19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2010 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Baykal Satışa mı Geldi? CHP’nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal, son konuşmalarına bakılırsa, dostları tarafından satıldığını düşünüyor. Anımsayacağınız gibi kendisi, özel yaşamıyla ilgili bir video kasetin, alçakça bir manevra ile kamuoyuna yansıtılması sonucunda görevinden istifa etmişti. Bu olayda kimi gazete ve gazetecilerin (ehli rezilan makulesini saymıyorum, onların melaneti normaldir) tavrına doğrusu çok şaşırdığımı belirtmeliyim. Bir yandan “Özel yaşam kutsaldır, dokunulmazdır” diyeceksiniz, öte yandan da bu durumda ortaya çıkan bir kaseti yok hükmünde saymak yerine, “Bakalım doğru mu ki” diye soracaksınız. Bu tavır, tutarsızdır ve özel yaşam tacirlerini teşviktir. Bu durumda Deniz Baykal’ın istifasını onaylamadığımı söylemeye gerek yok. Ama kendisi “Bu benim özel yaşamım, kamuyu ilgilendirmez” demediğine, diyemediğine göre bize de istifasıyla ilgili olarak, “Gerek yoktu, direnseydi daha iyi olurdu” demekten başka bir şey düşmüyor. Deniz Bey’in istifası kendi bileceği bir iştir eninde sonunda. Ama bu istifadan sonra, eğer kendini satışa gelmiş hissediyorsa ona şunu sorarlar: - Beyefendi, size herkes “İstifa etme, arkandayız!” demedi mi? Ama siz yine de kendi kararınızla istifa ettiğinize göre, kimse sizi satmadı ki!... Kimileri de daha kibarca sorarlar: - Yoksa size “İstifa et! Biz arkandayız, bir süre sonra işler durulunca dönersin” diyenler mi oldu? Sonrasında neler olduğunu da anımsayalım. Deniz Bey’in istifa etmesi üzerine, nedense kimse adaylığını açıklayamadı. Bu tavrı anlamakta güçlük çektik. Koskoca CHP’de Deniz Baykal’dan başka adam mı yoktu? Yoksa, onun ardından boş kalan yeri doldurmak, ihanet olarak mı yorumlanacaktı? Demokrasilerde nöbet değişimi neden ihanet oluyordu? Baykal gitmiş, ardından koca parti bir aday bile gösteremiyor, bu garip değil miydi? Neyse ki Kemal Kılıçdaroğlu çıkıp aday olduğunu açıkladı da, parti rüşdünü ispat etmiş oldu. Bu açıklamada, Genel Sekreter Önder Sav’ın da Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklediği, daha sonra kendi açıklamalarından öğrenildi; yine aynı yolla öğrenildi ki, Genel Sekreter bir süredir Deniz Bey’in genel başkanlığı ile bir yere varılamayacağını düşünmüş. Şimdi normal çalışan bir partide bu ihanet midir? Bir partide genel başkan değişemez mi? Nitekim o partinin iki numaralı tarihi figürü İsmet İnönü, hem de istifa yoluyla değil, kurultayda oylama ile değiştirilmiş ve yerine Bülent Ecevit getirilmemiş miydi? O günlerde Ecevit’i destekleyen Baykal, İnönü’yü satıyor muydu? Bir partide genel başkan değişemez mi? Deniz Bey Erdal İnönü’ye karşı genel başkanlığa aday olduğuna göre, demek ki partinin kendisiyle, Erdal Bey ile olduğundan daha iyi yere gidebileceğini düşünüyordu; onun öyle düşünmeye hakkı vardı da, neden Önder Sav’ın bir Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP’nin daha iyi yerlere gideceğini düşünmeye hakkı olmasındı?.. Nitekim, Kılıçdaroğlu’nun ilk ağızda, CHP’ye kazandırdığı ivme, bu görüşte olanların haklı olduğunu da kanıtlamadı mı? Bütün bu gelişmeler, hiç de Deniz Bey’in satışa geldiği izlenimini uyandırmıyor. Yoksa Deniz Bey’in istifası bir oyun muydu? Yani önce istifa edecek, sonra istemem yan cebime koy misali gönülsüzce genel başkanlığa yine mi dönecekti? Böyle bir davranış, bütün kamuoyunu ve CHP’nin potansiyel seçmenini satışa getirme anlamını taşıyacak bir büyük ayıp olmaz mıydı? Kaldı ki, sanıyorum Deniz Bey’e kimse böyle bir oyun için vaatte de bulunmamıştı. Şimdi kalıyor geriye tek bir soru: - Bu parti Kılıçdaroğlu ile daha iyi olur, diyenler, uzun erimde haklı çıkacaklar mı? Bu sorunun yanıtını da Baykal değil, uzun dönemli icraatıyla Kılıçdaroğlu verecek. [email protected] [email protected] AKP açõlõm konusunda frene basarak Başesgioğlu’nun ardõndan yeni fireler vermemeye çalõşacak Muhalifler gözaltõnda İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Başesgioğlu’nun başta “açõlõm” süreci olmak üzere parti politikalarõyla yaşa- dõğõ derin görüş ayrõlõklarõnõ istifasõna gerekçe göstermesi, aynõ tutum içinde- ki vekillerin istifa edebilecekleri beklentisini de getirdi. AKP yönetimi de özellikle açõlõm politikalarõnõ eleştiren, daha sonra da anayasa değişikliği gö- rüşmelerinde de “gönülsüz” destekleriyle dikkat çeken vekilleri izlemeye al- dõ. Parti yöneticileri, özellikle açõlõm politikalarõnõ sert bir şekilde ve açõktan eleştiren milletvekillerinin de istifa etmemeleri için harekete geçti. ERDEM GÜL ANKARA - AKP Kastamonu Millet- vekili Murat Başesgioğlu’nun ardõndan yeni istifalar olup olmayacağõ merak edilirken, partide istifalarõn sõnõrlõ sayõda olabileceği, 1 - 2’yi geçmeyeceği değerlendirmesi yapõlõyor. Kuruluş döneminden itibaren AKP içinde yer alan ve son kabine revizyonuna kadar bakan ola- rak görev yapan Başesgioğlu’nun istifasõ, par- ti içinde de gözleri bir süredir “rahatsız” ol- duklarõ belirtilen milletvekillerine çevirdi. Başesgioğlu’nun başta “açılım” süreci olmak üzere parti politikalarõyla yaşadõğõ derin görüş ayrõlõklarõnõ istifasõna gerekçe göstermesi, ay- nõ tutum içindeki vekillerin istifa edebilecekle- ri beklentisini de getirdi. İstifalar ikiyi geçmez beklentisi Parti yönetimi de özellikle açõlõm politikala- rõnõ eleştiren, daha sonra da anayasa değişikli- ği görüşmelerinde de “gönülsüz” destekleriy- le dikkat çeken vekilleri izlemeye aldõ. Parti yö- neticileri, özellikle açõlõm politikalarõnõ sert bir şekilde ve açõktan eleştiren milletve- killerinin de istifa etmemeleri için hare- kete geçti. Parti yönetiminin “rahatsız” mil- letvekillerinin görüşlerini de alarak yap- tõğõ değerlendirmede, en çok 1 - 2 mil- letvekilinin “ikna edilememeleri” duru- munda istifa edebilecekleri, ancak bundan da- ha fazla sayõda büyük kopuşlarõn yaşanmayacağõ görüşü benimsendi. Parti içinde “rahatsızlıklarını” her plat- formda ifade eden İstanbul Milletvekili Reha Çamuroğlu ve Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç’in istifa etmelerinin sürpriz olma- yacağõ, ancak bu iki isim dõşõnda yeni istifalar beklenmediği belirtiliyor. Parti yönetimine göre Başbakan Tayyip Er- doğan’õn “Açılım bitmedi” açõklamalarõna karşõn açõlõm politikalarõnda frene basõlmasõ da etkili olacak. AKP’liler, açõlõm politikalarõndaki yavaşlamanõn, sõnõrlõ sayõnõn üstüne çõkacak is- tifalarõn önüne geçeceği görüşünü ifade ediyor. AKP’de, ayrõca 2011 yazõnda seçimlerin ya- põlacağõ, artõk siyasetin seçim sürecine girdiği tespitinden hareketle, seçim sürecinde özellik- le MHP’nin yürüteceği kampanyaya karşõ açõ- lõm çerçevesinde yeni adõmlar atõlmayacağõ da vurgulanõyor. İkinci eş öneren Halil Bakırcı için karar verilecek AKP yönetiminin, Kürt sorununa çözüm için “ikinci eş” formülünü öneren Rize Belediye Başkanõ Halil Bakırcı hakkõndaki kararõnõ da bu hafta içinde vermesi bekleniyor. Erdoğan’õn tatilden dönmesinin ardõndan toplanacak olan AKP Merkez Yürütme Kurulu’nda (MYK) Bakõrcõ’nõn durumu görüşülecek. Bakõrcõ hakkõndaki incelemeyi yapmak için görevlendirilen milletvekillerinin, Rize’de yap- tõklarõ görüşmeler sonrasõ verecekleri rapora gö- re Bakõrcõ’nõn disiplin kuruluna sevk edilip edil- memesi karara bağlanacak. Elitaş: Mekân sorunu çıkarmak terörü zımnen desteklemektir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Grup Başkan- vekili Mustafa Elitaş, TBMM’de gazetecilerin sorularõnõ yanõtlarken, Başbakan Erdoğan ile CHP lideri Kemal Kı- lıçdaroğlu arasõndaki görüşmenin terörle ilgili olduğunu belirterek, “Bu çağrı konusunda protokol meselesini gündeme getirmek, teröre verilen değerin, önemin hangi noktada olduğunu ortaya koyar” dedi. “Bunu onur ve gurur meselesi haline getirmenin yanlış olaca- ğını” belirten Elitaş, “Mekân konumunu, ‘senin mekâ- nõn benim mekânõm’ diye hafifletmek, terörün zımni olarak desteklenmesi demektir” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Grup Başkan- vekili Mehmet Şandır ve Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici, Meclis’te düzenledikleri basõn toplantõsõnda gazete- cilerin sorularõnõ yanõtladõlar. Şandõr, Başbakan Erdo- ğan’õn terör konusunda görüşme çağrõsõnõ yinelemesi du- rumunda, MHP’nin tutumunun ne olacağõna ilişkin soru- ya, “Hükümet, etnik ve bölücü terörle mücadelede yap- tıklarından pişmanlık duyuyorsa, yaptıklarının yanlış, eksik olduğunu kabul ediyor, samimiyetle bunu itiraf ediyorsa, Genel Başkanımızın da ifade ettiği gibi, gö- rüşme talebi tekrar değerlendirilebilir” yanõtõnõ verdi. AKP, DIŞİŞLERİ YASASINI DEĞİŞTİRMEYE HAZIRLANIYOR Büyükelçilere siyasi görev planı BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn Görevleri Hakkõnda Kanun Tasarõ- sõ’nõn 12. maddesinin 2. paragrafõnõn (a) bendindeki “Büyükelçi, nezdinde gö- revli bulunduğu ve akredite edildiği ülkelerde Türkiye Cumhuriyeti Dev- leti’ni, cumhurbaşkanını ve hükümeti temsil eder” şeklindeki düzenleme, bü- yükelçileri doğrudan hü- kümete bağlayacak. Bu maddenin tasarõya doğ- rudan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatõyla Başbakanlõk Müşteşarõ Efkan Ala tarafõndan konulduğu öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, ta- sarõnõn Meclis’teki mü- zakereleri sõrasõnda CHP’li Dõşişleri Komis- yonu üyeleri, söz konusu maddenin tasarõdan çõ- karõlmasõnõ istedi. Bu is- teğe Başbakanlõk müste- şarõnõn yanõtõ, “Sayın Başbakan’dan madde- nin çıkarılması yönünde bir talimat almadık” şeklinde oldu. 1994 tarihli ve 2009 sa- yõlõ Dõşişleri Teşkilat Ka- nunu’nun çõkmadan ön- ceki yasada bu düzenleme “Büyükel- çi cumhurbaşkanını temsil eder” şek- linde yer almõştõ. Böylece, büyükelçi- lerin siyasal etkiden uzak, bulundukla- rõ ülkelerde hükümeti değil devleti tem- silen görev yapmalarõ, Türkiye’nin “devlet politikalarını” uygulamalarõ öngörülmüştü. Ancak, daha sonra yasa 1994 yõlõnda yeniden düzenlenirken hükümet üyelerinin hükümete de atõf ya- põlmasõnõ önermeleri üzerine yürütülen yoğun çalõşmalar sonrasõnda bu madde “Büyükelçi, nezdinde görevli bulun- duğu ülke veya ülkelerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve cumhur- başkanını temsil eder” şeklinde dü- zenlenmişti. Böylece “devlet” kavramõ içinde yer alacağõ düşüncesiyle, bu düzenlemede üs- tü kapalõ olarak hükümete de atõf yapõl- mõş ancak temsil açõsõndan devlet ve cum- hurbaşkanõ öne çõkarõlmõştõ Viyana Sözleşmesi’ne aykırı Çünkü, uluslararasõ hukuk ve diplo- matik teamüller; büyükelçilerin devlet- lerini ve devletin temsilcisi olan cum- hurbaşkanõnõ temsil etmelerini öngörüyor. AKP’nin yeni düzenlemesi, aynõ za- manda 24 Aralõk 1984 ta- rihli olan ve Türkiye’nin de onayladõğõ Diplomatik İliş- kiler Hakkõnda 1961 tarih- li Viyana Sözleşmesi’nin 1. ve 3. maddelerine de aykõ- rõ olduğu ortaya çõktõ. Bu iki madde, bir büyükelçinin nezdinde bulunduğu ülke- de kendini gönderen devleti temsil ettiği ve kabul eden devletin de büyükelçiyi bu sõfatla kabul ettiğini öngö- rüyor. Viyana Sözleşmesi’nin 4. maddesi de bir devletin göndereceği büyükelçi için kabul edecek devletten ag- reman istemesinin devlet adõna yapõlan bir işlem ol- masõnõ düzenliyor. Gön- deren devletin büyükelçi- sinin, kabul eden devletin devlet başkanõna tevdi et- mesi için düzenlenen güven mektuplarõ da gönderen devletin devlet başkanõ adõ- na düzenleniyor. Bu nedenlerle, ulus- lararasõ hukuka ve teamüle göre, bü- yükelçiler ülkelerinin hükümetlerini de- ğil, devleti temsil eden cumhurbaşkanõ- nõn temsilcisi olarak görev yapõyorlar. Anayasaya da aykırı Tasarõ onaylanõrsa (b) fõkrasõnda cum- hurbaşkanõna, “Yabancı devletlere Türk devletinin temsilcilerini gön- dermek” yönündeki görevi yükleyen anayasanõn 104. maddesindeki hü- kümler de ihlal edilmiş olacak. Aynõ madde “Cumhurbaşkanı devletin ba- şıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuri- yeti’ni ve Türk milletinin birliğini temsil eder…” hükmünü de içeriyor. İKİNCİ EŞ İSTEYEN AKP’Lİ BAŞKAN ‘Halil Bakırcı görevden alınsın’ İstanbul Haber Ser- visi - KESK İstanbul Şubeler Platformu, Rize Belediye Başkanõ Halil Bakırcı’nõn terör soru- nunun giderilmesi için Güneydoğu’dan ikinci eş önerisini protesto et- ti. KESK adõna basõn açõklamasõ yapan Son- gül Beydilli, Bakõrcõ’nõn söylemlerinden dolayõ suç işlediğini ve görev- den alõnmasõ gerektiği- ni vurguladõ. Platform üyeleri, Sul- tanahmet’teki Mehmet Akif Ersoy Parkõ’nda bir araya gelerek “Ka- dını aşağılayan Rize Belediye Başkanı Ba- kırcı görevden alın- sın” yazõlõ pankartla “Türk-Kürt kadınlar kuma değil kardeştir”, “Kadınlar savaş gani- meti, alınıp satılacak mal değildir” yazõlõ dö- vizleri taşõdõ. “Kadın düşmanı Ba- kırcı istifa” sloganlarõ- nõ atan üyeler adõna ba- sõn açõklamasõ yapan KESK’ten Songül Bey- dilli, Rize Belediye Baş- kanõ Bakõrcõ’nõn 30 Ha- ziran 2010 tarihinde bir gazeteye yaptõğõ açõkla- mayõ anõmsattõ. Songül, “Bakırcı basın yayın yoluyla yaptığı açık- lamalarla TCK’de suç olarak nitelenen ‘bir- den çok evlilik’ fiilini övdüğü, hakaret su- çunu işlediği, kanun- lara uymamaya tah- rik, halkı kin ve düş- manlığa tahrik ettiği ve aşağılama suçunu işlemiştir” dedi. Beydilli, Belediye Başkanõ Bakõrcõ hak- kõnda kamu davasõ açõ- larak Bakõrcõ’nõn ceza- landõrõlmasõnõ istedi. MHP: Pişmanlığını itiraf etsin, Erdoğan’la görüşmeye hazırız Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn bugün Meclis’te görüşmelerinin devam etmesi beklenen Kuruluş ve Görevleri Hakkõnda Kanun Tasarõsõ onay alõrsa, bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti adõna cumhurbaşkanõnõn temsilcisi olan büyükelçiler, bundan sonra hükümeti temsil edecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle