19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 6 TEMMUZ 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 HAYAL ve GERÇEK KÜRŞAT BAŞAR Ne Oldu Mahremiyete? Bitmiş bir evliliğin, bir ilişkinin ardından bütün kirli çamaşırların ortaya dökülmesi, şöyle ya da böyle yıllarını birlikte geçirmiş insanların düşman haline gelmesi bana hep hüzün verir. İnsanların kendi seçimlerini sonunda bir hata olarak görmesini anlarım da bunu neden herkese anlatmak istediğini bir türlü anlayamam. Yaşanan bir ilişkinin sonu ne olursa olsun güzel anlarını, anılarını yanında taşımak yerine geri kalan hayatına çirkinliklerle başlamayı neden ister insan? Anlattıklarıyla karşısındakine zarar vereceğini, öç alacağını sanırken aslında kendisini bundan sonraki hayatı boyunca izleyecek zavallı bir imge yaratmak neden ister? Hayal kırıklığı birileriyle paylaşınca azalır mı? İnsan karşısındakini kötüleyerek kendisini haklı mı çıkartır? Başarısızlığın, duygusal çöküntünün tedavisi midir hayatını paylaştığı insanı yaralayıp inciterek, mahrem kalması gerekenleri anlatarak toplum önünde küçük düşürmek? Peki ama ne oldu da mahremiyet böylesine anlamsız bir hale geldi? Artık kimse hayatının en özel anlarına, en büyük zaaflarına, en bilinmedik duygularına, düşüncelerine ortak olan insana bile güvenemeyecek mi? Güven duygusunu ve iki insan arasındaki o eşsiz gizemi yitirdik mi yoksa? Özellikle kişiler ünlü olunca, ikili ilişkilerin ayrıntıları, çöken evlilikler, aldatmalar bir anda gündeme oturuyor. Hele ki bu ünlüler oturup yaşadıkları ilişkinin ayrıntılarını kendileri anlatırsa... Geçen hafta belki de en çok konuşulan konulardan biri de yine ünlü bir mimarın boşanmasının ardından ünlü bir sunucu olan eşiyle ve evliliğiyle ilgili anlattıklarıydı. Aldatmalar, gizli ilişkiler, izlemeler, suçlamalar... Bir evliliğin, hele ki çocukları olan bir çiftin evliliğinin içler acısı bir anlatımı mı? Kendisini haksızlığa uğramış gören bir erkeğin intikamı mı? “Madem sen benimle ilgili konuşup beni kötü biri gibi gösterdin, ben de seni rezil ederim” duygusu mu? Belki de kadınların bu tür açıklamalarına şaşırmayanlar, bir erkeğin böyle itiraflarda bulunmasını, eşinin ihanetini yatak odası sırlarına kadar anlatabilmesini ilginç bulduğu için bu söyleşi bu kadar ses getirdi. Son zamanlarda iyice moda oldu, herkes yaşadığı aşkları, ilişki sorunlarını anlatmaya meraklı. Gazeteciler için de bulunmaz nimet. Yazık ki artık isteyen istediğini söylüyor ve karşı tarafın cevabına da bakılmadan her şey olduğu gibi yazılabiliyor. Okur da büyük olasılıkla dedikodu merakı bir yana, bu itiraflar, suçlamalar, hakaretlerle kendi hayatı arasında bir bağ kuruyor, taraflardan biriyle özdeşleşerek konuyu tartışıyor. Hatta belki yakası açılmadık ilişkilerin işlendiği dizilere olan inanılmaz ilginin nedeni de bu. Her ilişkinin iki kişilik özel bir dünyası var. O dünyada gerçekte ne yaşandığını onlardan başkası tam olarak bilemiyor. Bilmesi gerekiyor mu doğrusu pek emin değilim. Evlenirken, boşanırken, biriyle ilişkiye girerken ya da ayrılırken herkes kendi sorumluluğunu taşımalı diye düşünüyorum. Seçimlerimiz hayatımızı belirler. Başarısızlıklarının suçunu başkalarına yüklemek, yaptıklarının sorumluluğunu taşıyamayan çocukların işidir. [email protected] Darbe iddialarõnõ yalanlayan Genelkurmay Başkanõ Başbuğ, artan terör tehdidine dikkat çekti ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Genelkurmay Başkanõ Or- general İlker Başbuğ, 2009 yõlõnõn ikinci döneminden itibaren planlarõn kendisi üzerine yapõldõğõ ve döne- minde darbe olacağõ yönündeki iddia- larõn “iftira” olduğunu belirterek, “Bu- nu kesinlikle reddediyorum” dedi. Başbuğ, “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” adõ altõnda Taraf gazetesinde ya- yõmlanan belgelerin polis tarafõndan servis edildiğini söyledi. Baş- buğ, “Terörle mücadelede görev yapmış, subayın, ge- neralin, astsubayın hiç far- kı olmadan bunların bazı- larının veya hepsinin hak- sız yere suçlanmaları beni çok rahatsız etti” dedi. Baş- buğ son günlerde artan terör olaylarõyla ilgili olarak da “Artık sözün bittiği yer- deyiz. Artık bu konuda so- rumlulukları olan kişiler, kuruluşlar, devletler, ya- pılanmaların üzerlerine düşeni yap- malarının zamanı geldi geçiyor” dedi. Başbuğ, Star Televizyonu’nda Uğur Dündar’õn sorularõnõ yanõtladõ. Başbuğ, “Türkiye’de ne zaman terör eylemle- ri azaldı veya hiç olmadı biz yanlış an- ladık. Sanki terör örgütü bitti. Aslın- da dağ kadrosu duruyordu. Belki o zaman biraz daha doğru algılasaydık, sağlıklı tedbir alabilirdik” dedi. ‘Sözün bittiği yerdeyiz’ Son dönemlere gelindiğinde Irak’õn kuzeyinde merkezi bir otoritenin oldu- ğunu söyleyen Başbuğ, şöyle konuştu: “Irak’ın kuzeyindeki yönetim neden istenilen sonucu almıyor. Nereden alıyor bu insanlar yiyeceğini giyece- ğini? Dışişleri Bakanlığımızın konu- sudur bu. Artık sözün bittiği yerdeyiz. Son bir iki ayda ne kadar şehit verdik. Artık bu konuda sorumlulukları olan kişiler, kuruluşlar, devletler, yapı- lanmaların üzerlerine düşeni yapma- larının zamanı geldi geçiyor.” 2002’de TSK’den 50 genç subayõn PKK’ye hâkim kadrolar oluşturduklarõ, açõlõm süreci başlayõnca da kaos yara- tabilmek amacõyla bu eylemleri başlat- tõğõ iddiasõna da yanõt veren Başbuğ, “Böyle şeyleri düşünenlerin ben Türk kanı taşıdığını sanmıyorum” dedi. Batı bölgeleri de hassas “Önümüzdeki süreç terör eylemle- ri açısından hassas bir süreçtir. Gö- revliler, herkes dikkatli olmak zo- rundadır, istihbaratımızdan tutun ge- rekli tedbirlerin alınmasına kadar. Ba- tı bölgelerimiz de hassastır” diyen Başbuğ, Siirt-Doğanköy-Sarõyaprak böl- gesinde, PKK terör örgütünün geçen haf- ta gerçekleştirdiği eylemin, “bugüne ka- dar saldırıp, en büyük darbeyi aldığı eylem” olduğuna işaret etti. Başbuğ şunlarõ söyledi: “Sarıyaprak’a gittiği- mizde operasyona bizzat iştirak eden Yüzbaşı Hakan’dan olayın nasıl ce- reyan ettiğini dinledik. Özellikle şu söylediği sözleri unutamıyorum: ‘Ko- mutanõm burada Mustafa üsteğmeni kaybettik. Mustafalar ölür Hakanlar ge- lir, Hakanlar da ölür. Bize güvenin ko- mutanõm’ Benim subayım, astsubayım, uzmanım bu. Bizim gücümüz bu.” Te- rör örgütünün taşeronluğu konusunda ne düşündüğünün sorulmasõ üzerine Baş- buğ, şunlarõ söyledi: “Bu konuyu biraz da anlamak için 93’lere gidilmesini, araştırılmasını öneririm. 93 yılında Bingöl’de 33 erimizin şehit edilmesi olayı var. Burada bir taşeronluk söz konusu olabilir mi? Olabilir” ‘Siper tartışması artık bitmeli’ Başbakan Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu’nun mevzilerde çekilen fotoğraflarõna ilişkin soru üzerine “Gürvil’de keskin nişan- cı tehdidi Gediktepe ile mukayese edilmez. Gürvil’de de askeri gerekli- lik öyle davranmayı icap ettirseydi el- bette biz onu da teklif ederdik. Sayın Kılıçdaroğlu’nun da farklı düşüne- ceğini zannetmiyorum. Artık bu tar- Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), 2 Temmuz 1993’te Sivas Madımak Oteli’nde 33 kişiyle birlikte katledilen yazar Asım Bezirci ve halk ozanı Nesimi Çimen’i dün Zincirli- kuyu ve Karacaahmet Mezarlığı’nda düzenlediği iki ayrı törenle andı. Anma toplantıların- da “Madımak Oteli’nin müze olması” talebi bir kez daha yinelendi. PSAKD Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Güzelgül, 2 Temmuz Madımak katliamının insanlık tarihinin karanlık günlerinden biri olduğunu ve 33 aydının şeriatçı ve faşistler tarafından yakıldığını söyledi. Asım Bezirci ve Nesimi Çimen anıldı ‘Planõ polis servis etti’ tışmaya son verilsin, lütfen yeter.” Dündar’õn, Genelkurmay Başkanlõ- ğõ döneminde ortaya atõlan darbe idi- dalarõnõ anõmsatarak “Sizin dönemi- niz bir darbe dönemi olarak mı planlandı” sorusuna Başbuğ, “Bu, bir kere bana büyük bir iftira. Denili- yor ki, ‘ben genelkurmay başkanõ oluyorum, olacağõm veya 2009 yõlõnõn ikinci döneminden itibaren planlar benim üzerimeymiş ve benim döne- mimde darbe olacak.’ İftira. Bunu ke- sinliklikle reddediyorum” yanõtõnõ verdi. Başbuğ, sözlerini şöyle sür- dürdü: “İnsanın aklına şu geliyor; bi- rilerinin elinde, Türk Silahlı Kuv- vetleri’ne karşı bizim tabirimizle asi- metrik psikolojik harekât anlamın- da kullanılabilecek bazı bilgiler, bir şeyler var. Alınmış, birşeyler yapıl- mış, çizilmiş vesaire. Bu bilgileri her- halde onlar 2009’un ilk çeyreğinden sonra uygulamayı, kamuoyuna du- yurmayı veya hukuki süreçlerde kullanmayı düşünüyorlardı. Gülüp geçebilirsiniz, bu söylediklerime ‘komplo teorisi’ de diyebilirsiniz. İlk görevi aldığım günden bugüne kadar ne söylediysem, ne yaptıysam arkasındayım.” ‘Soruşturmayı bekliyorum’ Başbuğ, “İrtica ile Mücadele Ey- lem Planı”na ilişkin haberi anõmsa- tarak “12 Haziran 2009’da ne oldu? Malum gazetede, bu irtica ile eylem planı çıktı. Orada da tabii ilginç bir nokta var. Bu planın gazeteye polis tarafından servis edildiği açık, so- ruşturma açılıyor çünkü. Soruş- turmanın da ne olduğunu merakla bekliyorum. 2009’a geldik bir ihbar mektubu çıktı. Bir subay yazmış. Olabilir, bizden de yanlış adamlar çıkabilir. Önemli olan çıkanı bulup gereğini yerine getirmek” dedi. Kardelen Elif askeri okulda öğretmen olmak istiyor Görev başõndaki askerin üzüntüsü- nü ne yüzüne ne de personeline ak- settireceğini söyleyen Başbuğ, “Ast- larınıza üzüldüğünüzü göstermek kesinlikle doğru bir hareket değil. Tabii şehit olayları... Elbette üzü- lüyoruz, ama yüreğimize basıyo- ruz” diye konuştu. İstanbul’daki sal- dõrõda Uzman Çavuş Ünal Sarıyağ’õn kõzõ Buse Sarıyağ’õn hayatõnõ kay- betmesinin kendisini “yüreğinden yaktığını” dile getiren Başbuğ, şunlarõ söyledi: “Bu kadar ülke sorunlarına duyarlı, Cumhuriyete, Cumhuri- yetin niteliklerine bu kadar bağlı, Atatürk’e bu kadar âşık bir çocuğu yetiştirdikleri için o uzmanımızı ve eşini tebrik ediyorum. Bir de İstan- bul’daki olayda bir personelimizi kaybettik. Eşi Elif... Kardelen Elif. Türkçe ve sosyoloji hocası. Bana bir isteğini iletti. Askeri okullarda öğ- retmen olmak istiyor. Elif’in elbet- te bu isteğini karşılayacağız.” Cemal Temizöz örneği Başbuğ, subay astsubaylarõn terör ör- gütüne üye olmakla suçlanmasõnõn kendisini çok üzdüğünü ifade ederek, “Beni en çok üzen olayların başın- da şu geliyor, terörle mücadelede gö- rev yapmış, canını feda etmekten ka- çınmamış, her türlü fedakarlıkta bu- lunmuş subayın, generalin, astsu- bayın haksız yere suçlanmaları be- ni çok rahatsız etti. Bir terör örgü- tüne üye olmakla suçlanıyorlar. Yargı süreçlerini bir tarafa koyalım, tamam devam ediyor vesaire, ama bu beni çok rahatsız ediyor. Albay Cemal Temizöz, buna bir örnek. Kazılar yapıldı. Kazıları da televiz- yonlar eşliğinde yapıyoruz. Peki bugüne kadar... Bir-iki tanesi hâlâ duruyor da Adli Tıp’tan gelen so- nuçları biliyorum; hiçbir şey çık- madı o kazılardan. Bir tanesinin so- nucu bekleniyor” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP’nin Adana ve Hatay il yönetimleri görevden alõnarak, yeniden yapõ- landõrma için Adana’da Zeydan Karalar, Hatay’da Yusuf Dağlı görevlendirildi. CHP’den dün yapõlan açõklama- da, bugün gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantõ- sõnda alõnan kararlara yer verildi. Açõklamaya göre, Adana ve Hatay il yönetimleri görevden alõndõ. Ye- niden yapõlandõrma için Adana’da Zeydan Karalar, Hatay’da Yusuf Dağlõ görevlendirildi. Toplantõda ayrõca, 3 yõldõr boş bulunan Kadõn Kollarõ Genel Başkanlõğõ’na Asu- man Çakmakçı getirildi. Umut Tunç başkanlõğõnda görev ya- pacak CHP Gençlik Kollarõ Merkez Yönetim Kurulu üyeleri de belirlendi. CHP’de iki ilin yönetimleri değişti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğ- lu başkanlõğõnda toplandõ. Toplan- tõda, geçen hafta Kõlõçdaroğlu ile görüşen Bağõmsõz Milletvekili Ahmet Tan’õn partiye katõlõmõ da gündeme geldi. Tan’õn bugünkü grup toplantõsõnda partiye katõla- cağõ bildirildi. CHP sözcüsü Hakkı Süha Okay, MYK’de te- rör ve ekonomi konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulunulduğu- nu bildirdi. Başbakan’õn, terör konusunda Kõlõçdaroğlu’na görüş- me davetini yinelemesi durumun- da tutumlarõnõn ne olacağõ yönün- deki bir soru üzerine de Okay, görüşme- de bilgi sunacak kişinin Başbakan oldu- ğunu ve bu nedenle kendisinin ziyaret- lerde bulunmasõ gerektiğini söyledi. Bağımsız Ahmet Tan CHP’ye katılıyor Marmaray’ı soydular Marmaray şantiyesinden çalınan malzemeler Bayrampaşa’daki bir hurdacıda bulundu. (AA) İstanbul Haber Servisi - Marmaray projesinin Üsküdar’daki şantiyesinde geçen cumartesi gecesi hõrsõzlõk meydana geldi. Üzerinde vinç bulunan 6 kamyonla şantiyeye gelen hõrsõzlar, güvenlik görevlisi Cem B’nin yardõmõyla içe- ri girdi. Gündüz yasak olduğu için taşõyama- dõklarõ inşaat malzemelerini gece taşõyacakla- rõnõ söyleyen zanlõlar, şantiye yetkililerini sah- te belgelerle ikna etti. Değeri 2 milyon dolarõ bulan 87 ton inşaat malzemesini 6 kamyona yükleyen zanlõlar olay yerinden ayrõldõ. Cem B. de güvenlik kamera kayõtlarõnõ sildikten sonra ortadan kayboldu. Araçlarõn plakasõnõ belirleyen polis, Ali A. ile ağabeyi İsmail A. gözaltõna alõndõ. Zanlõlarõn malzemeleri Bay- rampaşa’daki bir hurdacõya 45 bin TL’ye sat- tõğõ belirlendi. Hurdacõya yapõlan baskõnda ça- lõnan malzemelerin hepsi ele geçirildi. ‘Kafes’te tutuklu kalmadı İstanbul Haber Servisi - “Kafes Eylem Planõ” davasõ kapsamõnda tu- tuklu bulunan muvazzaf subaylar Al- bay Mücahit Erakyol, Albay Levent Gülman ve Yarbay Halil Özsaraç tah- liye edildi. Son tahliyelerle birlikte da- vada tutuklu sanõk kalmadõ. Şüpheli- ler, gayri müslimlere yönelik eylem hazõrlõğõ yapmakla suçlanõyordu Öğretmenler kadro istedi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Atamasõ Yapõlmayan Öğretmen- ler Platformu üyeleri, Milli Eğitim Ba- kanlõğõ önünde eylem yaptõ. Öğret- menler, “İmama değil, öğretmene kad- ro”, “KPSS kaldõrõlsõn”, “Sözleşmeli köle olmayacağõz” şeklinde sloganlar attõ. Yapõlan açõklamada ise sözleşmeli öğretmenlerin birçok haktan mahrum bõrakõldõğõ ifade edildi. Başbakan’ın tatili bitiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlõk Basõn Merkezi’nden ya- põlan açõklamaya göre, Başbakan Tay- yip Erdoğan, Bosna Hersek’te, 11 Tem- muz günü Srebrenica katliamõnõn 15. yõldönümü nedeniyle düzenlenecek an- ma törenlerine katõlacak. 12 Tem- muz’da Sõrbistan’a geçecek olan Başba- kan Erdoğan, Sõrbistan Cumhurbaşkanõ Boris Tadiç ve Başbakan Mirko Cvet- koviç ile Belgrad’da görüşecek. ‘Zararsız nerede yaşıyor’ İstanbul Haber Servisi - SGK Başkanõ Emin Zararsõz’õn “İlaç takip sistemi tõkõr tõkõr işliyor” sözleri üzerine açõklama yapan İstanbul Eczacõ Odasõ Başkanõ Semih Güngör, “Bu açõklama Zararsõz’õn eczacõlarla aynõ ülkede yaşa- madõğõ kanaatini uyandõrmaktadõr” dedi. Güngör, “İlaç takip sisteminin işlemedi- ği kabul edilmeli, bu sistemden sorumlu olanlar istifa etmeli” diye konuştu. Tecavüze yardıma ceza ANKARA (ANKA) - Bartõn’da açõlan bir davayõ görüşen Yargõtay 5. Ceza Dairesi, sanõk M’nin saldõrõyõ gerçekleştirdiği, sanõk İ’nin kadõnõn ko- casõnõn direncini kõrdõğõnõ belirtti. Yar- gõtay, “õrza geçme eylemini” gerçekleş- tirenle, eyleme yardõm eden kişinin de müşterek fail olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, kişinin “õrza geçme eylemini” gerçekleştirmese bile “nitelikli cinsel saldõrõ” suçunu işlemiş kabul edileceğine hükmetti. Silahlı soygun girişimi İstanbul Haber Servisi - Sultan- gazi’deki BEDAŞ ödeme noktasõna fa- tura ödeme bahanesiyle gelen kasklõ si- lahlõ bir kişi, silahõnõ çekerek vezne ça- lõşanõ Sabahattin Soymazoğlu’ndan pa- ralarõ vermesini istedi. Soymazoğlu, pa- ralarõ teslim etmeyince soyguncu ile aralarõnda kõsa süreli boğuşma yaşandõ. Bu sõrada silahõnõ ateşleyen soyguncu, Soymazoğlu’nu başõndan vurdu. Ağõr yaralanan Soymazoğlu’nun, durumu- nun ciddi olduğu öğrenildi. Soyguncu olay yerinden yaya olarak kaçtõ. Kilyos Plajı artık ücretsiz İstanbul Haber Servis - Sarõyer Belediyesi geçen yõllarda ücretli hiz- met veren Kilyos Plajõ’nõn bu yazdan itibaren ücretsiz olarak hizmet vere- ceğini bildirdi. Sarõyer Belediye Baş- kanõ Şükrü Genç, “Uygulamayla, ge- lir düzeyi düşük vatandaşlarõmõzõn ta- til ve deniz ihtiyaçlarõnõ karşõlamayõ amaçlõyoruz” dedi. 10 Numara çekildi 1, 4, 7, 11, 13, 17, 19, 29, 32, 34, 35, 42, 43, 53, 55, 58, 62, 63, 66, 67, 71, 73 5 MİLYON KİŞİYE 26 DOKTOR Geriatri uzmanı sayısı yetersiz SİBEL BAHÇETEPE Ülkemizde 65 yaş ve üzeri nüfusun 5 milyona yaklaştõğõ, uzman sayõsõnõnsa yetersiz olduğu be- lirtiliyor. Uzmanlar, giderek artan yaşlõ nüfusla birlikte iç hastalõklarõ anabilim dallarõna bağlõ ge- riatri (yaşlõlarõn sağlõklarõyla ilgilenen dal) bilim dallarõnõn ve bu hizmetin verilmesinin yaygõnlaş- tõrõlmasõ, evde bakõm hizmetlerinin geriatri uzma- nõ kontrolünde geliştirilmesi, gündüz bakõm evle- rinin ve huzurevleri sayõsõnõn arttõrõlmasõ ve inter- disipliner (geriatri uzmanõ, hemşire, psikolog, sosyal hizmet uzmanõ, beslenme uzmanõ) olarak yaşlõlõğõn ele alõnmasõ gerektiğini vurguluyorlar. Dünya Sağlõk Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, dünya genelindeki 60 yaş üzeri (genç yaşlõ- lar) nüfus 2025 yõlõnda 1.2 milyara; 390 milyon olan 65 yaş üzeri (orta yaşlõlar) nüfus 2025 yõlõn- da 800 milyona yükselecek, 80 yaş ve üzeri (ileri derece yaşlõlar) ise gelecek 50 yõlda 5 kat artacak. ‘Mecburi hizmetten muaf tutulmalılar’ Hacettepe Üniversitesi İç Hastalõklarõ Anabi- lim Dalõ Geriatri Bilim Dalõ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Cankurtaran, yaşlõ nüfusun tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de arttõğõnõ söy- ledi. Cankurtaran, ülkemizde 26 geriatri uzmanõ- nõn bulunduğunu ve bu sayõnõn oldukça yetersiz olduğunu belirterek “Sayının artması için 4 yıl iç hastalıkları ve sonrası 3 yıl geriatri olan eğitim süresi sonrası, bu uzmanların mecburi hizmetten muaf tutulması gerekmektedir. Yaşlılığa hizmette geriatri uzmanlarının yaşlı- lıkla ilgili veya yaşlıda görülen tüm hastalıkla- rın tedavilerinde kullanılan ilaçları hastaları- na verebilmelerinin sağlanması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle