19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 7 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Kürt kökenli yurttaşlarımızın elimdeki verilere göre yüzde 55- 60’ı Ankara’nın batısında yaşıyor... Peki bu insanlarımızın büyük çoğunluğu ne iş yapıyor? Benim gözlemlediğim, Küçükkuyu’dan Akçay’a, Burhaniye’den Ayvalık’a, Çeşme’den Kuşadası’na, Marmaris’ten Antalya’ya değin Ege ve Akdeniz kıyısında yaşayan Kürt kökenli yurttaşlarımızın işyerleri var. Kimileri turizm alanında, kimileri sanayici, kimileri müteahhit, kimileri çay bahçesi işletiyorlar. Elbet otellerde işçi olarak çalışan emekçiler de var, yoksullar da. Bugüne değin birkaç ilçenin ve beldenin dışında Türklerle Kürtler arasında kanlı olaylar yaşanmadı. Pek çok kıyı kasabasında (Ege’de) çay bahçesi işleten Kürt kökenli işletmecilerle konuşurken sormuştum: “2009 yerel seçimlerinde oyunuzu hangi partinin adayına verdiniz?” Yanıtları şöyle olmuştu: “Elbette CHP’ye... Ben karnımı doyurmak zorundayım. Kışın buralar boşalır, yazın dolar. AKP’ye verseydim, çay bahçelerinde bira satılmasını mutlaka yasaklarlardı. Ben enayi değilim. Önce karnımın doyması gerekir. Çay, kahve satarak para kazanamam. Bira da satmalıyım. AKP’li başkan, alkollü içki satışını yasakladı daha önce.” TV programlarında bir dinci Kürt, ikide bir “Kürtler uluslaşma sürecine girdiler, bu bilince eriştiler” diye konuşurken, eski faşist döneklerden, dinci Türklerden, sözde aydınlardan da destek buluyor... Bunlar böyle konuştukça Ege ve Akdeniz kıyılarında iş kurmuş Kürt kökenli yurttaşlarımız geliyor aklıma... Kendisiyle hiç yüz yüze gelmediğim, salt adını duyduğum, konserve fabrikası olan Kürt kökenli hayli zengin bir işadamı var... İşçilerinin ise tümü Türk, Kürt, Boşnak kökenli Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı. Elbet bir insan kendini Kürtse Kürt, Türkse Türk, Boşnaksa Boşnak, Arnavutsa Arnavut olarak görebilir. Ama üst kimlik Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığıdır... Adım gibi biliyorum ki, TV’lerde sabah akşam karşımıza çıkan dinciler, dönekler “Kürt sorunu”nu kaşıyorlar sürekli. Kürtlerin “ulus devlet bilincine eriştiği” masalını anlatanlar, emperyalizmin Türkiye’deki ayakları. Bir başka deyişle “Kürdistan devleti” kurma peşinde olan ABD’nin piyonları. Eğer devlet ilkellikten ve bağnazlıktan kurtulup demokratik ve barışçıl bir devlet konumuna dönüşse bu sorun kendiliğinden çözülecek. Taş atan çocukları cezaevlerine doldurarak “demokratik açılım” mavrasını yapanların en büyük korkusu, 2011 seçimlerinde sandıktan tek başlarına iktidar olarak çıkamamak. Bu nedenle de “Kürt sorunu”nu kaşıyarak Güneydoğu’dan oy koparmayı bekliyorlar... Bu konuya Ali Sirmen, Orhan Bursalı, Ataol Behramoğlu, Mustafa Sönmez sık sık değiniyorlar... Önce “Kürt sorunu”nun ne olduğunu kavramak, ardından somut düşünceler üretmek gerekmez mi?.. Bu ancak ulusal politikalarla olur; dinci, tarikatçı ve yandaş medyayı yanınıza alarak değil! Terörün bir insanlık suçu olduğunu aklı başında herkes söylüyor... Bakıyorum kimileri “Türk-Kürt kardeşliği” derken, olayın sınıfsal temele dayalı olduğunu, işin içinde sermaye-emek çatışmasının bulunduğunu söylemekten çekiniyorlar. TEKEL işçilerinin günlerce süren Ankara’daki şanlı direnişinde Türkler de vardı, Kürtler de; Lazlar da, Çerkezler de... İzmir’den Samsun’a, Diyarbakır’dan Adana’ya dek her yerden gelen TEKEL emekçileri çadırlarda soğuk kış gecelerini birlikte geçirmişlerdi. Sonuç ne oldu? Türk-İş, TEKEL emekçilerini iktidarın baskısıyla sattı apaçık! Kürtlerin ulus bilincine eriştiklerini söyleyenler açıkça ırkçılık yapıyorlar... İster Türk olsun ister Kürt; ırkçılık yapmak da bir insanlık suçudur... Laik, demokratik cumhuriyetin altını oya oya, hâlâ sağlam temellerini yıkamayan içerdeki ve dışardaki güçler; Türkiye’de demokrasinin geliştirilmesine, temel hak ve özgürlüklerin yaşama geçirilmesine karşılar. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığı “etnik kimlik” değildir; tıpkı Fransa, Almanya, İngiltere ve ABD’de olduğu gibi. Türkiye de adlarını saydığım ekonomisi güçlü bu devletler gibi ulus devlettir! İlkellikten ve bağnazlıktan kurtulup, çağdaş, laik, demokratik hukuk devleti olursak çözüm kolaydır. Türkiye’de güçlü bir Marksist parti olsa, sorun daha kolay çözülür; kendilerini sosyal demokrat olarak niteleyen partiler, çürümüş yapılarını tepeden aşağıya değiştirirler. Yazımın özüne gelince... Boş kafaların, hiç düşünmeden ürettikleri “demokratik açılım” kandırmacasına kimse sakın kanmasın... Bu bir oy avcılığı yöntemidir! Ve bu yöntem sürerken, Şemdinli’nin Beyyurdu karakoluna eli kanlı PKK saldırdı. 3 Mehmetçiğimiz şehit düştü. İçim acıyor içim!.. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Çağdaş, Laik, Demokratik Devlet... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 KILIÇ’IN BELİRLEDİĞİ GÜN GÖRÜŞÜLECEK Anayasa için geri sayõm başladõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ana- yasa değişikliklerinin iptali ve yürütmenin durdurulmasõ istemiyle Anayasa Mahkeme- si’nde açõlan davada raportör Ali Rıza Ço- ban, başkan Haşim Kılıç’a raporunu teslim etmesi ve üyelere dağõtõlmasõnõn ardõndan, gündem mahkemenin dosyayõ hangi gün gö- rüşeceğine kilitlendi. Yüksek mahkemenin çalõşma sistemi uya- rõnca dosyanõn görüşülme gündemini belirle- mede tek yetkili isim başkan Haşim Kõlõç. Kõlõç’õn bugün dosyanõn görüşme gününü netleştirebileceği belirtiliyor. Anayasa Mah- kemesi raportörü Çoban raporunda, anayasa değişikliklerinin öz itibarõyla referandumdan sonra yasalaşacağõ, dolayõsõyla da olasõ bir iptal isteminin ancak bu tarihten sonra yapõ- labileceği görüşünü savundu. Buna göre, ya- põlacak referandumdan hangi sonuç çõkarsa çõksõn bu tarihten itibaren Anayasa Mahke- mesi iptal istemini karara bağlayacak. Çoban referandumdan önce paketin görü- şülmesi halinde ise değişiklik paketinin ana- yasanõn değiştirilemez ve değiştirilmesi tek- lif dahi edilemeyecek hükümlerine aykõrõlõk taşõmadõğõ gerekçesiyle iptal isteminin red- dedilmesi yönünde değerlendirme yaptõ. Anayasa değişikliklerinin iptali isteminde salt çoğunluk değil, nitelikli çoğunluk aranõ- yor. Bu nedenle de olasõ bir iptal kararõ için 11 üyeden 7 üyenin oyunun iptal yönünde olmasõ gerekecek. Kõlõçdaroğlu, İsrail’le yaşanan krizin nedeninin AKP’nin hatalõ politikalarõ olduğunu söyledi ‘Stratejik boğulma’ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Genel Başkanõ Ke- mal Kılıçdaroğlu, Gazze’ye yardõm götüren gemilere saldõ- rõnõn ardõndan İsrail’le yaşanan krizle ilgili olarak “İsrail, ikti- darın politikasını tersyüz edip yerden yere vurdu, onuru- muzla oynadılar. Buna strate- jik derinlikte, stratejik boğul- ma denir. 9 yurttaşımız öldü, onların kanı yerde, sorumlusu AKP” dedi. TEKEL işçileri ile bir grup gencin katõldõğõ ve “İnadına TEKEL, inadına direniş” slo- ganlarõnõn atõldõğõ, miting hava- sõnda geçen dünkü grup toplan- tõsõnda Kõlõçdaroğlu’nun çeşitli konularda verdiği mesajlar ana başlõklarõyla şöyle: Sınır ziyareti: Güvenlik güçlerimiztümolumsuzkoşullara rağmen olağanüstü güzel bir mo- ralle görevlerinin başõndadõr. AKP iktidarõnõn döneminde Do- ğu ve Güneydoğu’ya gerekli öze- nin gösterilmediğini, gerekli ya- tõrõmõn yapõlmadõğõnõ, ekonomik ve sosyal açõdan özenin gösteril- mediğini, hatta İşsizlik Sigortasõ Fonu’ndan parlamentonun ira- desiyle alõnan 2 milyar 600 mil- yon liralõk kaynağõn da o bölge için değil, maalesef önemli bir kõsmõnõn başka yerler için kulla- nõldõğõnõ gördük. Askere havale, askere fatura: Her işi askere havale edip ortaya çõkan başarõsõzlõkla- rõ veya eksiklikleri de askere fa- tura eden bir zihniyetten Türki- ye’nin artõk kurtulmasõ gerekiyor. AKP toplumu kaynaştõran değil, ayrõştõran politikalar izliyor. Açõ- lõm politikasõ ile yeni bir siyasi açmazõn içine düşüldü. Terörle mücadelenin AKP’nin izlediği politikalarla önlenemeyeceği de somut olarak ortaya çõkmõştõr. Gazze olayı: Başbakan es- ti gürledi. BM İsrail hükümetini kõnasõn dediler, sonuç sõfõr. NA- TO kõnasõn dediler, sonuç sõfõr. Hayatõnõ kaybedenlerin uğra- dõklarõ zararlar tanzim edilsin, so- nuç sõfõr. AB, Arap Birliği, İKÖ İsrail’i kõnasõn... Sonuç hayal kõrõklõğõ. İsrail bõrakõn özür di- lemeyi, Türkiye bizden özür di- lesin noktasõna getirdi... Kapalõ kapõlar ardõnda bir şey- ler yapõlõyor. Davutoğlu ile İsrailli bakan görüşüyor. Ne olursunuz bizden bir özür dileyin de şu def- teri kapatalõm, diyorlardõr. Bizim onurumuzla oynuyorlar. Strate- jik derinlikte stratejik boğulma- dõr bu. Geldiler ve boğuldular. Bir şeyler yapmak istediler, ora- da boğuldular, yalnõz kaldõlar. Uğruna mücadele ettikleri Ha- mas, arabuluculukta Türkiye’yi dõşladõ. Mõsõr’õ seçti. 9 yurttaşõ- mõz öldü. Onlarõn kanõ yerde, so- rumlusu da AKP ve onun başõn- daki Başbakan Erdoğan’dõr. Ek- sen kayma tartõşmasõ da, izlenen politikalarõn güvensizliğinden kaynaklanõyor. Eğitim yazboz tahtası: Aynõ iktidarda bakan değişince politikalar da değişiyor. Ders- hane sayõsõ, genel lise sayõsõnõ geçti. 16 milyar üzerinde ders- haneye para harcanõyor. 23 Ni- san’da Başbakanlõk koltuğuna oturan Elgin Koçubaba karde- şimiz, SBS’yi kaldõracağõm de- mişti. Eğer o çocuğu dinleseler gerçeği göreceklerdi. YÖK’ü AKP’nin arka bahçesi haline getirdiler. CHP iktidarõnda YÖK tamamen kalkacak. Üniversite- lerin idari, mali, bilimsel özerk- liği olacak. Tüm aykõrõ düşün- celer CHP iktidarõnda özgürce dile getirilecek. Kendi ceplerini düşü- nürler: AKP ülkeyi yönete- mez. Adõndaki “adalet ve kal- kınmaya” bakmayõn. Ne söy- lüyorlarsa aksini yapõyorlar. Bunlar hesap kitap bilmez, hal- kõ düşünmezler. Bunlarõn tek düşündüğü alan vardõr; kendi cepleri ve yandaşlarõnõn cepleri. Nükleer santral:Rusya ile anlaşma yapõldõ, bu yasayõ tati- le girmeden Meclis’ten çõkar- maya çalõşõyorlar. AKP, ulus- lararasõ anlaşmalar Anayasa Mahkemesi’ne götürülemez di- ye Anayasa Mahkemesi’ne baş- vuru yollarõnõ kapatmaya çalõşõ- yor. Türkiye aleyhine bir şey olursa bunun hesabõnõ soracağõz. Uluslararasõ ihaleye çõkõn. Neden kaçõnõyorsunuz bundan? Söz mü verdiniz birilerine? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP lideri Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’la terörle mücadele konusunda bir araya gelmek için, Er- doğan’õn terör konusunda “hataları- nı” kabul edip, bir anlamda “pişman- lık itirafı”nda bulunmasõnõ şart koştu. Bahçeli, partisinin grup konuşma- sõnda, birinci yõlõnõ dolduran AKP’nin “Kürt açılımı” konusunda geniş bir değerlendirme yaparken, “açılımın yı- kım anlamına geldiği” konusunda haklõ çõktõklarõnõ söyledi. AKP politi- kalarõnõn iflas etttiğinin bir kere daha görüldüğünü belirten Bahçeli, Başba- kan’õn partisine yönelik görüşme çağ- rõlarõnõn “beyhude” olduğunu söyledi. Her türlü fedakârlõğa ve uzlaşmaya da hazõr olduklarõnõ belirten Bahçeli, “Bi- zim uzlaşma zemini olarak bu şart- lar altında uygun gördüğümüz yer Cumhurbaşkanlığı makamıdır” de- di. Hükümetin ve Başbakan’õn güve- nilirlik ve samimiyet katsayõsõnõn düş- tüğünü ve yapacaklarõ görüşmenin al- tõndan nasõl bir “iftira” çõkacağõndan emin olmadõklarõnõ kaydeden Bahçeli, “Ancak her şeye rağmen dökülen şehit kanıdır, çekilen milletimizin acısıdır. Kuşkusuz ki, biz, bize karşı yapılanları bir kenara not ettik ve yeri gelince açacağız” diye konuştu. Koşullarını sıraladı Ancak buna rağmen, hükümete “te- rörle mücadelede bizim fikrimizden yararlanmak isteyenlere kapımızı aralamaya hazırız” çağrõsõ yapan Bahçeli koşullarõnõ da şöyle açõkladõ: “Başbakan Erdoğan, ‘açõlõmda ya- nõldõm, çatõşmayõ derinleştirdim, terö- rü azdõrdõm, şehadetlere neden oldum’ diyorsa, Türk milli kimliğine bağlı- lığını açıklıyorsa, ABD’yi dinleme- yeceğini, her saldırının ardından Washington’a sığınmayacağını, Bar- zani’ye haddini bildireceğini, yaban- cı başkentlere kulağını tıkayacağını ve Kandil’e gidip terörü teslim ala- cağını söylüyorsa, bizim için engel kalmamıştır. Bunları kendisinden duyduğumuz anda elimizi uzatırız.” Bahçeli grup toplantõsõnõn ardõndan ise gazetecilerin Genelkurmay Başka- nõ Orgeneral İlker Başbuğ’un açõkla- malarõna ilişkin sorularõ üzerine “Bazı tespitleri var ki bu ifadeleri kullanı- yor. Yorumları üzerine yorum yap- mamız doğru olmaz” yanõtõnõ verdi. Gazze’ye yardõm götürülürken İsrail saldõrõsõnda ölen 9 yurttaşõmõzõn kanõnõn yerde kaldõğõnõ söyleyen CHP lideri, “İsrail bõrakõn özür dilemeyi, Türkiye bizden özür dilesin noktasõna getirdi” dedi. İsrail’in Türkiye’nin onuruyla oynadõğõnõ belirten Kõlõçdaroğlu, “Stratejik derinlikte stratejik boğulmadõr bu. Bir şeyler yapmak istediler, orada boğuldular. Uğruna mücadele ettikleri Hamas, Türkiye’yi dõşladõ” diye konuştu. Ahmet Tan da CHP’ye katıldı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dünkü grup toplantısında İstanbul Milletvekili Ahmet Tan’a CHP rozeti taktı. Böylece CHP’nin sandalye sayısı 102’ye yüksel- di. Kılıçdaroğlu, dünkü grup toplantısı- nın başında Ahmet Tan’a rozetini taktı. Tan, “16 ay önce İstanbul’da CHP oto- büsü üstündeydik. Sayın Kılıçdaroğlu, yine önündeki mikrofonu bana uzat- mıştı. O gün İstanbul’u almaktı hedef, bugün hedefi büyüttük. Bugün hedef Türkiye’yi bu hoyrat iktidardan kur- tarmak. CHP Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu iradesidir, önümüzdeki seçimde de kurtarıcı irade olacaktır. Bana, gaze- teci arkadaşlar, geç kalmadınız mı, diye sordular. CHP’nin iktidar yürüyüşüne çoktan katılmıştım, eksik olan bu tören- di” diye konuştu. Tan, 1970’li yıllarda Bilecik il örgütünce hazırlanan üzerin- de Rahşan ve Bülent Ecevit’in resimle- rinin bulunduğu kibrit kutusunu Kılıç- daroğlu’na armağan etti. Kutunun bir aile emaneti olduğunu vurgulayan Tan, “Kutu yerini buldu, ben de yerimi bul- dum” dedi. Son katılımla TBMM’deki sandalye dağılımı şöyle oldu: AKP: 335, CHP: 102, MHP: 69, BDP: 20, Bağım- sız: 8, DSP: 6, DP: 1, TP: 1, Boş: 8. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) Demirtaş, Başbuğ’un önceki gün yaptõğõ açõklamalara sert tepki gösterdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - BDP Ge- nel Başkanõ Selahattin Demirtaş, partili millet- vekillerine “dağa çıksınlar” dediği gerekçesiyle Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ’a “Ya istifa etsin ya da Başbakan görevden al- sın” sözleriyle tepki gösterdi. Partisinin grup toplantõsõnda, Başbuğ’un açõk- lamalarõnõ “ciddiyetten uzak ve mesnetsiz” diye nitelendiren Demirtaş, “Genelkurmay Başkanı, hiçbir siyasi partinin yapamayacağı değerlen- dirmeleri yaptı” görüşünü savundu. Başbuğ’un BDP milletvekillerinin, PKK’lilerin cenazelerin- de “pankart taşıdığı” iddialarõnõn doğru olmadõ- ğõnõ kaydeden Demirtaş, şunlarõ söyledi: “Orada hangi pankartın olduğunu ve kimler tarafın- dan taşındığını milletvekillerimiz bilmezler. Milletvekillerimiz barış, diyalog çağrısı yap- mazsa, onlar gibi ırkçı söylemlerle yaklaşırlar- sa ne olacağı konusunda Allah korusun diyo- rum. Bir milletvekiline emir verir gibi konuş- mak Genelkurmay Başkanı’nın haddine değil. Burası kışla değil, biz de senin emir erin deği- liz. Dağa çıkışları engellemekle görevli en üst düzeyde güvenlik görevlisi bunu söylerse onun görevi bitmiştir. Milletvekiline açıkça dağın yolunu gösteren Genelkurmay Başkanı’nın görevi bitmiştir. Ya istifa etmelidir ya da Baş- bakan onu görevden almalıdır. Bu ülkeye iki başbakan fazladır.” Demirtaş, Genelkurmay Başkanõ’nõn bu açõklamalarõndan sonra partili milletvekillerinin başõna gelebilecek en küçük şeyden de “hedef gösterdiği” için Başbuğ’un so- rumlu olacağõnõ ileri sürdü. Demirtaş, çatõşmalarda ölen PKK’lilerin ceset- lerine de “aileleri tarafından tanınmayacak” şekilde işkence yapõldõğõnõ ileri sürdü. ‘Emir eri değiliz’ ÜNİVERSİTE ARIYOR Osman Can ayrõlõyor ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi’nin anayasa değişiklik paketine ilişkin olasõ bir iptal kararõnõn hükümeti “yok sayabi- leceğine” ilişkin çõkõşõy- la tepkilerin odağõna dö- nüşen raportör Osman Can, yüksek mahkeme- den ayrõlõp akademik ça- lõşma yapabileceği üni- versite arayõşõna girişti. Artõk Anayasa Mahke- mesi’nde çalõşmak iste- mediğini belirten Osman Can, sorularõmõz üzerine “Henüz netleşmiş bir şey yok. Sağa sola bakı- yoruz” dedi. Can, Türk Alman Üni- versitesi’nde hoca olarak çalõşacağõna ilişkin id- dialarõ ise “spekülasyon” olarak nitelendirdi. BAHÇELİ’DEN ERDOĞAN’A: Pişmansa görüşelim TEKEL işçisi Meclis’e yürüdü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TEKEL işçi- leri dün TBMM’de eylem yaptõ. Yaklaşõk 25 TEKEL işçisi, CHP Milletvekili Çetin Soysal ile görüşmek üzere Kõzõlay’dan sloganlar ata- rak Meclis’in Dikmen Kapõsõ’na geldi. İşçiler, burada güvenlik kontrolünden geçirildikten sonra içeriye alõndõ. İşçiler, CHP Genel Başka- nõ Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Grup Baş- kanvekili Oktay Vural ile görüştü. Meclis önünde grup adõna bir açõklama yapan Kenan Aslantaş Kõlõçdaroğlu’nun kendilerine “CHP iktidar olduğunda 4/C uygulamasını kaldı- racağını ve taşeronlaşmaya son vereceğini ifade ettiğini” söyledi. Aslantaş, “Ağustos ayında haklarını alana kadar süresiz eylem için Ankara’ya geleceklerini” kaydetti. Müdahale Ermeni cemaatini kızdırdı ERDEM GÜL ANKARA - Hükümetin, “Pat- rik ya da eşpatrik seçimi yapa- mazsınız, patrik vekili seçimi ya- pabilirsiniz” yazõsõyla müdaha- lesi, Ermeni cemaatini kõzdõrdõ. Türkiye Ermenileri Patriği Mes- rob II’nin sağlõk sorunlarõ nede- niyle görev yapamayacak duruma gelmesi üzerine Ermeni Patrikha- nesi, “yeni patrik” ya da “eş- patrik” seçimi için İçişleri Ba- kanlõğõ’na başvurdu. Bakanlõk ise “Mevcut patrik ölmeden genel seçim yapılması doğru olmaz. Temsil açısından sorunlara yol açabilir. Bu nedenle patrik vekili seçimi yapılmalı” kararõ aldõ ve patrikhaneye iletti. Bu yazõ üzeri- ne Başpiskopos Aram Ateşyan, Patrik Genel Vekili olarak seçildi. Ancak hükümetin bu müdahalesi Ermeni cemaatini kõzdõrdõ. Agos gazetesi son sayõsõnda cemaatteki hükümete yönelik tepkiyi manşe- tine taşõdõ. “Halktan Korktu- lar” manşeti atan Agos, “Hükü- metle patriklik ruhani kurulu el ele verip bir skandala imza at- tı” ifadesine yer verdi. Gazete, “Patriksiz Patrikhane’ye ha- yır” başlõklõ başyazõsõnda ise İs- tanbul Ermeni Patriği Ruhani Ku- rulu’nu hükümetin müdahalesi- ne itiraz etmemekle eleştirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle