19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 HAZİRAN 2010 CUMARTESİ 16 KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B Kültür Servisi - İstanbul Kültür Sanat Vakfõ’nca Borusan Holding sponsorluğunda düzenlenen İstanbul Uluslararasõ Müzik Festivali’nin 38.’si önceki akşam Aya İrini’deki açõlõş töreni ve konseriyle başladõ. Törende söz alan İKSV Yönetim Kurulu Başkanõ Bülent Eczacıba- şı, son günlerde ülkede yaşanan acõ olaylara dikkat çekerek sanatõn ba- rõş ve anlayõşa ulaşmadaki gücüne her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Eczacõbaşõ, Atatürk Kültür Merkezi’nin hâlâ kapalõ olmasõnõ da eleştirerek bir an önce İstanbul’a geri kazandõrõlma- sõ gerektiğini vurguladõ. Festivale katkõda bulunan kurum ve kuruluşlara sunulan plaketlerin ar- dõndan festivalin bu yõlki “Onur Ödülü” de, 20 yõlõ aşkõn bir süre bo- yunca hem senfonik çalõşmalarõ hem de unutulmaz film müzikleriyle belleklere kazõnan, besteci, araştõr- macõ, müzikolog ve teorisyen Yal- çın Tura’ya verildi. Tura, 55 yõl önce acemiyken bes- telediği eserin harika bir orkestra ve şef tarafõndan yorumlanacak olma- sõndan duyduğu mutluluğu belirterek ödül için de teşekkürlerini sundu. Ardõndan şef Gürer Aykal yö- netimindeki Borusan İstanbul Fi- larmoni Orkestrasõ, Tura’nõn “Ana- dolu’dan” adlõ orkestra süitinin dünya prömiyerini sundu. Konser, 13 yaşõndaki yetenekli keman vir- tüözü Elvin Hoxha Ganiyev’in seslendirdiği Wieniawski’nin 2 nu- maralõ Keman Konçertosu’yla de- vam etti. FESTİVALDE BUGÜN İstanbul Müzik Festivali’nin bu akşamki konuğu ise efsane piyanist Radu Lupu olacak. Saat 20.00’de Aya İrini Müzesi’nde başlayacak konserde “en iyi Schumann yo- rumcusu” olarak nitelendirilen Lupu, doğumunun 200. yõlõnda Schumann’õn piyano konçertosunu seslendirecek. Konserde Lupu’ya şef Rengim Gökmen’in yöneti- mindeki İstanbul Devlet Senfoni Orkestrasõ eşlik edecek. Açılışta ‘Anadolu’dan’ ezgiler ‘Efsane İstanbul: Bizantion’dan İstanbul’a’ sergisi Sakõp Sabancõ Müzesi’nde açõldõ ‘BirBaşkentin8000Yõlõ’ Kültür Servisi - Sakõp Sabancõ Müzesi (SSM), tarihin en eski kentlerinden biri olan İs- tanbul’un 8 bin yõllõk tarihine, Türkiye’den ve çeşitli ülkelerden toplam 503 eseri bir araya ge- tirerek ev sahipliği yapõyor. İstanbul 2010 Av- rupa Kültür Başkenti Ajansõ işbirliği ve Saban- cõ Holding sponsorluğunda düzenlenen “Efsa- ne İstanbul: Bizantion’dan İstanbul’a - Bir Başkentin 8000 Yılı” sergisi bugünden başla- yarak 4 Eylül 2010 tarihine kadar Sabancõ Mü- zesi’nde gezilebilecek. Dün yapõlan basõn toplantõsõna SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansõ Yürütme Kurulu Başkanõ Şekib Avdagiç, Sabancõ Holding Kurumsal İletişim Di- rektörü Suat Özyaprak ve sergi mimarõ Boris Micka katõldõ. Ölçer sergide Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İtal- ya, Katar, Macaristan, Portekiz, Rusya ve Yu- nanistan’dan toplam 178, Türk koleksiyonla- rõndan 325 eser bulunduğunu ve Efsane İstan- bul’un Türkiye’nin yaptõğõ en büyük sergi ol- duğunu söyledi. “Bu büyük koleksiyonu top- lamak hiç kolay olmadı. Bazen o kadar fark- lı kişilerin aracılığına gerek duyuldu ki bel- li ilişkiler kurabilmek için, kilise hazineleri- ne ulaşabilmek için yurtdışındaki meslek- taşlarım, tesadüfen tanıdığım kişiler bile bu eserlerin alınmasını sağladılar.” Serginin kentin coğrafi oluşumundan, kõtala- rõn ayrõldõğõ, denizlerin birleştiği dönemden gelen eserlerle başladõğõnõ ve aslõnda kayõp bir bilmecenin parçalarõnõ birleştirmek olduğunu be- lirten Ölçer, bu sergiden sonra Türkiye’deki mü- zecilik anlayõşõnõn değişeceğini söyledi. Ölçer, serginin mesajõnõn, içinde yaşadõğõmõz kentin geçmişini anlatmanõn, o kentin geleceği için de önem taşõdõğõ olduğunu vurguladõ. “Bu kente denizi bile görmeden göçmüş insanlara bu şehri benimsetmenin, sevdirmenin tek yolu bu. Tanıdığı şehri insan benimser, sever ve ona sahip olmakla gurur duyar.” Ölçer, eser- lerin, yurtdõşõndaki müzelerden ve özel kolek- siyonlardan bir bedel ödemeden alõndõğõnõ, sa- dece taşõma ve sigorta masraflarõnõn karşõlan- dõğõnõ da sözlerine ekledi. Bu serginin Ajans programõ içinde en heye- canla bekledikleri ve büyük bir gururla düzen- ledikleri sergi olduğunu belirten Avdagiç ise, “İs- tanbul’un 8 bin yıllık geçmişini bütün seg- mentleriyle anlatan bu kalitede, bu kadar çok eserle anlatan başka bir sergi bugüne kadar yapılmadı. Bu anlamda bu sergiyi çok önem- siyorduk. Bütün bu dönemleri hiçbir kom- pleks içinde olmadan hiçbir önyargı içinde ol- madan son derece objektif ve bir impara- torluk kültürünün temsilcileri olmanın ver- diği rahatlıkla, kültürle ve birikimle yansıt- mış olduğumuz bir sergi” dedi. 25 yõldõr dünyanõn çeşitli yerlerindeki proje- lerde çalõşmõş olan Micka da, “Bu sergi İstan- bul’un sadece bu yıl değil, gelecek yıllarda da Avrupa’nın kültür başkenti olacağını göste- riyor” dedi. Basõn toplantõsõnõn ardõndan Nazan Ölçer rehberliğinde Efsane İstanbul sergisi gezildi. Ser- ginin girişinde İstanbul’un prehistorik döne- minden Osmanlõ İmparatorluğu’na kadar olan sü- reç sinevizyondan gösterildi. “İstanbullular”, “Törenler”, “Osmanlı İmparatorluğu’ndan Yenilikler” gibi bölümlere ayrõlmõş sergide en dikkat çekici kõsõm ise “İstanbul’un Kubbeleri”. Ayrõ bir odanõn ortasõna yerleştirilmiş bir kub- beye, özel bir teknikle çekilmiş İstanbul’daki ki- lise ve camii kubbelerinin fotoğraflarõ yansõtõ- lõyor. Önemli eserler arasõnda ise Katar’daki İslam Sanatõ Müzesi’nden gelen Fatih Sultan Meh- met’in daha önce görülmemiş bir portresi ve Vi- yana’daki Kunshistorisches Müzesi’nden gelen Kanuni Sultan Süleyman portresi bulunuyor. Belki de serginin sembolü olabilecek bir eser de bir dönemin bitişini, diğer bir dönemin başla- dõğõnõ niteleyen Türk İslam Eserleri Müze- si’nden getirilen, bir tarafõnda haç betimleme- si diğer tarafõnda da cami kitabesi bulunan Mermer Levha. Efsane İstanbul sergisi, İstan- bul’un başkentliğini kaybettikten sonraki yabancõ ve Türk arşivlerden edinilmiş fotoğraflarõn gös- terimiyle son buluyor. Kanuni Sultan Süleyman Portresi. 1530-40. Tuval üzerine yağlıboya. Aziz Mercurios Betimli Fresk. 13.-14. yüzyıllar. Sıva üstüne boya. Yalçın Tura’ya ödülünü Bülent Eczacıbaşı sundu. ESTONYALI BESTECİ ARVO PÄRT AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ İSTANBUL’DA Türkiye ve pek çok ülkeden 503 eseri bir araya getiren sergi 4 Eylül’e kadar izlenebilecek. SSM Müdürü Nazan Ölçer, bu sergiden sonra Türkiye’deki müzecilik anlayõşõnõn değişeceğini söyledi. İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ İstanbul’dan Rihanna geçti Kültür Servisi - Pop müziğin dünyaca ünlü yõldõzõ Rihanna önceki akşam Kuruçeşme Are- na’da konser verdi. “Last Girl on Earth” turnesi kapsamõnda 16 ülke ve şehirde konser verecek olan Rihan- na’yõ İstanbul’da 15 bin kişi izledi. Dünya çapõnda 12 milyon al- büm satõşõyla rekor kõ- ran ve Amerikan Mü- zik Ödülleri, Grammy, MTV Müzik Ödülleri gibi pek çok ödülün sa- hibi olan şarkõcõ, Ku- ruçeşme’de yaklaşõk 80 dakika sahnede kaldõ. Kültür Servisi - Dünyada ilk seslendirilişi İstanbul Müzik Festivali’nde gerçekleşecek “Adem’in Yakarışı” adlõ eserin bestecisi, 21. yüzyõlõn önde gelen sanatçõlarõ arasõnda gösterilen Estonyalõ müzisyen Arvo Pärt İstanbul’da. Ünlü besteci, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansõ ve 2011 yõlõnda Avrupa Kültür Başkenti unvanõnõ taşõyacak olan Estonya’nõn Tallinn kentinin işbirliği çerçevesinde bir ilke imza atõlacak olan 7 Haziran’da Aya İrini Müzesi’nde gerçekleşecek konser öncesinde, Sepetçiler Kasrõ’nda basõn mensuplarõyla bir araya geldi. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansõ Genel Sekreteri Yılmaz Kurt, İKSV Genel Müdürü Görgün Taner ve Uluslararasõ İstanbul Müzik Festivali Direktörü Yeşim Gürer Oymak, Şef Tonu Kaljuste ve Tallinn 2011 CEO’su Mikko Fritze’nin katõlõmlarõyla düzenlenen toplantõda İstanbul’a konuşmak için değil, müzik yapmak için geldiğini belirterek söze başlayan Pärt, “Kalbim çok farklı ve çok olumlu bir şey yaşıyor. Bu eseri bestelerken dileğim eserin Türk kültürüne hitap edecek ve hepimizi birbirimize bağlayan güncel bir şey olması gerekliğiydi. Düşündüm ve bütün insanlığın babası olan Adem’e döndüm. Adem’i bir araya getirilmiş bir kavram olarak nitelendiriyorum” diye konuştu. 1935 yõlõnda Estonya’da doğan Arvo Pärt, çağõmõzõn en popüler çağdaş müzik bestecisi sayõlõyor. Aralarõnda Reha Erdem’in “Beş Vakit”, Michael Moore’un “Fahrenheit 9/11”, Paul Thomas Anderson’un “There Will Be Blood” filmlerinin de olduğu 50’den fazla filmin müziğine imza attõ. Çağdaş dünyada insanlarõn mistik arayõşlarõna en etkili cevaplarõ üreterek, müzik tarihinde kendine çok önemli bir yer edinmiş Arvo Pärt’in son eseri “Adem’in Yakarışı”nõn dünya prömiyerinde Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül tarafõndan Arvo Pärt’e İstanbul Müzik Festivali’nin “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” de takdim edilecek. “Bu eseri bestelerken dileğim eserin Türk kültürüne hitap edecek ve hepimizi birbirimize bağlayan güncel bir şey olmasõ gerekliğiydi. Düşündüm ve bütün insanlõğõn babasõ olan Adem’e döndüm.” ‘Âdem, bütün insanlığın babası’ (Fotoğraf:VEDATARIK)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle