çekilmesini ta- lep ediyor, Cumhurbaşkanı Ab- dullah Gül’den ise üniversitenin demokratik seçimlerine saygıyla yaklaşarak, seçimde, en yüksek oyu alan Prof. Dr. Necla Pur’un göreve atamasını bekliyoruz” diye konuştu. MÜ İletişim Fakültesi Dekanõ Prof. Dr. Ahmet Orkan da hem bir yöne- tici hem de bir öğretim üyesi olarak bütün çabalarõnõn, bilimle uğraşmak ve bilim insanõ yetiştirmek olduğunu belirterek, tüm yasalara, geleneklere, akademik kurallara uymaya çaba gös- terdiklerini, saygõn bir iş yaptõklarõnõ ve toplumun her kesiminden bu ça- baya saygõ göstermelerini bekledik- lerini söyledi. Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da YÖK’ün seçim sonuçlarõna uygun karar vermesi gerektiğini belirterek, YÖK’ün kararõna “Bu seçime say- gı gösterilmezse demokratik açılı- mın hiçbir önemi yoktur” sözleriyle tepki gösterdi. Tüm Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMÖD) İstanbul Şubesi Başkanõ Prof. Dr. Tolga Yarman da yaptõğõ yazõlõ açõklamada, “YÖK’ün siya- si iktidarın şemsiyesi altına gir- mesi, bu yönetimin mevcut siyasi gereksinimlerine göre biçimlen- meye çalışılması, üniversiteler- den, öğretim üyelerinden görüş ve bilgi alınmaksızın çeşitli oldubit- tilere dayalı kararlar alınması, rektörlük seçimlerinde üniversite üyelerinin yaptıkları seçime saygı gösterilmemesi, öğretim üyelerinin hiçe sayılarak, adeta Nüfus ida- resini idare eder gibi bir yönetim tarzı sergilenmesi kabul edile- mez” ifadelerine yer verdi. SARAÇ’TAN, PROF. BAHAR’IN AÇIKLAMALARINA YANIT ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Giresun Üniversitesi’nde en çok oyu almasõna karşõn YÖK’ün Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül’e gön- derdiği listeden adõnõ çizdiği Prof. Dr. Halil İbrahim Bahar’õn rektör atama sürecine başta İçişleri Baka- nõ Beşir Atalay olmak üzere YÖK üyelerinin müdahale ettiği yönündeki açõklamalara YÖK Başkanvekili Prof. Dr. Yekta Saraç’tan yanõt geldi. Prof. Saraç, Prof. Bahar’õn, “Rektörler Çukurambar’daki ka- felerde belirleniyor” açõklamasõ üzerine kendisinin Çukurambar’da- ki kahve ve kafe benzeri yerlere hiç gitmediğini belirtti. İçişleri Bakanõ Beşir Atalay ile en son 7-8 ay önce birkaç dakika süren bir nezaket ziyaretinde görüştüğünü dile getiren Saraç, Bahar’õn yaptõğõ açõklamalarõn gerçeği yansõtmadõğõnõ ifade etti. YÖK’ün belirlediği liste ve sõra- lamanõn kurumun takdiri olduğunu kaydeden Saraç, YÖK üyeleriyle rektör atamalarõ konusunda görüş- tüklerini, bunun da YÖK üyesi ol- malarõ nedeniyle görevleri olduğu- nu kaydetti. MÜ öğretim üyeleri adõna açõklama yapan Atalayer, YÖK’ün kararõnõ “demokratik üniversite kavramõnõ zedeleyici bir karar” olarak niteledi. MELTEM YILMAZ CHP İstanbul İl Başkanõ Berhan Şimşek, İstanbul’da “Kılcal damar ör- gütlenmesi” oluşturarak, önümüzdeki genel seçimlerde İstanbul’dan 41 mil- letvekili çõkaracaklarõnõ söyledi. Şim- şek, acilen hayata geçirilecek projeler arasõnda “sokak, cadde ve mahalle temsilcilerinin oluşturulması, her mahallede hayata geçirilecek ‘danõş- ma temsilciliği’ ile yurttaşın dok- tor, hukukçu, eczacı gibi ih- tiyaçlarının karşılanması, özellikle çeperlerde kuru- lacak etüt merkezleri ara- cılığıyla lise son sınıf öğ- rencilerine üniversite ha- zırlık dersi verilmesi ile ilaç yardım büroları kurulması”nõ gösterdi. CHP İstanbul İl Baş- kanõ Berhan Şimşek, İstanbul’a ilişkin plan ve projelerini Cumhuriyet’e anlattõ. 14 Ha- ziran tarihinde CHP İstanbul İl Başkanõ olan Berhan Şimşek, o tarihten bu yana İstanbul genelinde CHP’ye 100 bin dolaylarõnda katõlõm olduğunu, bu ra- kamõn seçim sonuçlarõna ilişkin ciddi ipuçlarõ verdiğini söyledi. Bu süreçte ye- ni İl Yönetim Kurulu ile “acilen hayata geçirilmesi gereken plan ve projele- ri” belirlediklerini ifade eden Şimşek, “Burada en önemli hadise, Genel Başkanımızın Ankara’da estirdiği rüzgârı İstanbul’a taşıyabilmemizdir. CHP artık Ankara merkezli değil, Türkiye merkezli bir siyaset yolu izleyecek. İstanbul’da da aynı şekil- de İstanbul merkezli değil, İstanbul çeperli siyaset yolu izlenecek” dedi. “CHP artık proje üreten bir parti ola- caktır” diye konuşan Şimşek, sözleri- ni şöyle sürdürdü: “Öncelikle İstanbul’un MR’-ını çı- karıyoruz. Google Earth’ü önümüze koyup, İstanbul’u kanatlarımızın al- tından avucumuzun içine alacağız. İs- tanbul’un her sokak, cadde ve ma- hallesinde temsilcilerimiz olacak. Bu temsilcilikler, 2 emekli, 2 kadın, 2 er- kek ve 2 genç olmak üzere 8 kişilik bi- rimlerden oluşacak. Bu temsilcilikler ilçe başkanı ile, ilçe başkanı da tabii ki İl Başkanlığı ile bağlantılı olacak. ‘Kõlcal damar örgütlenmesi’ olarak tanımladığımız bu örgütlenme saye- sinde sandık örgütlenmesini de çok rahat yapabileceğiz.” Bir diğer projenin, her mahallede yurttaşõn doktor, hukukçu, eczacõ ihti- yaçlarõnõ karşõlayacak bir danõşma mec- lisi oluşturmak olduğunu söyleyen Şimşek, “Bunun dışında, gönüllülük esasına dayalı bir şekilde ve beledi- yelerden de destek alarak özellikle çe- perde, ihtiyaç sahibi ailelerin lise son sınıfa giden çocuklarına üniver- site hazırlık dersi vermek istiyoruz. Dersaneden çok etüt merkezi tarzı bir oluşum ile çeperdeki yurttaşın bilin- çli bir şekilde cahil ve muhtaç bıra- kılmasının önüne geçmeyi hedefli- yoruz” diye konuştu. İl toplantıları kahvehanelerde olacak Şimşek, kurulacak ilaç yardõm büro- larõyla kullanõlmayan ve zamanõ geç- memiş ilaçlarõn toplanarak ihtiyaç sa- hiplerine dağõtõlmasõnõ da sağlayacak- larõnõ dile getirerek, şöyle devam etti: “Bundan sonra il toplantılarımız il başkanlığında değil, kahvehanelerde, yurttaşın görüş ve önerileri alınarak yapılacak. Bir diğer önemli konu da, belediye meclisinde geçen dos- yalar. Artık belediye meclislerinde kamu yararı olmayan tek dosya geç- meyecek. CHP’li üyelerin ‘benim ha- berim yoktu’ deme gibi bir şansları yok. Belediye meclis üyelerinin key- filiği durumu artık bitiyor. Ben maz- batayı değil, mazbatanın sorumlu- luğunu taşıyan arkadaşlarla çalışmak istiyorum.” Şimşek, türban konusu ile Kürt me- selesi gibi kritik konularda CHP için- de bir çatõşma ve kararsõzlõk varmõş gi- bi bir hava yaratõlmaya çalõşõldõğõnõ be- lirterek, özetle şunlarõ söyledi: “CHP’de türban konusunda ya da Kürt meselesinde bir tür karar- sızlık ve anlaşmazlık var gibi yansı- tılıyor. Böyle bir durum söz konusu değil. Sayın Genel Başkanımız bu ko- nuların siyasetin malzemesi olmak- tan çıkarılmasının ardından kendi akışları içinde çözülmesi gerektiğini ifade ediyor. Ancak Türkiye ne yazık ki tek parti iktidarı değil, parti- dev- let tarafından idare edildiği için so- runlar bir türlü çözülemiyor.” BALYOZ İDDİANAMESİ MAHKEMEDE FõrtõnaveÖrnekiçin müebbethapisistendi İstanbul Haber Servisi- “Balyoz Güven- lik Harekât Planı” iddialarõna ilişkin hazõrla- nan iddianame dün İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Cumhuriyet savcõlarõ Mehmet Ergül, Sü- leyman Pehlivan, Ali Haydar ve Murat Yönder’in Balyoz Planõ iddialarõna ilişkin yürüttüğü soruşturma tamamlandõ. İddiana- mede, eski Hava Kuvvetleri Komutanõ emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına ile eski De- niz Kuvvetleri Komutanõ emekli Oramiral Özden Örnek’in “şüpheliler” arasõnda yer aldõğõ öğrenildi. İddianamede eski kuvvet ko- mutanlarõ Fõrtõna ve Örnek için ağõrlaştõrõlmõş müebbet hapis isteniyor. Yaklaşõk 800 sayfa- dan oluşan iddianamenin 200 ek delil klasörü bulunuyor. 6. Kolordu Komutanõ Korgeneral Nejat Bek, Kuzey Deniz Saha Komutanõ Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Kara Harp Akademisi Komutanõ Tümgeneral Ahmet Yavuz, Taktik Piyade Tümen Komutanõ Tümgeneral Gürbüz Kaya, Güney Görev Grup Komutanõ Tuğamiral Caner Bener’in de aralarõnda yer aldõğõ 25 muvazzaf genera- lin şüpheliler arasõnda yer aldõğõ toplam 196 kişi hakkõnda soruşturma yürütülüyor. CHP İl Başkanõ Şimşek genel seçimlerde İstanbul’dan 41 milletvekili çõkaracaklarõnõ söyledi ‘Proje üreten parti olacağız’Şimşek, projeler arasõnda “Her mahallede hayata geçirilecek olan ‘danõşma temsilciliği’ ile yurttaşõn doktor, hukukçu, eczacõ gibi ihtiyaçlarõnõn karşõlanmasõ”nõ gösterdi. İHBAR MEKTUPLARI ÖNCE ABD ELÇİLİĞİNE GİTMİŞ Edelman ‘sahte darbe’ belgelerini doğruladõ Haber Merkezi - Balyoz da- vasõndan tutuklanõp serbest bõra- kõlan emekli Orgeneral Çetin Doğan’õn kõzõ Pınar Doğan’õn eşi Harvard Üniversitesi öğretim gö- revlisi Dani Rodrik, eski ABD Büyükelçisi Eric Edelman’a An- kara’da görev yaptõğõ dönemde sahte darbe planlarõ geldiğini id- dia etti. Rodrik’in iddialarõnõ doğ- rulayan Edelman, ‘bir dizi dar- be dedikodusunun raporu’ ve ‘TSK için- deki mekanizmaları’ anlatan elyazõsõ bir mektup fotokopisi şeklindeki belgeyi ince- lettiğini ve belgenin sahte çõktõğõnõ söyledi. Balyoz ve Ergenekon davalarõnõn özünü oluşturan ihbar mektuplarõ ve darbe iddia- larõnõn, bu davalara konu olmadan önce ABD elçiliğine servis edildiği ortaya çõktõ. Çe- tin Doğan’õn Balyoz soruşturmasõ kapsa- mõnda tutuklanmasõnõn ardõndan eşiyle bir- likte “cdogangercekler.wordpress.com” blogunu oluşturan Doğan’õn damadõ Rodrik, blogda 2003-2005 yõllarõ arasõnda ABD’nin Ankara Büyükelçiliği görevini yürüten Edel- man’õn kendisine pazarlanan sahte darbe plan- larõyla ilgili bütün detaylarõ anlattõğõnõ yaz- dõ. Eric Edelman, Milliyet gazetesine yaptõ- ğõ açõklamada Rodrik’in açõkla- malarõnõ doğruladõ. Edelman, söz konusu belgenin Haziran 2004’te İstanbul’da yapõlan NATO zirve- si sonrasõnda bir elçilik kaynağõ aracõlõğõyla kendisine ulaştõrõldõ- ğõnõ söyledi. Elyazõsõ bir mektup fotokopisi şeklindeki belgenin, ‘bir dizi darbe dedikodusunun raporu’ ve ‘TSK içindeki me- kanizmaları’ anlattõğõnõ belirten Edelman, “Bu bir hükümet ya da AKP kay- nağından gelmemiştir” dedi. ‘Türk basınından öğrendim’ Belgeyi “incelenmesi” için elçilik perso- neline devrettiğini belirten Edelman, “Daha sonra son derece kaba bir kalpazanlık (sahtekârlık) vakası olduğu cevabını al- dım” dedi. Edelman, ihbar mektubunda an- latõlan olaylarõn Ayõşõğõ, Sarõkõz ya da Balyoz gibi davalara konu olan ‘darbe planları’ndan olup olmadõğõnõn sorulma- sõ üzerine “Ergenekon ya da Balyoz’la bağlantılı olup olmadığını söyleyemem çünkü bu terimleri zaten son yıllarda Türk basınından öğrendim” dedi. CHP’Lİ KART’TAN ERDOĞAN’A DARBE SORULARI ‘İddialara karşõ daha ne kadar sessiz kalacaksõn’ KONYA (Cumhuriyet) - CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, ABD Büyükelçisi Eric Edelman ve Taraf Gazetesi Ge- nel Yayõn Müdür Yardõmcõsõ Yasemin Çongar’õn, “Balyoz darbe planıyla ilgili belgelerin yayımlanması için Başbakan ve devlet istihbaratının başı ta- rafından teşvik edildik” yö- nündeki sözlerini TBMM’ye taşõdõ. Kart, Başbakan Recep Tayyip Er- doğan’a “Daha ne kadar sessiz kalacak- sınız” diye sordu. Kart, Erdoğan’a yönelttiği soru önerge- sinde, hükümetin Ergenekon sürecine ve medya haberlerine müdahalesi olduğuna ilişkin somut bulgularõn uzun süredir ka- muoyu gündeminde olduğunu belirtti. ‘Suskunluk kabul etme anlamına gelebilir’ Çongar ve Edelman’õn sözlerine dikkat çe- ken Kart, önergesinde şu ifadelere yer ver- di: “Başbakanlık, Adalet, İçişleri Ba- kanlığı odaklı bir karargâhın illegal bir şekilde çalıştığı ve toplumsal manipülas- yonlara yol açtığını doğrulayan gelişmeler söz konusudur. 3-4 yıldan bu yana ısrarla dile ge- tirilen iddia ve bulgulara kar- şı, hükümetin hemen açıklama yapma zorunluluğu vardır. Zi- ra, hükümete yakın isimlerin ve bazı kamu görevlilerinin, sah- te belgeler ve kurgular yoluy- la, ordudaki belli subay grup- larını tasfiye etmeye yönelik komplolar hazırladıkları gerçeği artık da- ha fazla gizlenemez bir hale gelmiştir.” Erdoğan’õn sessizliğinin, iddialarõn doğ- ruluğunu kabul etme anlamõna gelebileceğine işaret eden Kart, Erdoğan’a “Toplumu ve gündemi altüst eden, ayrışmaya yol açan bu sürecin; yukarıda anlatımı yapılan Baş- bakanlık, İçişleri ve Adalet Bakanlığı odaklı karargâhın illegal çalışmaları so- nucu ortaya çıkmış olmakla; hükümet ola- rak, gerçeklerin araştırılması ve ortaya çı- karılmasından endişe duymuyorsanız; bu konuların TBMM tarafından araştı- rılmasına yardımcı olmayı kamuoyuna be- yan ediyor musunuz? Bu konuda hazır- lanacak önerge-önergelere destek verecek misiniz?” sorularõnõ yöneltti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle