Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
7 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
Kürt kökenli yurttaşlarımızın
elimdeki verilere göre yüzde 55-
60’ı Ankara’nın batısında yaşıyor...
Peki bu insanlarımızın büyük
çoğunluğu ne iş yapıyor?
Benim gözlemlediğim,
Küçükkuyu’dan Akçay’a,
Burhaniye’den Ayvalık’a,
Çeşme’den Kuşadası’na,
Marmaris’ten Antalya’ya değin
Ege ve Akdeniz kıyısında yaşayan
Kürt kökenli yurttaşlarımızın
işyerleri var.
Kimileri turizm alanında, kimileri
sanayici, kimileri müteahhit,
kimileri çay bahçesi işletiyorlar.
Elbet otellerde işçi olarak çalışan
emekçiler de var, yoksullar da.
Bugüne değin birkaç ilçenin ve
beldenin dışında Türklerle Kürtler
arasında kanlı olaylar yaşanmadı.
Pek çok kıyı kasabasında
(Ege’de) çay bahçesi işleten Kürt
kökenli işletmecilerle konuşurken
sormuştum:
“2009 yerel seçimlerinde
oyunuzu hangi partinin adayına
verdiniz?”
Yanıtları şöyle olmuştu:
“Elbette CHP’ye... Ben karnımı
doyurmak zorundayım. Kışın
buralar boşalır, yazın dolar.
AKP’ye verseydim, çay
bahçelerinde bira satılmasını
mutlaka yasaklarlardı. Ben enayi
değilim.
Önce karnımın doyması gerekir.
Çay, kahve satarak para
kazanamam. Bira da satmalıyım.
AKP’li başkan, alkollü içki satışını
yasakladı daha önce.”
TV programlarında bir dinci Kürt,
ikide bir “Kürtler uluslaşma
sürecine girdiler, bu bilince
eriştiler” diye konuşurken, eski
faşist döneklerden, dinci
Türklerden, sözde aydınlardan da
destek buluyor...
Bunlar böyle konuştukça Ege ve
Akdeniz kıyılarında iş kurmuş
Kürt kökenli yurttaşlarımız
geliyor aklıma...
Kendisiyle hiç yüz yüze
gelmediğim, salt adını duyduğum,
konserve fabrikası olan Kürt
kökenli hayli zengin bir işadamı
var...
İşçilerinin ise tümü Türk, Kürt,
Boşnak kökenli Türkiye
Cumhuriyeti yurttaşı.
Elbet bir insan kendini Kürtse
Kürt, Türkse Türk, Boşnaksa
Boşnak, Arnavutsa Arnavut olarak
görebilir.
Ama üst kimlik Türkiye
Cumhuriyeti yurttaşlığıdır...
Adım gibi biliyorum ki, TV’lerde
sabah akşam karşımıza çıkan
dinciler, dönekler “Kürt
sorunu”nu kaşıyorlar sürekli.
Kürtlerin “ulus devlet bilincine
eriştiği” masalını anlatanlar,
emperyalizmin Türkiye’deki
ayakları. Bir başka deyişle
“Kürdistan devleti” kurma
peşinde olan ABD’nin piyonları.
Eğer devlet ilkellikten ve
bağnazlıktan kurtulup demokratik
ve barışçıl bir devlet konumuna
dönüşse bu sorun kendiliğinden
çözülecek.
Taş atan çocukları cezaevlerine
doldurarak “demokratik açılım”
mavrasını yapanların en büyük
korkusu, 2011 seçimlerinde
sandıktan tek başlarına iktidar
olarak çıkamamak.
Bu nedenle de “Kürt sorunu”nu
kaşıyarak Güneydoğu’dan oy
koparmayı bekliyorlar...
Bu konuya Ali Sirmen, Orhan
Bursalı, Ataol Behramoğlu,
Mustafa Sönmez sık sık
değiniyorlar...
Önce “Kürt sorunu”nun ne
olduğunu kavramak, ardından
somut düşünceler üretmek
gerekmez mi?..
Bu ancak ulusal politikalarla
olur; dinci, tarikatçı ve yandaş
medyayı yanınıza alarak değil!
Terörün bir insanlık suçu
olduğunu aklı başında herkes
söylüyor...
Bakıyorum kimileri “Türk-Kürt
kardeşliği” derken, olayın sınıfsal
temele dayalı olduğunu, işin içinde
sermaye-emek çatışmasının
bulunduğunu söylemekten
çekiniyorlar.
TEKEL işçilerinin günlerce süren
Ankara’daki şanlı direnişinde
Türkler de vardı, Kürtler de;
Lazlar da, Çerkezler de...
İzmir’den Samsun’a,
Diyarbakır’dan Adana’ya dek her
yerden gelen TEKEL emekçileri
çadırlarda soğuk kış gecelerini
birlikte geçirmişlerdi.
Sonuç ne oldu?
Türk-İş, TEKEL emekçilerini
iktidarın baskısıyla sattı apaçık!
Kürtlerin ulus bilincine
eriştiklerini söyleyenler açıkça
ırkçılık yapıyorlar... İster Türk
olsun ister Kürt; ırkçılık yapmak
da bir insanlık suçudur...
Laik, demokratik cumhuriyetin
altını oya oya, hâlâ sağlam
temellerini yıkamayan içerdeki ve
dışardaki güçler; Türkiye’de
demokrasinin geliştirilmesine,
temel hak ve özgürlüklerin yaşama
geçirilmesine karşılar.
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığı
“etnik kimlik” değildir; tıpkı
Fransa, Almanya, İngiltere ve
ABD’de olduğu gibi.
Türkiye de adlarını saydığım
ekonomisi güçlü bu devletler gibi
ulus devlettir!
İlkellikten ve bağnazlıktan
kurtulup, çağdaş, laik, demokratik
hukuk devleti olursak çözüm
kolaydır.
Türkiye’de güçlü bir Marksist
parti olsa, sorun daha kolay
çözülür; kendilerini sosyal
demokrat olarak niteleyen partiler,
çürümüş yapılarını tepeden
aşağıya değiştirirler.
Yazımın özüne gelince...
Boş kafaların, hiç düşünmeden
ürettikleri “demokratik açılım”
kandırmacasına kimse sakın
kanmasın...
Bu bir oy avcılığı yöntemidir!
Ve bu yöntem sürerken,
Şemdinli’nin Beyyurdu
karakoluna eli kanlı PKK saldırdı. 3
Mehmetçiğimiz şehit düştü.
İçim acıyor içim!..
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Çağdaş, Laik, Demokratik Devlet...
[email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69
KILIÇ’IN BELİRLEDİĞİ GÜN GÖRÜŞÜLECEK
Anayasa için
geri sayõm başladõ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ana-
yasa değişikliklerinin iptali ve yürütmenin
durdurulmasõ istemiyle Anayasa Mahkeme-
si’nde açõlan davada raportör Ali Rıza Ço-
ban, başkan Haşim Kılıç’a raporunu teslim
etmesi ve üyelere dağõtõlmasõnõn ardõndan,
gündem mahkemenin dosyayõ hangi gün gö-
rüşeceğine kilitlendi.
Yüksek mahkemenin çalõşma sistemi uya-
rõnca dosyanõn görüşülme gündemini belirle-
mede tek yetkili isim başkan Haşim Kõlõç.
Kõlõç’õn bugün dosyanõn görüşme gününü
netleştirebileceği belirtiliyor. Anayasa Mah-
kemesi raportörü Çoban raporunda, anayasa
değişikliklerinin öz itibarõyla referandumdan
sonra yasalaşacağõ, dolayõsõyla da olasõ bir
iptal isteminin ancak bu tarihten sonra yapõ-
labileceği görüşünü savundu. Buna göre, ya-
põlacak referandumdan hangi sonuç çõkarsa
çõksõn bu tarihten itibaren Anayasa Mahke-
mesi iptal istemini karara bağlayacak.
Çoban referandumdan önce paketin görü-
şülmesi halinde ise değişiklik paketinin ana-
yasanõn değiştirilemez ve değiştirilmesi tek-
lif dahi edilemeyecek hükümlerine aykõrõlõk
taşõmadõğõ gerekçesiyle iptal isteminin red-
dedilmesi yönünde değerlendirme yaptõ.
Anayasa değişikliklerinin iptali isteminde
salt çoğunluk değil, nitelikli çoğunluk aranõ-
yor. Bu nedenle de olasõ bir iptal kararõ için
11 üyeden 7 üyenin oyunun iptal yönünde
olmasõ gerekecek.
Kõlõçdaroğlu, İsrail’le yaşanan krizin nedeninin AKP’nin hatalõ politikalarõ olduğunu söyledi
‘Stratejik boğulma’ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP Genel Başkanõ Ke-
mal Kılıçdaroğlu, Gazze’ye
yardõm götüren gemilere saldõ-
rõnõn ardõndan İsrail’le yaşanan
krizle ilgili olarak “İsrail, ikti-
darın politikasını tersyüz edip
yerden yere vurdu, onuru-
muzla oynadılar. Buna strate-
jik derinlikte, stratejik boğul-
ma denir. 9 yurttaşımız öldü,
onların kanı yerde, sorumlusu
AKP” dedi.
TEKEL işçileri ile bir grup
gencin katõldõğõ ve “İnadına
TEKEL, inadına direniş” slo-
ganlarõnõn atõldõğõ, miting hava-
sõnda geçen dünkü grup toplan-
tõsõnda Kõlõçdaroğlu’nun çeşitli
konularda verdiği mesajlar ana
başlõklarõyla şöyle:
Sınır ziyareti: Güvenlik
güçlerimiztümolumsuzkoşullara
rağmen olağanüstü güzel bir mo-
ralle görevlerinin başõndadõr.
AKP iktidarõnõn döneminde Do-
ğu ve Güneydoğu’ya gerekli öze-
nin gösterilmediğini, gerekli ya-
tõrõmõn yapõlmadõğõnõ, ekonomik
ve sosyal açõdan özenin gösteril-
mediğini, hatta İşsizlik Sigortasõ
Fonu’ndan parlamentonun ira-
desiyle alõnan 2 milyar 600 mil-
yon liralõk kaynağõn da o bölge
için değil, maalesef önemli bir
kõsmõnõn başka yerler için kulla-
nõldõğõnõ gördük.
Askere havale, askere
fatura: Her işi askere havale
edip ortaya çõkan başarõsõzlõkla-
rõ veya eksiklikleri de askere fa-
tura eden bir zihniyetten Türki-
ye’nin artõk kurtulmasõ gerekiyor.
AKP toplumu kaynaştõran değil,
ayrõştõran politikalar izliyor. Açõ-
lõm politikasõ ile yeni bir siyasi
açmazõn içine düşüldü. Terörle
mücadelenin AKP’nin izlediği
politikalarla önlenemeyeceği de
somut olarak ortaya çõkmõştõr.
Gazze olayı: Başbakan es-
ti gürledi. BM İsrail hükümetini
kõnasõn dediler, sonuç sõfõr. NA-
TO kõnasõn dediler, sonuç sõfõr.
Hayatõnõ kaybedenlerin uğra-
dõklarõ zararlar tanzim edilsin, so-
nuç sõfõr. AB, Arap Birliği, İKÖ
İsrail’i kõnasõn... Sonuç hayal
kõrõklõğõ. İsrail bõrakõn özür di-
lemeyi, Türkiye bizden özür di-
lesin noktasõna getirdi...
Kapalõ kapõlar ardõnda bir şey-
ler yapõlõyor. Davutoğlu ile İsrailli
bakan görüşüyor. Ne olursunuz
bizden bir özür dileyin de şu def-
teri kapatalõm, diyorlardõr. Bizim
onurumuzla oynuyorlar. Strate-
jik derinlikte stratejik boğulma-
dõr bu. Geldiler ve boğuldular.
Bir şeyler yapmak istediler, ora-
da boğuldular, yalnõz kaldõlar.
Uğruna mücadele ettikleri Ha-
mas, arabuluculukta Türkiye’yi
dõşladõ. Mõsõr’õ seçti. 9 yurttaşõ-
mõz öldü. Onlarõn kanõ yerde, so-
rumlusu da AKP ve onun başõn-
daki Başbakan Erdoğan’dõr. Ek-
sen kayma tartõşmasõ da, izlenen
politikalarõn güvensizliğinden
kaynaklanõyor.
Eğitim yazboz tahtası:
Aynõ iktidarda bakan değişince
politikalar da değişiyor. Ders-
hane sayõsõ, genel lise sayõsõnõ
geçti. 16 milyar üzerinde ders-
haneye para harcanõyor. 23 Ni-
san’da Başbakanlõk koltuğuna
oturan Elgin Koçubaba karde-
şimiz, SBS’yi kaldõracağõm de-
mişti. Eğer o çocuğu dinleseler
gerçeği göreceklerdi. YÖK’ü
AKP’nin arka bahçesi haline
getirdiler. CHP iktidarõnda YÖK
tamamen kalkacak. Üniversite-
lerin idari, mali, bilimsel özerk-
liği olacak. Tüm aykõrõ düşün-
celer CHP iktidarõnda özgürce
dile getirilecek.
Kendi ceplerini düşü-
nürler: AKP ülkeyi yönete-
mez. Adõndaki “adalet ve kal-
kınmaya” bakmayõn. Ne söy-
lüyorlarsa aksini yapõyorlar.
Bunlar hesap kitap bilmez, hal-
kõ düşünmezler. Bunlarõn tek
düşündüğü alan vardõr; kendi
cepleri ve yandaşlarõnõn cepleri.
Nükleer santral:Rusya ile
anlaşma yapõldõ, bu yasayõ tati-
le girmeden Meclis’ten çõkar-
maya çalõşõyorlar. AKP, ulus-
lararasõ anlaşmalar Anayasa
Mahkemesi’ne götürülemez di-
ye Anayasa Mahkemesi’ne baş-
vuru yollarõnõ kapatmaya çalõşõ-
yor. Türkiye aleyhine bir şey
olursa bunun hesabõnõ soracağõz.
Uluslararasõ ihaleye çõkõn. Neden
kaçõnõyorsunuz bundan? Söz
mü verdiniz birilerine?
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
MHP lideri Devlet Bahçeli, Başbakan
Tayyip Erdoğan’la terörle mücadele
konusunda bir araya gelmek için, Er-
doğan’õn terör konusunda “hataları-
nı” kabul edip, bir anlamda “pişman-
lık itirafı”nda bulunmasõnõ şart koştu.
Bahçeli, partisinin grup konuşma-
sõnda, birinci yõlõnõ dolduran AKP’nin
“Kürt açılımı” konusunda geniş bir
değerlendirme yaparken, “açılımın yı-
kım anlamına geldiği” konusunda
haklõ çõktõklarõnõ söyledi. AKP politi-
kalarõnõn iflas etttiğinin bir kere daha
görüldüğünü belirten Bahçeli, Başba-
kan’õn partisine yönelik görüşme çağ-
rõlarõnõn “beyhude” olduğunu söyledi.
Her türlü fedakârlõğa ve uzlaşmaya da
hazõr olduklarõnõ belirten Bahçeli, “Bi-
zim uzlaşma zemini olarak bu şart-
lar altında uygun gördüğümüz yer
Cumhurbaşkanlığı makamıdır” de-
di. Hükümetin ve Başbakan’õn güve-
nilirlik ve samimiyet katsayõsõnõn düş-
tüğünü ve yapacaklarõ görüşmenin al-
tõndan nasõl bir “iftira” çõkacağõndan
emin olmadõklarõnõ kaydeden Bahçeli,
“Ancak her şeye rağmen dökülen
şehit kanıdır, çekilen milletimizin
acısıdır. Kuşkusuz ki, biz, bize karşı
yapılanları bir kenara not ettik ve
yeri gelince açacağız” diye konuştu.
Koşullarını sıraladı
Ancak buna rağmen, hükümete “te-
rörle mücadelede bizim fikrimizden
yararlanmak isteyenlere kapımızı
aralamaya hazırız” çağrõsõ yapan
Bahçeli koşullarõnõ da şöyle açõkladõ:
“Başbakan Erdoğan, ‘açõlõmda ya-
nõldõm, çatõşmayõ derinleştirdim, terö-
rü azdõrdõm, şehadetlere neden oldum’
diyorsa, Türk milli kimliğine bağlı-
lığını açıklıyorsa, ABD’yi dinleme-
yeceğini, her saldırının ardından
Washington’a sığınmayacağını, Bar-
zani’ye haddini bildireceğini, yaban-
cı başkentlere kulağını tıkayacağını
ve Kandil’e gidip terörü teslim ala-
cağını söylüyorsa, bizim için engel
kalmamıştır. Bunları kendisinden
duyduğumuz anda elimizi uzatırız.”
Bahçeli grup toplantõsõnõn ardõndan
ise gazetecilerin Genelkurmay Başka-
nõ Orgeneral İlker Başbuğ’un açõkla-
malarõna ilişkin sorularõ üzerine “Bazı
tespitleri var ki bu ifadeleri kullanı-
yor. Yorumları üzerine yorum yap-
mamız doğru olmaz” yanõtõnõ verdi.
Gazze’ye yardõm götürülürken İsrail saldõrõsõnda ölen 9 yurttaşõmõzõn kanõnõn yerde
kaldõğõnõ söyleyen CHP lideri, “İsrail bõrakõn özür dilemeyi, Türkiye bizden özür
dilesin noktasõna getirdi” dedi. İsrail’in Türkiye’nin onuruyla oynadõğõnõ belirten
Kõlõçdaroğlu, “Stratejik derinlikte stratejik boğulmadõr bu. Bir şeyler yapmak istediler,
orada boğuldular. Uğruna mücadele ettikleri Hamas, Türkiye’yi dõşladõ” diye konuştu.
Ahmet Tan da CHP’ye katıldı
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dünkü
grup toplantısında İstanbul Milletvekili
Ahmet Tan’a CHP rozeti taktı. Böylece
CHP’nin sandalye sayısı 102’ye yüksel-
di. Kılıçdaroğlu, dünkü grup toplantısı-
nın başında Ahmet Tan’a rozetini taktı.
Tan, “16 ay önce İstanbul’da CHP oto-
büsü üstündeydik. Sayın Kılıçdaroğlu,
yine önündeki mikrofonu bana uzat-
mıştı. O gün İstanbul’u almaktı hedef,
bugün hedefi büyüttük. Bugün hedef
Türkiye’yi bu hoyrat iktidardan kur-
tarmak. CHP Türkiye Cumhuriyeti’nin
kurucu iradesidir, önümüzdeki seçimde
de kurtarıcı irade olacaktır. Bana, gaze-
teci arkadaşlar, geç kalmadınız mı, diye
sordular. CHP’nin iktidar yürüyüşüne
çoktan katılmıştım, eksik olan bu tören-
di” diye konuştu. Tan, 1970’li yıllarda
Bilecik il örgütünce hazırlanan üzerin-
de Rahşan ve Bülent Ecevit’in resimle-
rinin bulunduğu kibrit kutusunu Kılıç-
daroğlu’na armağan etti. Kutunun bir
aile emaneti olduğunu vurgulayan Tan,
“Kutu yerini buldu, ben de yerimi bul-
dum” dedi. Son katılımla TBMM’deki
sandalye dağılımı şöyle oldu: AKP: 335,
CHP: 102, MHP: 69, BDP: 20, Bağım-
sız: 8, DSP: 6, DP: 1, TP: 1, Boş: 8.
(Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ)
Demirtaş, Başbuğ’un önceki gün yaptõğõ açõklamalara sert tepki gösterdi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - BDP Ge-
nel Başkanõ Selahattin Demirtaş, partili millet-
vekillerine “dağa çıksınlar” dediği gerekçesiyle
Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ’a
“Ya istifa etsin ya da Başbakan görevden al-
sın” sözleriyle tepki gösterdi.
Partisinin grup toplantõsõnda, Başbuğ’un açõk-
lamalarõnõ “ciddiyetten uzak ve mesnetsiz” diye
nitelendiren Demirtaş, “Genelkurmay Başkanı,
hiçbir siyasi partinin yapamayacağı değerlen-
dirmeleri yaptı” görüşünü savundu. Başbuğ’un
BDP milletvekillerinin, PKK’lilerin cenazelerin-
de “pankart taşıdığı” iddialarõnõn doğru olmadõ-
ğõnõ kaydeden Demirtaş, şunlarõ söyledi: “Orada
hangi pankartın olduğunu ve kimler tarafın-
dan taşındığını milletvekillerimiz bilmezler.
Milletvekillerimiz barış, diyalog çağrısı yap-
mazsa, onlar gibi ırkçı söylemlerle yaklaşırlar-
sa ne olacağı konusunda Allah korusun diyo-
rum. Bir milletvekiline emir verir gibi konuş-
mak Genelkurmay Başkanı’nın haddine değil.
Burası kışla değil, biz de senin emir erin deği-
liz. Dağa çıkışları engellemekle görevli en üst
düzeyde güvenlik görevlisi bunu söylerse onun
görevi bitmiştir. Milletvekiline açıkça dağın
yolunu gösteren Genelkurmay Başkanı’nın
görevi bitmiştir. Ya istifa etmelidir ya da Baş-
bakan onu görevden almalıdır. Bu ülkeye iki
başbakan fazladır.” Demirtaş, Genelkurmay
Başkanõ’nõn bu açõklamalarõndan sonra partili
milletvekillerinin başõna gelebilecek en küçük
şeyden de “hedef gösterdiği” için Başbuğ’un so-
rumlu olacağõnõ ileri sürdü.
Demirtaş, çatõşmalarda ölen PKK’lilerin ceset-
lerine de “aileleri tarafından tanınmayacak”
şekilde işkence yapõldõğõnõ ileri sürdü.
‘Emir eri değiliz’
ÜNİVERSİTE ARIYOR
Osman Can
ayrõlõyor
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi’nin anayasa
değişiklik paketine ilişkin
olasõ bir iptal kararõnõn
hükümeti “yok sayabi-
leceğine” ilişkin çõkõşõy-
la tepkilerin odağõna dö-
nüşen raportör Osman
Can, yüksek mahkeme-
den ayrõlõp akademik ça-
lõşma yapabileceği üni-
versite arayõşõna girişti.
Artõk Anayasa Mahke-
mesi’nde çalõşmak iste-
mediğini belirten Osman
Can, sorularõmõz üzerine
“Henüz netleşmiş bir
şey yok. Sağa sola bakı-
yoruz” dedi.
Can, Türk Alman Üni-
versitesi’nde hoca olarak
çalõşacağõna ilişkin id-
dialarõ ise “spekülasyon”
olarak nitelendirdi.
BAHÇELİ’DEN ERDOĞAN’A:
Pişmansa
görüşelim
TEKEL işçisi
Meclis’e yürüdü
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TEKEL işçi-
leri dün TBMM’de eylem yaptõ. Yaklaşõk 25
TEKEL işçisi, CHP Milletvekili Çetin Soysal
ile görüşmek üzere Kõzõlay’dan sloganlar ata-
rak Meclis’in Dikmen Kapõsõ’na geldi. İşçiler,
burada güvenlik kontrolünden geçirildikten
sonra içeriye alõndõ. İşçiler, CHP Genel Başka-
nõ Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Grup Baş-
kanvekili Oktay Vural ile görüştü. Meclis
önünde grup adõna bir açõklama yapan Kenan
Aslantaş Kõlõçdaroğlu’nun kendilerine “CHP
iktidar olduğunda 4/C uygulamasını kaldı-
racağını ve taşeronlaşmaya son vereceğini
ifade ettiğini” söyledi. Aslantaş, “Ağustos
ayında haklarını alana kadar süresiz eylem
için Ankara’ya geleceklerini” kaydetti.
Müdahale Ermeni
cemaatini kızdırdı
ERDEM GÜL
ANKARA - Hükümetin, “Pat-
rik ya da eşpatrik seçimi yapa-
mazsınız, patrik vekili seçimi ya-
pabilirsiniz” yazõsõyla müdaha-
lesi, Ermeni cemaatini kõzdõrdõ.
Türkiye Ermenileri Patriği Mes-
rob II’nin sağlõk sorunlarõ nede-
niyle görev yapamayacak duruma
gelmesi üzerine Ermeni Patrikha-
nesi, “yeni patrik” ya da “eş-
patrik” seçimi için İçişleri Ba-
kanlõğõ’na başvurdu. Bakanlõk ise
“Mevcut patrik ölmeden genel
seçim yapılması doğru olmaz.
Temsil açısından sorunlara yol
açabilir. Bu nedenle patrik vekili
seçimi yapılmalı” kararõ aldõ ve
patrikhaneye iletti. Bu yazõ üzeri-
ne Başpiskopos Aram Ateşyan,
Patrik Genel Vekili olarak seçildi.
Ancak hükümetin bu müdahalesi
Ermeni cemaatini kõzdõrdõ. Agos
gazetesi son sayõsõnda cemaatteki
hükümete yönelik tepkiyi manşe-
tine taşõdõ. “Halktan Korktu-
lar” manşeti atan Agos, “Hükü-
metle patriklik ruhani kurulu el
ele verip bir skandala imza at-
tı” ifadesine yer verdi. Gazete,
“Patriksiz Patrikhane’ye ha-
yır” başlõklõ başyazõsõnda ise İs-
tanbul Ermeni Patriği Ruhani Ku-
rulu’nu hükümetin müdahalesi-
ne itiraz etmemekle eleştirdi.