19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 18 TEMMUZ 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Hukukçular, aydõnlar, siyasetçiler, gazeteci örgütleri Mustafa Balbay’õn 500 günlük mağduriyetine itiraz etti Gazetesini mi kaçıracak?ALİCAN ULUDAĞ ANKARA - Hukukçular, Mustafa Balbay’õn 500 güne ulaşan tutukluluğunun AİHM’nin makul tutukluluk süresini fazla- sõyla aştõğõnõ belirtti. Uzmanlar, tutukluluğun artõk “yazgısız in- faza”, “işkenceye” ve “tutsak- lığa” dönüştüğünü söyledi. Eski Adalet Bakanõ Hikmet Sami Türk, Türkiye’de yargõnõn ağõr bir yük altõnda bulunmasõnõn davalarõn uzamasõna neden ol- duğunu belirterek, “Ama her durumda hukuk devletinin in- sana sağladığı en önemli hakkın kişi özgürlüğü ve güvenliği ol- duğu unutulmamalıdır” dedi. Devletin görevinin her insan için bunu sağlamak olduğunu dile getiren Türk, aksi takdirde dev- letin temeli niteliğindeki adaletin gerçekleşmesi konusunda “hak- lı şüphelerin” uyanacağõnõ vur- guladõ. Türk, şunlarõ söyledi: “Balbay işi, yeri, görevi olan bir insandır. Hakkında bir suç işlediği iddiası varsa yargılan- ması doğaldır. Mustafa Bal- bay’ın kaçacak, delilleri yok edecek bir insan olmadığı bel- lidir. Bununla ilgili değerlen- dirmenin bu çerçeve içinde ya- pılması zorunludur. Aynı şey Mehmet Haberal için de söyle- nebilir. Üniversitesi, hastanesi orada. Balbay’ın gazetesi ora- da. Nereye kaçacaklar? Bal- bay’ın kaçması düşünülebilir mi? Bu durum peşin bir infaza ve işkenceye dönüşür. Buna meydan vermemek gerekir.” YARSAV Başkanõ Emine Ül- ker Tarhan da evrensel hukukun en önemli kurallarõndan birinin masumiyet karinesi ve adil yar- gõlanma hakkõ olduğuna dikkat çekti. “Asıl olan kişilerin tu- tuksuz yargılanmasıdır” diyen Tarhan eğer yeterli kanõt yoksa bi- rinin tutuklanmasõnõn ceza nite- liğinde olacağõnõ aktardõ. Tar- han, şöyle konuştu: “Yeterli kanıt yoksa ve siz in- sanları bir yere kapatıyorsanız bu tutukluluktan çıkar, tut- saklığa dönüşür. O nedenle çok dikkatli olunmalıdr. Bunun te- lafisi yoktur. İnsanların ya- şamları, kariyerleri, aileleri- nin geri getirilmesinin geri dö- nüşü yoktur. Ama ülkemizde son yıllarda bu tür tartışmalı kararlar veriliyor. Bu da en çok yargıya ve topluma zarar veri- yor. Çünkü toplumda bir kor- ku, endişe ve terörize ortam ya- ratılıyor. İnsanlar ifade özgür- lüklerini sağlıklı bir biçimde kullanamıyor. Bu da demok- rasiye çok ağır bir saldırı ol- duğunu gösteriyor. Eğer bir davadaki tutuklama kararında güçlü kanıt, kaçma ve delilleri karatma şüphesi yoksa o zaman aklımıza hukukun üstünlüğü yerine başka bir şeyin üstün- lüğü anlamına gelir.” Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu da Bal- bay’õn durumunu değerlendirir- ken, “Bu, AİHM’nin makul tu- tukluluk süresini çok çok aşan bir süre. Makul tutukluluk sü- resini aştığı zaman doğal olarak bu yargısız infaza dönüşmüş ol- du” dedi. Kılıçdaroğlu: Yargılama mağduriyete dönüştü ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğ- lu, Ergenekon dava- sõnda uzayan tutuklu- luk süreleri konusunu Cumhurbaşkanõ Ab- dullah Gül’e İstan- bul’da yaptõğõ görüş- mede ileterek “daha duyarlı tavır takın- ması” talebinde bu- lunduğunu açõkladõ. Kõlõçdaroğlu, Cum- huriyet’e şunlarõ söy- ledi: “Bu ülkede demokrasiden, haklardan, özgürlüklerden söz ediliyor. Ama bence gerçekten demokrasi var mı diye kendimi- zi sorgulamamız gerekiyor. Eğer bir gaze- tecinin 500 gündür tutukluluk hali sürü- yorsa, burada o ülkedeki demokrasi ve hu- kukun üstünlüğü konusundaki anlayışı da sorgulamamız lazım. Yani iktidarın olayla- ra bakışı, yargıyı etkilemesi, haksız yere göz- altılar karşısında suskunluğunu koruması, tutukluluğun infaza dönüşmesi karşısında yi- ne suskunluğunu koruması, Türkiye’de de- mokrasinin gerçekte var olmadığını göste- riyor.” Hükümeti uyardı “Elbette ki hukukun egemen olduğu bir ül- kede sorgulamalar yapılabilir, davalar açı- labilir. Ama bu dava ve sorgulamalar siya- si bir gerekçeyle açılıyorsa ki bu süreç onu gösteriyor; yargının siyasallaşmasının top- luma ciddi faturalar çıkardığını unutma- mamız gerekir. Bunu yakın tarihimizden iyi biliyoruz. Siyasi iktidarın özellikle bu konuda çok daha duyarlı olması gerekirken ateşe kö- rükle gitmesi üzücüdür.” Kamu vicdanı tatmin edilmeli “Yargı verdiği kararlarla kamu vicdanı- nı tatmin etmeli. Eğer yargı süreci kamu vic- danını rahatsız ediyorsa o zaman o yargıdan hepimiz kuşku duymak zorundayız. Geldi- ğimiz süreç çok açık gösteriyor. Gazetecile- rin gözaltına alınıp tutuklanması, hele son yapılan açıklamalar ışığında sistematik iş- kence uygulanması hiç kimsenin kabul ede- bileceği bir olay değildir. İnsan olarak ba- kıyorsak, bu Sayın Balbay da olabilir başka biri de olabilir. Ergün Poyraz var, Tuncay Öz- kan var, Aydınlık dergisinden iki değerli ar- kadaşımız var. Bu insanlar darbe mi yaptı- lar? Gazetecilerin darbe yaptığı bir ülkeyi hiç hatırlamıyorum. Bu insanlar hayatın her alanını özgürce sorguluyor. Tek dayanakları kalemleri. Ama öyle anlaşılıyor ki kalemle- ri iktidarları ürkütüyor. Bu nedenle de ik- tidar bu siyasal yargılamanın bir parçası ha- line dönüştü. İktidarla yargılama süreci birbirine koşut giderse, orada sağlıklı bir yargılama olmadığını hep beraber görmüş oluruz. Nitekim bu tablo da bize bunu gös- teriyor.” Çankaya’ya ilettim “Ben bunu Cumhurbaşkanı’na da ilettim. Ve daha duyarlı tavır takınmasını istedim. Ortada bir gerçek var. Yargılama sürecin- de oluşan bu kaygılar sadece Türkiye için- de değil Türkiye dışında da geçerli. Artık sağ- duyulu herkes bu tür bir tutuklamanın doğru olmladığına inanıyor. Bu inanış da git- tikçe de güçleniyor zaten. Artık olay bir yar- gılama sürecinin ötesinde mağduriyet sü- recine dönmüş durumda” Üskül harekete geçmeli “Balbay ve Özkan’ın TBMM insan Hak- ları Komisyonu’na verdiği dilekçe önemli- dir. Çünkü bulunulan yerde sistematik iş- kenceden söz ediyor. Bunun sorgulanması la- zım. CHP’nin komisyon üyesi arkadaşları- mız bunu yakından izleyecek. Zaten millet- vekili arkadaşlarımız yakından izliyordu. İn- san Hakları Komisyonu Başkanı’nın da buna katkı vermesi ve olayı süratli bir şekilde parlamento adına sorgulaması gerekiyor.” ? Gazetemiz İmtiyaz Sa- hibi ve TGC Başkanı Or- han Erinç: Silivri’de yargõ- lanan Sevgili Mustafa Balbay’õn tutukluluk süresi 500 güne ulaş- tõ. Gazeteci-yazar Tuncay Öz- kan’õn süresi bundan daha da fazla. Daha önce de yapõlan açõklamalarda tutukluluk süre- sinin ceza infazõna dönüştüğü- nü vurgulamõş ve bu durumun değiştirilmesi gerektiğini dile getirmiştik. Ancak durumda bir değişiklik olmadõ. Yargõlamadan vazgeçilmesi gibi bir istek doğal ola- rak kimsenin aklõndan geçmiyor. Ancak yargõlamanõn tutuksuz olarak sürmesini, gelecekte hukuk tarihi- miz açõsõndan yeni acõlõ sayfalarõn yaratõlmamasõ ge- rektiğini düşünüyorum. ? ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay: Bu du- rumdan kim utanç payõ çõkarõr bilmiyorum ama ben yetkisiz olduğum halde utanõyorum. Kaldõ ki biz, tu- tuklu gazetecilerle ilgili G/9 adõnda bir kampanya başlattõk. Yakõnda bu kampanyanõn da girişimini so- nuçlandõracağõz. Eminim yine hükümetin umurun- da olmayacaktõr. Oysa bu önemli bir sõnav. Bu ayõ- ba bir son vermek gerekiyor. ? Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bil- gin: 500 gün süren bu yüz karasõ uygulama bir gün sona erecektir. Ayrõca Mustafa Balbay, gazeteci- yazar Tuncay Özkan ve emekli Albay Atilla Uğur’un Meclis İnsan Haklarõnõ İnceleme Komis- yonu Başkanlõğõ’na yazdõğõ şikâyet dilekçesini so- nuna dek destekliyor, gereğinin bir an önce yerine getirilmesini diliyoruz. Aksi takdirde gazeteci ar- kadaşlarõm, televizyon çalõşanlarõyla bu konunun he- sabõnõ soracağõz. ? Parlamento Muhabirleri Derneği Başka- nı Göksel Bozkurt: Meslektaşõmõz Balbay da bugün sanki darbe dönemi uygulamalarõnõ andõran bir süreci yaşõyor. Balbay’õn kaçacağõ ya da delil ka- rartacağõ kuşkusu mu var? Balbay’õn da en az bu da- va kapsamõnda serbest olan diğer sanõklar kadar kaç- ma ve delilleri karatma şüphesi bulunmadõğõ biliniyor. Yargõlama süreci asla infaza dönüşmemelidir. Eğer gazetecilere, Balbay ve diğer meslektaşlarõmõz üze- rinden örtülü gözdağõ verilmek isteniyorsa bu kabul edilemez. ? Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Baş- kanı Ercan İpekçi: AKP hükümeti dönemin- de çõkarõlan Türk Ceza Yasasõ (TCK) gibi yasalar- la Türkiye gazeteciler açõsõndan “cezaevine” dönüştü. Gazetecilerin yargõlanmasõnda usulden kaynaklõ hatalar bulunuyor. Şimdi bir kişi hakkõnda bir iddia ortaya konuluyor. Kişiyi tutukluyorsunuz, cezaevi- ne koyuyorsunuz. 6 aydan önce mahkemeye çõkma şansõ yok. Mahkemeye çõksa tahliye kararõ veriliyor. Vatan gazetesinin internet editörü Aylin Duruoğ- lu’nda böyle oldu. Mustafa Balbay’õn durumu da öy- le. Tutukluluk süresi uzadõ. Vedat Kurşun 169 yõl ha- pis cezasõna çarptõrõldõ. Şimdi karar Yargõtay’da. Mahkeme diyor ki Kurşun’a, ‘Sen terör örgütü üye- si değilsin. Terör örgütü propagandasõ yapõyorsun yazdõğõn haberlerle.’ Yazõlan her haberi propagan- da olarak nitelendirseniz nasõl olacak bu iş?” 12 Eylül’üaratansivil12Eylül’leryaşıyoruz SELDA GÜNEYSU ? Müjdat Gezen: Utanõyorum, çok uta- nõyorum. Bu tanõk olduğumuz ilk yargõsõz in- faz değil tabii ki... Ama Türkiye böyle bir ev- reden geçiyor. Bir gün herkes aydõnlõğa çõka- cak. Diyoruz ki, “Sen yanmasan, ben yan- masam, biz yanmasak, nasıl çıkar karan- lıklar aydınlığa?” 12 Eylül’ü aratan sivil 12 Eylül’ler yaşõyoruz. ? Altan Erkekli: Avrupa’nõn, İnsan Hak- larõ Mahkemesi’nin gözünün önünde cereyan eden bir dava Ergenekon. Bir ikiyüzlülük var. Avrupa’nõn en adaletten yana, hukukun üs- tünlüğünü tartõşan ülkeleri, bunlarõ görmezden gelip, Türkiye ile ilişkilerini son derece önde ve limitsiz tutuyorlar. Böyle ihlaller yapan ül- kenin saygõnlõğõ tar- tõşma konusu olmalõ. Hukukun üstünlüğü diye bir şey kalmadõ. 500 gündür insanlar bir sonuçla aklanamadõlarsa, adalet sisteminin de büyük bir utancõdõr. Üstelik, Avrupa’nõn üç tane büyük adalet binasõnõ yapmõşõz, övünüyoruz. Bal- kanlar’õn, Avrupa’nõn en büyük adalet binasõ di- ye... Hukukun adalet sarayõ diye... Kültür mer- kezleri, görkemli opera ve bale merkezleri ya- põlacağõna, adelet merkezleri inşa ediyoruz. Hu- kuk yok, adalet yok ki bu kadar büyük, saray gibi adalet merkezleri yapõlõyor. Bu durum her şeyi gözler önüne seriyor. Yazõk. Üzülüyorum, böyle bir hukuksuzluğa maruz kalmõş değerli aydõna ancak içim kan ağlayarak yanõt verebi- liyorum. Yapacak bir şeyimiz yok, elimiz ko- lumuz bağlõ. Ama inanõyorum ki iyiler mutla- ka kazanõr. ? Edip Akbayram: Şu ana kadar zaten ne Mustafa Balbay’õn kendisi biliyor neden içeri- de tutulduğunu ne de biz, ülkeyi seven aydõn- lar... Bu kadar çağdaş, aydõn gazetecilerin, hiçbir suçlarõ ortaya delil olarak konulmadan içe- ride tutulmalarõ ülkem ve demokrasi adõna utanç verici. Kõnõyorum. Kõnamaya da devam edeceğim. Bir an önce de tutukluluk hallerinin bitirilmesi gerektiğine inanõyorum. Sanõyorum ki dõşarõ çõktõklarõ zaman, eğer hukuk işliyorsa bu durumun hesabõnõ soracaklardõr. ? Cahit Berkay: Böyle bir durumu anla- makta zorluk çekiyorum. Mustafa Balbay gibi, işinde gücünde, dürüst bir kişi durup dururken ihtilal yapamaz. Çok üzücü bir durum. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - İktidara geldiği günden bugü- ne kadar insan hak ve özgürlüklerini arttõracağõ ve demokrasinin stan- dartõnõn yükseltileceği iddiasõnda bu- lunan AKP döneminde 67 gazeteci cezaevinde tutuluyor. Mustafa Balbay: Gazetemiz ya- zarõ. Varlõğõ ortaya konulmamõş Ergenekon terör örgütüne üye ol- duğu gerekçesiyle cezaevinde. Tun- cay Özkan: Gazeteci. Ergenekon davasõndan yargõlanõyor. Hikmet Çiçek: Aydõnlõk Dergisi Ankara Temsilcisi. Ergenekon davasõndan yargõlanõyor. Emcet Olcaytu:, Aydõnlõk dergisi yazarõ. Ergene- kon davasõndan yargõlanõyor. Deniz Yıldırım - Ufuk Akkaya: Silivri’de tutuklu bulunuyorlar. Vedat Yene- rer: 11 ay tutuklu kaldõktan sonra tahliye edildi. Ferit İlsever: Ulu- sal Kanal Genel Yayõn Yönetmeni. Sağlõk gerekçesiyle tahliye edildi. Serhan Bolluk: Aydõnlõk dergisi Genel Yayõn Yönetmeni. Tutuksuz yargõlamasõ sürüyor. Adnan Akfı- rat: Ulusal Kanal Yönetim Kurulu Üyesi, gazeteci-yazar. Tutuksuz yargõlanõyor. Füsun Erdoğan: Öz- gür Radyo Genel Yayõn Yönetme- ni. MLKP davasõndan yargõlanõ- yor. İbrahim Çiçek: Atõlõm Ga- zetesi Genel Yayõn Yönetmeni. MLKP davasõndan yargõlanõyor. Erdal Güler: Devrimci Demokra- si gazetesi Yazõ İşleri Müdürü. Ali Buluş: DİHA Mersin muhabiri. Erol Zavar: Odak dergisi sahibi ve Yazõ İşleri Müdürü. İsmail Eskin: Dicle Haber Ajansõ (DİHA) Kocaeli muhabiri. Gençağa Karafazlı: Show TV, Birgün ve Evrensel ga- zetelerinin Rize temsilcisi. G Ü L ’ E Ş İ K Â Y E T E T T İ GAZETECİ ÖRGÜTLERİ: ‘Yeni acõlar ortaya çõkmasõn’ D SP Genel Başkanõ Masum Türker, Balbay’õn haksõz bir şekilde tutuklu olduğunu belirtirken, “Hâlâ tutuklu olmasõnõ, düşüncenin sustu- rulmasõ olarak görüyorum. Kendisine selam gönde- riyorum. Zaman zaman yazõyor ama sõnõrlõ yazõyor her- halde. Asõl yazõlarõnõ özlüyorum” dedi. TBMM İnsan Haklarõ Komisyonu üyesi, CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Silivri’de insanlarõn peşi- nen cezalandõrõldõklarõnõ belirterek, “Mustafa Balbay Türkiye’de hatta dünyada iyi tanõnan, bilinen bir ga- zeteci. Yeri belli, işyeri belli, toplumun saygõn bir in- sanõ, mesleğinde başarõlõ bir gazeteci. Bunlara rağ- men Ceza Muhakemesi Usul Kanunu’ndaki tutukla- ma nedenlerinin hiçbirinin gerçekleşmiş olmamasõ- na rağmen, keyfi bir nedenle, gözdağõ verme, sindir- me amacõyla haksõz yere cezaevinde tutuluyor” diye konuştu. Komisyonun bir diğer CHP’li üyesi Malik Ec- der Özdemir de “Türkiye’de kaba hukuksuzluk ya- şandõğõnõ” anlatarak, “500 günlük tutukluluk süresi hiçbir hukuk anlayõşõna, evrensel bildirgeye sõğmaz. AİHM kararlarõna da sõğmõyor” dedi. ‘ P E Ş İ N C E Z A ’ ? Tarık Akan: Ergenekon adõ altõnda yapõlan bu zulüm 12 Eylül döneminde bile görülmemiş ağõrlõkta. Toplum bunun altõndan nasõl kalkacak? Yanõtõ bilemiyorum. Dava kapsamõnda Musta- fa Balbay’a ve samimi dostlarõma çok acõlar çektiriyorlar. Üzül- düğüm taraf şu: Toplum duyarsõz ve hareketsiz. Ben de dahil ol- mak üzere haksõzlõğa direnç gösterememek beni çok yaralõyor. AKP DÖNEMİNDE 67 GAZETECİ CEZAEVİNE GİRDİ STÖ’LER BALBAY İÇİN BİR ARAYA GELECEK A ralarõnda Cumhuriyet Kadõnlarõ Derneği, Cumhuriyet Okurlarõ (CUMOK) ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) gibi pek çok sivil toplum örgütü, bugün Yük- sel Caddesi’ndeki İnsan Haklarõ Anõtõ önünde gazetemiz ya- zarõ Mustafa Balbay’õn tutukluluk halinin 500. günü nede- niyle bir araya gelecek. “Balbay’la tutukluyuz, onunla öz- gürleşeceğiz” başlõğõ altõnda gerçekleşecek buluşmada, si- vil topum örgütlerinin temsilcileri Balbay için özgürlük is- teyecek. Etkinlik Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Haklarõ Anõtõ önünde saat 13.00’te gerçekleştirilecek. Ankara Cumhuriyet okurlarõ (CUMOK) ise bir açõklama yaptõ: “Mustafa Balbay’la birlikte bizler de çile çekiyoruz. Ona yapõlan haksõzlõk bizlere de yapõlmõş demektir. Hukuk bir gün herkese gerekir. Hukukun hi- çe sayõldõğõ bir ülkede yaşõyor olmayõ içimize sindiremiyoruz.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle