20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 TEMMUZ 2010 / SAY11269 PAZARİ Müzik, sağlık ve bilgi de verir A vea ve Dünya Müzik ortaklığıyla düzenlenen ve Candan Erçetin'in müzik direktörlüğünü üstlendiği Avea Harbiye Açıkhava Konserleri dün açılış konseriyle başladı. Son 5 yılda toplam 58 konserle 245 bin müziksevere ulaşan festivalin altıncısının açılışı Candan Erçetin (altta) konseriyle yapıldı. 23 Temmuz'a kadar sürecek festival kapsamında birbirinden önemli sanatçılar Cemil Topuzlu Harbiye Açıkhava Sahnesi'nde sevenleriyle buluşacak. Candan Erçetin, bu akşam ve 20 Temmuz Salı akşamı da geniş repertuvarı ve beğenilen sahne performansıyla Harbiye Açıkhava Sahnesi'nde olacak. 21 Temmuz Çarşamba gecesi ise bu yıl sanat hayatının 40. yılını kutlayan Bülent Ortaçgil ve bu mutluluğu biriikte paylaştığı sanatçı dostları, müzikseverlere unutulmayacak bir gece yaşatacak. Gece sahnede Ortaçgil'e Akın Eldes, Serhat Ersöz, Birsen Tezer, Bulutsuzluk özlemi, Candan Erçetin, Erkan Ogur, Ezginin Günlüğü, Feridun Düzağaç, Fuat Güner, Gürot Ağırbaş, Grup Gündogarken, Jehan Barbur, Levent Yüksel, Mirkelam, Mor ve ötesi, Pinhani, Yaşar ve Zuhal Olcay gibi sanatçılar eşlik edecek. 22 Temmuz Perşembe akşamı da saz, söz ve ses ustası olan Neşet Ertaş türküleriyle müzikseverleri coşturacak. Avea Harbiye Açıkhava Konserleri'nin kapanış konseri ise 23 Temmuz Cuma akşamı sıra dışı tarzı ve müziği ile dikkat çeken Hayko Cepkin ile Türkiye'de rock müziğinin başarılı performans gruplarından Gripin ile gerçekleşecek. • Gökhan Kırdar Orta Asya'dan miras öğretileri, müzik bilgisiyle birleştiriyor. "Foton Çağı" adını verdiği projeyle, müziğin gam ve makamlannı kullanarak şifa vermeyi ve her şeyin değiştiği bir çağda müzikle farkındalık yaratmayı amaçlıyor. S anata ve müziğe karşı alışılmadık katkısı ve bakış açısıyla birbirinden farklı projelere imza attı Gökhan Kırdar. Şimdi de müzikle farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Foton Çağı adını verdiği konser projesinde, Şaman ritüellerini günümüze taşıyarak insanlara hem mesaj hem de şifa vermeyi amaçlıyor. Foton Kuşağı 1962'den itibaren dünyayı etkisine alan bir ışık enerjisi. Foton Kuşagı da foton parçacıklanndan oluşan bir enerji kuşağı. Giderek dünyaya yaklaşan, dünyayı içine alacak bir kuşak. Kırdar, etkisine girdiğimiz ışınlara bağlı olarak, insanların kendi içlerine dönmeleri, hayatlarını değerlendirmeleri, bu degerlendirme sonucunda devam edecekleri yönü belirlemelerineyardımcı olmak istiyor. Bunu da müzikle yapıyor. Şaman inanışına göre müziğin bazı makam ve gam yapılarına göre bedenimizi etkilediğini savunuyor. Bu yüzden de, Foton Kuşağı'na girişimizden kaynaklanan değişimleri vücudumuzda ve ruhumuzda değerlendirmek için yeni projeler üretmek gerektiğini düşünüyor ve yola çıkıyor. "Yaptığım projede, şarkı sözleriyle aktardığım mesajların yanında dinledigimiz müziğin vücudumuzdaki enerji noktalanmızı ne kadar etkilediğine, açtığına dair bilgileri de beraberinde verebileceğim bir ortam oluşturmaya çalışıyorum" diyor. Kırdar projesinin temellerini 2004'te yayınladığı Tüür- Yağmur Duası albümüyle atmış. Foton Çağı'nın bu albümü de kapsadığını söylüyor. Proje, milattan 10 bin yıl öncesine dayanan Türklerin müziği, anlayışı, ritüelleri, o dönemde Kamların yani Şamanların Göktanrı inanışı üzerine kurulu. Bu inanışı müzik bilgisiyle birleştirmiş Kırdar. Amacı da vücutlarımızdaki çakraları temizlemek ve açmak. "Her çakra için bir müzik frekansı var. O frekansı verince çakraların açılmasını sağlıyor" diye anlatıyor. Konserlerini dans, video ve özel ışıkla destekleyerek bir nevi terapi özelliği yaşattığını söylüyor. Projeyi oluşturan başlıklar olan "ilk Aşk", "Beni Buluş", "Seni Buluş", "Bizi Buluş" ve "O'nu Buluş" dönemlerinden seçtiği albüm ve şarkıları, kendine özgü felsefi ve lirik anlatımıyla seslendiriyor. Bu başlıkları ise şöyle açıyor: Gençlikte yaşanan ilk aşk, tabii en acıklı ve arabesk şekliydi. Ardından "Beni" yani kendini bulma dönemi geliyor. Beni Buluş dönemi insanı Seni Buluş'a götürüyor. Nihayet Bizi Buluş dönemi ve en sonunda ulaşılan O'nu Buluş, yani gerçek aşkı bulmayla noktalanıyor. Kırdar, "Biz Oluş duygusu zamanla bir çocuğa, bir aileye, birtopluma, bir millete ve sonunda insanlığa dönüşür. Biz gezegenin üzerinde yaşayan insanlar aynı değer yargılarına sahip insanlara dönüşürsek, ne savaş ne çatışma olacak. Herkes birbirine eşit bir şekilde, o aşkla, sevgiyle, saygıyla yaklaşacak. Bizi Buluş beraber hareket etmeyi getirir, bir olmaya gideriz. Artık herkes ortak bir sevgiliye âşık olacaktır. Buna da O'nu Buluş diyorum. O da evrensel aşk" diyor. Kırdar, hem web sitesi hem de Facebook sayfasından dinleyicileriyle ayın yeni ay ve dolunay evrelerinde yeni bestelerini paylaşıyor. Neden ay evreleri diye sordugumuzda, özellikle yeni ay ve dolunay zamanı gezegene gelen enerjiyi vücutlarımıza alabilmemiz için çakralarımızın açık olması gerektiğini söylüyor Kırdar: "Çakralar açık değilse, alamayız bu enerjiyi. Bu seslerin pozitif SİNEM. DÖNMEZ enerjiyi çağırdığı negatifleri kaçırdığı biliniyor." Kırdar, müziğin sadece eğlence amaçlı olmaması gerektiğini düşünüyor. "Müzikoloji okumuş bir müzisyen olarak, müziğin çakraları temizleyebildiğini, hareket ettirebildiğini anlatmak amacım. Bilgi ve sağlık da veren bir müzik türü yapmak istiyorum. Bunu dinleyen kitlelerin de müziği ve müziğin bilgisini anlamaları benim için çok önemli" diyor. Bu yüzden de intemetten yayınlıyor şarkılannı. Korsana düşmesi gibi endişeler onu pek bağlamıyor, tam tersine dinleyenleriyle ilişkisini çok daha gerçekçi bir boyuta taşıdığını düşünüyor. Projesini de bir sosyalleşme projesi olarak tanımlıyor. Karşılıklı iletişimin merkezde olduğu, paylaşımın, bir araya gelmenin, tanışmanın önem taşıdığı bir proje. Bu açıdan, sanatçı duruşunu da sorguluyor: "Sanatçının kendisini saklamasındansa en ön planda duıması gibi yeni bir model de sunuyorum. Her sanatçının da artık beğenilmenin verdiği duyuları bir kenara bırakıp insanların içine girmesi gerekiyor. Yoksa sinerjiden bahsedemeyiz. Sanatçılar o kibir ve bencillikten uzakiaşıp dinleyenleriyle daha gerçekçi bir ilişki yaşayabilir." Kırdar konserlerinde de Orta Asya geleneğinden gelen enstrümanlan kullanıyor. Bu enstrümanların özelliği, bilgiye ulaşmak, şifa vermek için bir araç . olarak görülmeleri. Bu yüzden yapılma ritüelleri de farklı. Örneğin Kam Davulu denen davul, pek çok müzik aletinin atası sayılıyor. Ağacının kesilmemiş bir ağaçtan, derisinin öldürülmemiş bir geyikten elde edilmesi gerekiyor. Müzikle onun yaşamını devam ettirdiklerini düşünüyor Orta Asya geleneği. Kırdar da bunu takip ediyor ve tüm enstrümanlan özel olarak yapılıyor. # Elektronik ikili Post Dial ŞİRİN GÜVEN S inan Tınar ve Yiğit Bülbül tarafından 2006'da kurulan elektronik / punk ikilisi Post Dial, o günden beri intemetten yayınladığı albüm ve şarkılarla büyük ilgi topladı. Ne de olsa artık CD olarak çıkarılan albümlerin yerini intemetten yayınlanan "mp3"ler aldı. Buyrun Post Dial'ın hikâyesine... - Post Dial'ı nasıl kurdunuz? - Grup anlık bir kararla değil de, sürece yayılmış bir şekilde oluştu. Ortaokulda tanıştığımızdan beri bir şekilde hayatımızda müzik vardı. Beraber yaptığımız saçma sapan şarkılar vardı o yıllarda. ikimiz de İstanbul'a geldikten sonra ve haliyle biraz da büyüdükten sonra daha ciddi bir şeyler çıkınca bunları myspace aracılığıyla paylaştık; bu da bir nevi 10 senelik Post Dial isminin resmileşmesi anlamına geldi. -Şarkılannız ve müziğinizle dinleyicilere ne anlatmak istiyorsunuz? - Müziği bir şeyler anlatmak için yapmıyoruz. Genelde müzik onu dinleyen bünyelerde hissettirdikleri üzerinden bir anlama bürünür ve bu hisler de her insan için özeldir. - You Are Not Alone albümünü CD olarak çıkamnak yerine intemetten ücretslz yayınlamaya sizi ne ittl? - Bazı plak şirketleriyle de görüştük ama intemetten yayınlama fikri hep kafamızın bir köşesindeydi. Şirketlerden gelen cevaplar, genel olarak karşılaştığımız tavır, şirketlerin bize sundukları ve bizden götüreceklerini alt alta topladığımızda zaten ortaya çıkan sonuç buydu. Albümün bizim için hissettirdikleri de yaptığımız işi mümkün olduğu kadar çok insanla ve aracısız ulaştırma yönündeydi. •3i: % ! ^ m - Türkiye'de pek çok müzik grubu var. Sizce dlgerterinden farkınız nedir? İnsanlar neden sizi dinler? Buna bizim cevap vermemiz çok da anlamlı olmaz. Müziği yapıp, üzerine bir de kendi kendine eleştirisini yapmak hoş değil. Kaldı ki insanlann müzik tercihlerini de her zaman gözle görülür, elle tutulur sebeplere bağlayamayız. - Müzikten beklentileriniz nedir peki? - Tabii ki temel beklentimiz hayatımızı idame ettirebilecek kadar para kazanabilmek. Aksi takdirde • para kazanmak için başka işler yapmak durumunda kalınıyor ve "Öğlen ofisten izin aldım akşama hayırlısıyla albümümün son dokunuşlarını yapacağım" gibi yaratıcılığın büyük ölçüde baltalandığı bir yaşantı biçimi oluşmaya başlayabiliyor. -Şu an bu söylediğinizi yapmak durumunda kalıyor musunuz? Yoksa sadece müzikle mi uğraşıyorsunuz? - özellikle "You Are Not Alone"un kayıt döneminde, 6 ay boyunca sadece stüdyoda yaşadık diyebiliriz. Dolayısıyla başka bir şey yapmaya pek vakit kalmadı. Hemen ardından da yazışmalar, konserler derken yaz geldi. Şu an müzik dışındatatil yapıyoruz. • Sinan Tınar ve Yiğit Bülbül'den oluşan Post Dial, "You Are Not Alone" isimli albümünü internetteki sitesinden ücretsiz olarak yayımladı. Onlar artık internet ve verdikleri konserler aracılığıyfa bilmir oldu. : > -• X
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle