29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 7 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 3 C TURİZM İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişli-İstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam, Genel Müdür: Özlem Ayden, Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal, Reklam Koordinatörü: Neşe Yazıcı Reklam Müdürü: Onur Çeliköz Tel: 0 212 251 98 74-75 Ege Reklam Sorumlusu: Zuhal Altungüneş Tel: 0 232 441 12 20 Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri C TURİZM Hotel Club Fiord  Ören’in merkezinde Hotel Club Fiord 7 dönüm arazi üzerine kurulu. 1. ve 2. katlardan oluşup toplam 6 tane blok var. Otel bahçesinde yüksek palamut ağaçlarıyla botanik bahçesini andırıyor. Kendine ait özel plajı olan otelde aktivite olarak deniz sporları, sörf, kano, tenis, masa tenisi, animasyonlar ve haftanın 2 yada 3 ünü canlı müzik hizmeti vardır. Daidalos Otel  Daidalos Otel Osmanlõ mimarisindeki konak/ev tarzõnda düşünülmüş. Tasarõmda, bu mimariye uygun kiremit çatõnõn altõnda, büyük el oymasõ kapõdan girilen, ahşap cumba ve sundurmalõ bir bina hayal edilmiş. Misafirlerimizin mutluluğu için konağõmõza geniş bir restoran ve kahvaltõ salonu var. Bahçede yüzme havuzu bulunuyor. Otelin ismini Antik Yunan mitolojisindeki Giritli Mimar DAIDALOS’tan alõyor. Yer olarak, MÖ 1443 yõlõnda MYSIA halkõ tarafõndan kurulan, antik çağda ADRAMYTTEION’a bağlõ olarak varlõğõnõ sürdüren, Burhaniye Taylõeli Köyü’nü seçtik. Körfez manzarasõna hâkim otelimizi; köyün doğal ve tarihi dokusuna uygun; taş duvarlar, ahşap malzemeler, alaturka kiremitler ve kõrmõzõ tuğlalar kullanarak yapõlmõş. Hotel MTK  Hotel MTK Ören’e yeni bir soluk... Club MTK’nin 300 yatak kapasitesi, açık ve kapalı yüzme havuzu, özel plajı bulunuyor. ESRA AÇIKGÖZ R ahat koltuklarõmõza kurulup, havada olduğumuzu unuttursun diye kendi- mizi ekrandaki filme kitliyoruz, tabi bir de yolculuk boyunca getirilen yiyeceklere. 19 bin çalõşanõyla, haftada 400 uçuş yapõyor Ko- re Havayollarõ. Az koltuk, fazla boşluk, ilke- siyle ilk hedefleri rahatlõk... Dağlar aşõyor, de- nizler geçiyor, ülkeler, ülkeler atlõyoruz. Artõk Seul’dayõz. Dünyanõn en iyi havaalanõ seçilen İncheon’da Kore’nin en önemli gazetelerinden Herald Media’dan gazeteciler ve belediye yet- kilileri karşõlõyor bizi. Gezi boyunca da hiç bõ- rakmõyorlar. Büyük bir misafirperverlik ve il- gi çemberinin içindeyiz. İstikamet, önce otel, sonra kent gezisi. Hazõr mõsõnõz? Havaalanõndan kente ilerlerken beş yüz ki- lometre uzunluğundaki Hangang Nehri eşlik ediyor bize. İki yakasõnõ yirmi yedi köprü bir- leştiriyor nehrin. Yol boyunca uzanan gökde- lenler, geleneksel yapõlar, yeşillikler, nehir... İlk durak, geleneksel Kore evleri... Göğe yükselen çatõ saçaklarõ, bahçelerden dõ- şarõ taşan ağaç dallarõ, ahşap işlemeciliği, tuğ- la doku... Burasõ, Bukchon Hanok Village. Si- ze en iyi fotoğraf çekimi yapõlacak yerin bile işaret edildiği bu mekân, Seul’un tarihinde bir yolculuğa çõkarõyor bizi... 15. yüzyõl... Kral Se- jong, Kore alfabesini oluşturuyor. Bilimin, kül- türün, sanatõn, astronominin geliştirilmesinin arkasõndaki isim de o. Kore’nin en önemli mey- danõ Gwanghwamun’un ona atfedilmesi boşa değil. Meydanda şehre hakim heykeli, yeraltõndaysa müzesiyle anlatõyor hikâyesini Sejong bizlere. 5 bin yõllõk tarihinde, 900 kez savaşõn yõkõmõ- na uğramõş Kore. Bunlardan birine Türkiye de tanõk. Tam 60 yõl önce başlayan Kore Sava- şõ’nda Türkiye de 724 askerini kaybediyor. Tür- kiye’den geldiğimizi duyan her Koreli’nin yüzündeki gülümsemenin nedeni bu. Savaş Mü- zesi’nde Türk bayrağõnõn dalgalanmasõnõn da. Bebek ağlamasõ efekti ve gerçeğe yakõn man- kenlerin oluşturduğu mülteci kamplarõyla sa- vaş hâlâ devam ediyor müzede. Ziyaretçilere bu gerçeklikten kalan his, savaşõn vahşeti mi, kahramanlõğõn yüceliği mi bilinmez ama Ko- re’de müzeler tarihin anlatõldõğõ mekânlardan öte, kimi zaman çizgi film, video gösterimle- ri ve müzikle, kimi zaman simültane oyunla- rõyla tarihin içine çekiyor insanõ. Yine 2010’dayõz. 60 milyon nüfuslu Kore’nin en kalabalõk şehri Seul. Kore’ye bir yõlda 7 mil- yon turist geliyor. En çok da Japonya’dan, Çin’den, Tayland’dan ve Amerika’dan... Hep- sinin yolu, Changdeokgung Sarayõ’ndan ge- çiyor. UNESCO’nun 1997’de Dünya Kültürel Miras Listesi’ne aldõğõ saray, yüz yõllõk ağaç- larõyla selamlõyor ziyaretçileri. Yeşili bol bir kent Seul. Kentteki saraylarõn çok büyük park- larõ var. Geniş koşu ve bisiklet yollarõyla çev- rili şehrin göbeğinde tõrmanma duvarlarõyla kar- şõlaşõnca şaşmayõn. Sağlõk, Kore hükümetinin ana konularõndan. En favori sporsa, golf. He- men her mahallede küçük odacõklarda golf an- tremanõ yapmaya imkân veren apartman bü- yüklüğünde komplekslere rastlamak müm- kün. Kore’ye gitmek için mayõs iyi bir tarih, he- le de derdiniz Budist törenlerini izlemekse. Çün- kü her yõl mayõsõn ikinci haftasõnda Buda ye- niden doğuyor. Sokaklar nilü- fer fenerleriyle süsleniyor, park- larda etkinlikler düzenleniyor, tapõnaklar Buda’ya saygõlarõnõ sunmak için yüzlerce kez eğilip kalkan insanlarõ ağõrlõyor. İnan- cõn büyüleyici tõnõsõna kapõlma- mak elde değil. Tanõklõk için en iyi mekânsa, Jogyesa Tapõnağõ. Tapõ- nakta geleneksel çay seremonisine de katõlabilirsiniz. Koreliler için çay bir içecekten öte, vücutlarõ kadar ruhlarõnõ da temizlemenin yolu... Saatlerce süren medi- tasyonlarda çay eşlik ediyor onlara. Mayõsõ ka- çõrdõm diye üzülmenize de gerek yok, Seul son- baharda sarõya kesen ağaçlarõ, baharda yeşiliyle her mevsim ziyarete değer bir kent. Namsan N Seul Kulesi, dünyanõn en yüksek kuleleri arasõnda. Kente hâkim bir tepede yer alõyor. Eğer şanslõ gününüzdeyseniz Kuzey Ko- re sõnõrõnõ bile görmeniz mümkün. Biz değil- dik... Aşk, dünyanõn her yerinde dilenilen ilk şey. Bu aklõmõza nereden mi geldi, şimdi? Ku- lenin demir parmaklarõ boyunca uzanan bin- lerce, rengârenk kilitlerde yazõlan dileklerden... Kimi kocasõnõn ömür boyu onu sevmesini is- tiyor, kimi 100 gündür çõktõğõ adamõn evlen- me teklif etmesini; çocuklara iyi bir gelecek, dünyaya barõş, anne-babaya sağlõk... Seul’e ka- dar gitmişken dileğiniz için bir kilit takõp anahtarõnõ da uzağa atõn. Seul’da tarihi alanlarla gökdelenler iç içe. Ge- lenekselle moderni, eskiyle teknolojiyi eğreti bir hal almadan birleştirmeyi başarmõş Kore- liler. Sokaklarda bõrakõn çöpü sigara izmariti- ne bile rastlamõyorsunuz. Ha, bir de polislere. Ne alõşveriş merkezlerine girerken x-rayden ge- çiyorsunuz, ne de kendini mekânõn sahibi sa- nan özel güvenlik görevlilerinin bakõşlarõndan. Yine de, gecenin üçünde yabancõ bir kadõnõn parkta korkmadan yalnõz oturabileceği kadar güvenli bir yer Seul. Nereden mi biliyorum? Test edilmiş, denenmiş bir güvence bu. Saba- ha kadar toplu ulaşõm araçla- rõ çalõşõyor. Örümcek ağõ gibi dolanan metro sistemi ile istedi- ğiniz her yere zahmetsizce g i t m e n i z m ü m k ü n . Taksi fiyat- larõ ise Tür- kiye’deki- nin yarõsõ. Seul, 24 saat yaşayan bir şehir... Şehrin en ren- kli bölgesi, alõş- veriş merkezleri. 30 bin mağazanõn yer aldõğõ Dongdae- mun semtindeki Doosan Tower sabaha kadar açõk. Biz ge- cenin 02.30’unda yorgunluktan ayaklarõmõzõ sü- rüyerek çõkarken yeni gelenler boşluğumuzu doldurmakta gecikmiyor... Unutmadan, Kore’de pazarlõk yapmak adetten, pazarlõkta iyiyseniz alacağõnõz ürünü yarõ fiyatõna bile indirebilir- siniz. Kore’den ne mi alõnõr? Gezerken so- kaktakilerin kõyafetlerinden gözlerimi alama- yan biri olarak, ilk önerim kõyafet. Sokak modasõna hayran olmamak elde değil, mini etekleri ve ince topuklularõyla Koreli kadõnlar, değişik saç şekilleriyle kadõnlarõn çantasõnõ ta- şõyan Koreli erkekler, rengarenk giydirilmiş ço- cuklar, underground giyim tarzlarõyla gençler... İnsanõ hayran bõrakan zarafetleri de cabasõ. Ko- re’de tekstil ürünleri ucuz. Seul’un bir elek- tronik eşya merkezi olduğunu söylemeyeyse ge- rek yok. Dokuz katlõ Technomart’da telefon- dan fotoğraf makinesine, bilgisayara, akla ge- lecek her elektronik aleti bulmak mümkün. Ko- reliler ürettikleri her şeye bir estetik katõyor, usb’den, kaldõrõm taşlarõna kadar... Şehrin 2010 Dünya Tasarõm Başkenti seçilmesi boşa değil. Şehri sarmõş sanat galerilerinin temelinde de, uluslararasõ sergilerde, bienallerde Koreli sanatçõlarõn adlarõnõn daha sõk anõlmasõnõn al- tõnda da bu gelişmiş estetik anlayõşõ yatõyor. Kore müziği de dünya müzik piyasasõnda her geçen yõl daha çok yer ediniyor. Seul’deki iri- li ufaklõ, açõk-kapalõ konser alanlarõnõn sayõsõ çok. Seul Plaza’da bunlardan biri. Gayageum, haegum, piri gibi geleneksel Kore enstrüman- larõyla yapõlan caz müziği yükseliyor sahneden. Çimlere uzanmõş takõm elbiseli erkekleri, ayakkabõlarõnõ çõkarmõş şõk kadõnlarõ sarõyor; herkes ritmin peşinde, tabii biz de... Müzik bi- zi başka bir yolculuğa çõkarõyor. Takõm elbi- selerin yerini siyahlar içindeki erkek öğrenci- ler alõyor, tavşan ya da şeytan kulaklarõyla genç kadõnlar... Hongik Üniversitesi’ndeyiz, Se- ul’un en ünlü sanat fakültesi bu üniversitede ve biz sanat fakültesi öğrencilerinin festivalinde- yiz. Bir şehri tanõmanõn en iyi yolu, sokaklarda kaybolmaksa, diğeri de gençleriyle sohbet et- mek. Muşamba çadõrlardan meyhaneler, mum- lar, masalardaki küçük mangallarda pişen et- ler... Bir tarafta break dansõ yapanlar, diğer ta- rafta sahnedeki rock grubunu dinleyerek çamura aldõrmadan deliler gibi zõplayanlar... Onlar bi- zim için olduğu kadar biz de onlar için ilgi çe- kiciyiz. Davet üzerine oturuyoruz bir masaya. Shin Chee, İstanbul’a gelmiş daha önce, iki gün- lüğüne. Boğaz’õ hatõrlõyor bir, bir de eğitimi sõ- rasõnda öğrendiği Ayasofya’yõ... Choi, yaka- ladõğõ ilk fõrsatta gideceği yer İstanbul. Kore- liler için Türkiyeliler farklõ, onlarõ diğer Batõ- lõ ülkelerden daha iyi anladõğõmõzõ düşünü- yorlar. Ne de olsa Türkiye Doğu ile Batõ ara- sõndaki bir köprü... Onlar da, bu köprünün bir ayağõnõn kendilerine uzatõlmasõnõ istiyorlar. Haksõz da sayõlmazlar... Uzun lafõn kõsasõ, Seul’de görülecek çok şey var, bu yüzden 24 saat uyumayan bu şehire, enerjinizi toplayõp gidin... KORE MUTFAĞINDA NELER VAR? K ore mutfağõnõn ana malzeme- si, pirinç. Kimi zaman kurabi- ye haliyle geliyor soframõza, kimi zaman yan yemek olarak. Farklõ türde- ki midye çeşitleri, bol çeşitli sebze yemek- lerinden biri damak tadõnõza uygun olacak- tõr. Yiyenlerin demesi o ki, etler lezzetli, masada pişiriyor, mangalda, soslarla ikram ediliyor. Çubuklarla nasõl ye- nir diye dert etmeyin, çatal-bõ- çak da bulunuyor. S eul’de gidilecek mekânların adını aklınızda tutmak kolay değil, hatırlayacağınız bir kelime var “Dong” çünkü mekânların adı ya onunla başlıyor ya da onunla bitiyor. Bu yüzden bir yer so- rarken yazmanız ya da yazdırmanız en iyisi. Kore yemekleri Türkiye’deki damak tadından çok farklı, ancak ge- niş alternatifler olması nedeniyle yiyecek bir şeyler bulabilirsiniz. Özellikle et oburlar için pek de zorlanacak bir şey yok. Eğer ekmek yemeden doyduğunu anlamayanlardansanız işiniz zor, çünkü Kore’de sofrada ekmek bulmak pek mümkün değil. Tuz sever- leri de aynı son bekliyor. Vazgeçemem diyorsanız, valizinizde tuz ve ekmek için yer ayırın. Baştarafı 1. sayfada
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle