Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA
16 KÜLTÜR
DEFNE GÖLGESİ
TURGAY FİŞEKÇİ
Mayamızdaki Şiir
“Mayamızda şiir var, kuruluşumuzun ve
oluşmamızın ortak bilinç ve kültürümüzün şiirle
yoğrulması, en büyük güvencemizdir” demişti
İlhan ağabey.
Gerçekten de şiir sanatımız Tevfik Fikret’ten
başlayarak bütün bir yüzyıl boyunca yeni bir
ulus, yeni bir insan, yeni bir dünya teması
çevresinde oluştu. Toplumumuzun, dünyanın
dertleriyle bütünleşti, insanımızla iç içe gelişti.
Nâzım Hikmet, Orhan Veli, Ahmed Arif,
Can Yücel, geniş toplumsal kesimleri etkileyen
şiirler yazdılar. Toplumun her kesiminde
tartışıldılar, konuşuldular, toplumsal birer
değere dönüştüler.
Yalnız onlar değil elbet, çağdaş Türk şiiri
yetiştirdiği onlarca önemli şairle parlak bir
bütün oluşturdu. Herkesin altında kendine yer
bulabileceği rengârenk bir gökkuşağı oldu.
Tevfik Fikret, “Yeryüzü vatanım, insanlık
ulusum”, “Düşüncesi özgür, bilgisi özgür,
vicdanı özgür” bir ozanım demişti, yola
çıkarken.
Bu düşünceler bayrağı oldu yeni ozanların.
Çağdaş şiirimizin tarihi aynı zamanda ülkeyle
bütünleşmiş, onu aydınlatan, ona yol gösteren
bir şiirin de tarihidir.
Mayamızda şiir olması, yalnız son yüzyılla da
sınırlı değildir. Yunus Emre’den bu yana
neredeyse sekiz yüz yıldır, şiirle içli dışlıdır
toplumumuz. Şiirle yatıp kalkmış, şiirle
konuşmuştur.
Şiirin bu denli toplumsallaşması, insanlığın
yaşadığı bütün deneyimlerin saflaştırılarak söze
dökülmesine dayanır. İnsanoğlunun var
oluşundan beri yaşadıklarını, biriktirdiklerini,
birbirine aktardığı bir bilgelik, bir yaşam
kılavuzluğu, yol göstericiliğidir şiir sanatı.
Yüzyıllardır okunan, dünya durdukça da
okunacak şiirlerin ardında, içerdikleri bu yaşam
deneyimi gizlidir.
Bugün dünya yeni bir yol ayrımına geldi.
Bu yol ayrımı giderek insanlık ve yerküre için
bir varoluş yokoluş ikilemine dönüşmekte.
Kapitalizm, yalnızca bitkilerin değil, insanın
da genlerini değiştirmeye; insanı insanlıktan
çıkarıp, kendi isteklerini sorgusuzca yerine
getirecek yeni bir varlığa dönüştürmeye girişti.
İnsanı değiştirmenin temel etkenlerinden biri,
belki de başta geleni onun kültürel yapısını
değiştirmektir.
Son otuz yıldır, teknolojik olanakların da
çoğalmasıyla gazeteleri, televizyonları, internet
ağları, özel okullarıyla bu yapılmaya çalışılıyor.
Bu işte epey yol alındığı ortada.
Açıkça söylersek, mayamız bozuluyor.
İnsanı insan yapan her şeyin ya içi
boşaltılıyor, ya yapısı değiştiriliyor. İnsani olan
her şey işlevsiz, yararsız, göz boyayıcı, anlık,
tüketim araçlarına dönüştürülüyor.
Her insan için en değerli şey olan bireysel
kişilik özelliklerinin oluşması, gelişmesi
engelleniyor. İnsan da, herhangi bir fabrika
ürünü gibi, standartları olan, farklılıkları,
özgünlüğü yok edilmiş bir varlık olmaya doğru
ilerliyor.
“Bir insanın ilk işi nedir? Cevap açık: Kendisi
olmak” demişti Tevfik Fikret.
İnsanın elinden kendi olma hakkı alındığında,
geriye insan özelliklerimizden bir şey kalmıyor.
Oysa toplumsal renkliliği, ortak bilinci, bir
arada mutlu olma duygusunu yaratan, farklı
bireylerin kültürel zenginliklerinin oluşturduğu
buluşmadır.
[email protected]
[email protected]
CMYB
C M Y B
Kültür Servisi - Birleşmiş Milletler Eği-
tim, Bilim ve Kültür Kurumu UNES-
CO’nun Dünya Miras Komitesi 25 Tem-
muz-3 Ağustos tarihleri arasõnda Brezil-
ya’da toplanacak. Görüşülecek konular
arasõnda İstanbul da yer alõrken hazõrlanan
rapor kabul edilirse İstanbul “Tehlike Al-
tındaki Miraslar Listesi”ne girecek.
UNESCO uzmanlarõnõn “koruyoruz”
denilen yerlere gittiklerini ve yapõlarõn ye-
rinde olmadõğõnõ fark ettiklerini belirten İs-
tanbul 2010 Kentsel Uygulamalar Direktö-
rü Mimar Korhan Gümüş, “Sistemli bir yı-
kım var sürekli. Şimdi bir de yasayla bu
yasal hale getirildi. İçinde yaşayanları dış-
layarak ekonomik kırılma yaratarak gerçek-
leştirildi. Fener Balat’ta insanlar yerinden
edildi. Ankara tarafından tamamen planlama
kararlarına aykırı olarak, daha önce hiç ön-
görülmeyen bir araç tüp geçiş ihale ile yapıl-
maya çalışıldı. Bu da tabii tarihi yarımadayı
müthiş bir araç trafiğine boğacaktı” dedi. Ha-
liç’teki metro geçişi projesinde de tasarõmla ilgi-
li problemlerin olduğunu ifade eden Gümüş,
şöyle konuştu:
“Kanuni bir zorunluluk olan tarihi yarı-
madadaki sit alanlarının yönetim planı da ha-
zırlanmadı. Dolayısıyla bu eksiklikleri yeri-
ne getirmediği ve tarihi değerler yok
edildiği için UNESCO’nun İstanbul’u
tehlike altındaki miras listesine alma ih-
timali son derece kuvvetli.” Gümüş, İs-
tanbul’un yapmasõ gerekenin ise kamu uy-
gulamalarõnõn ihale yöntemiyle yapõl-
masõnõ engellemek olduğunu belirterek
“Kentin muhakeme yeteneğinin geliş-
tirilmesi lazım. Restorasyon esnaflık de-
ğil, son derece yaratıcı bir iştir. Bu ne-
denle kentin yaratıcı zekâya açılması,
insanların özne haline gelmesi lazım. İl-
kel, tepeden inmeci modelin mutlaka
değişmesi gerekiyor” dedi.
UNESCO Dünya Mirasõ İzleme Komi-
tesi Üyesi Doç. Dr. Deniz İncedayı ise konuy-
la ilgili görüşünü şu şekilde ifade etti: “İstanbul’u
risk altındaki kültür mirası listesine almayı dü-
şünüyorlar. Çünkü yapılan uygulamalar ve
UNESBnesco’nun uyarıları bugüne kadar
dikkate alınmadı. Özellikle Haliç’teki metro
geçişi köprüsü konusunda onlar hassasiyet gös-
teriyorlar. Bu konuda UNESCO’nun uyarıları
doğrultusunda bir revizyon yapılmamış olması
bir de köprünün Süleymaniye Külliyesi’ni
olumsuz etkilemesi nedenlerden bazıları sa-
dece. Özellikle Haliç Köprüsü konusunda bi-
zi uyarıyorlar.” 2011’e kadar uygulanan hiçbir
olumlu gelişme olmazsa İstanbul’un dünya kül-
tür mirasõ listesinin tamamen dõşõnda kalabile-
ceğini belirten İncedayõ, “Bu bizim için bir uya-
rı aslında. Bu durum da gerçek bir dünya mi-
rası olan İstanbul için uluslararası bir itibar
kaybı olur” dedi.
UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkan Ve-
kili Prof. Dr. Öcal Oğuz ise İstanbul’un bir yan-
dan modernleşip ulaşõm sorunlarõnõ çözmeye ça-
lõştõğõnõ bir yandan da tarihi dokusunun korunmaya
çalõşõldõğõnõ vurguladõ: “Dokuyu korumak iste-
yenlerle, İstanbul’un gelişimini sağlayanlar
arasında uzlaşılamayan kimi konular var. Bi-
zim UNESCO olarak rolümüz gelişen İstan-
bul’la korunan İstanbul arasında bir denge kur-
maya çalışmak”
Ortaya atõlan argümanlarõn Haliç’teki köprü te-
melli olduğunu ve bu projenin daha başlanmõş, bi-
tirilmiş olmadõğõnõ belirten Oğuz, “Devlet veya
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İstan-
bul’un dünya miras listesinden çıkmasını ge-
rektirecek herhangi bir iş, eylem yapmış değil.
Proje var ama sonuçlandırılmış bir şey yok.
Proje üzerinden bir sonuca gitmek mümkün de-
ğil. Diyelim ki şu 10 - 15 gün içerisinde İBB ve
devletimiz kurumları arasında anlaşarak “biz
gelecekte yapmayõ düşündüğümüz bu projede re-
vizyon düşünüyoruz” dedikleri anda Dünya
Miras Komitesi’ne getirilen argümanlar da or-
tadan kalkmış olacak bir yandan. O bakımdan
listeden çıkarılmasını gerektirecek somut so-
nuçlar yok ortada” diye konuştu.
İstanbul 1985’te kültür mirasõ listesine aday gös-
terilmiş, Türkiye - UNESCO arasõnda bir kon-
vansiyon imzalanmõştõ. Bu sözleşmeye göre de
Türkiye, büyük çaplõ projelerde UNESCO ile bir-
likte işbirliği yapmasõ , haberleşme içinde olma-
sõ ve kültürel mirasla ilgili uluslararasõ mevzua-
ta uygun davranmasõ gerekiyordu. Bu koşullarõn
yerine getirilmediğini düşünen UNESCO Dünya
Kültür Mirasõ komitesi Türkiye’ye ilk olarak
2004 yõlõnda bir uyarõ yapmõştõ. 2006 yõlõnda bir-
takõm koşullarõn yerine getirilmesi için kararlar alan
UNESCO, 2008’de tekrar bu koşullarõ yinelemiş
ve Türkiye’ye iki yõl süre vermişti.
UNESCO, tarihi kenti “Tehlikede Olan Dünya Mirasõ Listesi”ne alõyor
Kültür Servisi - Sel Yayõncõlõk tarafõndan
2009’da basõlan Cinsel Kitaplar serisindeki Ben
Mila’nõn “Perinin Sarkacı”, Guillaume Apol-
linaire’in “Genç Bir Don Juan’ın Macerala-
rı” ve Fransõz P.V.’nin yayõna hazõrladõğõ
“Görgülü ve Bilgili Bir Burjuva Kadınının
Mektupları” isimli kitaplar, mahkeme kararõyla
Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan
Koruma Kurulu’na gönderilecek.
Sel Yayõncõlõk kararla ilgili yaptõğõ yazõlõ açõk-
lamada, “Davada gelinen son aşama, daha ön-
ceki bilirkişi raporuna itiraz sonucunda İs-
tanbul ve Galatasaray Üniversitelerinin ilgili
bölümlerinden yeni raporlar istenmesi yö-
nündeydi. Ancak üniversitelerden gelen “ki-
taplar edebi eserdir ve mahkum edilemez” görü-
şü mahkemeyi tatmin etmedi. Ve yetişkinler
için hazırlanan kitaplar çocuk kuruluna gön-
derildi. Neyin okunup neyin okunmayacağına
devlet karar verir mantalitesinin ürünü, te-
vellütü 1927 bu kurumun kararının ne yönde
olacağını kestimek zor değil” denildi. Bir son-
raki duruşmanõn 21 Temmuz’a ertelendi.
Diğer üç kitapla birlikte Juan Manuel de Pra-
da’nõn “Kukular Kitabı” hakkõnda İstanbul 2.
Ağõr Ceza Mahkemesi’nde Genel Ahlaka Aykõrõ
Suçlar kapsamõnda dava açõlmõş, yayõnevi sahibi
İrfan Sancı için 6 aydan 3 yõla kadar hapis cezasõ
istenmişti. Davayla ilgili İstanbul Ticaret Üniver-
sitesi Hukuk Fakültesi’nden tayin edilen ilk bilir-
kişi heyeti, “Kukular Kitabõ”nõ edebi bulurken di-
ğer kitaplarõ “okuyanları hayvani hislere sürük-
leyecek nitelikte” bulmuştu. Yayõnevinin itirazõ
üzerine mayõs ayõnda İstanbul ve Galatasaray Üni-
versitelerinden oluşturulan ikinci heyet ise kitap-
larõn edebi eser olduklarõ kararõna varmõştõ.
NİLAY YILMAZ
“Okutma Üzerine” isimli şiirinde
“Sınıf’ın ozanıyım mimli, ‘Hababam Sõ-
nõfõ’nın yazarıyım ünlü. Kim ne derse
desin, çocuklar için yazdım hep” der
Rıfat Ilgaz. Gerçekten de çocuklar üze-
rine kurulmuş bir yaşamdõr onunki. Ne
var ki genellikle yetişkinler için yazdõk-
larõyla anõlõr. Oysa, çocuk edebiyatõna ka-
zandõrdõğõ yapõtlar da yetişkinler için yaz-
dõklarõ kadar önemlidir.
“70 yaşın bana kazandırdığı de-
neyimlerden en başta geleni, kü-
çümsenmeyecek çocuk ve torun sa-
yısıdır” diyen Ilgaz’õn 15 yõllõk öğ-
retmenlik deneyimi de çocuklarõ ya-
kõndan tanõmasõna olanak sağlayan
başka bir özelliğidir. Ilgaz’õn çocuklar
için yazdõğõ yapõtlarõn hemen hemen
hepsinin çocuklar tarafõndan yõllardõr
ilgiyle okunduğunu biliyoruz.
Öğretmen olmasõna rağmen çocuklar
için yazdõğõ yapõtlarda onlara bir ‘öğ-
retmen’ gibi yaklaşmamasõ Ilgaz’a olan
ilgi ve beğeninin kaynağõdõr bir bakõma.
Kitaplarõnda çocuk edebiyatõnda sõklõk-
la rastladõğõmõz ‘tepeden bakan yetişkin’
yaklaşõmõnõ görmeyiz. O, çocuğa şekil-
lendirilmesi gereken bir hamur gibi bak-
maz, ona şekil vermeye, öğretmeye ça-
lõşmaz. Ilgaz, çocuğu birey yerine koyar.
“Nasıl davranılması gerektiğini” ço-
cuklara doğrudan söylemez.
Siyah ya da beyaz değildir karakterle-
ri, iyi yanlarõ kadar kötü huylarõ da bu-
lunur. Yetişkin kahramanlarõ da böyledir.
Büyüklerin de hata yaptõklarõnõ gördük-
lerinde mükemmel olmalarõ gerekmedi-
ğini düşünen çocuklar benzer bir olayla
karşõlaşõrlarsa kendi çözümlerini ürete-
bileceklerini bilirler.
Sonuç olarak diyebiliriz ki çocuklar
Ilgaz’õn satõr aralarõnda insanõ görür, in-
san olmanõn gereklerini edinirler. Öy-
küler hep mutlu sonla bitmese bile ço-
cuklar başka kazanõmlar elde ederek
başka açõlardan ‘kazanan’ olurlar. Ço-
cuklarõ ‘adam’ etmek için değil de ‘in-
san’ edebilmek için yazmak işte o
yüzden daha zordur. “Çocuklar için
yazdım hep” diyebilmek de işte o
yüzden ayrõ bir bakõş, ayrõ bir emek, ay-
rõ bir heyecan ister. İşte o yüzden, 7
Temmuz 1993’te aramõzdan ayrõlan
Ilgaz’õ biz, çocuk edebiyatõna gönül ve-
renler, bir başka seviyor ve anõyoruz...
([email protected])
* İstanbul Bilgi Üniversitesi Fen-Ede-
biyat Fakültesi Türk Dili Birimi
‘Çocuklar için
yazdõm’ diyebilmek
Akatlı’yı uğurluyoruz
Kültür
Servisi - Kõ-
sa bir süre
önce gazete-
miz yazarlarõ
arasõna katõ-
lan ve pazar
günü yaşa-
mõnõ yitiren
yazar Füsun
Akatlõ için
bugün saat
10.30’da
Muhsin Er-
tuğrul Sahnesi’nde bir tören düzen-
lenecek. Törenin ardõndan Akatlõ,
Teşvikiye Camii’nde kõlõnacak öğle
namazõnõn ardõndan Çengelköy Me-
zarlõğõ’nda toprağa verilecek.
Sivas katliamını konu
alan ‘Alaz’ gösterimde
ANKARA (AA) - Ankara Baro-
su’nca hazõrlanan, “Sivas Olayla-
rõ”na ilişkin dava sürecinde yaşa-
nanlarõ, hukukçularõn ve müdahil
avukatlarõn dili ile anlatan “Alaz”‘
adlõ belgeselin ilk gösterimi yapõl-
dõ. Ankara Barosu Eğitim ve Kül-
tür Merkezi’nde gerçekleşen göste-
rim öncesinde konuşma yapan bel-
geselin yapõm sorumlusu ve Anka-
ra Barosu Yönetim Kurulu Üyesi
Avukat Onur Tatar, belgeselin, ba-
ronun teknik imkânlarõyla hazõrlan-
dõğõnõ belirterek yaşananlarõn unu-
tulmamasõ için Madõmak Oteli’nin
müzeye dönüştürülmesi ve sanõkla-
rõn yakalanarak yargõ önüne çõka-
rõlmasõ gerektiğini bildirdi.
Doğançay Müzesi’nin
yeni müdürü Bergin Azer
Kültür Servisi - Doğançay Mü-
zesi’ne yeni müdür olarak Bergin
Azer atandõ. 2004 yõlõnda Türki-
ye’nin ilk çağdaş sanat müzesi ola-
rak açõlan Doğançay Müzesi’nin
yeni müdürü Azer, ABD’de yaşadõ-
ğõ senelerde, Washington DC’de
The Smithsonian Museum ile New
York’ta ise The Metropolitan Mu-
seum of Art’ta ve JJC’de yapõlmõş
olan çeşitli etkinliklerde yer aldõ.
DÜZELTME
Dün gazetemizin 19. sayfasõn-
da yayõmlanan “Cinayet hiç
unutulmasın” başlõklõ haberimiz-
de, 23 Mayõs 1980 günü faili
meçhul bir cinayete kurban giden
Sevinç Özgüner’in adõ yanlõşlõk-
la Sevinç Özgüven olarak veril-
miştir. Düzeltir, ailesinden ve
okurlarõmõzdan özür dileriz.
‘Kitaplar
mahkûmedilemez’
ÖZLEM GÜVEMLİ
UNESCO Dünya Miras Ko-
mitesi’nin 1 Haziran 2010 ta-
rihli karar taslağõna göre İs-
tanbul, 2011 yõlõnda Dünya
Miras Listesi’nden silinecek ve
bu yõl “Tehlikede olan Dün-
ya Miras Listesi”ne alõnacak.
Taslakta önerilen bu kararõn en
önemli gerekçesi ise İstan-
bul’un görünümünü olumsuz
yönde etkileyen Haliç Metro
Köprüsü inşaatõ.
25 Temmuz-3 Ağustos ta-
rihleri arasõnda Brezilya’da
gerçekleştirilecek Dünya Miras
Komitesi’nin 34. yõllõk top-
lantõsõ öncesinde hazõrlanan
“34 COM 7B.102” Nolu karar
taslağõ aynen kabul edilirse İstanbul artõk dünya
mirasõ listesinde yer almayacak. Taslakta Haliç
üzerinde kuleli kablo destekli bir metro köprüsü
projesi teklifinin İstanbul’un bütünlüğüne geri dön-
dürülemez zararlar verme potansiyeline sahip ol-
duğu vurgulanarak “Taraf devlet ve Büyükşe-
hir Belediyesi yetkililerinden derhal Haliç
metro köprüsü projesinden vazgeçmelerini ta-
lep etmektedir. Taraf devlet alternatif köprü
için özellikle Süleymaniye Camisi ve Tarihi Ya-
rımada’nın genel silueti üzerindeki etkilerinin
kapsamlı değrlendirmesini sağlamak için mü-
zakereler başlatmalı” denildi.
“5366 sayılı yasa durdurulsun”
Taslakta, 5366 sayõlõ Yõpranan Tarihi ve Kül-
türel Taşõnmaz Varlõklarõn Yenilenerek Korun-
masõ ve Yaşatõlarak Kullanõlmasõ Hakkõnda Ya-
sa’nõn uygulamasõnõn durdurulmasõ, İstanbul
surlarõnõn restorasyon projeleri ile ilgili bilgi sağ-
lanmasõ istendi. Taslağa gö-
re İstanbul’un listeden çõk-
mamasõ için Marmaray ve
Motorlu Araç Geçiş Tüne-
li projelerine “Çevre ve
Sosyal Değerlendirme”,
“Evrensel değerler” ile il-
gili spesifik bir değerlen-
dirme eklenmesi de gerek-
li. Taslakta İstanbul’un lis-
teden çõkarõlmamasõ için
UNESCO’nun diğer talep-
leri ise “Ahşap yapıların
korunabilmesi için çok or-
taklı bir rehabilitasyon
programı geliştirilmezse,
trafiğin Tarihi Yarımada
üzerinde potansiyel etki-
lerini göz önüne alan bir
Trafik Mastır Planı ha-
zırlanmazsa, inşaat ve altyapı projelerinin İs-
tanbul’un üstün evrensel değerine etki etme-
mesi için bütüncül bir çerceve oluşturacak
Yönetim Planı uygulamaya konulmazsa” şek-
linde sõralandõ. Sultanahmet’teki Four Season
Hotel’in arkeolojik alanda süren ek bina inşaa-
tõnõn mahkeme kararõ ile iptal edilmesinin mem-
nuniyetle karşõlandõğõ ifade edilen taslakta,
önemli arkeolojik kalõntõlarõn hava koşullarõna
uzun süre maruz kalmasõndan dolayõ endişe du-
yulduğu belirtildi. Taslakta Türkiye’nin bu ka-
lõntõlarõn korunmasõ ile önlem almasõ istendi.
Taslakta Türkiye’nin Haliç üzerinde metro köp-
rüsü projesi için gecikmeden alternatif bir teklif
sağlamasõ halinde İstanbul’un “Tehlike Altõndaki
Dünya Mirasõ Alanlarõ Listesi” den çõkarõlmasõ
için 2011’deki 35. oturumda değerlendirilmek
üzere 1 Subat 2011 tarihine kadar Dünya Miras
Merkezi’ne dikkat çekilen konulara ilişkin detaylõ
bir rapor sunmasõ da talep edildi.
Temmuz ayõnda
Brezilya’da
gerçekleştirilecek Dünya
Mirasõ Komitesi
toplantõsõnda İstanbul taslak
karara göre Haliç Metro
Köprüsü yüzünden miras
listesinden çõkarõlacak.
Tehlike altõndaki miras
listesine girecek olan
İstanbul’un durumu 1 Şubat
2011’e kadar
UNESCO’nun talepleri
yerine getirilirse yeniden
gözden geçirilecek.
Tarihi kent Dünya Mirasõ
Listesi’nden çõkabilir
İstanbul utancı...
Sel Yayõncõlõk’õn Cinsel Kitaplar serisin-
deki iki kitabõ ile “Görgülü ve Bilgili Bir
Burjuva Kadõnõnõn Mektuplarõ” Küçükleri
Muzõr Neşriyattan Koruma Kurulu’na gönde-
rilecek. Yayõnevi karara sert tepki gösterdi.
Yargõ kararõna
yayõnevi tepkisi
RIFAT ILGAZ ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE ANILIYOR