Katalog

CMYB C M Y B 7 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA C TURİZM4 MUSTAFA DOĞAN M utlaka görülmesi gereken bazõ yerler vardõr. İşte Dupnisa mağarasõ da böyle yer- lerden biridir. Eğer bu mağarayõ görmek için yo- la çõkarsanõz inanõn bir taşla birkaç kuş birden vur- muş olacaksõnõz. Buna geçmeden önce Dupnisa mağarasõnõn nerede ol- duğunu ve nasõl gidece- ğinizi anlatalõm. Dupnisa mağarasõ Kõrk- lareli’nin İğneada’sõna yaklaşõk 60 kilometre uzak- lõkta. Biraz uzak gibi ama değeceğini sizde anlaya- caksõnõz. Öncelikle İstan- bul’dan yola çõkõyorsanõz yaklaşõk 250 kilometreyi gö- ze almalõsõnõz. Ancak inanõn bu yolculuk sizin için hiç de sõ- kõcõ olmayacak. Çünkü eğer erken yo- la çõkmõşsanõz kahvaltõnõzõ Çerkezköy veya Saray’da nefis bir çorba içerek yapmalõsõnõz. Sonra yine yol. Ama durun bitmedi. İğneada’ya yöneldi- ğinizde muhakkak Poyralõ köyüne uğ- rayõp, şeker pancarõndan yapõlmõş pekmezini ve balõnõ, tatmalõsõnõz. Sevdiklerinize hediye olarak da ala- bilirsiniz. Bizden söylemesi. İğneada yazõ da kõşõ da güzel bir belde. Konaklanacak müstakil evle- ri, pansiyonlarõ ve cana yakõn insa- nõyla çok güzel bir tatil beldemiz. İğneada’ya ister günü birlik ama tercihen en az 1-2 gün kalõnacak şe- kilde gitmek, denizin ve doğanõn birlikte tadõna varmak, bütün sorun- lardan arõnmak, güzel bir tatil düşle- mek ve yaşamak için mut- laka gidilmesi gereken bir beldemiz. Güzel bir hafta sonunda kõş mev- siminin kapõmõza dayandõğõ bu gün- lerde İğneada’da sonbaharõn tüm renklerini görebilirsiniz. Giderken dağlardan akan soğuk sularõ, güzel çam kokularõ, orman köyleri, patika yollarõyla bölgenin tümünü görmenizi ve böyle güzellikleri kaçõrmamanõ- zõ tavsiye ederiz. İğneada’ya takriben 30-40 km. mesafedeki doğa harikasõ Dupnisa mağarasõndan bahsetmemek herhal- de ihanet olsa gerek. Tabiiki oraya gelmeden takriben 3-5 km. gerideki akar suya uğramak ve oranõn da tadõnõ çõkartmak güzel olur. Çok fazla bilinmeyen Dupnisa mağarasõ 2003 yõlõnda ziyarete açõl- dõ. Dupnisa mağarasõ insanõ baştan çõ- kartan güzelliğiyle gerçekten büyü- lemektedir. Dupnisa mağarasõ Is- tranca dağlarõnõn derin vadilerle ya- rõldõğõ Demirköy ilçesine bağlõ Sarp- dere köyü yakõnlarõnda bulunuyor. Mağaralar yeraltõ sularõnõn karstik özellikteki kireç taşlarõnõ eritmesiy- le oluşmuş küçüklü büyüklü yeraltõ boşluklarõdõr. Kõz mağarasõ içinde ya- şayan yarasalarõn yoğunluğu nede- niyle turizme tamamen kapalõdõr. Dupnisa’nõn Kõz mağarasõ olarak bi- linen bölümünde yaşayan yaklaşõk 11 türden 50 bin yarasanõn kõş dönemini geçirmesi ve üremesi için 15 Kasõm ile 15 Mayõs arasõnda ziyarete ka- palõ tutuluyor. Türkiye mağara literatüründe en bi- linen mağaralar arasõnda yer alan Dupnisa mağaralarõnõn içinde yeral- tõ nehri bulunuyor. Bu nehir derinlik bakõmõndan yer yer 1,5-2 metreye ula- şan göletlerden oluşuyor. Yarasalarõn olmadõğõ kuru mağara ise yõlõn 12 ayõ turizme açõk bulunuyor. Jura (160 milyon yõl) yaşlõ kireç taşlarõnõn içe- risinde açõlan bu mağaranõn oluşum yaşõ pliyosen (3-4 milyon yõl) dõr. Dupnisa mağara sistemi iki mağa- ra’dan oluşur. Üstteki mağara kuru mağara alttaki mağara sulu mağara veya Dupnisa mağarasõ olarak bilinir. Bu iki mağara birbiriyle bağlantõlõ olup ikisi arasõnda 30 m. kot farkõ bu- lunmaktadõr. Kuru mağaranõn uzun- luğu 900 m. sulu mağaranõn uzunlu- ğu yaklaşõk 1700 m. olmak üzere top- lam mağaranõn uzunluğu 2600 m. ola- rak ölçülmüştür. Mağaranõn içindeki kuru mağara sarkõt, dikit, sütün, dam- lataş yönüyle sulu mağaraya göre da- ha zengindir. Mağara kendi içinde su- lu mağara ve kuru mağara olmak üze- re 2 bölüme ayrõlmõş olsada ikisi de birbiriyle iç içe bütünleşmiş bir şe- kilde insanõ gerçekten büyülüyor. Tüm bu güzelliklerin anlatõmõnõn dõşõnda buradaki yaşanan sorunlara da değinmeden geçmeyelim. Burada elektrik jeneratörle üretiliyor. Böl- genin turizm potansiyelinin farkõna varõlõp bu sorunun giderilmesi ge- rekmektedir. Mağaradan çõkan dere- nin yanõ başõnda piknik yapmak is- teyenler için masalar konulabilir. O yöreye ait damak tatlarõnõn gelecek misafirlere sunumu yapõlabilir. Dup- nisa mağarasõ civarõnda kamp ve ça- dõrla gelenlere göre düzenlemeler yapõlabilir. Kõsacasõ buralara yatõrõm yapõlmasõyla Kõrklareli ve yöresi için güzel bir tanõtõm merkezi olabilir. Umarõz yetkililer yerli turistlerin gözlemlerini ve dileklerini dikkate alõr. İğne Ada ve Dupnisa Mağarası Fotoğraflar: Hasan Ayan Eraslan …. ve bir orman gibi kar- deşçesine Nâzõm’õn bu güzel şiirine neredeyse ev sahipliği ya- pan Bodrum Bitez’in bu cennet koyunda Manuela Otel dostlarõ ve müdavimle- riyle 20. yõlõnõ kutluyor. Bodrum yarõm adasõnda acentesiz çalõşan ve konuk- larõnõn neredeyse tamamõnõ tavsiye üzerine ağõrlayan Manuela Hotel’in, per- soneli de otel ile aynõ yaşta. 20 yõl önce 4 arkada- şõn işlettiği oteli artõk iki kardeş Oya Hanõm ve Oktay Bey işletiyor. Ma- nuela Otel, konuklarõ ve mesai arkadaşlarõ ile bir- likte günden güne büyü- yen ve bir aileye dönüş- müş. 13 yõl önce pizza fõrõ- nõna ulaşmaya çalõşan Kadir’in bugün Şef Aş- çõlarõndan biri olmasõ 19 yõl boyunca bu ailenin büyümesine ta- nõklõk etmiş Yõlmaz’õn müdürlüğünü yapõyor olmasõ kutlama gecesinde ken- di ağõzlarõndan bunlarõ anlatõrken kaç düğün olmuş, kaç asker uğurlanmõş ne çok anõ ilişmiş otelin her kõyõsõna…. Şems adlõ ilk albümünü yeni hazõrla- mõş olan ve Manuela Hotel ailesinin bir bireyi olan modern zamanlarõn oza- nõ Irsel ve orkestra arkadaşlarõnõ sahne aldõğõ gecede hep bir ağõz- dan söylenen şarkõlar türkü- ler ve havai fişekler arasõnda hõzla büyüyen bu ailenin bu cennet koyda bir orman gibi kardeşçesine şiirinin fotoğ- rafõna dönüştüğünü görme- nizi çok isterdim. Bir otelin 20. yõl kutlama- larõnõ başlõk başlõk ele alõp konuşmalardan notlar yaza- rak sonuna da güzel bir söz ekleyebilirdik elbette… Oteli ilmik ilmik işleye- rek bir cennete dönüştüren Oktay Bey ve Oya Hanõm’a, orada büyümüş ve artõk bir parça olan çalõşanlarõna, her yõl aynõ vefayõ göstererek ve çoğalarak kendine ev sayan konuklarõna, Bodrum da oteller içerisinde türkülerin söylen- diği tek mekan olma özelliğini taşõyan bütün õşõklara ve ozanlara, masasõnda her sabah Cumhuriyet gazetesi ile mer- haba diyen her gülüş ve aşka haksõzlõk etmiş olurduk…. Manuela Otel 20. yılında