28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Kılıçdaroğlu’na soruldu: “Önceki başkan doğru söylemiş” dedi. Baykal’ı destekledi, doğruladı. Kimden veya kimlerden söz ediyordu Baykal? “Onu Baykal’a sorun” dedi. Gülümseyerek! Önceki Başkan ise söyleyeceğini söyledi, bir kenara çekildi. Yazılmıyor, belki açıktan söylenmiyor ama… Baykal’ın isim vermeden yaptığı açıklama; yakın, çok yakın geçmişi, liderlikten istifa etmesinden sonra gelişen olayları izleyenlerin kafasında bir isim belirlemesine yol açıyor. Üstelik bu sözler önceki başkanla 53 yıl birlikte, partide siyasette sorumluluğa ortak olduğunu övünerek açıklayan bir ismi, “yakın bir dostu” akıllara getiriyor. 53 yıl? Dile kolay! Birlikte siyaset yap. Sorumluluğa ortak ol. Önceki genel başkanla 53 yıllık ortak sorumluluğu anımsayarak görevinden istifa etmeyi değil aklının ucundan geçirmeyi, yeni genel başkanla eşdeğerde söz sahibi olmayı temel hedef yapan uygulamalara soyun! Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan adaylığına soyunmasında, genel başkan seçilmesinde kimin en büyük rol oynadığını kime sorarsanız sorun, Genel Sekreter Önder Sav adını veriyor. Kılıçdaroğlu’nu genel başkanlığa ikna edenin ve seçilmesini sağlayanın kendisi olduğunu açıkladı Sav. İstifasından sonra evine giderken refakat ettiği önceki genel başkanına “Antalya’ya ne zaman gidiyorsun” sorusuyla artık Ankara’da gereksizliğini soran da Sav’dı. Oysa Baykal önceki başkanlıktan ayrıldı. Siyaset hamuruyla yoğrulmuş, parti içi ve dışı siyasal savaşımlardan kaçmayan, kolay kolay pes etmeyen bir yapıda olan Baykal’a; ununu elemiş, eleğini duvara asmış gibi siyasal enkaz muamelesi yapmak doğru bir davranış mıydı? Bu içerikteki olayların üzerinden günler geçtikten sonra Deniz Baykal: “Birbirinize çelme atmayacaksınız… Makul düzeylerde bu işin kalmasını güvence altına alacaksınız... Esas olan ihanet değil, sevgi, saygı, dostluk, vefa, kardeşlik” derken adını vermediği kişi, acaba Sav mı diye bir olasılık akıllara takılmaz mı, takılmıyor mu? Yoksa aklınıza bu olasılık takılmıyorsa, ikinci adamlıktan genel başkan koşutunda etkili ve yetkili kişiliğe açılıma ne diyeceksiniz?CHP’yi yeni ufuklara götüren bir rüzgar esiyor ya; konuşulan, görülen kimi gerçekler genelde nedense sorgulanmıyor. Akşam’da yazar Oray Eğin, Kılıçdaroğlu ile yaptığı söyleşinin önceki gün yayımlanan ilk bölümünde genel başkana soruyor: “Deniyor ki sizin odanız boş. Önder Sav’ın odası dolu. Herkes görüşmeye ona gidiyormuş?” Genel Başkan Batı diyarlarından bir parti genel sekreterinin görevini araştırdıklarını söyledikten sonra.. boş-dolu saptamasını “Önder Bey’e daha fazla insanın gitmesini doğal karşılamak lazım, çünkü onun görevi o” diye karşılıyor. Ama Oray Eğin, idare-i maslahatçı bir gazeteci değil. İlk sorusuna aldığı karşılıktan sonra parti dışına taşan, hemen pek çok kişinin ortak olduğu “duruma” bir başka soruyla yanıt arıyor: “…Ama bu ‘Yine partiye Önder Bey hâkim’ diye yorumlanıyor…” Bu soru bile parti içinde Sav’ın gerçekleştirdiği eşit koşullarda eşit yetkili olmanın sakıncalarına işaret ediyor. Bu sorular günümüzü geleceğe taşıyan “işaretler”. Olayların doğasında var: Parti içindeki artık dışa vuran olguları, oluşmayı içeren yazıları başka biçimde yorumlayarak CHP karşıtı imiş gibi göstermeye çalışanlar olabilir. 2002’de tek başına iktidara geldiği günden beri laik rejim selameti açısından RTE’den kurtulmayı amaç edinenlerin gülüp geçecekleri yorumlardır bunlar. Hele uzun yıllar AKP’nin (RTE’nin) yelkenlerine rüzgâr taşıyanlardan gelirse veya geldikçe bu eleştiriler.. insanın acınacak hallerine gülesi geliyor. SAYFA 7 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 7 Temmuz Oslo B 23 Helsinki B 26 Stockholm B 26 Londra PB 23 AmsterdamB 22 Brüksel B 26 Paris B 27 Bonn B 25 Münih B 26 Berlin B 24 Budapeşte Y 23 Madrid Y 35 Viyana Y 23 Belgrad Y 24 Sofya Y 21 Roma B 28 Atina Y 31 Zürih A 25 Moskova Y 28 Aşkabat A 34 Taşkent A 35 Bakû A 33 Bişkek PB 30 Tiflis A 39 Kahire B 34 Şam B 35 İstanbul B 30 Edirne B 32 Kocaeli B 30 Çanakkale B 32 İzmir B 34 Manisa B 36 Denizli B 36 Zonguldak PB 27 Sinop Y 27 Samsun Y 25 Trabzon Y 26 Giresun Y 28 Ankara PB 33 Eskişehir PB 30 Konya Y 32 Sıvas PB 30 Antalya PB 32 Adana PB 32 Mersin B 30 Diyarbakır B 41 Şanlıurfa B 41 Mardin B 38 Siirt B 40 Hakkâri PB 34 Van PB 29 Kars Y 31 Yurdun kuzey ve iç kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz ile öğle saatlerinden son- ra Göller Yöresi, Kon- ya, Kırşehir, Yozgat, Çankırı, Kastamonu, Sinop ve Ardahan çevreleri kısa süreli ve yerel olmak üzere sa- ğanak ve gök gürül- tülü sağanak, diğer yerler az bulutlu ge- çecek. Hava sıcaklığı ülke genelinde mev- sim normalleri üzerin- de seyredecek. Genelkurmay Başkanı Orge- neral İlker Başbuğ’un, Uğur Dündar’a yaptığı açıklamalar ve bizim yaptığımız nabız yoklama- ları, son dönemde Genelkurmay Karargâhı’nın yargıdan üç önemli beklentisi olduğunu or- taya koyuyor: 1. Arınç’a suikast iddiası: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik suikast girişimi ihbarıyla gündeme gelen ve Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın Kirazlıdere Tesisleri’nde hâkim araması ile devam eden sürecin üzerinden yaklaşık yedi ay geç- ti. Başbuğ ve kurmayları, soruş- turmaya konu olan ve kamuo- yunu uzun süre meşgul eden bu iddiaların artık açıklığa ka- vuşturulmasını bekliyor. Askeri yetkililer, eğer iddialarda doğru- luk payı varsa savcılık tarafın- dan yürütülen kovuşturmanın iddianameye bağlanarak mah- kemeye sevk edilmesi ya da bu yönde hiçbir ciddi delil buluna- madıysa da takipsizlikle sonuç- landırılması gerektiğinin altını çi- ziyor. Askeri çevrelerde Baş- buğ’un, kendi görev süresi içe- risinde gelişen bu olaylarla ilgili geride spekülasyon ve şaibe bı- rakmak istemediğine vurgu ya- pılıyor. 2. TRT’ye ‘kamyon’ soruş- turması: Genelkurmay Başkan- lığı bir süre önce TSK’ye yönelik hakarete varan eleştiri ve olay- larla ilgili suç duyurularında bu- lunma kararı almış ve bunu da düzenlediği basın bilgilendirme toplantılarında kamuoyuna açıklamıştı. Bu kararın ardından Genelkurmay Başkanlığı, 800’ün üzerinde suç duyuru- sunda bulundu. Ancak bu suç duyurularının yaklaşık üçte ikisi- ne Adalet Bakanlığı soruşturma izni vermedi. Aralarında, Özel Kuvvetler Komutanlığı’na ait mühimmat yüklü sivil bir kam- yonun Ankara girişinde durdu- rulması sırasında TRT’nin yaptı- ğı yayınlarla ilgili suç duyurusu- nun da yer aldığı yüzlerce tale- bin Bakanlık’tan dönmesi Ge- nelkurmay Karargâhı’nda hoş- nutsuzluk yaratmış durumda. Askerler, yaptıkları suç duyuru- larının işleme konarak hızla so- nuçlandırılmasını bekliyor. 3. Tutukluluk Süreleri : Ge- nelkurmay Başkanı Başbuğ, bugüne kadar darbe girişimi id- diaları nedeniyle tutuklanan 71 muvazzaf subaydan 53’ünün tahliye edildiğini, 18’inin ise tu- tukluluk hallerinin devam ettiği- ni; 43 emekli subaydan ise 29’u tahliye edilirken 14’ünün tutuklu kaldığını da açıklamalarında vurguladı. Başbuğ’un bu konu- daki hassasiyetini dile getirme- sinin temel nedeni ‘tutukluluk sürelerinin uzunluğu’ ile ilgiliydi. Başbuğ, tutukluluk halinin ceza- ya dönüşmemesi gerektiğini ifa- de ederek konuyu savcı ve hâ- kimlerin dikkatine sundu. Per- soneliyle ilgili durumu dile getir- mekle yetinmeyen Başbuğ, Başkent Üniversitesi eski rektö- rü Prof. Mehmet Haberal ile gazetemiz yazarı Mustafa Bal- bay’ın durumlarının da kendile- rinde üzüntü ve rahatsızlık ya- rattığını da vurguladı. Yukarıda sıraladığımız bu üç konuda, Genelkurmay Karargâ- hı’ndan yükselen sese kulak ve- rilmesi gerekir. Gül, andını hatırlamalı TBMM Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı ve toplu- mun duyarlı birçok kesiminin ardından, Orgeneral Başbuğ’un da dile getirdiği ‘infaza dönüşen tutukluluk süreleri’ konusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e de düşen bir sorumluluk olduğu kanaatindeyiz. Kamuoyuna yansımasa da Gül’ün Çankaya Köşkü’ndeki bazı temaslarında bu konunun gündeme geldiği biliniyor. Cumhurbaşkanı Gül’ün bu konudaki düşüncelerini ka- muoyuyla paylaşması sadece vicdani bir yükümlülük değil ay- nı zamanda göreve başlarken içtiği, “Herkesin insan hakla- rından ve temel hürriyetlerin- den yararlanması ülküsünden ayrılmayacağına” ilişkin andı- nın da bir gereğidir. ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER Askerin Yargıdan 3 Beklentisi [email protected] Ayrõntõlarla vakit öl- dürerek, ülke için hayati olan tek bir gayede odak- lanmõyoruz. Üzerimizde uygulanan komplolar, Ortadoğu’nun keşmekeşi, bölünme yo- luna düşmemiz, bizi kõ- rõlma noktasõna getirdi. Yaklaşõk yüz yõl önce Atatürk, içten ve dõştan bizi yõkmaya çalõşan güç- ler olduğunu söylemişti. Tarihin tekrar ettiği bu ortamda önde gelen ga- yemiz; Atatürk’ün deha- sõyla yaratõlan Cumhuri- yetimizi, bağõmsõzlõğõ- mõzõ, bütünlüğümüzü, her dalda, hak ve hukuk dev- letini korumak ve devam ettirmek olmalõdõr. Uzun zamandõr özle- diğimiz fõrsat bugün önü- müzde ve kullanõlmayõ bekliyor. ? Kişisel çõkarlarõ ve parti çõkarlarõnõ bir defa- ya mahsus da olsa bõ- rakmalõyõz. ? Raylarõndan çõkarõl- mõş olan Cumhuriyet tre- nini, tekrar yoluna sok- malõyõz. ? Atatürk ilkelerine sa- hip çõktõğõnõ kanõtlamõş, barajõ geçebilecek güç ve yapõda olan, tercihen bir, en fazla iki parti ar- kasõnda birleşmeliyiz. ? Birey olarak, bu uya- rõyõ sessiz çoğunluğa yay- malõyõz. Aksini düşüne- bilenler ve hâlâ gerçeği göremeyenler, hiçbir işe yaramayacak partiler ar- kasõnda duranlar, ne ka- dar yanõlmõş olduklarõnõ, yakõnda geri dönüleme- yecek noktaya varõldõ- ğõnda anlayacaklar. Baştarafı 2. sayfada DÜZELTME - Dün gazetemizin arka sayfa- sõnda ‘Bir Adam Müzesi’ne yoğun ilgi başlõk- lõ haberimizin son paragrafõnda Atatürk’ün Cumhuriyeti kutlamak için telgraf çektiği Fah- rettin Altay Paşa ismi Fahdettin Altan Paşa ola- rak çõkmõştõr, düzeltir okurlarõmõzdan özür dileriz. Yurt Haberleri Servisi - Hakkâri’nin Şemdinli ilçesin- deki Beyyurdu Jandarma Ka- rakolu Komutanlõğõ’na düzen- lenen saldõrõda 3 asker şehit oldu, 3 asker de yaralandõ. Saldõrõnõn ardõndan düzenle- nen operasyonda 11 terörist öldürüldü. Şemdinli ilçe merkezine 30 kilometre uzaklõktaki Beyyur- du köyü yakõnõndaki Jandar- ma Karakolu’nun üst güven- lik bölgesine önceki gece saat 23.00 sõralarõnda yaklaşõk 50 terörist saldõrõ düzenledi. Ka- rakola 3 kilometre uzaklõktaki üs güvenlik bölgesine roketa- tar ve uzun namlulu silahlarla üç koldan saldõran teröristle- re, askerler anõnda karşõlõk verdi. Teröristlerin açtõğõ ilk ateşle Onbaşõ Erkan Akde- niz, erler Volkan Yulalı ve Mahmut Yalçındağ şehit düştü. 3 asker de yaralandõ. Şehitler düzenlenen törenin ardõndan toprağa verilmek üzere memleketlerine gönde- rilirken, helikopterle Hakkâri Asker Hastanesi’ne kaldõrõlan yaralõ 3 askerin de tedavisinin sürdüğü ifade edildi. Akdeniz ailesinin 2. şehit acısı Saldõrõda şehit düşen Erkan Akdeniz’in Iğ- dõr’daki ailesi acõ haberle yõkõldõ. Akdeniz’in ağabeyi Mehmet Akdeniz’in de 1997 yõlõnda Şõrnak’õn Beytüşşebap ilçesinde, bir operasyon sõrasõnda mayõn patlamasõ sonucu şehit olduğu belirtildi. Halfeti beldesinde oturan Gögeç-Ah- met Akdeniz çiftine oğullarõnõn şehit olduğu haberini vermek için Vali Amir Çiçek, İl Emni- yet Müdürü Cemil Tombul, İl Jandarma Ko- mutanõ Albay Ernail Keleş gitti. Vali Amir Çi- çek ve beraberindekiler, ailenin yaz mevsimi nedeniyle yaylaya çõktõğõnõ öğrenince yakõnlarõ ile görüştü. Bu arada İl Jandarma Komutanõ Al- bay Ernail Keleş, cep telefonu ile şehidin babasõ Ahmet Akdeniz’e acõ haberi verdi. Yalçındağ’ın 25 günü kalmıştı Aynõ saldõrõda şehit düşen er Mahmut Yalçõn- dağ’õn Gaziantep’teki baba evinde de yas vardõ. Şehidin Onur Mahallesi’ndeki evine ambulans- lar ve sağlõk görevlileri ile birlikte gelen askeri yetkililer, anne Fethiye (55) ile baba Cemal Yalçındağ’a (60) acõ haberi verdi. Oğluyla ön- ceki gün telefonda görüştüğünü anlatan acõlõ an- ne, “Oğlum bana iyi olduğunu ve benim de kendime iyi bakmamı istedi. ‘Kendine iyi bak anne’ dedi. Oğlumun, tezkere almasına 25 günü kalmıştı” diyerek ağõtlar yaktõ. Şehit Vol- kan Yulalõ’nõn Kars’taki baba ocağõna ateş düş- tü. Şehidin cenazesi bugün düzenelenecek töre- nin ardõndan toprağa verilecek. Halı atölyesini yaktılar Hakkâri’de operasyonlar devam ederken Ela- zõğ’õn Arõcak ilçesi Bükardi Köyü Jandarma Karakolu’nun yakõn emniyetini sağlayan güven- lik güçlerine 5 Temmuz’da teröristlerce taciz ateşi açõldõ. Saldõrõda 1 uzman erbaş ile 5 aske- rin hafif yaralandõğõ, bölgedeki operasyonlarda 1 teröristin öldürüldüğü bildirildi. Böylece ope- rasyon kapsamõnda öldürülen terörist sayõsõ 4’e yükseldi. Lice’ye bağlõ Yaprak köyünde de bir grup terörist, genç kõzlarõn çalõştõğõ halõ atölye- sini ateşe verdi, 7 halõ tezgâhõ yandõ. ‘İhbarcõ müessesesi var’ HATİCE TUNCER HİLAL KÖSE “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” belgesinde õslak imzasõ bu- lunduğu ileri sürülen tutuklu sa- nõk Kurmay Albay Dursun Çi- çek’in avukatõ Celal Ülgen, “Bu iddianamede yoğun ve kurgu- lanmış bir ihbarcı müessesesi var. Buna ‘kurumlaştõrõlmõş ih- barcõlar’ diyoruz” dedi. Savun- masõna başlayan tutuklu sanõk emekli Yüzbaşõ avukat Serdar Öztürk ise iddianameyi “güzel bir masal” diye nitelendirdi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah- kemesi’nce Silivri’de görülen da- vanõn öğleden önceki bölümünde Çiçek’in avukatlarõ savunma yap- tõ. Ülgen, sağ elinde iki parmağõ olan bir kişinin bu elini kullana- rak Çiçek’in imzasõnõ taklit etti- ği videoyu heyete izletti. “İmza taklidinin nasıl kolay olduğunu göstermek istedim. Bu imzayı bire bir atan kişinin yalnızca iki parmağı var” diyen Çiçek tah- liye talep etti. Çiçek’ten plan! Dursun Çiçek “Bizim hazır- layacağımız plan böyle olur- du” diyerek, TSK prosedürlerine göre hazõrlanmõş bir plan örneği- ni mahkemeye sundu. Dava ko- nusu “İrticayla Mücadele Eylem Planõ” ile aynõ başlõğõ taşõyan Çi- çek’in hazõrladõğõ örnek planda kopya numarasõ, hazõrlayan, tarih ve saat grubu kod’u ile birlikte, harekât planõnõn görev bölümünü içeren belgenin ekte olduğunu gösteren bilgiler yer aldõ. Örnek belgede Çiçek “Düşman Unsur” yerine Dost-Düşman Kuvvetler, “TSK” yerine Türk Silahlõ Kuv- vetleri, “AKP” yerine iktidar, “irticacılar” yerine irticai un- surlar ifadelerini kullandõ. Çiçek harekât planõnõn başlõklarõnda Roma rakamõ kullandõ. Çiçek, örnek belgeye kaynak olarak “TSK Harekât Planı” ve “Ek- lerini Hazırlama Yönergesi”, “TSK Karargâh Hizmetleri Yö- nergesi” ve “TSK Bilgi Destek Talimnamesi”ni gösterdi. Avukat Serdar Öztürk ise iki kişinin konuşmasõ sõrasõnda edi- len küfürlerin iddianameye ko- nulmasõna tepki gösterdi. DVD iddiası Türbanla ilgili bir konuşmasõ- nõn da iddianameye konulduğuna değinen Öztürk, “Kimsenin ör- tünüp örtünmediği beni ilgi- lendirmez. Fakat ülkemizde bilgi sahibi olmadan fikir sahi- bi olanlar var. Türban ülkemi- ze 1983 yılında geldi. Ondan ön- ce Müslüman değil miydik?” di- ye sordu. Öztürk, avukatlõğõnõ üstlendiği ikinci Ergenekon da- vasõnõn sanõklarõndan emekli Al- bay Levent Göktaş’õn Anka- ra’daki avukatlõk bürosuna 7 Ocak 2009 tarihinde polisin yap- tõğõ operasyonda bulunan, içeri- ğinde hâkim ve savcõlarõn kişisel verilerinin, görüntülerinin bu- lunduğu iddia edilen 51 No’lu DVD’yi polis memuru Mehmet Yayla’nõn Göktaş’õn bürosunda çalõşan avukat Özge Evci’nin odasõna koyduğunu öne sürdü. Savcõlõkta Göktaş ifade verirken Zekeriya Öz’e bir telefon geldi- ğini anlatan Öztürk “20 dakika sonra savcı Mehmet Ali Pekgü- zel geldi. Zekeriya Öz’ü azar- ladı. Öz toparlanarak çıktı. Savcı Öz’ün bu işte en son adam olduğunu değerlendir- dik” diye konuştu. CEZAEVİNDE BULUNAN KURMAY ALBAY DURSUN ÇİÇEK’İN AVUKATI CELAL ÜLGEN: Eşinin ölüm yõldönümünde Cumhurbaşkanõ Gül’e seslenen Sabriye Okkõr: Bunun hesabını verin İstanbul Haber Servisi - Er- genekon davasõ tutuklusuyken 6 Temmuz 2008’de bir dizi ihmal sonucu, yakalandõğõ kanser has- talõğõ nedeniyle yaşamõnõ yiti- ren Kuddusi Okkır’õn eşi Sab- riye Okkır, eşinin ölüm yõldö- nümünde Cumhurbaşkanõ Ab- dullah Gül’e “Sorumlusunuz, öldürdünüz, bunun hesabını verin bana” diye seslendi. Cum- hurbaşkanõ Gül’e mektup yazdõ- ğõnõ, ancak yanõt alamadõğõnõ be- lirten Okkõr, akabinde Gül’ün Necmettin Erbakan’õ tahliye ettiğini anõmsattõ. Sabriye Okkõr, eşinin ikinci ölüm yõldönümü nedeniyle Be- yoğlu’ndaki Bindallõ Sanat Ga- lerisi’nde bir basõn toplantõsõ dü- zenledi. Toplantõya Okkõr’a des- tek için Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Süheyl Batum, İstanbul Barosu Genel Sekreteri Hüseyin Özbek, İşçi Partisi Genel Başkan Yardõmcõsõ Erkan Önsel’in ya- nõ sõra birçok sivil toplum örgü- tü temsilcisi de katõldõ. Konuş- masõ sõrasõnda sõk sõk yutkunan ve sesi titreyen Sabriye Okkõr, “2007’de herkes gibi normal bir aileydik, nerden bilebilir- dim ki o 19 Haziran’ın 33 se- nelik eşimle geçireceğimiz son gün olabileceğini” dedi. 20 Ha- ziran sabahõ polisin baskõnõ so- nucu eşini sağlam olarak devle- te teslim ettiğini, ancak ölüsünü teslim aldõğõnõ ifade eden Sabri- ye Okkõr, sözlerini şöyle sürdür- dü:“Ben eşime 7 Mayıs’ta ulaş- tığımda, sizin de ekranlarda gördüğünüz durumdaydı. En ufak bir hareketi, tepkisi yok- tu. Buna rağmen Bayrampaşa Devlet Hastanesi ‘Tedavisi ya- põlmõştõr, iadesinde mahzur yok- tur’ diye rapor verdi. Bayram- paşa Devlet Hastanesi Başhe- kimi de onun sevkini yaptı. Bu bir cinayettir. Başhekim ‘Has- tayõ gönderdik’ deyince, ‘Nere- ye gönderdiniz’ diye sordum. El de böyle (başhekimi kastede- rek, eliyle baştan savma hare- keti yaparak) ‘Ait olduğu yere’ dedi. Başhekim midir onun ait olduğu yeri tayin edecek kişi? Sorunlar çok büyük ve kasıtlar var. Benim eşim ölmedi, öldü- rüldü. Abdullah Gül’e, ‘eşimin ihtiyaçlarõnõ gideremediğini’ ken- disine bildirdim, dilekçe yaz- dım. Cevap bile gelmedi, ama hemen akabinde, Erbakan Ho- ca sahildeki evinde denize gir- mekten mahrum olduğu için, gözetim altında olduğu için onu tahliye etmeyi tercih etti.” Prof. Dr. Süheyl Batum da, Er- genekon davasõnõn bütün arazla- rõ belli iken, bu dava kapsamõn- da tutuklananlarõn göstere göstere yaşamlarõnõ, devletin elindeyken yitirdiklerini belirterek “Böyle bir yargılama türü dünyada hiçbir hukuk sistemine uygun değil- dir” dedi. Batum, sorumlularõn Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi ya da Türkiye’de sorumlulukla- rõnõn ortaya çõkacağõnõ ifade etti. Birleşememenin Bedeli! Turgut A. KARABEKİR /Yazar ‘Hukuk ihlalleri nedeniyle insanlar ölüyor’ İstanbul Haber Servisi- İstanbul Barosu Başkanõ Muammer Aydın, yal- nõzca ölüm cezasõnõ kaldõrmanõn yeterli olmadõğõnõ, Ergenekon davasõ kap- samõnda yaşanan hukuk ihlalleri nedeniyle cezaevindeki insanlarõn ölüme itildiğini söyledi. İstanbul Üniversitesi Yerleşkesi Merkez Bina Doktora Sa- lonu’nda “Ölüm Cezasının Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sempoz- yum” dün başladõ. Toplantõda konuşan İstanbul Barosu Başkanõ Muammer Aydõn “Dünya bir taraftan ölüm cezalarının kalkması noktasında dire- tiyor ancak cezaevlerinde yaşanan ihlaller önemsenmiyor. Ergenekon davası örneğinde olduğu gibi. Bugün Kuddusi Okkõr’ın ölümünün ikinci yılı. Okkır örneğinde olduğu gibi insanları cezaevlerinde öldürmek, ne hukukçulara ne de siyasetçilere yakışır. Türkiye, 2005’te yapılan yasa- larla hukuk alanında ne yazık ki sınıfta kaldı” dedi. Şemdinli’de 3 asker şehit Şehit er Mahmut Yalçındağ’ın Gaziantep’teki ailesi acı haberle yıkıldı. (Fotoğraf: AA) Erkan Akdeniz M. Yalçındağ Volkan Yulalı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle